Yargıtay Ceza Dairesi Numara 14/1990 Dava No 2/1991 Karar Tarihi 28.01.1991
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 14/1990 Dava No 2/1991 Karar Tarihi 28.01.1991
Numara: 14/1990
Dava No: 2/1991
Taraflar: Başsavcılık ile Taylan Bircanlı arasında
Konu: Kundaklama – Gönüllü ifade – İlk tahkikat tutanaklarınının Mahkemeye sunulması
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 28.01.1991

-D.2/91 Yargıtay/Ceza 14/90
(Ağır Ceza Dava No. 4080/89; Girne)

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu,Başkan, Niyazi F. Korkut, Celal Karabacak

İstinaf eden-: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa.
ile
Aleyhine istinaf edilen: Taylan Bircanlı, Girne.
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Derviş Akter
Aleyhine istinaf edilen namına: Serhan Çınar



H Ü K -Ü M

Salih S. Dayıoğlu, Başkan: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Niyazi F. Korkut verecektir.

Niyazi F. Korkut: Aleyhine istinaf edilen Sanık, 22.3.1990 tarihinde Girne Ağır Ceza Mahkemesinde Fasıl 154, Madde 315(a)'ya aykırı kundakçılık suçu -ile itham edildi. Sanık, itham edildiği suçu kabul etmedi. Yapılan duruşma sonunda Girne Ağır Ceza Mahkemesi, İddia Makamının Sanık aleyhindeki suçu şüpheden ari olarak ispat etmediği kanaatına vardı ve onu, aleyhine getirilen davadan beraat ettirdi.

Bu -istinaf, Fasıl 154 Ceza Yasasının 315(a) maddesine aaykırı kundakçılık suçundan aleyhine istinaf edilen sanığı beraat ettiren Girne Ağır Ceza Mahkemesinin 6.4.1990 tarihli kararına karşı yapılmıştır.

Bu istinafı ilgilendirdii oranda olgular aşağıda belir-tildiği şekilde özetlenebilir:

25.3.1989 tarihinde Girne'de DOME CASİNO karşısında bulunan Kanioğlu Ltd'e ait dükkânda saat 02.30 sularında bir yangın çıktı. O saatlerde gazinoyu kontrola giden Girne Polis Müdürlüğünde görevli PÇ.1361 Ahmet Köse'nin yang-ını görüp itfaiyeye haber vermesi üzerine görevlilerin olay yerine gelmeleri sağlandı. Olay yeri ile çevresinin emniyetini sağlayan bu tanık, gün ağardıktan sonra olay yerinde araştırma yaparak dükkânın güneye bakan araka penceresinin camının kırık olduğun-u saptadı ve bilâhare pencerenin karşısında otlar içerisinde bulduğu bir adet beyaz plastik bidon, bir teneke bidon, kısmen yanık vaziyette rulo şeklinde sarılmış kumaş parçası ve bir kutu kiprit bularak emare olarak zaptetti. Bilâhare yapılan tahkikat son-ucu polis yetkililerinin konu dükkânın Girne'de sakin bu davadaki Sanık Taylan Bircanlı tarafından yakılmış olabileceğine ilişkin elde ettiği bilgiler ışığında Sanığı 17.4.1989 tarihinde saat 22.30'da polise celbettiler. Sanık suçunu itiraf ederek gönüllü- ifade vermek istemesi üzerine yasal ihtar tahtında Sanığın saat 23.05'te gönüllü ifadedi alındı. Duruşma sırasında yapılan duruşma içinde duruşma sonucu gönüllü olduğuna ilişkin karar verilen ifadesinde Sanık, sair şeyler yanında, Öner Kaan isimli birine- ait dondurma fabrikasında çalıştığını, ailesi ile birlikte Öner Kaan'a ait bir evde kaldığını, BK 758 plâkalı motosikletin de ona ait odluğunu, yangın olayı sırasında Öner Kaan'ın ada dışında bulunduğunu ancak adadan ayrılmazdan bir gün önce Öner Kaan'ın -evinde eşyaları bavullara yerleştirirken Erhan Kânioğlunun dükkânını 1-2 gün sonra arka taraftan benzin dökerek yakamsını kendisine söylediğini ve kendisinin de yakmayı kabul ettiğini, İngiltere'ye gittikten bir gün sonra Öner Kaan'ın kendisini fabrikadan -telefonla arayıp bulamadığını ve tekrar arayacağına ilişkin haber bıraktığını Mehmet Ustanın kendisine söylediğini ve bu haberi alınca fabrikaya gittiğini, aynı gün 13.30-14.00 arasında Öner Kaan'ın kendisini tekrar telefonla aradığını ve ya o gece veya er-tesi gece Erhanın dükknını tekrar yakmasnı istediğini, 17.3*-18.00'e kadar Öner Kaan'a ait inşaatta çalıştıktan sonra fabrikaya giderek orada bulduğu beyaz plastik bidona arabalar için fabrikada muhafaza ettikleri büyük bidonlar içerisindeki benzinden dold-urduğunu, daha sonra buzlukları sildikleri fanella parçalarından bulup rulo şeklinde sardığını ve sicim ile bağladığını ve bidona doldurduğu benzin ile bez parçalarını fabrikada bir kenara koyarak oradan ayrıdlığını, gece yarısı 02.00''en sonra tekrar fabr-ikaya giderek kendinde bulunan anahtar ile fabrikayı açarak önceden hazırladığı benzin ve kumaş parçasını alıp şirketin BK 758 plâkalı motosikleti ile kebapçı Little Arif'in arkasındaki park yerine gittiğini, motoru orada bırakıp yaya olarak kilisenin arka-sından Erhan Kanioğlunun dükkânının arka kısmına geldiğini, dükkânın arkasındaki pencerenin camını dirseği ile kırıp bidondaki benzini pencereden dükkâna boşaltıp bidonu da arsaya attığını, yanında götürdüğü kipriti yakıp pencereden içeri attığını ve ani b-ir patlama odluğunu, patlamadan sonra kaçarak motoru bıraktığı yere geldiğini, orada evi olan Kudret Natık'ın kendini görerek patlamanın ne olduğunu sorduğunu ve kendinin de bilmem dediğini, oradan ayrılarak motoru fabrikaya bırakıp evine döndüğünü ve erte-si gün de polisin kendini aradığını belirtti.

18.4.1989 tarihinde, tahkikat tamamlanmadığı için, tutukluluk almak üzere halen zanlı durumunda olan Sanık saat 10.00'da hakim önüne çıkarıldı. Tutukluluk emri almak için şahadet veren PÇ. Ahmet Köse'den sonr-a Sanık aşağıdaki beyanı yaptı:

"Birşey söylemek istemem. Avukat da tutmak istemem. Polisten hiçbir şikâyetim yoktur. Üç gün tutukluluğa da itirazım yoktur. Bu işi Öner Kaan'ın isteği ile yaptım. Çok pişmanım. Para birşey almadım."

18.4.1989 tarihind-e 3 gün tutukluluk emri alındıktan sonra Sanık tutukluluk emri alınmak üzere 21.4.1989 ve 251989 tarihlerinde yeniden hakim önüne çıkarıldı. 4.5.1989 tarihinde Sanık haftada üç kez Girne Polisine isbatı vücut etmek koşuluyla belgelenerek serbest bırakıldı.- Aynı gün Sanığa yazılı ihtar tahtında dava okundu. Sanık okunan davaya cevaben "kabul ediyorum, bu suçu yaptım. Özür dilerim." şeklinde bir yanıt verdi.

Sanığın verdiği gönüllü ifade ışığında soruşturmayı yapan PÇ 1361 Ahmet Köse Mahkemede, şahadeti sır-asında, BK 758 plâkalı motosikletin Öner Kaan adında kayıtlı olup Sanık tarafından devamlı kullanıldığını, Sanığın Öner Kaan ve Oğlu Şirketi adına kayıtlı Dondurma Fabrikasında çalıştığını, Sanığın ikâmet etmekte olduğu Vakıflara ait evin Öner Kaan'ın eşin-e icarlı olup parasının Öner Kaan ve eşi tarafından ödendiğini, olay tarihinde Öner Kaan'ın K.K.T. Cumhuriyeti dışında olduğunu, Sanığın tasarrufunda fabrikaya ait anahtar bulunduğunu ve fabrikada da ifadede belirtildiği şekilde içerisinde demir bidon ve k-umaş parçaları bulunduğunu saptadığını, ve Sanığın gönüllü ifadesinde belirttiği gözegâhtan gidilebildiğini de aynı güzegahtan bizzat giderek saptadığını belirtti.

İddia Makamı tarafından şahadet veren Polis Genel Müdürü bomba uzmanı Yüksek Kebapçı, konu- yangında bomba veya patlayıcı madde kullanıl-madığını belirtti. İddia Makamı tanığı Elektrik Girne Bölgesi sorumlusu Mustafa Soyluoğlu da şahadeti sırasında, yangın olayı srıasında, dükkânın elektrik akımının kesilmesi için arandığını ve o gece yaptığı in-celeme sonucu yangının elektrikten vukubulmadığını saptadığını belirtti. Müdafaasını yapmaya çağrılan Sanık ise bulunduğu yerden yeminsiz bir beyan yaparak, polise verdiği ifadenin doğru olamdığını ancak ilk tahkikat sırasında verdiği ifadenin doğru olduğu-nu, polise verdiği ifadeyi Erhan Kanioğlunun vaadi üzerine verdiğini ve dükkânı yakması için Öner Kaan veya başka birisinin kendisine emir vermediğini söyledi.

Yapılan duruşma sonucu Ağır Ceza Mahkemesi hükmünde, sair şeyler yanında, suçun Sanık tarafınd-an incelendiğine dair herhangi bir görgü tanığı bulunmadığını ve Sanığın 17.4.1989 tarihinde verdiği gönüllü ifaesinde, dükkân içerisine döktüğü bir bidon benzini liprit ile ateşleyerek dükkânı yaktığını itiraf ettiğini, ancak duruşma sırasında polise verd-iği ifadenin içeriğinin doğru olmadığını söylediğini; olay yerinde bulunan beyaz plastik bidon, benzin ile ıslatılmış bir parça rulo halinde bir kumaş ve bir kutu kipritin Sanığın ifadesini yetid edecek şekilde olduğunu ve ilk anda dükkânın benzin ile yakı-lma olasılığının ağırlık kazandığını vurgulayara daha sonra dükkânın, bu emareler, bilirkiş şahadetleri ve raporları ışığında pencereden içeriye dökülen benzin ile yakılıp yakılmadığı hususunu incelemeye geçmiştir. Bu husustaki şahadeti değerlendiren Mahk-eme, yangının çıkışına elektrik kontağının neden olmadığını ve yangının bomba ve patlayıcı madde kullanmasından da meydana gelemdiğine lişkin şaahdet olamsına karşın yangının benzin dökülerek meydana geldiği hususunda Mahkeme huzurunda lkesin bir şahadet m-evcut olmadığı kanaatına varmıştır. Ağır Ceza Mahkemesi Sanığın vermiş olduğu ifadenin herhangi bir vaad olmaksızın yapılmış bir gönüllü ifade olduğuna, herhangi bir şahsın sadece kendi itirafı üzerine suçlu bulunup mahkûm edilebileceğine ancak böyle bir i-tirafın doğruyu yansıttığı hususunda Mahkemenin tastmin olması gerektiğine değinerek bu ilke ışığında Sanığın gönüllü ifadesini inceleyrek Sanığın gönüllü ifadesinde belirttiği gibi Öner Kaan isimli birisnin yanında çalıştığı, Sanık ve ailesinin Öner Kaan'-ın eşinin icarında olan bir evde kaldığı, BK 758 plâkalı motosikletin Öner Kaan'a ait olduğu, olay sırasında Öner Kaan'ın ada dışında olduğu, Sanığın fabrikada bulunan teneke bidonlardan benzin alma olanağı bulunduğu, Kanıoğluna ait dükkânın arka kısmına L-ittle Arif'in kebapçı dükkânının park yerinden gidilebileceği, Sanığın fabrikaya her an girtip çıkma olanağı varolduğu ve fabrikada buzluklarıns orumlusu odluğu, PÇ. 1361 Ahmet Köse tarafından araştırılıp bunların doğruluğunun kontrol ve teyid edildiğini v-urguladıktan sonra, Sanığın ifadesinde ismi geçem Kudret Natık'ın sorgulanıp sorgulanmadığı, pencere camını dirseği ile kırdığını söylemesine karşın dirseğinde herhangi bir yara veya bere bulunduğuna dair araştırma yapılıp yapılmadığı, ifadesinde Öner Kaa-nın kendisini İngiltere'den telefonla aradığını ve Mehmet Usta bu durumu kendisine bildirdiğini söylemesine karşın Mehmet Ustaya bu hususun sorulmadığı ve patlama sonucu kırılan vitrin camlarının 3-4 mm kalınlıkta olduğuna dair şahadet bulunmasına karşın p-encere camlarının farklı olup olmadığı hususunda araştırma yapılmadığını ve keza müdafaasını yapmaya çağrıldığında Snık bulunduğu yerden yapmış olduğu beyanda vermiş olduğu ifadenin doğru olmadığını ve Erhan Kanioğlu'nun evine giderek kendisine para vaadin-de bulunduğunu belirtmesine karşın Erhan Kanioğlu'nun Sanığın bu iddiaları dğrultusunda bu iddiaları reddeden ve doğru olmadığına ilişkin şahadet vermediğini de belirterek sonuçta, Mahkeme, yangının çıkış sebebinin benzin ile olmama ihtimali ile Sanığın ye-minsiz ifade veya beyanında ileri sürdüğü iddia ve izahatı ve tüm şahadette söylenenleri gözönünde bulundur-duktan sonra İddia Makamının Sanık aleyhindeki suçu şüpheden ari olarak ispat edemediği kanaatına avrdı ve Sanığı aleyhindeki suçtan beraat ettirdi.-

İddia Makamının Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu beraat kararına karşı dosyalamış olduğu ve 12 istinaf sebebi içeren istinaf ihbarnamesi aşağıda belitildiği şekilde 4 ana başlık altında özetlenebilir:

(i) Yapılan duruşa içinde duruşma sonucu gönül-lü olduğu kabul edilen ve sair şahadet gibi değer taşıyan ve birçok hususta teyit edilen gönüllü ifadesinde ve dava tebliğinde Sanık suçu kabul edip 18.4.1989 tarihinde tutukluluk için Mahkemenin önüne çıkarıldığında da hakim önünde bu suçu Öner Kaan'ın is-teği ile yaptığını da kabul ettikten sonra Sanığın gönüllü ifadesinde söylenenlerin yeterince araştırılmadığı gerekçesi ile Sanığı beraat ettirmekle;

(ii) Sanığın müdafaasını yapmaya çağrıldığı zaman ilk soruşturmasındaki yeminli ifadenin doğru olduğunu- söylemesine gereğinden fazla değer verip ilk soruşturmadaki ifadesinin de emare olarak sunulmasına izin vermekle;

(iii) İtfaiye Müdürü Selçuk Avkıran'ın büyük oranda şayia şahadete dayanan raporuna gereğinden fazla ağırlık vermekle; ve

(iv) Sanığın du-ruşma içinde duruşmada ilerri sürdüğü Erhan Kânioğlu'nun kendisine suçu işlemesi için vaatte bulunduğu iddiasını esas duruşmada hiçbir surette ileri sürmemesine karşın İddia Makamının Erhan Kânioğlu'nu tanık olarak çağırmayışınıa Sanığın beraatını sağlayac-ak biçimde değer vermekle;

Ağır Ceza Mahkemersinin hatalı hareket ettiğini ileri sürdü.

İstinaf ihbarnamesinde ileri sürülen istinaf sebepleri ışığında Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu karar ile duruşma tutanaklarını incelediğimizde, istina edenin i-stinafında ileri sürdüğü gibi, Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığın ilk tahkikat aşamasında vermiş olduğu ifade tutanaklarının emare olarak sunulmasına izin verip usulsüz olarak sunulan bu tutanaklardaki ifadeyi hükmünde değerlendirmeye tabi tuttuğu görülmekted-ir.

Ağır Ceza Mahkemesi bununla da kalmayıp önünde olay yerinde aynı gece inceleme yapıp uangının elektrik kontağından çıkmadığına ilişkin Elektrik Dairesi sorumlusunun direkt şahadeti ile yine yangında bomba ya da patlayıcı madde kullanılmadığına ilişki-n polis uzmanlarının şahadeti varken İtfaiye Müdürünün büyük oranda şayia şahadete dayanan raporuna hükmünde gereğin-den fazla değer verdiği ve sair şeyler yanında, usulsüz sunulan ilk tahkikat tutanaklarındaki Sanığın ifadesi ile emare raporunun aşırı etk-isi altında kalarak ve Sanığın gönüllü ifadesinde belitmiş olduğu yangının nasıl başladığına ilişkin ifadesinde hiçbir değer vermeden yangının benzin dökülerek çıkarıldığına ilişkin Sanık hakkındaki davanın şüpheden ari olarak kanıtlanamadığı kanaatına var-dı.

Ağır Ceza Mahkeemsi hatalı oalrak dikkate aldığı, yuakrıda belirttiğimiz bu hususlar önünde olmasa idi, onların yokluğunda yien de Sanık lehine beraat vereceğini salimen söylemek mümkün değildir.

Nicholas William Gilbert Slender, 26 Cr. App. R.155,- sayfa 163 ve 164'de şunlar yer almaktadır:

-"What view the jury would have taken if this inadmissible evidence had not been admitted it is not possible for this Court to say. The Court has already expressed the view that the case would have been simple and clear, ant it might well have resulted in a- conviction. Mr. Prince's evidence, however, was clearly inadmissible, and highly preudicial. It is impossible to say what effect that evidence may have had on the jury, and it is impossible for this Court to say that this jury must inevitably have come to- the same conclusion if that evidence had not been admitted. For those reasons the Court has come to the conclusion that this appeal must be allowed, and the conviction quashed."
-
Yine Harold Norman Day, Cr. App. R. 168, sayfa 175'te şunlar yer almaktadır:

-"In our view the necessary conditions which should hav been fulfilled, before this evidence was admitted were not fulfilled, and it is impossible to say that, if the evidence had not been admitted, the verdict would have been the same. The appeal must, the-refore, be allowed and the conviction quashed."
-Yukarıda alıntı yapılan kararlarda belirtilenler ışığında Ağır Ceza Mahkemesinin hatalı olarak emare olmasına izin verdiği ilk tahkikat tutanakları ile şayia şahadete dayanan rapordaki bilgileri dikkate alarak değerlendirme sonucu verdiği beraat hükmünün -iptal edilmesi gerekir.

Sonuç olarak istinaf kabul edilerek Ağır Ceza Mahkemesinin vermiş olduğu beraat kararı iptal edilir.

Fasıl 155, Madde 145 altındaki yetkiye istinaden Sanığın farklı yargıçlardan oluşacak başka bir Ağır Ceza Mahkemesi tarafından -yeniden yargılanması emrolunur.

Bu yargılamaya dek Sanığın çağrıldığında Mahkemede isbatı vücut edeceğine ilişkin 5 milyon TL'lik teminat senedi imzalaması ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini terketmemesi ve pasaportunu polise teslim etmesi emrolunur.


-(Salih S. Dayıoğlu) (Niyazi F. Korkut) (Celâl Karabacak)
Başkan Yargıç Yargıç

28 Ocak 1991




-


-7-



-


Full & Egal Universal Law Academy