Yargıtay Ceza Dairesi Numara 14/2008 Dava No 2/2009 Karar Tarihi 13.02.2009
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 14/2008 Dava No 2/2009 Karar Tarihi 13.02.2009
Numara: 14/2008
Dava No: 2/2009
Taraflar: Başsavcılık ile Mustafa Caloz arasında
Konu: Trafik Kazası - Ölümle neticelenen trafik kazası
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 13.02.2009

-D.2/09
Yargıtay/Ceza : 14/2008
(Gazimağusa Ağır Ceza Dava No: 1439/07)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA. -


Mahkeme Heyeti: Mustafa H. Özkök, Gönül Erönen, Seyit A. Bensen.

İstinaf eden: KKTC Başsa-vcısı - Lefkoşa

-ile-

Aleyhine istinaf edilen: Mustafa Caloz - Yarköy
(Sanık)


A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına Savcı Mustafa İldeniz
Aleyhine istinaf edilen namına Avukat Erdal Öncü


Gazimağusa Ağır Ceza Mah-kemesi Başkanı İlker Sertbay, Kıdemli Yargıç Peri Hakkı ve Yargıç Füsun Cemaller'in 1439/07 sayılı davada 25.1.2008 tarihinde verdiği karara karşı Başsavcılık tarafından yapılan istinaftır.

----------

H Ü K Ü M

Mustafa H. Özkök: Bu is-tinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Gönül Erönen okuyacaktır.

Gönül Erönen:Bu istinaf Gazimağusa Ağır Ceza Mahkemesinin 25.1.2008 tarihli kararından KKTC Başsavcılığı tarafından yapılan istinaftır.

Sanık aşağıdaki davalarla itham olundu:

20/04 say-ılı Yasa ile tadil edilen Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 210. maddesine aykırı 26.7.2006 tarihinde Boğaztepe'de FF 392 plakalı aracı, Boğaztepe Yarköy istikametinden İskele istikametine doğru sürerken seyrettiği bir esnada suç teşkil edecek ihmal derecesine var-mayan tedbirsizlikle veya dikkatsiz bir fiil neticesi öldürme kastı olmaksızın Mehmet Ali Ergazinin ölümüne sebep olmak,
64/88,65/02 ve 48/05 sayılı Yasalarla tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının 7 ve 19. maddelerine aykırı,- birinci davada belirtilen ayni tarih ve yerde, FF 392 plakalı aracı, aceleyle, ihtiyatsızca ve halka tehlike arzeder bir şekilde sürmek ;
64/88, 65/02 ve 48/05 sayılı Yasalarla tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik yasasının 8 ve 19. -maddelerine aykırı birinci davada belirtilen ayni tarih ve yerde FF 392 plakalı aracı gereken dikkat ve ihtimamı göstermeden veya yolu kullanmakta olan öteki şahıslara makul derecede önem vermeden yani Boğaztepe'de Yarköyden İskele istikametine doğru sürer-ek seyrederken o esnada ayni istikamete doğru yolun sol kenarında koşarak gitmekte olan Mehmet Ali Ergazi'ye FF 392 plakalı aracın sol ön kısmı ile çarpması sonucu trafik kazası yapmak,
65/88 ve 64/88 sayılı yasalarla tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Ar-açlar ve Yol Trafik Yasası'nın 5/2), maddesi ile 10/74 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Nizamnamesinin 389/89 sayılı A.E ile tadil edilen 57(1)(d) ve 77. maddesine aykırı birinci davada belirtilen aynı tarih ve yerde FF 392 plakalı aracı, kanuna aykır-ı sabit mutat koltuklarından başka yerde yolcu taşıyarak sürmek
64/88, 65/02 ve 48/05 sayılı Yasalarla tadil edilen 21/74 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasası'nın 5(2) maddesi ile 389/89 sayılı A.E. ile tadil edilen 99/1974 Motorlu Araçlar ve Yol Tr-afik Tüzüğünün 64(3) ve 77. maddesine aykırı birinci davada belirtilen ayni tarih ve yerde,FF 392 plakalı aracı muayene geçme belgesi olmadığı halde sürmek;
64/88, 65/02 ve 48/05 sayılı Yasalarla tadil edilen 21/1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Ya-sasının 5(2) maddesi ile 389/89 sayılı A.E. ile tadil edilen 1974 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Nizamnamesinin 16(1) ve 77. maddesine aykırı birinci davada belirtilen ayni tarih ve yerde FF 392 plakalı aracı seyrüsefer ruhsatı olmadığı halde sürmek;-


Sanık itham olunduğu davalara ilişkin tüm suçları kabul etmiştir.

Sanığın suçlarını kabul etmesini müteakip, İddia Makamı olguları kısaca şöyle aktarmıştır:

Sanık, yönetimindeki FF 392 plakalı Ford Escord marka Van aracı ile Yarköy istikametinden İs-kele İstikametine doğru seyrederken dikkatsizlik ve ihmalkarlık neticesinde o esnada yolun kenarında ayni istikamette koşarak gitmekte olan Müteveffaya yolun sol bankete göre 70 cm içerisinde, yani banketten sonra asfaltın başladığı noktadan itibaren 70 cm- içeride aracının sol ön kısmı ile çarpmış ve bir trafik kazası meydana gelmiştir.

Kazada başından ciddi surette yaralanan Müteveffa, İskele Sağlık Ocağına bilahare Mağusa Devlet Hastanesine ve daha sonra da Lefkoşa Devlet Hastanesine kaldırılarak Yoğun -Bakım Servisinde müşahade altına alınmış ve 5 Ağustos 2008 tarihinde ise vefat etmiştir. Kaza tarihinde yapılan testlerde, gerek Sanıkta ve gerekse Müteveffa da alkol olmadığı tesbit edilmiştir. Ayni gün Sanığa kanuni ihtar tahtında suçu bildirildiğinde S-anık "ani olarak önüme atıldı" diye bir cevap vermiştir.Yine İddia Makamı devamla Sanığın kullanmakta olduğu aracın fren teşkilatının tamam ve faal olduğunu, kaza anında asfalt yolun yüzeyinin düz ve kuru olduğunu, havanın açık ve güneşli olduğunu, görüş m-esafesinin Sanığa göre 200 metre olduğunu, kaza yerinin Boğaztepe'de köy hudutları dahilinde olduğunu, kaza anında Sanığın süratinin normal olduğu ve Emare 2 krokiden de görülebileceği gibi kazadan sonra Müteveffanın Sanığın aracının hemen yanına düşmüş ol-duğunu, Sanığın 18.1.2005 tarihinde dikkatsiz sürüş nedeniyle rapor edildiği ve sabit ceza takdir edildiği ve Sanığın da takdir edilen cezayı ödediği için aleyhine ceza davası ikame edilmediğini de ilave etmiştir. Sanığın dikkatsiz sürüşten bir de sabıkası- mevcuttur.

Sanığın konu ile ilgili gönüllü ifadesi aynen şöyledir:

"Bak sana anlatayım, benim adıma kayıtlı FF392 plakalı Ford Escord marka kapalı kırmızı renk Van aracım vardır. Bugün 26.7.06 tarihinde ailem ile birlikte Türkiyeye gitmek için 18.45 s-ıralarında adıma kayıtlı FF392 plakalı aracıma binip Girne Limanına doğru hareket ettik. Aracı ben sürüyordum, eşim Ümmühan Caloz aracın ön kısmındaydı ve emniyet kemerimizi bağladık. Arabanın arka tarafında ise Oğlum İsa Caloz 8 yaşında, kızım Deniz Caloz- 5 yaşında ve yine 5 yaşındaki kızım Derya Caloz bulunuyordu. Yavaş bir şekilde seyir ediyorduk. Saat 19.00 sıralarında Boğaztepe'ye girdik. Aracın vitesi de 3'te idi. Boğaztepeli Metin Güllü'nün evine 50 metre kala geçtikten sonra yol düzeldi süratim de y-aklaşık 35-40 km civarında idi. Önümde bana göre yolun sol kenarında koşan, üzerinde beyaz renk altında siyah renk şort tipi giyinen birisini gördüm. Koşan şahsın yanına 2 metre kala karşı istikametten kendisini şahsen tanıdığım köylüm Ali Yakarın aracı il-e karşılaştık. Ali Yakar da aracı ile Yarköy'e doğru aracı ile gidiyordu. Ali Yakarın arabası ile benim aracım yan yana geldiği zaman ismini bilmediğim ve benim önümde yolun sol tarafının kenarında koşan erkek şahıs Ali Yakar aracı ile yanından hemen geçti-kten sonra şerit değiştirmek istedi ve ani olarak önüme yani aracımın sol önüne atılıverdi. Ben de ona çarpmamak için direksiyonu sağa kırıp fren yaptığım esnada konu şahsın önce aracımın sol ön köşe kısmı ile hafif çarptım ve kafası arabanın ön camının so-l ortasına çarptıktan sonra yere düştü ben de hemen bu esnada aracımı durdurdum, ben araçtan inene kadar Ali Yakar da aracını döndürüp yanıma geldi. Ben de kendisini tanımadığım adamı yan yatır şekilde gördüm. Başından kan aktığını gördüm. Ali abi yanıma -aracı ile gelince kendisine yaralıyı aracına yükleyip hastaneye götürmesini rica ettim. Orda yükleyelim dedi ve yaralıyı bindirip ali abinin aracının arka koltuğuna yerleştirip İskele Sağlık Ocağına doğru hareket ettik. Bu arada ben, eşim ve çocuklarım kaz-adan dolayı yara almadılar. Hemen arkasından ben de Ali abiyi takip edip İskele Sağlık Ocağına gittim. İskele Sağlık Ocağında yaralı genci ambulansa yükleyip Mağusa Hastahanesine doğru hareket ettiler. Ben de poliste kaldım. Yaralı gencin isminin şimdi si-z polislerden öğrendiğim kadarıyle Mağusalı Mehmet Ali Ergazi olduğunu öğrendim.Size şunu belirtmek yaralı gencin kulağında kulaklık belinde de walkmen vardı. Yerde yaralı yattığı sırada walkmen kulaklıkları kulağındaydı. Kulaklıktan müzik sesi gelip gelme-diğini duymadım. Bir de siz polisler kaza yerinin krokisini çizdiniz ve bana izah ettiniz. Ben de çizdiğiniz krokiye ve aldığınız ölçülere hem fikir olduğumdan imzaladım."


İddia Makamı da Sanığın gönüllü ifadesinde, Müteveffayı aracının seyir istikameti-nde koşarken gördüğünü ve 2 metre kala önüne atıldığını ve Müteveffaya çarpmamak için sağa kırdığını ve ona rağmen Müteveffaya çarptığını söylediğini beyan etmesi sonrasında bu beyanın İddia Makamı tarafından aynen kabul edilip edilmediği, Mahkemenin bu be-yana ne değer vermesi gerektiği sorulduğu zaman, İddia Makamı bu konuda görgü tanığı Ali Yakar isimli şahsın ifadesine de bakılmasının gerektiğini ve sonuçta Sanığın bahse konu beyanının doğru olmadığını söylemenin mümkün olmadığını da belirtmiştir.

Savun-ma avukatı konu ile ilgili Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda şu iddiaları ileri sürmüştür.

Olgular ile hemfikir olduklarını, esas noktanın Sanığın dikkatsizlik ve ihmalkarlığının ne kadar olduğuna karar verilmesi olduğunu, Müteveffanın kulaklıkları takılı bir- vaziyette ve yolun içerisinde koşar vaziyette olduğunu, yoldaki banketin tamir halinde olduğunu ve kullanılacak durumda olmadığını, Müteveffanın yolun sağından koşması gerekirken bunu yapmadığını ve yolun solundan yani Sanığın seyir istikametinden koştuğu-nu, kaza mahallindeki yolun koşulacak veya spor yapılacak bir yol olmadığını, Müteveffanın koşarken kulaklıklar vasıtasıyle müzik dinlediğini ve Sanığın aracına 2 metre kala ansızın Sanığın aracının önüne atıldığını, Sanığın süratinin normal olduğunu, bunu- Sanıktan başka Ali Yakar isimli görgü tanığının da teyit etmekte olduğunu, Sanığın kazayı önlemek için direksiyonu sağa kırdığını, Sanığın süratinin biraz daha yavaş olması halinde Müteveffaya çarptığında belki de Müteveffanın ölmemiş olabileceğini, Sanığ-ın tek ihmalkarlığının ve dikkatsiz ve tedbirsizliğinin bu olduğunu, çarpma noktasının banketten itibaren yolun 70 cm içerisinde olduğunu, Müteveffanın yolun içine atılınca çarpma olduğuna göre Müteveffanın çarpmadan önce yolun daha fazla kenarından koşmak-ta olduğunu belirtmiştir. Sanık avukatı devamla, Sanığın kaza anında süratli olmadığını, alkollü olmadığını, kazayı önlemek için elinden geleni yaptığını, bahse konu kazanın her insanın başına gelebileceğini Müteveffanın kazaya adeta davetiye çıkardığını s-öylemiş ve Sanığın Uzman Asker olduğunu evli ve 3 çocuk babası olduğunu hanımının çalışmadığını da keza ilave etmiştir.

Davayı dinleyen Ağır Ceza Mahkemesi Sanığa ne gibi ceza vermesi gerektiğini tezekkür etti ve Yargıtay Ceza 97/01 (D.12/01) sayılı istin-af kararına atıfta bulunarak ve keza huzurunda bulunan mevcut olgular çerçevesinde tüm olgular ve emareleri dikkate aldıktan sonra normal bir sürücününü normal sürüşü esnasında sürücüye atfedilebilecek az kusur nedeniyle beklenmedik bir netice, yani ölüm h-adisesi meydana geldiği kanaatine vararak Sanığın kusurlu davranışının kazada etken olmadığına karar verdi ve sırf ölümle neticelen trafik kazaları arttı diye Sanığa hapislik cezası vermenin doğru bir yaklaşım olmıyacağı, verilecek cezanın Sanıktan öç alma-k olmadığı görüşünü beyan ederek Sanığa gördüğü en uygun ceza olan 1.davadan 5,000 YTL para cezası, derhal ödenmemesi halinde 3 ay hapislik cezası vermeyi,uygun buldu. Ağır Ceza Mahkemesi Sanığa kabul ettiği 3.4.5.ve 6. davalardan mahkumiyet kaydetti ancak- ceza vermedi.

İddia Makamı olan Başsavcılık bu karardan istinaf etmiştir.

İstinaf ihbarnamesi 5 istinaf sebebi içermektedir. Ancak Başsavcılık adına bulunan Savcı istinafın dinlenmesi sırasında 1,2,3,4.cü istinaf sebebini bir başlık altında toplamışt-ır. Şöyle ki:
Davanın tüm olguları, suçun niteliği ve kazanın oluş şekli dikkate alındığında Ağır Ceza Mahkemesi Sanığı 1. davadan Fasıl 154 ceza Yasasının 210. maddesi altında bir suçtan mahkum ettikten sonra sürüş ehliyetini almamak ve hapislik cezası v-ermeyip, sadece para cezası vermekle, suçun vehameti ile orantılı olmayan hatalı bir karar vermiştir.



İstinaf Eden Başsavcılığın sadece Sanığın mahkum olduğu 1. dava ile ilgili yakınması vardır.

Ağır Ceza Mahkemesi para cezası verirken dayandığı Y/C 9-7/01 (D.12/01) sayılı istinaf kararı aynen şöyledir:

"Yollarımızdaki yoğun trafik ve sürücülerin trafik kurallarına uymamaları nedeni ile, maalesef, yıllardır yollarımız güvenli olmaktan çıkmış, ülke halkını ciddi surette rahatsız edecek boyutlarda ölümle- sonuçlanan kazalar olağan hale gelmiştir. Ölümle sonuçlanan trafik kazalarında kazanın meydana gelmesinde kusuru olan sürücüye caydırıcı, kazaları önlemeye yönelik katkısı olacak cezalar verilmesi kamu yararı gereği ön plana çıkmalıdır. Kaza Mahkemesinin -de, bu davadaki Sanığa hapis cezası takdir etmesi, kamu yararı gereğinin ceza takdirinde ağırlıklı faktör olarak değerlendirilmesinin sonucudur. Küçücük ülkemizde ölümle sonuçlanan kazaların sayısında yıllardır bir düşüşün görülmemesi, ülke halkını acıya b-oğan bu kazaların bir türlü önünün alınamaması bu davalarda kamu yararı gereği caydırıcı cezalar verilmesini haklı kılmaktadır. Caydırıcı cezaların tek başına ciddi sakatlanmalarla, ölümle sonuçlanan trafik kazalarının önünü alamayacağı bir gerçek olmakla -beraber bu sonuca varmak için herkesin, her kesimin katkısını ciddi boyutlarda koyması gerek.

Ölümle sonuçlanan trafik kazalarında, kazaya neden olan sürücüye caydırıcı ceza verilmesi gereğine işaret ederken, kusurlu sürücüye mutlaka ve her durumda hapis- cezası verilmesi gerektiğini söylemiyorum. Anlık bir dikkatsizlik sonucu bir kaza meydana gelebilir ve şansızlık nedeni ile hayat kaybı da olabilir, böyle bir durumda kusurlu sürücüye mutlaka hapis cezası takdir edilmesinin gereği olmayabilir. Ölümle sonu-çlanan bir trafik kazasında davanın olguları büyük bir titizlikle incelenmeli ve kusurlu sürücüye ceza saptarken kazanın sonuçları yanında, kusurlu sürücünün kazanın meydana gelmesindeki kusuru ve katkısı da dikkate alınmalıdır. Sürücü alkollü içki tesiri -altında araba kullanırsa, arabası ile aşırı sürat yaparsa veya görüş mesafesinin kısıtlı olduğu bir yerde önündeki aracı geçmeye teşebbüs eder ve karşıdan gelen aracın önünü tıkarsa, bu durumlarda böyle bir sürücü kazaya adeta davetiye çıkarmış olur ve say-dığım kusurlar nedeni ile başkalarının güvenliğini hiçe sayan böyle bir sürücüye ceza saptanırken ağırlaştırıcı faktörler olan bu kusurlar cezanın türünü belirlemede olduğu gibi, aynı zamanda ağırlıklı olarak kaçınılmaz olan hapis cezasının süresinin de be-lirlenmesinde etken olur."


Önünde bulunan tüm olguları değerlendiren Ağır Ceza Mahkemesi bu içtihatın içerdiği görüşleri de benimseyerek Sanığa mahkum olduğu 1. davadan Sanığın kusurunun az olduğu kanaatine vararak sadece para cezası vermeyi uygun buldu.- Biz de Y/C 97/01 (D.12/01) sayılı içtihat kararında vaz edilen prensipleri benimsemekte ve bu davaya uygulanabileceği görüşündeyiz.

Keza, mesele ile ilgili yukarıda aktarılan olgulara bakıldığı zaman vaz edilen prensipler ışığında böyle bir neticeye var-masının müdahalemizi gerektirecek nitelikte hatalı olduğu veya verilen cezanın aşikar surette az olduğu görüşünde değiliz.

Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığın leyhine aldığı en önemli faktörler müteveffanın koşarken kulaklıkları vasıtasıyle müzik dinlemekte o-labileceği, Sanığın aracına 2 metre kala ansızın Sanığın aracının önüne atıldığı, Sanığın süratinin normal olduğu, Sanığın kazayı önlemek için direksiyonu sağa kırmasına rağmen mütefeveffaya çarpıp ölümüne sebep vermesi idi. İstinafın dinlenmesi sırasında -Başsavcılık adına bulunan Savcının söylediklerinden anlaşılacağı üzere Sanığın gönüllü ifadesi dışında Müteveffanın aniden yola atılmış olduğu ile ilgili başka şahadet olmadığı gibi atılmamış olduğu ile ilgili de şahadet olmadığıdır. Ne de Sanığın bu husus-taki beyanı tekzip edilmiştir. Mahkeme önünde Sanığa atfedilebilecek ağırlatıcı başka faktörler bulunmamakta idi. Bu durumda Sanığa atfedilen kusur oranının düşük olduğu görülmektedir.

Neticede anlaşıldığı kadarıyla, Ağır Ceza Mahkemesi yaratılan bu şüphe-den Sanığın faydalanmasını uygun gördü ve para cezası vermiştir. Meseleye has olgularda Ağır Ceza Mahkemesinin herhangi bir hatasını görmediğimiz gibi verilen para cezasının değiştirilmesi gerektiği konusunda da ikna olunmadık. Ancak Sanığın dikkatsiz sürü-şten sabıkası mevcuttur.Ölümle neticelenen trafik kazası, verilmiş olan para cezası ve meseleye has tüm olgular dikkate alındığında Sanığın sürüş ehliyetinin de alınması düşünülmesi gerekirdi.

Bu nedenle İstinaf Eden istinafında kısmen başarılı olmuştur.-

Sanığa 1.davada verilmiş olan para cezasına ilaveten bugünden itibaren Sanığın 6(altı)ay süreyle sürüş ehliyeti sahibi olmaktan men edilmesine karar verilir.




Mustafa H. Özkök Gönül Erönen Seyit A. Bensen
Yargıç - Yargıç Yargıç


13 Subat 2009



8











Full & Egal Universal Law Academy