Yargıtay Ceza Dairesi Numara 16/16/2010 Dava No 13/2010 Karar Tarihi 21.11.2010
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 16/16/2010 Dava No 13/2010 Karar Tarihi 21.11.2010
Numara: 16/16/2010
Dava No: 13/2010
Taraflar: Hakan Vechi ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Yetki - Kaza mahkemesinin davaya bakmaya yetkisi olmadığı iddiası - Suçun Ceza Yasasında olmadığı gerekçesiyle yetkili mahkemenin Aile Mahkemesi olduğu iddiası.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 21.11.2010

-D. 13/10 Yargıtay/Ceza : 16/2010
(Mağusa Ceza Dava No: 2602/2009)
YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Mustafa H. Özkök, Narin F.Şefik, Ahmet Kalkan.


İstinaf eden : Hakan Vechi, Baykal - Mağusa

- ile -

Aleyhine istinaf edilen : -KKTC Başsavcısı - Lefkoşa


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Tağmaç Bilgehan
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Meryem Beşoğlu.


Gazi Mağusa Kaza Mahkemesi Yargıcı Pınar Beyoğlu'nun 2602/09 sayılı davada 1.3.2010 tarihinde verd-iği karara karşı Sanık tarafından yapılan istinaftır.


------------------

H Ü K Ü M

Mustafa H. Özkök: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.

Ahmet Kalkan : İstinaf Eden aleyhine Mağusa Kaza Mahkemesinde -1/98 sayılı (Evlenme ve Boşanma) Aile Yasasının 26(1)(6) maddelerine aykırı evlilik birliğinde edinilen malı Mahkeme emri olmaksızın satmak suçundan ceza davası açılmıştır.

İstinaf Eden, itham edilmeden önce Avukatı vasıtası ile ithama itiraz ederek, i-thamnamedeki suçun Ceza Yasasında olmadığını 1/98 sayılı Aile Yasasının 26(1)(6) maddesine dayandırıldığını, mezkûr Yasanın 2. maddesindeki tefsire göre yetkili Mahkemenin Aile Mahkemesi olduğunu ve davanın Aile Mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.

-Mağusa Kaza Mahkemesi İstinaf Edenin itirazını reddederek, yetkili Mahkemenin ceza yetkisi kullanan Mağusa Kaza Mahkemesi olduğunu karara bağlamıştır.

İstinaf Eden, İlk Mahkemenin bu kararını istinaf etmiştir.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

İstinafı il-gilendirdiği oranda olgular özetle şöyledir;
İstinaf Eden aleyhine 30.4.2009 tarihinde bu istinafa konu ceza davası ikame edilmiştir. İlk olarak 1.6.2009 tarihine tayinli olan dava, çeşitli tarihlere itham olarak tehir edildikten sonra 7.1.2010 tarihinde i-tham edilmeden önce İstinaf Eden Avukatı ithama itiraz ederek Mahkemenin yetkili olmadığını ileri sürmüştür.

Tarafların argümanlarını dinleyen İlk Mahkeme 1.3.2010 tarihinde kararını vermiş ve 9/76 sayılı Mahkemeler Yasasına göre bir suç işlemesi halind-e suç işleyen kişiyi yargılama yetkisinin, suçu düzenleyen yasalarda ayırım yapılmaksızın Kaza Mahkemesi ve Ağır Ceza Mahkemesinde olduğu esasından hareketle İstinaf Edenin itirazını reddetmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ:

İstinaf Eden 2 ayrı istinaf sebebi d-osyalamasına rağmen istinaf duruşmasında tüm argümanlarını bir başlık altında toplamıştır.

Özetleyecek olursak İstinaf Edenin istinaf sebeplerini topladığı ana başlık şöyledir.

İlk Mahkeme, huzurunda bulunan davayı yetkisizlik sebebiyle reddetmemekle- veya Mağusa Aile Mahkemesine havale edeceği yerde bunu yapmayarak davayı görmeye yetkili olduğuna dair karar vermekle hata etmiştir.


TARAFLARIN İDDİALARI:

İstinaf Eden Avukatı, istinaf ihbarnamesinde yazdığı hukuki argümanları, -istinaf duruşmasındaki hitabında da tekrarlamıştır.

İstinaf Edenin iddiaları özetle şöyledir.

1/98 sayılı Yasanın 2. maddesinde "Mahkeme" kelimesinin tefsirini yaparken "1976 Mahkemeler Yasasının 32. maddesi uyarınca kurulan ve 1976 Mahkemeler Yasası- ile bu yasada öngörülen yetkileri kullanan Aile Mahkemesini anlatır" demektedir. Aynı Yasanın 47. maddesinde "Uygulanacak Yasa" başlığı altında 2. fıkra kuralları saklı kalmak koşulu ile içerdiği konularda uygulanacak yegane yasanın 1/98 sayılı Aile Yasas-ı olduğu açıkca belirtilmiştir.

Buna göre 1/98 sayılı Aile Yasasının 26(1)(6) maddesi 47. madde ile birlikte incelendiğinde, Yüce Meclisin Ceza Mahkemelerinde olan yetkilerin bir kısmını Aile Mahkemesine devrettiği ve ceza yargılama yetkisinin Aile Mahke-mesinde olduğu sonucu çıkmaktadır. Dolayısıyle Aile Mahkemesinin izin kararı olmadan yapılan işlemler suç teşkil ettiğinden böyle bir suçun yargılanma yeri Aile Mahkemesidir.

İddia Makamı ise meselenin yorumu gerektirmediğini, 9/76 sayılı Mahkemeler Ya-sasının ceza işlemini tanımladığını, suçların tahkikatının KKTC polisi tarafından yapıldığını, böyle bir davanın görüşülme yerinin ise 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası altına Ceza Yetkisi kullanan Kaza Mahkemeleri ve Ağır Ceza Mahkemesi olduğunu, 1/98 sayılı -Aile Yasasında Ceza Yetkisinin Aile Mahkemelerine devredildiğini gösteren veya bu konuda yorum gerektirecek bir düzenlemenin olmadığını Yargıtay Aile Hukuku 2/05 sayılı içtihat kararında ahvali şahsiyenin kapsamının belirlendiğini, Yargıtay Aile Hukuk 4/20-03'te ise suç halinde meselenin Polis veya Savcılığa aktarılmasının hatalı olduğunu iddia eden istinaf sebebinin reddedildiğini ileri sürerek istinafın reddini talep etmiştir.

İSTİNAF SEBEBİNİN İNCELENMESİ:

Daha önce belirttiğimiz gibi İstinaf Edenin te-k başlık altında sunduğu istinaf sebebi, İlk Mahkemenin huzurunda bulunan ceza davasını yetkisizlik sebebi ile reddetmemekle veya Mağusa Aile Mahkemesine havale etmemekle hata ettiğine ilişkindir.

İstinaf Edenin iddialarını incelemeye başlamadan önce ta-rafların istinafın duruşmasında temas ettikleri 2 içtihat kararına değinmeyi uygun bulduk.

Yargıtay Aile Hukuku 2/05 sayılı kararda "ahvali şahsiye" kavramının kapsamı incelenmiş ve Aile Mahkemelerinin yetkisine giren Ahvali Şahsiye konuları belirlenmiş-tir.

Ahvali Şahsiye konularının Aile Mahkemelerinin yetkisinde olduğu tartışma konusu değildir.

Huzurumuzdaki istinaf, Aile Mahkemelerine 1/98 sayılı Yasa ile ayrıca ceza yetkisi verilip verilmediğine ilişkindir. Bu nedenle Yargıtay Aile 2/2005'in is-tinaf konusu ihtilâf ile direkt ilgili olduğu kanaatinde değiliz.

Yargıyat Aile Hukuku 4/2003 sayılı içtihat kararında, İlk Mahkemenin, Yasanın 26(1)(6) maddesi altında suç işlenmiş olabileceği gerekçesi ile Davacı aleyhine soruşturma başlatılması için -konuyu polise havale etmesini, Yargıtay doğru davranış olarak değerlendirmiş, Aleyhine İstinaf Edilen de bu durumu leyhinde argüman olarak ileri sürmüştür. İlk Mahkeme kararında bu argümana itibar etmiştir.

Bir suçun tahkikat edilip soruşturulması ile k-ovuşturulması yani Sanığın aleyhine dava getirilip yetkili Mahkeme huzuruna çıkarılması aynı şey değildir.

Mezkûr kararda Yargıtay, Aile Mahkemesinin meselenin Polise veya Savcılığa havalesini başka bir deyişle soruşturulmasını onaylamış ancak yetkili M-ahkemenin hangi Mahkeme olduğunu, karara bağlamamıştır.

Huzurumuzdaki meselede 1/98 sayılı Aile Yasasının 26(1)(6) maddesinin bir suç ihtiva ettiği ihtilaflı değildir. İhtilâflı olan husus bu suçun hangi Mahkemede yargılanacağıdır. Dolayısıyle Yargıtay -Aile Hukuku 4/2003 sayılı içtihat kararını huzurumuzdaki meselede emsal almamızın taraflar arasındaki ihtilâfın çözümüne faydası olmayacaktır.

İstinaf Eden Avukatı istinafta 1/98 sayılı Aile Yasasının özellikle tefsir maddesinin "Mahkeme" tefsiri üzerind-e durmuş ve iddialarını yorum kuralları ile desteklemeye çalışmıştır.

İstinaf Eden Avukatının belirttiği yorum kuralları ve özellikle -Halbury-'s Law of England 3 ed. Vol 36 sayfa 382,383 ve 387'den iktibas ettiği Interpretation as function of the courts, legislation not function of courts, Ascertaining the intention of Parliament başlığı altında söyledikleri doğru prensiplerdir.

Ancak bu prensi-plerin bu mesele ile alakası olabilmesi için ortada manası muğlak ve yorumu gerektirecek bir metin olması gerekmektedir.

Bir metinin, mukavelenin, ibarenin, kelimenin yorumu için genel kural şöyledir.

Yazılı bir metinde yer alan herhangi bir kelime veya- ibarenin sarahaten ifade ettiği manadan başka bir mana aranması doğru değildir. Ancak metinde kullanılan herhangi bir kelime veya ibarenin manası muğlak ise ve bu gibi kelime veya ibarelere birden fazla anlam verilebilirse Mahkemelerin bu gibi kelime veya- ibarelere hangi anlamı vermek istediklerini yani niyetlerinin ne olduğunu araştırması gerekir. Bu gibi hallerde Mahkemenin tüm metni, metinde yer alan diğer bütün kelime ve ibareleri nazarı dikkate alması gerekir, hatta bu konuda şahadet bile dinleyebilir-.

Hukuk İstinaf 26/71 sayılı içtihat kararında bu yorum prensipleri mukavaleler bakımından kelimesi kelimesine aynı şekilde izah edilmiştir.

Görülebileceği gibi yorum kurallarına başvurmak için ortada muğlak veya birden fazla anlama giden ibarelerin ol-ması gerekmektedir.

1/98 sayılı Aile Yasasının 2. maddesi tefsir maddesidir.

Bu maddede "Mahkeme" şöyle tanımlanmıştır.

"1976 Mahkemeler Yasasının 32'inci maddesi uyarınca
kurulan ve 1976 Mahkemeler Yasası ile bu Yasada öngörülen yetkileri kullana-n Aile Mahkemesini anlatır."

İstinaf Eden aleyhine getirilen ceza davasına konu 26(1)(6) maddesi ise şöyledir.

"26.(6) Boşanma davası açıldığı tarihten başlayarak dava devam ettiği sürece taraflardan biri paylaşıma dahil mal varlıklarını ancak Mahkeme iz-ni ile satabilir, devredebilir, hibe edebilir, ipotek edebilir veya elden çıkarabilir. Bu fıkraya aykırı hareket eden veya yanlış mal beyanında bulunan ve/veya Mahkeme emrine uygun olarak mal beyanında bulunmayan veya bilgi ve belgeleri vermeyen gerçek vey-a tüzel kişiler suç işlemiş sayılırlar ve Mahkumiyetleri halinde davanın görüşüldüğü tarihteki aylık asgari ücretin kırk katına kadar para cezasına veya beş yıla kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler. Mahkeme bu cezaya ek olara-k elden çıkarılan malvarlığının karşı tarafın hakkı olan oranı kadarını karşı tarafa ödemesini emredebilir."

1/98 sayılı Aile Yasasının 26(1)(6) maddesinden görülebileceği gibi boşanma davası açıldıktan sonra paylaşıma tabi malları Mahkemeden izin almada-n satan, devreden, hibe eden veya elden çıkaranların suç işleyecekleri ifade edilmekte ve suçun tarifi yapılmaktadır. Yine maddenin içeriğinden görülebileceği gibi 26(1)(6) maddesine aykırı hareket eden davaya taraf olmayan gerçek ve tüzel kişilerin de suç- işleyecekleri düzenlenmektedir.

Bu maddeye aykırı hareket edenlerin Aile Mahkemesinde yargılanabilmesi için Aile Mahkemsinin ceza yargılama yetkisine sahip olması gerekmektedir.

Ceza yargılama yetkisi yorumla sahip olunabilecek bir yetki değildir.
-
Bu nedenle tekrar tefsir maddesine dönerek Aile Mahkemesine böyle bir yetkinin verilip verilmediğini incelememiz gerekmektedir.

1/98 sayılı Aile Yasasının 2. maddesinde "Mahkeme" tanımı için 1976 Mahkemeler Yasasının 32. maddesine atıfta bulunulmaktad-ır.

9/76 sayılı Mahkemeler Yasasının 32. maddesi Aile Mahkemelerinin yetki ve oluşumunu düzenlemektedir. 32. madde aynen şöyledir.

"32.(1) Her yetki alanı için, Kişi ve Aile Hukuku (Ahvali
şahsiye) ve dini konular ile ilgili hukuk davalarına bakacak- tek yargıçlı Aile Mahkemeleri kurulur.

(2) Aile Mahkemeleri bir Kaza Mahkemesi başkanı veya
bir Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı veya bir Kaza Mahkemesi yargıcından oluşur."

Özellikle Yasanın 32(1) maddesinden anlaşılabileceği gibi Aile Mahkemelerine -Ceza Yargılama yetkisi verilmiş değildir.

9/76 sayılı Mahkemeler Yasasının 26,27,30 ve 31. maddelerine göre Ceza Yargılama yetkisi Kaza Mahkemelerine ve Ağır Ceza Mahkemesine verilmiştir.

1/98 sayılı Aile Yasasının 2. tefsir maddesini 9/76
sayılı Mah-kemeler Yasasının 32. maddesi ile birlikte değerlendirdiğimizde Aile Mahkemelerine ceza yargılama yetkisi verilmediği sonucuna ulaşarak istinafı reddedebiliriz. Ancak tefsir maddesini bir bütün olarak ele alıp incelemeye devam etmeliyiz.

Yasanın tefsir -maddesi şöyle tamamlanmaktadır. "1976 Mahkemeler Yasası ile bu Yasada öngörülen yetkileri kullanan Aile Mahkemesini anlatır."

1976 Mahkemeler Yasasının hiçbir maddesinde Aile Mahkemelerine Ceza Yargılama yetkisi verilmemiştir. Dolayısıyle 9/76 sayılı Mah-kemeler Yasasına atıfta bulunarak Aile Mahkemesinin 1/98 sayılı Yasa kapsamında işlenen suçları yargılama yetkisine haiz olduğu sonucuna ulaşamayız.

Kanun koyucu tefsir maddesini sadece 9/76 sayılı Mahkemeler Yasasına atıfta bulunarak tamamlamamıştır. De-vam ederek "bu Yasada öngörülen yetkileri kullanan" ibaresi ile tefsir maddesi tamamlanmıştır.

Burada sormamız gereken soru; acaba "bu yasada öngörülen yetkileri kullanan" ibaresi ile Aile Mahkemelerine ek olarak ceza yetkisi verilmesi mi amaçlanmıştır?-

Herşeyden önce belirtmemiz gereken husus ilga edilen Fasıl 339 Aile Yasasından farklı olarak 1/98 sayılı Aile Yasasında taraflar arasında mal paylaşımı yapma yetkisi ve boşanma davası açıldıktan sonra tarafların ticari faaliyetlerini, mal varlıklarını-n hareketini ve servetlerini denetleme yetkisinin verilmiş olmasıdır.

Bu yetki yenidir ve bu yetki niteliği itibarıyle ahvali şahsiye konularından farklı sivil hukuk alanına giren bir ihtilâfı Aile Mahkemesinde neticelendirme imkanını vermektedir. Yasan-ın 2. maddesi ile bu yetki yasal zemine oturtulmuştur.

Aynı esastan hareketle ilga edilen Fasıl 339 Aile Yasasından farklı olarak 1/98 sayılı Yasada suç tanımlamaları yapıldığına göre ceza yetkisinin de Aile Mahkemesine verildiği sonucuna ulaşabilir miy-iz?

Bu konuda karar verebilmek için daha önce belirttiğimiz yorum prensipleri doğrultusunda Yasanın tüm maddelerine bakmamız gerekmektedir.

Bu amaçla "uygulanacak yasa"'yı düzenleyen 1/98 sayılı Aile Yasasının 47. maddesini incelememiz şarttır.

"Uy-gulanacak Yasa" başlıklı 47. madde aynen şöyledir.

"47.(1) Bu Yasa, bu maddenin (2)'inci fıkra kuralları
saklı kalmak koşuluyla içerdiği koşullarda
Mahkemece uygulanacak yegane yasadır.
(2) Mahkeme bu Yasayı uygularken- bu Yasanın herhangi
bir maddesinde beliren herhangi bir konunun gerektiği şekilde sonuçlandırılması için yürürlükteki başka herhangi bir yasanın uygulanmasını gerekli gördüğü takdirde o yasayı da uygular.
Ancak bu, Mahkemenin yargı yetkisini, bu Yasada -düzenlenen konular dışına genişletir anlamına gelmez."


Yasa koyucu çok açık şekilde 47. maddenin (2).fıkrasının şart bendi ile Aile Mahkemesinin yargı yetkisinin bu Yasada düzenlenen konular dışına genişletilemeyeceğini düzenlemiştir.

Ceza yargı ye-tkisi, yasalar tarafından düzenlenen bir yetki olup yargılama usulü ve ispat mükellefiyeti bakımından hukuk davalarından tamamıyle farklıdır. 9/76 sayılı Mahkemeler Yasası ile 1/98 sayılı Aile Yasasının hiçbir maddesinde Aile Mahkemelerine ceza yargılama y-etkisi verilmemiştir. Esasen 9/76 sayılı Mahkemeler Yasasının 32(1) maddesi ile bu husus tartışmalı olmaktan çıkarılmış, Aile Mahkemelerinin kişi ve aile hukuku ve dini konular ile ilgili Hukuk davalarına bakmak amacı ile oluşturulduğu açıkca belirtilmişti-r. Aksi amaçlansaydı "hukuk davalarına" ibaresinin yanında "ceza davalarına" ibaresi de eklenirdi.

Aile Mahkemelerinin ceza yargılama yetkisi kullanması 1/98 sayılı Aile Yasasının 47(2) maddesine aykırı bir şekilde yargı yetkisinin genişletilmesi anlamın-a geleceğinden hiçbir yoruma gerek olmadan Aile Mahkemesinin böyle bir yetkiyi kullanmasının yasanın ihlâli anlamına geleceği ve 9/76 sayılı Mahkemeler Yasasının 32(1) maddesindeki kuruluş amacına aykırı yetki kullanmış olacağı açık şekilde ortadadır.

19-76 Mahkemeler Yasasının 26,27,30 ve 31. maddeleri altında KKTC'de işlenen suçların hangi yasada düzenlendiklerine bakılmaksızın Ceza Yargılama yetkisi Kaza Mahkemeleri ve Ağır Ceza Mahkemelerine verildiğinden 1/98 sayılı Aile Yasasının 26(1)(6) ve diğer ma-ddelerinde yer alan suçlarda yargılama yetkisi suçun işlendiği yerdeki Kaza Mahkemesinde ve Ağır Ceza Mahkemesindedir.

Bu sonuca göre İlk Mahkeme bulgularında hatalı değildir ve İstinaf Edenin itirazını reddetmekle doğru karar vermiştir.

SONUÇ:

Yuka-rıdakiler ışığında İstinaf Eden istinafında başarılı olamadığından istinaf reddedilir.

İstinaf masrafları İstinaf Eden tarafından ödenecektir.



Mustafa H. Özkök Narin F. Şefik Ahmet Kalkan
Yargıç Yargıç Yargıç

-
21 Aralık,2010



11






Full & Egal Universal Law Academy