Yargıtay Ceza Dairesi Numara 14/2019 Dava No 8/2021 Karar Tarihi 09.06.2021
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 14/2019 Dava No 8/2021 Karar Tarihi 09.06.2021
Numara: 14/2019
Dava No: 8/2021
Taraflar: KKTC Başsavcısı ile Ali Ömerağa arasında
Konu: Beraat kararı aleyhine istinaf - italei lisan suçu - ithamnamede suçun tafsilatı kısmında yer almayan olgulardan sanığın mahkum edilemeyeceği - ithamnameye yeni dava eklenmesi - zaman aşımına uğrayan suçlar - istinafın kısmen kabulu
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 09.06.2021

-D. 8/2021 Yargıtay/Ceza No: 14/2019
(Lefkoşa Ceza Dava No: 1649/2017)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Bertan Özerdağ, Beril Çağdal, Peri Hakkı

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
- (Davayı İkame Eden)

ile

Aleyhine istinaf edilen: Ali Ömerağa, Gönyeli
(Sanık)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Savcı Ergin Atıcı
Aleyhi-ne istinaf edilen namına: Avukat Çağdaş Par

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Yargıcı Cenkay Menteş İnan'ın, 1649/2017 sayılı davada, 4.2.2019 tarihinde verdiği karara karşı, İddia Makamı tarafından yapılan istinaftır.

------------

K A R A R

Bertan Özerdağ: -Bu istinafta, İstinaf Eden/İddia Makamı kararda bundan böyle sadece İddia Makamı ve Aleyhine İstinaf Edilen/Sanık ise, sadece Sanık olarak anılacaktır.

Sanık, Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 1649/2017 sayılı dava altında aşağıdaki suçlardan itham edildi.

"İth-am Olunduğu Suç
1. Dava
Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 99.maddesine aykırı İtalei-Lisan

Suçun Tafsilatı
Sanık, 19.07.2016 tarihinde, Lefkoşa'da umumi bir yerde, hazırda olan herhangi bir şahsı suç işlemeğe teşvik edici nitelikte, Bülent Ömerağa'ya hitaben "A-nanı sikecem darmadağın edecem seni aç kapıyı" demek sureti ile İtalei Lisan'da bulundu.

İtham Olunduğu Suç
2. Dava
Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 91(c) maddesine aykırı şiddet kullanma tehdidi.

Suçun Tafsilatı
Sanık, birinci davada belirtilen aynı tarih ve- mahalde, bir kişiyi yasalarca yükümlü olmadığı, herhangi bir fiili yapmasına sebep olmak niyetiyle Bülent Ömerağa'ya hitaben "Ananı sikecem darmadağın edecem seni aç kapıyı" sözlerini söylemek suretiyle Şiddet tehdidinde bulundu."


Sanığın itham olundu-ğu davaları kabul etmemesi üzerine yapılan duruşma neticesinde Alt Mahkeme, Sanığın aleyhindeki 1.davanın ispat edilemediğine bulgu yaptı ve Sanığı beraat ettirdi. Alt Mahkeme şiddet tehdidi ile ilgili ikinci davadan ise Sanığı suçlu bulup mahkûm etti.

-İddia Makamı Sanığın 1.davadan beraat ettirilmesi kararına karşı huzurumuzdaki istinafı dosyaladı.

OLGULAR

Mesele ile ilgili dosyada bulunan şahadet ve emarelerden ortaya çıkan olguları ihtilafsız olgular ve ihtilaflı olgular olarak şöyle özetledik:

-Bu konuda öncelikle, istinaf duruşmasında ihtilaf konusu yapılmamış Alt Mahkeme tarafından belirlenen ihtilafsız olguları aynı şekilde 6 başlık altında belirtmeyi uygun gördük. Bu olgular şöyledir;

19.7.2016 tarihinde Sanıkla Müştekinin Ecevit Cad. No.69 -Gönyeli adresinde bulunan aynı aile apartmanında ikamet ettiği;
Müşteki ile Konce Ömerağa'nın evli olduğu;
Sanıkla Müştekinin kardeş olduğu;
Sanıkla Emel Ömerağa'nın evli olduğu;
Sanığın dairesinin Müştekinin dairesinin altında olduğu; ve
Ecevit Cad. No.69- Gönyeli adresinde bulunan aile apartmanında 19.7.2016 tarihinde saat 00.30 raddelerinde önce Emel Ömerağa'nın, bilahare ise Sanığın, Müştekinin dairesine çıktıkları.

Meseleye ilişkin diğer olguları ise aşağıdaki şekilde belirtmek mümkündür;

Sanık ve M-üştekinin diğer kardeşi olan Levent Ömerağa ise aynı apartmanda zemin katta ikamet etmekteydi.

Müşteki, olay tarihinde Sanığın evine gelerek kapıya vurduğu, kapıda çatlak oluştuğu ve kendisine ithamnameye konu sözleri söylediği iddiasıyla polise Sanık a-leyhine şikâyette bulundu. Olay esnasında Müştekinin kayınpederi Ergün Gündüz ile eşi Konce Ömerağa da Müşteki ile birlikteydi. Olay, Müştekinin eşinin penceredeki çiçeği sulaması ile aşağıya su damlamasından Sanığın rahatsız olması sebebiyle meydana geldi-.

Taraflar arasındaki ailevi ilişkilerin uzunca bir müddettir kötü olduğu ve Sanık ile Müştekinin eşlerinin konuşmadıkları ihtilaflı değildir. Çiçeklerin sulanmasından dolayı Sanık ve eşi devamlı olarak rahatsız olmakta ve Müşteki ve eşini uyarmaktaydı-lar.
Alt Mahkeme Sanık ve Müştekinin eşleri arasında çeşitli konulardan ve su dökmeden dolayı husumet olduğu yönünde bulguya vardı. Bu bulgu istinaf konusu değildir.

Olay esnasında, aynı apartmanda ikamet eden Levent Ömerağa ise gürültüyü duymasına ra-ğmen meseleye müdahil olmadı. Levent Ömerağa Polise verdiği ifadede, Sanığın ne söylediğini duymadığını belirtmekle birlikte Sanığın Müştekiyi daha önceden dövdüğünü beyan etti.

Alt Mahkeme, Müştekinin duruşma esnasında Sanığın olay tarihinde kendisine,- "aç kapıyı be orospu evladı seni darmadağın edeceğim gebertecem seni" dediğine, Sanığın ithamnameye konu sözleri söylediğini beyan etmediğine ve diğer tanıklarla çeliştiğine bulgu yaparak Sanığı 1.davadan beraat ettirdi.

Alt Mahkeme, huzurundaki şahad-etten itale-i lisan içeren başka bir suçun ispatlanmış olduğu düşünülse dahi Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 88.maddesi tahtında bu suçun zaman aşımına uğradığına da bulgu yaptı ve bu bulgusu ışığında ithamnameyi tadil etmedi.

Netice itib-arıyla Sanık 1. davadan beraat etti.

İSTİNAF SEBEPLERİ

İddia Makamı tarafından dosyalanan istinaftaki istinaf gerekçelerini üç başlık altında toplamak mümkündür;

Muhterem Alt Mahkeme, Sanığı aleyhine getirilen davadan beraat ettirmekle hata etti.

M-uhterem Alt Mahkeme, Sanığın ithamnamenin içermediği başka bir itale-i lisan suçu işlediği şahadetle saptanmasına karşın ithamnameyi tadil edip bu suçu ithamnameye eklememekle ve Sanığı bu suçtan mahkûm etmemekle hata etti.

Muhterem Alt Mahkeme, Sanığın -ithamnamenin içermediği başka bir itale-i lisan suçu işlediği şahadetle saptanmasına karşın bu suçun zaman aşımına uğradığına bulgu yapmakla ve Sanığı bu suçtan mahkûm etmemekle hata etti.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI

İddia Makamı adına hitapta bul-unan Savcı özetle;

Sanığın ithamnamede belirtilen suçu işlediğinin makul şüpheden ari olarak ispat edildiğini, şahadette çelişki olmadığını, Müştekinin şahadetinin, suçun tafsilatında belirtilen kelimlerle itale-i lisanda bulunduğunu beyan eder içerikte -olduğunu, Müştekinin şahadetinin suçun işlendiği esnada hazırda olan tanıklarla çelişmediğini ve uyumlu olduğunu, şahadet bir bütün halinde değerlendirildiğinde çelişki olmadığının tam aksine, birbirini teyit ettiğinin görülebileceğini bu nedenle, Sanığın -ithamnamedeki suçtan mahkûm edilmeyerek beraat ettirilmesi kararının hatalı olduğunu ileri sürdü.

Bir an için ithamnamenin "suçun tafsilatı" kısmında belirtilen suçu Sanığın işlemediği, "Ananı sikeceğim darmadağın edecem seni aç kapıyı" sözlerini söyle-diği ispat edilemediği sonucuna varılsa dahi, Alt Mahkemenin huzuruna sunulan şahadetten, Sanığın Müştekiye orospu çocuğu dediğini, bu sözü söylemek suretiyle başka bir itale-i lisan suçu işlediğinin makul şüpheden ari olarak ispat edildiğini saptaması ger-ektiğini, Alt Mahkemenin ithamnameyi tadil etmeyerek ve Sanığı bu suçtan makûm etmeyerek hatalı davrandığını iddia etti.

Alt Mahkemenin huzurundaki şahadetten, saptanan suçun üzerinden 6 ay geçmesine istinaden suçun zaman aşımına uğradığı hususunda bulgu-ya varmasının hatalı olduğunu, Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 88.maddesindeki, üç aya kadar hapis cezası veya yirmi beş Kıbrıs Lirasına kadar para cezası veya her ikisi ile cezalandırılabilen herhangi bir suç için, suçun işlenmesinden başlaya-rak altı ay geçmesi halinde herhangi bir kişi aleyhine dava açılamaz düzenlemesinin iki alternatifli olduğunu, sadece suça öngörülen hapislik cezası açısından bir değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, suçun zaman aşımına uğrayıp uğramadığına karar ve-rebilmek için ayni zamanda para cezası açısından da bir değerlendirme yapılmasının gerektiğini, böyle bir değerlendirme yapıldığında Sanığın işlemiş olduğu saptanan suça öngörülen para cezasının Yasa'da belirtilen para cezasından daha yüksek olduğunu bu ne-denle, suçun zaman aşımına uğramadığını ileri sürdü ve tüm bu iddialarından hareketle istinafının kabulünü talep etti.

Sanık adına mahkemeye hitapta bulunan Avukat ise;

İthamnamenin "suçun tafsilat" kısmında belirtilen suçun, Sanık tarafından işlendiğ-inin ve suçun tafsilatında belirtilen kelimeleri Sanığın söylediğinin makul şüpheden ari olarak ispat edilemediğini bu nedenle, verilen beraat kararının doğru olduğunu ileri sürdü.

Avukat iddialarına devamla, Sanığın başka bir suç işlediğinin saptanmadığ-ını, saptanmış olduğu sonucuna varılsa dahi suçun Yasa'nın 88.maddesi uyarınca zaman aşımına uğradığı bulgusunun doğru olduğunu ileri sürdü ve istinafın reddini talep etti.
İNCELEME

Tarafların iddia ve argümanlarını, dosya içerisindeki zabıt ve olgu-ları, istinaf sebepleri tahtında inceleyip değerlendirdik. İstinaf başlıklarını sırasıyla ele alırız.

Muhterem Alt Mahkeme, Sanığı aleyhine getirilen davadan beraat ettirmekle hata etti.

Muhterem Alt Mahkeme, Sanığın ithamnamenin içermediği başka bir -itale-i lisan suçu işlediği şahadetle saptanmasına karşın ithamnameyi tadil edip bu suçu ithamnameye eklememekle ve Sanığı bu suçtan mahkûm etmemekle hata etti.

Muhterem Alt Mahkeme, Sanığın ithamnamenin içermediği başka bir itale-i lisan suçu işlediğini-n şahadetle saptanmasına karşın bu suçun zaman aşımına uğradığına bulgu yapmakla ve Sanığı bu suçtan mahkûm etmemekle hata etti.

Sanık, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 99.maddesinde yer alan itale-i lisan suçu ile itham edilmiştir. Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 9-9.maddesinin Türkçe ve İngilizce metni aynen şöyledir;

"Umumi
Yerde
Sövme
99.Her kim, umumi bir yerde veya umumi olmayan bir yerde ancak, umumi yerde bulunan herhangi bir kişinin işitebileceği bir biçimde veya koşullar altında başka herhangi bir kiş-iye, orada hazır bulunan bir kişiyi bir müessir fiil işlemeye tahrik edecek biçimde söverse, hafif bir suç işlemiş olur ve bir ayı geçmeyen hapis veya beş Kıbrıs Lirasını geçmeyen para cezası ile cezalandırılır.

Public 99. Any person who in any public- place or in insult any place not being a public place in such manner or circumstances as to be likely to be heard by any other person in any public place shall insult any other person in such a manner as would be likely to - provoke any person present to commit an assault is quilty of a misdemeanour, and is liable to imprisonment for one month or to a fine not exceeding five pounds or to both."


Alt Mahkeme Mavi 161'de, -Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 99.maddesi uyarınca suçun unsurlarını aşağıdaki gibi belirlemiştir:

"1- Kamuya açık bir yerde başka herhangi bir kişiyi bir müessir fiil işlemeye tahrik edecek biçimde sövmek; veya
2- Kamuya açık olmayan bir yerde ancak kamuya a-çık bir yerde bulunan herhangi bir kişinin işitebileceği bir biçimde veya koşullar altında başka herhangi bir kişiyi bir müessir fiil işlemeye tahrik edecek biçimde sövmek."


Belirtmek isteriz ki, Alt Mahkemenin belirlediği unsurlarda hata yoktur.

Fasıl- 154 Ceza Yasası'nın orijinal metnini de dikkate aldığımızda suçun unsurlarının, bir kişinin diğer bir kişiye kamuya açık bir yerde veya kamuya açık olmamakla birlikte başka kişilerin işitebileceği koşullarda, müessir bir fill işlemeye tahrik edecek biçimd-e hakarette bulunması ve aşağılayıcı içerikli sözler sarf etmesi olduğunu belirtmek isteriz.

Duruşma neticesinde Alt Mahkeme, Müştekinin mahkemede vermiş olduğu şahadette Sanığın kendisine, "aç kapıyı be orospu evladı seni darmadağan edeceğim geberte-cem seni" dediğini, ithamnamede belirtilen şekilde "Ananı sikecem darmadağın edecem seni aç kapıyı" sözlerini söylediğine yönelik bir şahadet vermediğini belirterek, Müştekinin şahadetinin ithamnamedeki suçun tafsilatında belirtilenle aynı olmadığını bu ne-denle, hiç kimsenin suçun tafsilatında belirtilmeyen bir eylemden dolayı suçlu olduğu sonucuna varılamayacağı bulgusuna vararak Sanığın mahkûm edilemeyeceğine karar verdikten sonra Sanığı 1.davadan beraat ettirdi.

Alt Mahkeme ayrıca, Müştekinin şahadetin-in İddia Makamının Sanığın olay günü Müştekiye ithamnamede belirtilen sözleri söylediğini beyan eden 3. ve 4.tanıkları ile çeliştiğine de bulgu yaptı.

İddia Makamını temsilen bulunan Savcı, Müştekinin Sanık tarafından kendisine söylenen sözlere ilişkin -şahadetinin bütününe bakıldığında, şahadetin Sanığın sarf ettiği sözlerin bu kelimeleri içerdiğini ileri sürerek Alt Mahkemenin bu bulgusunun hatalı olduğunu iddia etti.

Sanığın itham edildiği ithamnamede, 1. davada altında yer alan "suçun tafsilatı" böl-ümünde belirtilen sözlerin, "ananı sikecem darmadağın edecem seni aç kapıyı" olduğu görülmektedir.

Alt Mahkemenin beraat kararı ve istinafın temeli Müştekinin şahadetine dayandığından, Müştekinin şahadetinin tümünün incelenmesi gerekmektedir.

Bu safhad-a davanın duruşması esnasında şahadete ve emarelere verilecek değerin, davayı dinleyen Mahkemenin takdir yetkisinde olduğunu, bu nedenle, Yargıtay olarak oturum yapan İstinaf Mahkemesinin Alt Mahkemelerin, huzurlarında şahadet veren tanıklara inanıp inanma-ma hususundaki takdir yetkilerini yanlış veya hatalı kullandıklarına ikna olmadıkça müdahale etmekten prensip olarak kaçındığını belirtmek isteriz.

Alt Mahkeme suçun unsurlarını belirledikten sonra huzurundaki tüm şahadeti incelemiştir. Müştekinin şahad-etini incelemeden önce, bu noktada İddia Makamı tarafından dinletilen görgü tanıklarından Tanık No.3'ün şahadetinde, "ananı sikecem darmadağın edecem seni aç kapıyı be orospu evladı" dediğine, Tanık No.4'ün ise, "orospu çocuğu ananı sikeceyim senin aç kapı-yı" dediğine yönelik Alt Mahkemenin bulgu yaptığını, bu bulgunun istinafta ihtilaf konusu olmadığını ifade ederiz.

İthamnamede suçun tafsilatı kısmında belirtilen ve Sanığın söylediği iddia edilen, "ananı sikecem darmadağan edecem seni aç kapıyı" sözleri-nin itale-i lisan oluşturduğu açık olup bunun aksi iddia edilmiş değildir.

Alt Mahkeme, Müştekinin Sanığa, "aç kapıyı be orospu evladı seni darmadağın edeceğim geberteceğim seni" dediğine bulgu yaptıktan sonra, "hiç kimse suçun tafsilatında belirtilmeyen- bir eylemden dolayı suçlu olduğu sonucuna varılamaz ve mahkûm edilemez" bulgusu ile Sanığı beraat ettirdi.

İddia Makamı ise istinaftaki hitabında, Müştekinin tüm şahadeti değerlendirildiğinde, görgü tanıkları Tanık No.3 ve Tanık No.4 ile Sanığın ayni yö-nde olduğunu ve ithamnamede belirtilen suçun tafsilatındaki sözlerin Sanık tarafından Müştekiye söylendiğinin ortaya çıktığını iddia etti.

Alt Mahkemenin suçun unsurları ile ilgili yaptığı bulgulara bakıldığında, Sanığın itham olunduğu itale-i lisan suçu-na konu sözlerin, Tanık No.3 ve Tanık No.4 huzurunda kamuya açık bir yerde söylendiği, Sanık tarafından Müştekiye söylenen bu sözlerin başka bir kişiyi bir müessir fiil işlemeye tahrik edecek biçimde hakaret olduğu ve Sanığın itham edildiği 1.davadaki suçu-n müessir fiil işlemeye tahrik edecek biçimde hakaret içerdiği sabittir. Bu durumda, Sanığın itham edildiği suçun tafsilatında belirtilen itale-i lisan içeren sözlerin Sanık tarafından söylendiğinin makul şüpheden ari olarak ispatlanması halinde Sanık, ale-yhindeki davadan mahkûm edilebilecektir.

Alt Mahkemenin bulguları ışığında Müştekinin bu husustaki şahadetini incelediğimizde, dava dosyasında yer alan aşağıdaki ifadelere yer vermeyi uygun görürüz;

"S. Ananı sikecem. Darmadağın edecem seni kapıyı aç -kapıyı.
C. Be orospu evladı dedi.
S. Burda öyle bir şey de yazmaz. Gebertecem seni de yazmaz, biraz önce gebertecem seni de dediniz. Şimdi hangilerini dedi ben size nasıl inanıyım mahkeme nasıl inansın. Bunu söyleyin lütfen tam olarak size ne dedi?
C. Aç- kapıyı be orospu evladı, seni darmadağın edecem gebertecem seni dedi." (Mavi 35 - 36)

Yukarıda yer verdiğimiz Alt Mahkeme huzurundaki Tanık No.1 Müştekinin şahadetine bakıldığında, Müşteki Sanığın kendisine tam olarak ne dediği sorusuna açıkça, "orospu -evladı" şeklinde cevap vermiş olup, söylenen sözlerin içerisinde "ananı sikeceğim" şeklinde bir ifade olduğu hususunda ise bir beyanda bulunmamıştır. Buradan açıklıkla görülebilecek olan, Müştekinin suçun tafsilatında belirtilen itale-i lisan teşkil ettiği- iddia olunan sözlerden farklı sözlerin kendisine söylendiğini beyan etmesidir.
Yukarıda özetlediğimiz şahadetten, Müştekinin şahadetinde itale-i lisan olan sözlerle ilgili olguların, ithamnamede suçun tafsilatı kısmında belirtilen suçla ilgili olgulardan- farklı olduğu açıkça görülmektedir. Başka bir anlatımla, ithamnamedeki sözlerle Müştekinin şahadetinde söylediği sözler birbirinden farklıdır.

Bu esastan hareketle, Alt Mahkemenin huzurundaki mevcut ithamname ve şahadet tahtında varması gereken sonucun -ne olması gerektiğini inceleriz.

Alt Mahkemenin bulgularına göre Sanıkla ilgili beraat kararı, ithamnamede suç unsuru olarak yer alan sözler "ananı sikeceğim" olarak belirtilmesine karşın, Müştekinin şahadeti esnasında Sanığın kendisine "orospu evladı" d-ediğini söylemesinden kaynaklanmaktadır. Alt Mahkeme Müştekinin şahadeti ile ithamnamenin çeliştiğine bulgu yaparak Sanığı beraat ettirmiştir.

Bilindiği üzere, ceza davalarında ispat külfeti hukuk davalarına nazaran daha ağır olup Sanığın işlemiş olduğu- iddia olunan suçun makul şüpheden ari olarak (beyond reasonable doubt) ispatı zorunludur. Bu ispat külfeti ışığında, İddia Makamı tanıkları arasında hasıl olan esaslı çelişki göz önüne alındığında Sanığın, Müştekiye ithamnamede belirtilen suçun unsuru ola-n "ananı sikeceğim" sözlerini söylediğinin makul şüpheden ari olarak ispat edildiği sonucuna varılması sözkonusu olamazdı. Dolayısıyla, Sanık ithamnamede belirtilen suç ile mahkûm edilemezdi. Bu sonuca göre Alt Mahkeme Sanığı ithamnamede belirtilen suçtan -mahkûm etmemekle hatalı davranmış değildir. Bu sonuçtan hareketle 1.istinaf başlığının reddedilmesi gerekir ve reddedilir.

İddia Makamı istinaf duruşmasında suçun zaman aşımına uğramadığını bu nedenle, ispatlanmış olgular tahtında ithamnamenin tadil edile-rek yeni bir dava eklenmesi ile Sanığın mahkûm edilmesi gerektiğini ileri sürdü ve Alt Mahkemenin yeni dava eklememek ve Sanığı mahkûm etmemekle hata ettiğini ileri sürdü.

Bu aşamada 2.istinaf başlığından önce zaman aşımı ile ilgili 3.istinaf başlığının -incelenmesi uygun görülür.

Bu istinaf başlığı altında sadece, Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 88.maddesinde düzenlenen zaman aşımı konusunun hukuki boyutunu inceleyeceğiz. Ceza davalarında zamanaşımını düzenleyen 88.madde aynen şöyledir;

"B-elirli Hallerde Seri Yargı-lamalar-da İtham İçin Zaman aşımı
88.İlgili zamanda yürürlükte olan herhangi bir Yasanın özel olarak daha uzun bir süre öngörmesi dışında, üç aya kadar hapis cezası veya yirmi beş Kıbrıs lirasına kadar para cezası veya her ikis-i ile cezalandırılabilen herhangi bir suç için suçun işlenmesinden başlayarak altı ay geçmesi halinde herhangi bir kişi aleyhine dava açılamaz.Limitation Of Time For Charges in Summary Trials in Certain Cuses88. Except where a longer time is specially a-llowed by any Law in force for the time being, no charge shall be brought against any person for any offence the punishment for which does not exceed imprisonment for three months or a fine of twenty-five pounds or both, unless the charge is brought wi-thin six months from the day of the commission of the offence."
Yasa'daki düzenlemeye göre, başka herhangi bir yasanın özel olarak zaman aşımı ile ilgili daha uzun bir süre öngörmesi düzenlemesi dışında;


3 aya kadar hapis cezası, veya
yirmi beş Kıbrıs- Lirasına kadar para cezası, veya
her ikisi ile cezalandırılabilen herhangi bir suç için
suçun işlenmesinden başlayarak altı ay geçmesi halinde
herhangi bir kişi aleyhine dava açılamaz.

Bu istinafta Sanığın itham olunduğu suç için Fasıl 154 Ceza Yasa-sı'nın 99.maddesi uyarınca Mahkeme Sanığı, bir aya kadar hapis cezasına veya yüz bin Türk Lirasına kadar para cezasına veya her iki cezaya birden çarptırabilir.

Alt Mahkeme Mavi 169'da bu konuda aşağıdaki bulguya vardı;

"Yukarıda ifade ettiklerim ış-ığında 1.dava ile ilgili İddia Makamı tarafından özellikle müşteki tarafından sunulan şahadetin küfür ve/veya sövem kısımlarının 1.davanın tafsilatı ile çeliştiği veya farklı olması sebebiyle 1.davanın sövmek suç unsurunun ispat edilemediği hususunda bulgu- yaparım. Bir an için istinaf maksatları bakımından 1. davanın suç unsurlarının ispat edildiği ve/veya Fasıl 155 Ceza Usul Yasası'nın 85(4) maddesi dava ekleme gerektiğini varsaysamdı 1. davadaki suç tarihinin 19.7.2016 tarihli olduğunu göz önünde bulundur-duğum zaman 1.davanın Fasıl 155 Ceza Usulü Yasası'nın 88.maddesi altında olay tarihinden itibaren 6 ay içerisinde ikame edilmediği için zaman aşımına uğradığı hususunda bulgu yapacaktım."


Alt Mahkeme, ortaya çıkan şahadet neticesinde, ithamnamenin tad-il edilerek yeni bir dava eklendikten sonra Sanığın mahkûm edilip edilemeyeceği hususunu da incelemiş ve Sanığın itham olduğu Fasıl 154 Ceza Yasası madde 99 altında düzenlenen itale-i lisan suçunu içeren davanın, olay tarihinden itibaren 6 ay içerisinde do-syalanması gerektiğinden bu aşamada eklenecek davanın zaman aşımına uğrayacağı gerekçesi ile Sanığın mahkûm edilemeyeceği sonucuna vardığı ve dava ekleyip Sanığı mahkûm etmediği anlaşılmaktadır.

Alt Mahkemenin bu bulgusundan, ithamnamedeki suça öngörül-en cezanın 3 aya kadar hapis cezasından düşük bir ceza olması halinde para cezasına bakılmasına gerek olmadığı Fasıl 155 madde 88 tahtında azami 3 aya kadar hapis cezası öngörülüğünden ithamnamede düzenlenen suçun işlenmesinden itibaren 6 aylık süre geçmiş- olmasına binaen dava açılamayacağı ve zaman aşımının vuku bulduğu sonucuna vardığı görülmektedir.

İddia Makamı ise, Alt Mahkemenin sadece suça öngörülen hapislik cezasına bakmasının hatalı olduğunu, davanın zaman aşımına uğrayıp uğramadığını belirlerke-n suça öngörülen hapislik cezası yanında para cezasına da bakılması gerektiğini ve eğer suça öngörülen ceza türlerinden herhangi birinde Fasıl 155 madde 88'de belirtilen cezadan daha yüksek bir ceza öngörülmüyorsa o takdirde hapislik cezasının Yasa'da öngö-rülen sınırdan az olmasına bakılmaksızın suçun zaman aşımına uğramaması gerektiğini ileri sürmektedir.

Bu safhada öncelikle, Alt Mahkemenin hapislik cezasının Yasa'daki sınır dahilinde olduğundan hareketle para cezasının da sınır dahilinde olup olmadığın-a bakılmaksızın suçun zaman aşımına uğradığı yönündeki bulgusunun hukuki açıdan hatalı olup olmadığını incelemeyi uygun görürüz.

Bu konuda tarafların üzerinde durduğu, Yargıtay/Ceza 13/2011 D. 16/2011 sayılı davada mevzuat, Sanığın itham olduğu suç için, -"bir aylık asgari ücrete kadar para cezasına veya üç aya kadar hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilirler" hükmünü ihtiva etmekteydi.

Yargıtay ilgili kararda suç için öngörülen para cezasının, Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nı-n 88.maddesinde belirtilen para cezası sınırından daha yüksek olması nedeniyle o davanın zaman aşımına uğramadığı sonucuna varmıştır. Buradan çıkan sonuç, her ne kadar suç için öngörülen hapislik cezası 3 aya kadar olsa da yasada öngörülen para cezasının 8-8.maddede belirtilen para cezası sınırından daha yüksek olması nedeniyle davanın zaman aşımına uğramayacağıdır.

Ceza yetkisi kullanan mahkemelerin herhangi bir yasada öngörülen ceza türlerinden herhangi birine yönelik emir verebilme yetkisi bulunmaktad-ır. Mahkemeler bir suç için yasada öngörülen azami hapis cezasını verebileceği gibi öngörülen para cezasını veya her iki cezayı da takdir edebilir. Bu durumda yasada suç için öngörülen ceza Fasıl 155 madde 88 altındaki 3 aya kadar hapis cezasını aşmasa da,- yasada suç için öngörülen para cezasının Fasıl 155 88. maddede belirlenen 25 Kıbrıs Lirasını aşması durumunda o suçun zaman aşımına uğramayacağı sonucuna varılmasını gerekmektedir.

Yukarıda değindiğimiz karar yanında, herhangi bir yasada düzenlenen bi-r suçla itham olunan bir sanığın, itham edildiği suçla ilgili ceza düzenlemesinde öngörülen suçun cezasının Fasıl 155 madde 88 de belirtilen hapislik cezası veya para cezası sınırlarından herhangi birisini aşması durumunda 88.maddedeki zaman aşımı kuralını-n uygulanmayacağını ve suçun zaman aşımına uğramayacağını ifade ederiz.

Vardığımız bu sonuç ışığında Alt Mahkeme, suça konu para cezası ile ilgili bir inceleme yapmadan yasadaki hapislik süresi 88.maddedeki sınırın içerisinde olduğundan suçun zaman aşımı-na uğradığı bulgusunu yapmakla hatalı bir sonuca ulaşmıştır.

Bu aşamada, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 99.maddesinde öngörülen para cezasının Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 88.maddesinde öngörülen sınır dahilinde olup olmadığını belirleyerek -suçun zaman aşımına uğrayıp uğramadığına karar vereceğiz.

Bu meselede İddia Makamı Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 99.maddesinde düzenlenen yüz bin Türk Lirası para cezasının Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 88.maddesindeki 25 Kıbrıs Lirasından da-ha yüksek olduğunu ileri sürmektedir.

Fasıl 154 Ceza Yasası ve Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar, ülkemizin geçirdiği tarihsel sürece bağlı olarak, her iki yasada iki farklı para birimine ait para cezala-rı ve düzenlemeleri bulunmaktadır. Bu meselede belirtilen her iki para birimine ilişkin olarak bugüne kadar para piyasaları uygulamalarında değişiklikler olmuştur. Kıbrıs Türk toplumunun kurucu taraf olduğu Kıbrıs Cumhuriyeti'nin o dönemdeki para birimi ol-masından dolayı kullanımında olan Kıbrıs Lirası artık günümüzde tedavülde olan bir para birimi değildir. KKTC'nin kuruluşu ile birlikte Kıbrıs Lirasının 36 Liradan Türk Lirasına çevrilmesine yönelik olarak 27/1991 sayılı Kıbrıs Lirasının Yürürlükten Kaldır-ılması ve Kıbrıs Lirası ile ifade edilen meblağların Türk Lirasına Dönüştürülmesi Hakkında Yasa kabul edilerek herhangi bir yasada Kıbrıs Lirası olarak öngörülen cezai ve parasal düzenlemelerin bu karşılıktan hesaplanması öngörülmüştür.

Diğer taraftan-, Türk Lirası zaman içerisinde Yeni Türk Lirası olarak düzenlenmiş, altı sıfırının atılması yönünde karar alındıktan sonra tekrardan Türk Lirası olarak kullanılmaya devam edilmiştir.

Bu değişiklikleri dikkate aldığımızda, herhangi bir yasada öngörülen K-ıbrıs Lirasına ilişkin cezanın, öncelikle o dönemdeki Türk Lirası karşılığı belirlendikten sonra Türk lirasındaki değişikliklerle tekrardan hesaplanarak yasada öngörülen cezanın tespit edilmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. Yasalarda bu cezalara ilişkin ol-arak mevzuata uygun parasal güncelleme yapılmadığından cezanın tespiti için Mahkemenin bu hesaplamayı yapması gerekmektedir. Kanaatimizce, yasalarımızda öngörülen bu yöndeki para cezalarının veya parasal değerlerin günümüzdeki Türk Lirasının eşdeğeri olaca-k bir hesaplama ile güncellenmesini sağlayacak yasal bir değişikliğin yapılması gerekli hatta kaçınılmazdır.

Bu istinaf kapsamında, az önce belirttiğimiz gibi, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 99.maddesinde öngörülen yüz bin Türk Lirasının Fasıl 155 Ceza M-uhakemeleri Usulü Yasası'nın 88.maddesinde belirlenen 25 Kıbrıs Lirası sınırı dahilinde olup olmadığını belirleyeceğiz.

Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 88.maddesinde yer alan 25 Kıbrıs Lirasının atıfta bulunduğumuz 27/1991 sayılı Yasa kural-ları uyarınca 36 TL ile çarpılması neticesinde bu Yasa kapsamında zaman aşımına uğrayacak cezalar için 900 TL'lik bir sınır öngörüldüğü ortaya çıkmaktadır. 2004 yılında yürürlüğe giren 39/2004 sayılı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde Tedavülde Bulunan Türk -Lirasının Yeni Türk Lirasına Dönüştürülmesi Yasası ile bu para miktarı 0.0090 kuruşa denk gelmektedir.

Diğer taraftan, Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 99.maddesinde yer alan 100.000 TL'lik cezaya 39/2004 sayılı Yasa'nın 6.maddesi uyarınca uygulanacak değişim o-ranı yansıtıldığında cezanın 10 kuruşa denk geldiğini, bir başka ifade ile 0.10 TL olduğunu tespit ederiz.
Bu tespitimiz ışığında, para cezası Fasıl 155 madde 88 altında belirlenen sınırın üzerinde olduğundan, Sanığın işlemiş olduğu Fasıl 154 Ceza Yasası'-nın 99.maddesinde düzenlenen italei lisan suçuna zaman aşımı kuralının uygulanamayacağı ve bu nedenle suçun zaman aşımına uğramadığı sonucuna varırız.

Bu sonuç ışığında, Alt Mahkemenin Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 85(4) maddesi uyarınc-a ithamnameye dava ekleyemeyeceği hususunda vardığı sonuç hatalıdır.

Bu tespitimizden sonra İddia Makamının, her halükârda Sanığın Müştekiye yönelik olarak, "orospu evladı" sözlerini söylediği ve bunun hakaret oluşturduğu cihetle, ithamnameye yeni bir da-va eklemek suretiyle tadilat yapmayarak Sanığı mahkûm etmemekle Alt Mahkemenin hata ettiğine ilişkin 2. istinaf başlığını inceleyeceğiz.

Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 85.maddesinin (4).fıkrası uyarınca, yargılamanın sonunda bir suç işlendiği ispat o-lunması halinde ithamnameye yeni bir dava eklenerek Sanık mahkûm ettirilebilir. Maddenin (4).fıkrası şöyledir;

"(4)Yargılama sonunda Mahkeme, sanığın ithamname veya ikamenamenin içermediği bir suç işlediğinin şahadetle saptandığı ve ithamname veya ikamen-ameye değişiklik yapmadan o suçtan mahkum edilemeyeceği ve mahkum edilmesi halinde ithamname veya ikamenameden mahkum olduğu takdirde tabi olacağı cezadan daha büyük bir cezaya tabi olmayacağı ve sanığın savunmasının yeni dava eklenmesi dolayısıyla haleld-ar edilmeyeceği kanısına varması halinde, sanığın bu gibi suç veya suçlarla itham eden ithamname veya ikamenameye yeni dava eklenmesine direktif verebilir ve Mahkeme bu konudaki kararını yeni dava veya davaların esas ithamname veya ikamenamenin bir kısmını- teşkil edermiş gibi verir."

Bu düzenlemeye göre, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası'nın 85. maddesinin (4). fıkrası uyarınca ithamnameye yeni dava ekleneceğinde;

Yargılamanın sonunda sanığın ithamname veya iddiana-menin içermediği bir suç işlediğinin şahade-tle saptan-mış olması;
Sanığın ithamname veya iddianamede değişiklik/tadilat yapılmadan mahkûm edilemeyecek olması;
Sanığın o suçtan mahkûm edilmesi halinde, ithamname ve iddianamedeki suçtan mahkûm olduğu takdirde tabi olacağı cezadan daha büyük bir cezay-a tabi olmaması;
Sanığın müdafaasının ithamname veya iddianamenin tadilinden/yeni dava eklenmesinden zarar görmemesi;
gereklidir. (Bkz. Yargıtay/Ceza 88/2017 D.10/2018)

Yukarıya aktardığımız tespitin ardından bu aşamada, Alt Mahkemenin huzurundaki mevcut -şahadet tahtında Müştekinin şahadetinde söylediği sözlerle ithamnameye yeni bir dava eklenerek Sanığın mahkûm edilip edilemeyeceğini belirleye-ceğiz.

Öncelikle Sanığın, "orospu evladı" sözlerinden dolayı mevcut ithamname ile mahkûm ettirilemeyeceğini ifa-de ederiz.

Müştekinin şahadetinde, Sanık tarafından kendisine ithamnamede belirtilen hakaret içerikli sözlerin yerine, "orospu evladı" sözlerinin söylendiği, olay saatinde görgü tanığı olan Müştekinin eşi Tanık No.3 ve Müştekinin kayın pederi olan Tanık -No.4 Ergün Gündüz tarafından Sanığın Müştekiye yönelik "ananı sikeceğim" sözleri yanında "orospu evladı" sözlerini de söylediğini ifade ettikleri şahadetten görülmektedir. Alt Mahkeme bu şahadetle ile ilgili bulguya varmış, bu bulgu istinaf konusu yapılmam-ıştır. Bu durumda, İddia Makamının olay gecesindeki görgü tanıkları ile Müştekinin şahadetinden, Sanığın Müştekiye, "orospu evladı" sözlerini söyleyerek itale-i lisan suçunu işlediği hususunda suçun unsurlarının makul şüpheden ari olarak ispat edilmiş oldu-ğu ortaya çıkmaktadır.

Sanığın yargılama sonunda ispat edilen işlemiş olduğu ve ithamnamenin içermediği suç, ithamnamedeki suçla aynı nitelikli itale-i lisan suçudur. Bu suçun ithamnameye eklenerek ithamnamenin tadil edilmesi halinde Sanığın alacağı cez-a daha ağır olmayacağı gibi müdafaasının yeni dava eklenmesi dolayısıyla haleldar edilmeyeceği kanısına varmaktayız.

Bu sonuçtan hareketle, Bidayet Mahkemesinin Sanığı beraat ettirdiği 1.dava ile ilgili kararında hata olmadığından, İddia Makamının beraat- kararı ile ilgili istinaf sebebini reddeder, iddianameye aşağıdaki yeni 1.dava eklemek suretiyle Sanığı, aleyhindeki 1.davadan suçlu bulur ve mahkûm ederiz.
İtham olunduğu suç
1. Dava
Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 99.maddesine aykırı itale-i lisan.
Suçun Ta-fsilatı

Sanık, 19.7.2016 tarihinde, Lefkoşa'da umumi bir yerde, hazırda olan herhangi bir şahsı suç işlemeğe teşvik edici nitelikte, Bülent Ömerağa'ya hitaben "orospu evladı" demek sureti ile İtalei Lisan'da bulundu.


Bu sonuçtan hareketle 2.istinaf baş-lığı altındaki istinaf sebebi kabul edilir.
Sanığın mahkûm olduğu 1. davaya ceza takdir etmeden önce hafifletici nedenleri sunması için Sanık Avukatına ardından İddia Makamına söz verilir.

Avukat Çağdaş Par: ................

Savcı Ergin Atıcı: ......-..........

Mahkeme: Sanık Avukatının, Sanık lehine serdettiği hafifletici olguları, mesele ile ilgili olguları, cezalandırma ilke ve prensiplerini dikkate aldıktan sonra; Sanığın bu dava altında daha önce şiddet tehdidi suçundan mahkûm olduğu ve ceza ald-ığı, bunun yanında bu suçun aile içerisinde bir anlık sinir içerisinde işlendiği, Sanığın üniversitede okuyan bakmakla yükümlü çocukları olduğu hususlarına istinaden Sanığa bir fırsat vermeyi, aleyhine getirilen ve mahkûm olduğu davadan mahkûmiyet kaydetme-yi ve ayrı bir ceza vermemeyi uygun gördük.

NETİCE

Netice itibarıyla;
A. İddia Makamı 1. ve 3. istinaf başlıklarında başarılı olamadığından bu başlıklar altındaki istinaf sebeplerinin reddine;
B. İthamnameye yukarıdaki yeni dava eklenerek Sanığın 1.-davadan suçlu bulunup mahkûm edilmesine;
C. Aleyhine getirilen mahkûm olduğu davadan mahkûmiyet kaydedilip herhangi bir ceza verilmemesine;
KARAR VE EMİR VERİLİR.



Bertan Özerdağ Beril Çağdal Peri Hakkı
- Yargıç Yargıç Yargıç

9 Haziran 2021








21






Full & Egal Universal Law Academy