Yargıtay Ceza Dairesi Numara 15/1986 Dava No 3/1987 Karar Tarihi 23.01.1987
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 15/1986 Dava No 3/1987 Karar Tarihi 23.01.1987
Numara: 15/1986
Dava No: 3/1987
Taraflar: Başsavcılık ile Saadettin Dilek A r a s ı n d a
Konu: İzinsiz telefon ve radyo ihracına teşebbüs etme –Şahadet
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 23.01.1987

-D.3/87 Yargıtay/Ceza 15/86
(Dava No.5604/85; Lefkoşa)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Sal(hi, Aziz Altay.

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı
-- ile -
Aleyhine istinaf edilen: Saadettin Dilek, Lefkoşa
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Osman Tal(t Enginsoy.
Aleyhine istinaf edilen namına: Hasan Murat ve Tevfik Mut.



İzinsiz t-elefon ve radyo ihracına teşebbüs etme - Gümrük memuruna ihraç edilecek eşyaların çıkış beyanını yapmamak - 12/83 sayılı Dış Ticaret (Düzenleme ve Denetim) Yasasının 10 ve 14(1)(c) maddeleri ve A.E. 398/83 sayılı Tüzüğün 42. maddeleri - 37/83 sayılı Gümrük- ve İstihsal Yasasının 2, 40(1)(a)(3) maddelerine aykırı olarak Sanık sözkonusu eşyaların çıkış beyanını ilgili gümrük memurlarına vermemekle itham edildi - İlgili Bakanlıktan izin almadan 264,600TL kıymetinde 42 adet telefon cihazı ile 84 adet elradyosunu- gümrük işlemlerine tabi tutulmadan ihraç etmeye teşebbüs etmek.

Şahadet - İhtilafsız kabul edilen şahadetin Sanığın suçlu olduğunu göstermesi - Kanıtlanamıyan şahadetin önemsiz olması ve davanın sonucunu etkileme- mesi.



OLAY:Uçakla Kıbrıs'tan ayrılmay-a teşebbüs eden Sanığın eşyaları arasında 42 telefon ve 84 elradyosu bulundu. Sanık ilgili bakanlıktan izin almadan yurt dışına radyo ve telefon ihraç etmeye teşebbüs etmekle ve gümrük memuruna bu malların çıkış beyanını vermemekle itham edildi. Sanık itha-mı kabul etmedi ve eşyaların güvenlik kontrolünde bulunduğunu henüz gümrük kontrolü yapılmamış olduğuna göre suçsuz olduğunu iddia etti. İlk Mahkeme dinletmesi gereken tanıkları İddia Makamının dinletmediğini belirtti ve Sanığı şüpheden yararlandırarak ber-aat ettirdi.
Başsavcılık beraat kararını istinaf etti.

SONUÇ: Yüksek Mahkeme olay günü Sanığın davranış ve sözlerinin suçlu olduğunu kanıtladığını belirtti. İhtilafsız kabul edilen şahadetin Sanığın suçlu olduğunu gösterdiğini, bu durumda önemsiz ve te-ferruat konularda şahadet olmamasının bir eksiklik kabul edilemiyeceğini belirten Yüksek Mahkeme Sanığı mahkûm ederek ona 50.000TL para cezası verdi.




H Ü K Ü M

Salih S. Dayıoğlu: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Aziz Altay verecektir.

Azi-z Altay: Aleyhine istinaf edilen sanık Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde 12/83 sayılı Dış Ticaret (Düzenleme ve Denetim) Yasasının 10 ve 14(1)(c) maddeleri ve A.E. 398/83 sayılı Tüzüğün 42. maddesine aykırı olarak 22.6.1985 tarihinde ilgili bakanlıktan öncede-n izin almadan 264,600TL kıymetinde 42 adet telefon cihazı ile 84 adet elradyosunu gümrük işlemlerine tabi tutulmadan ihraç etmeğe teşebbüs etmek ve 37/83 sayılı Gümrük ve İstihsal Yasasının 2, 40(1)(a)(3) maddelerine aykırı olarak aynı eşyaların çıkış bey-anını ilgili gümrük memurlarına vermemekle itham edildi. Sanık her iki suçtan beraat etti. İstinaf bu beraat kararından yapılmıştır.

Mahkeme huzurundaki şahadete göre bir yolcu, terminal içerisindeki sıralardan birine müracaat edip gümrük kontrolü yaptır-ır, bagajı tartıya verir ve tartıldıktan sonra bagaja etiket konup taşıyıcı bant üzerine konur. Bagaj bandın üzerine konduktan sonra başka herhangi bir gümrük kontrolü olmadan bandın en sonunda bulunan bir elektronik kontrol cihazının içinden geçer ve sonr-a uçağa götürülmek üzere taşıyıcı arabalara konur ve uçağa taşınır. Eşya elektronik cihazın içinden geçtiği sırada orada görevli bulunan bir polis ve bir gümrük muhafaza memuru tarafından sadece güvenlik açısından kontrolü yapılır. Cihazdan geçmekte olan b-ir bagaj içerisinde şüpheli veya sakıncalı eşya olduğu saptandığı takdirde bagaj gümrük memurları tarafından alıkonur. Bagaj üzerinde sahibinin adı yazılı değilse herhangi bir anons yapılmadan bagaj gümrük memurları tarafından açılır ve içeriği tutanaklara- geçirilir. Bil(hare bagajın sahibi olduğunu kanıtlayan kimse aleyhine yasal işlem yapılır ve eşyalar da müsadere edilir.

22.6.1985 tarihinde saat 24.00'den sabah saat 08.00'e kadar uçak alanında görevli olan Polis Müfettiş Muavini Osman Irkadoğlu sabahl-eyin memurlar göreve başlamadan önce bagaj taşıyıcı bandı ve elektronik kontrol cihazını çalıştırmak için PE Ahmet Kunt'a emir verdi. Ahmet Kunt bu emir üzerine polis odasından aldığı anahtarla bagaj taşıyıcı bandı ile elektronik cihazı çalıştırdı. Bandı ç-alıştırdıktan hemen sonra bagaj kontrol cihazından 2 kutu çıktığını ve bu kutuların üzerinde etiket bulunmadığını gördü ve durumu PMM Osman Irkadoğlu'na bildirdi. Irkadoğlu elektronik kontrol cihazının yanına gittiğinde cihazın dışında 2 kutu gördü. O sıra-da çalışmakta olan bandın üzerinde başka herhangi bir eşya bulunmuyordu. 2 kutunun kime ait olduklarını yaptığı soruşturma sonunda tesbit edemediği için onları polis odasına naklettirdi. Takriben saat 7.15 raddelerinde uçak alanındaki işlerini bitirip ön s-alona giden PMM Irkadoğlu sanığın PE Aydın Sarak ile birşeyler konuştuğunu gördü ve bulunan 2 kutunun sanığa ait olabileceğini düşünerek onu polis odasına davet etti ve 2 kutuyu sanığa göstererek ona ait olup olmadığını sordu. Sanığın her 2 kutunun da kend-isine ait olduğunu söylemesi üzerine Irkadoğlu kutuları bandın sonundaki elektronik cihazın içine kimin koyduğunu sordu. Sanık, orada başka polisler olduğu için, "Abi bunların yanında benden bunu isteme" dedi. Bunun üzerine PMM Irkadoğlu diğer polisleri od-adan çıkardı. Sanık bu kez "Bana söz ver, bu şahsa birşey yapmayacaksan söyleyeyim" dedi. PMM Irkadoğlu ise böyle bir güvence vermediği için sanık da kutuları cihaza koyan şahsın ismini açıklamadı. PMM Irkadoğlu bunun üzerine sanıktan pasaportu ile uçak bi-letini ibraz etmesini istedi, ancak sanığın elinde sadece başkasına ait bir uçak bileti bulunuyordu. PMM Irkadoğlu yaptığı kontrol sonunda yolcu listesinde sanığın adının olmadığını tesbit etti. Bunun üzerine olay Lefkoşa Polis Müdürlüğüne intikal ettirild-i ve üzerinde Acropal tabak olduğu yazılı olan 2 kutu sanığın huzurunda açıldığında içinden itham edildiği eşyalar çıktı ve mesele ileri tahkikat için PÇY 740 Taner Aydın'a havale edildi. Tahkikat memuru gerekli tahkikatın tamamlanmasından sonra sanık işbu- istinafın konusunu teşkil eden suçlar ile itham edildi.

Davayı dinleyen Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi sanığı itham edildiği suçlardan şüpheden ari bir şekilde mahk(m etmek için yeterli şahadet bulunmadığını ve bu davada mahkemeye yardımcı olabilecek PE Ay-dın Sarak ile Güner teknisyenin şahit olarak çağırılmamasının büyük bir eksiklik olduğunu belirterek sanığa şüphenin menfaatını verdi ve onu beraat ettirdi.

Başsavcılık Ağır Ceza Mahkemesinin doğru olarak kabul edip inandığı şahadet ile sanığın itham edi-ldiği suçları makul şüpheden ari bir şekilde işlediği isbat edildiği halde aksine bulgu yapıp sanığı beraat ettirmekle hataya düştüğünü ileri sürerek istinaf etti.

Önümüzdeki meselede sanık yukarıda belirtildiği gibi ilgili bakanlıktan önceden ihraç izni- almadan yurt dışına radyo ve telefon cihazı ihraç etmeğe teşebbüs etmekle ve görevli gümrük memuruna bu malların çıkış beyanını vermemekle itham edilmiştir. Olay sabahı sanığın uçak alanına gittiği, beraberinde 2 kutu götürdüğü, gümrük memurlarının henüz -göreve başlamadıkları ve eşya taşıyıcı bandının daha çalıştırılmadığı bir saatte bagajların tartıldığı yerin üzerinden atlayarak beraberinde götürdüğü ve üzerinde 38 parça yemek takımı yazılı olan 2 kutuyu bandın üzerine koyduğu ve gümrük işlemi yaptırıp t-artıya vermediği, bant çalıştıktan biraz sonra her 2 kutunun elektronik cihazdan dışarıya çıktığı, kutuların üzerinde kime ait olduğu yazılı olmadığı için kutuların polis tarafından alınıp polis odasına götürüldüğü, uçak kalktıktan sonra sanığın bu 2 kutun-un kendisine ait olduğunu itiraf ettiği ihtil(f konusu edilmeyen ve mahkemenin doğru olarak kabul ettiği PMM Osman Irkadoğlu ile PE Ahmet Kunt'un şahadetlerinde ve sanığın polise verdiği gönüllü ifadesinde belirlenen olgulardır. Kutuların içinde yemek takı-mı yerine elradyosu ile telefon cihazı olduğu ve eşyaların ihraç edilmelerinin izne tabi oldukları, sanığın ise önceden ilgili bakanlıktan ihraç izni almadığı da kabul edilen gerçeklerdir.

Sanık vermiş olduğu gönüllü ifdesinde üzerinde 38 parça yemek tak-ımı yazıları bulunan 2 kutuyu tartıların üzerinden atlayarak çalışmayan bandın üzerine, yazılarının görünmemesi için yatırdığını, o saatte ise gümrük memurlarının henüz görev yapmaya başlamadıklarını söylemiştir. Şahadetten açıkça görülebileceği gibi eşyal-ar elektronik cihazdan sadece güvenlik kontrolü için geçmekte ve ondan sonra başka herhangi bir gümrük kontrolü yapılmadan uçağa götürülmektedir. Sanığın, memurların göreve başlamalarını beklemeden, kutularda bulunan eşyalar hakkında gümrük memurlarına her-hangi bir beyanda bulunmadan ve tartılıp etiket yapıştırılmadan, kutuları tartıların üzerinden atlayıp bandın üzerine, yazıları görülmeyecek bir şekilde yatırması, kutuların üzerine adını yazmamış olması, mahkemenin doğru bir tanık olarak nitelendirdiği PM-M Osman Irkadoğlu'nun kendisine başka polislerin de bulunduğu bir sırada kutuları cihazın içine kimin koyduğunu sorduğu zaman "bunların yanında benden bunu isteme" şeklinde cevap vermesi, Irkadoğlu polisleri dışarıya çıkardıktan sonra sanığın "Bana söz ver-, bu şahsa birşey yapmayacaksan söyleyeyim" şeklinde bir istekte bulunması, Irkadoğlu'nun böyle bir vaatte bulunmaması üzerine kendisine yardımcı olan şahsın ismini açıklamaması, sanığın itham edildiği her iki suçu makul şüpheden ari bir şekilde işlediğini-n en kuvvetli kanıtlarıdır.

İhtil(f konusu dahi edilmeyen bu şahadet ortada dururken sanığın kutuları bandın üzerine ne saat koyduğu, o sırada hangi polisin görevde olduğu, kendisini birisinin görüp görmediği gibi hususlar önemsiz teferruattır. Bu hususl-arı isbat etmek için şahadet çağrılmamış olması bu davanın kaderini hiçbir şekilde etkileyemez. Hemen şunu da eklemek gerekir ki, şahadetten sanığa itham edildiği suçları işlemesinde birisinin yardımcı olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu suç ortağının kimliği-nin saptamamış olması, sanığın suçsuz olduğu veya suçunun yeterince isbat edilmediği anlamına gelmez.

Öte yandan sanık ifadesinde olay sabahı İstanbul'a gideceğini söylemiştir. Ne var ki uçak kalktıktan sonra sanığı gören PMM Osman Irkadoğlu pasapor- tun-u ibraz etmesini istemiş ancak sanık sadece pasaportunun olmadığını söylemiş ve daha sonra verdiği gönüllü ifadesinde iddia ettiği gibi pasaportunu kaybettiğini ve arabasında ve terminalde aradığı halde bulamadığını iddia etmiştir. Az sonra kalkacak uçak i-le İstanbul'a gideceğini söyleyen sanığın pasaportunu kaybettiğini herhangi bir görevliye bildirmemesi, hiçbir telaş göstermemesi, polisten veya başka bir kimseden yardım istememesi normal bir davranış olarak kabul edilemez. Sanığın adının yolcu listesinde- bulunmadığını da söyleyen Irkadoğlu bu konuda hiçbir şekide istintak dahi edilmemiştir. Irkadoğlu sanığın uçak bileti olup olmadığını da sormuş, ancak sanık kendisine ait olmayan bir bilet göstermiş ve yanlışlıkla arkadaşının karısına ait olan bu biletin -kendisine kendi bileti olarak verildiğini söylemiştir. Bir an için sanığın bu iddiasının doğru olduğunu ve o sabah İstanbul'a gitmek için önceden bilet kestiği kabul edilse dahi -ki sanık daha sonra tahkikat memuruna veya davanın duruşması sırasında böyle -bir bilet ibraz etmemiştir- yolcu listesinde adının bulunması gerekirdi. Sanığın adı yolcu listesinde bulunmadığına göre sanığın olay sabahı İstanbul'a kalkacak uçakla gideceği hususundaki iddiası doğru olamaz.

Sanık istinafın duruşması sırasında bir yol-cunun bagajında ihraç izni gerektiren eşya bulunması halinde yolcudan ihraç izni olup olmadığının sorulduğunu ve böyle bir izni yoksa eşyaların yurt dışına çıkmasına müsaade edilmeyip izin almasına fırsat verildiğini ve uygulamanın bu yönde olduğuna göre h-erhangi bir suç işlemiş sayılamayacağını iddia etti. Gümrük Şube Amirliği sorumlusu olan Şener Alevoğlu'nun şahadetine göre gümrük memurunun bir yolcudan beyanda bulunmasını istediğinde yalnız ihraç izni gerektiren birkaç parça eşyası olduğunu söylerse, ke-ndisinden ihraç izni olup olmadığı sorulur, böyle bir izni olmadığı takdirde eşyaları yurt dışına çıkarmasına müsaade edilmez ve hakkında da gümrük yasalarına aykırı davranıştan dolayı bir işlem yapılmaz.

Şahidin bu iddiası birkaç parça hediyelik veya za-ti eşya ile ilgilidir. Ancak önümüzdeki meselede olduğu gibi tamamen ticari amaca yönelik külliyetli miktardaki eşyanım yurt dışına çıkarılması için sanığın önceden ihraç izni alması gerekirdi. Sanık konu eşyaların ihraç iznine tabi olduğunu bilmediğini id-dia etmiş ise de yasayı bilmemek kabul edilir bir müdafaa değildir. Kaldı ki sanığın tüm davranışlarından onun yasal durumun bilinci içinde olduğu ve kutuları gümrük kontrolünden geçirmeden uçağa yükletmeye çalıştığı açıkça görülmektedir. Normal olarak bir- yolcunun beraberindeki eşyayı gümrük memuruna göstermesi ve gerekli beyanı vermesi gerekir. Halbuki, yukarıda belirtildiği gibi, yolcu olmadığı anlaşılan sanığın kutuların içeriği hakkında beyanda bulunması için gümrük memuru tarafından davet edilmesi söz- konusu değildi. Sanığın, yolcu olup olmadığı bir yana, konu kutuları, gümrük memurları göreve başlamadan ve gümrük kontrolünden geçirmeden, böyle bir kontrole olanak tanımadan yurt dışına çıkarmağa teşebbüs ettiğine kuşku yoktur. Nitekim Şener Alevoğlu, e-lektronik cihaz içinden geçen bir eşyanın sakıncalı olduğu görülür ve üzerinde de sahibinin adı yazılı değilse eşyaya elkonulduğunu ve sonradan sahibinin gelip eşyaların kedisine ait olduğunu kanıtlaması halinde iade edilmeyip hakkında yasal işlem yapıldığ-ını ve eşyaların da müsadere edildiğini söylemiştir.

Yukarıda belirtilenler ışığında sanığın itham edildiği suçları makul şüpheden ari bir şekilde işlediği hususunda Mahkeme huzurunda yeterli şahadet bulunduğuna ve sanığın her iki suçtan da mahk(m edilme-si gerektiğine kuşku yoktur.

Sonuç olarak istinaf kabul edilerek İlk Mahkemenin beraat kararı iptal edilir ve sanık her iki suçtan makul şüpheden ari olarak suçlu bulunarak mah- k(m edilir.

İddia Makamı: ................................................-

Hasan Murat: .................................................

Mahkeme: Bugün Mahkememiz tarafından suçlu bulunup mahk(m edilen sanık 28 yaşında olup evli ve 1 çocuk babasıdır. Anladığımız kadarı ile babasının vefatından sonra ailesine ek olarak anne ve- kardeşlerine de bakmaktadır. Herhangi bir vukuatı yoktur. İzinsiz olarak gümrükten ihraç etmeye çalıştığı ve müsadere edilmesini uygun gördüğümüz eşyaların kıymeti 264,600TL'dir.

Bütün bunlar ve avukatının lehinde söylediklerini dikkate aldıktan sonra s-anığı (aleyhine istinaf edileni) 50,000TL para cezasına çarptırırız. İthamname konusu emtianın müsadere edilmesine emir verilir.


(Salih S. Dayıoğlu) (N. Ergin Sal(hi) (Aziz Altay)
Yargıç - Yargıç Yargıç

23 Ocak 1987

326


332







Full & Egal Universal Law Academy