Yargıtay Ceza Dairesi Numara 13/2003 Dava No 8/2004 Karar Tarihi 30.04.2004
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 13/2003 Dava No 8/2004 Karar Tarihi 30.04.2004
Numara: 13/2003
Dava No: 8/2004
Taraflar: Başsavcılık ile Hasan Beyar
Konu: Ölüme neden olan trafik kazası-Tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu ölüme neden olma
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 30.04.2004

-D.8/2004 Yargıtay/Ceza 13/2003
(Ceza Dava No: 1316/2002; Lefkoşa)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.
Mahkeme Heyeti:Taner Erginel,Başkan,Mustafa H.Özkök,Seyit A.Bensen.

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
- (Davayı İkame Eden)

- ile -

Aleyhine istinaf edilen: Hasan Beyar, İsmet İnönü Bulvarı,
Tuzla Kavşağı - Mağusa
(Sanık)
- A r a s ı n d a.
Lefkoşa Kaza Mahkemesi Yargıcı Peri Hakkı'nın 1316/2002 sayılı davada 28.1.2003 tarihinde verdiği karara karşı Başsavcılık tarafından yapılan istinaftır.

İstinaf eden namına: Savcı Erdinç Akyener
Aleyhine istinaf ed-ilen namına: Avukat Tevfik Mut.


------------------


H Ü K Ü M


Taner Erginel (Başkan): Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Mustafa H. Özkök okuyacaktır.

Mustafa H. Özkök: Aleyhine İstinaf Edilen (Sanık), Lefkoşa
Kaza Mahkemesinde dosy-alanan 1316/2002 sayılı davada aşağıdaki suçlarla itham edilmiştir:

"İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
Dava

22/89 ve 11/97 sayılı yasa ile tadil olunan
Fasıl 154 Ceza Yasasının 210'cu maddesine
aykırı tedbirsizlik ve dikkatsiz- bir fiil
neticesi başka bir şahsın ölümüne sebep olma.
SUÇUN TAFSİLATI

Sanık 8.10.2000 tarihinde Lefkoşa - Magosa
Anayolunun 11-12. Kilometreleri arasında
EL 484 Plakalı arabayı sürerken ağır ihmal
- teşkil etmeyen tedbirsizlik ve dikkatsiz
bir fiil neticesi öldürme kastı olmaksızın
Gökmen Özdenak'a çarpıp ölümüne sebep oldu.

İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
Dava

45/97, 67/94, 64/88 sayılı yasa ile tadil
edil-en 1974 M/Araçlar Yol Trafik Yasasının
2, 6(1) ve 19'cu maddelerine aykırı insan
hayatını tehlikeye koyacak şekilde süratli
M/Araç sürme.

SUÇUN TAFSİLATI

Sanık birinci davada belirtilen tarih ve
- mahalde EL 484 Plakalı aracı yolun durumu
ve kullanılışı ile ilgili yol üzerinde
ilgili zamanda gerçekten bulunan trafik
hacmini göz önünde bulundurmaksızın
ihtiyatsızca acele ile ve halka tehlike
teşkil edecek- şekilde süratle sürdü.

İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
Dava

45/97, 67/94, 64/88 sayılı yasa ile tadil
edilen 1974 M/Araçlar Yol Trafik Yasasının
2, 7(1) ve 19'cu maddelerine aykırı insan
hayatını tehlikeye koyacak -bir şekilde
M/Araç sürme.

SUÇUN TAFSİLATI

Sanık birinci davada belirtilen tarih ve
mahalde EL 484 Plakalı aracı yolun durumu
ve kullanılışı ile ilgili yol üzerinde
ilgili zamanda gerçekten bul-unan trafik
hacmini göz önünde bulundurmaksızın
ihtiyatsızca acele ile ve halka tehlike
teşkil edecek bir şekilde sürdü.

İTHAM OLUNDUĞU SUÇ
Dava

45/97, 67/94, 64/88 sayılı yasa ile tadil
edilen- 1974 M/Araçlar Yol Trafik Yasasının
2, 8 ve 19'cu maddelerine aykırı gereken
azami dikkat ve ihtimamı göstermeksizin
M/Araç sürüp kaza yapma.

SUÇUN TAFSİLATI

Sanık, birinci davada belirtilen tarih ve
- mahalde EL 484 Plakalı aracı gereken azami
dikkat ve ihtimamı göstermeksizin yolu
kullanmakta olan öteki şahıslara önem
vermeden sürüp bir trafik kazası yaptı."

Aleyhine İstinaf Edilen (Sanık), aleyhine getirilen
daval-arı kabul etmemiş ve davanın duruşması yapılmıştır.

İddia Makamı davasını ispat için 9 tanık dinletmiş, Sanık
ise sadece kendisi yemin tahtında şahadet vermiş olup başka
tanık dinletmemiştir.

Duruşma sırasında 6 adet emare ibraz edilmiştir-. Davayı dinleyen İlk Mahkeme Yargıcı 28.1.2003 tarihinde verdiği
kararında, Aleyhine İstinaf Edilen'i (Sanık) aleyhine getiri-
len 4 davadan beraat ettirmiştir. İddia Makamı bu karara karşı huzurumuzdaki istinafı dosyalamıştır. İstinaf ihbarnamesi 11 -istinaf sebebini içermektedir. Bu istinaf sebepleri şöyledir:


"1) Muhterem bidayet mahkemesi huzurundaki
şahadeti yanlış değerlendirerek sanığı
aleyhindeki tüm davalardan beraat
ettirmekle hatalı hareket et-miştir.
2) Muhterem bidayet mahkemesi, iddia
makamına düşen ispat külfeti hususun-
daki prensipleri huzurundaki meseleye
uygularken hata yaparak beraat kararı
vermiştir.
3) Muhterem bidayet -mahkemesi, iddia
makamına düşen ispat külfeti hususundaki
prensipleri huzurundaki meseleye uygular-
ken 'makul şüpheden ari ispat külfeti'
yerine 'her türlü şüpheden ari ispat
külfeti' aramakla h-atalı hareket etmiştir.

4) Muhterem bidayet mahkemesi, iddia makamının
sunmuş olduğu şahadet ışığında ilk nazarda
sanığın aleyhinde bertaraf edilmesi gereken
bir karine oluştuğuna kanaat getirerek
-sanığı müdafaaya çağırdıktan sonra sanığın
verdiği izahatı makul olarak kabul ederek
hareket etmekle hatalı davranmıştır.
5) Muhterem bidayet mahkemesi, 'emare 2' olarak
ibraz edilen sanığın gönüllü ifadesi ile
- yemin altında verdiği şahadeti arasında
mevcut olan çelişkilere dikkat etmeyerek
ve sanığın istintakı esnasında sarsılmasına
rağmen muteber bulmakla hatalı hareket etmiştir.
6) Muhterem bidayet mahk-emesi, iddia makamı tanık-
larından olan polis tanıkların verdikleri
şahadete şüphe ile yaklaşılması gerektiği
yönünde muhterem yüksek mahkemenin yerleşmiş
prensibini yanlış yorumlayarak ve keza yargı-
- lanan kişinin de bir polis müdürü olduğunu
gözardı ederek hareket etmiş ve bulgu
yapmıştır.
7) Muhterem bidayet mahkemesi, sanığın istintakı
esnasında araçla seyir halinde iken 5. vitesle
gitti-ği yönündeki cevabına rağmen sanığın
60-65 km. süratle gittiği ve bunun da makul
olup süratli olmadığı hususlarında bulgu
yapmakla hatalı hareket etmiştir.
8) Muhterem bidayet mahkemesi, huzurunda yeminli
- şahadet veren sanığın kaza anında hiçbirşey
görmemesine rağmen ve 'emare 2' gönüllü
ifadesi ile çelişen ve sırf kendini kurtarma
gayreti içerisine girerek önlenemez kaza
varsayımında bulunmasını gözde-n kaçırarak
sanığın şahadetine itibar etmekle hatalı
hareket etmiştir.
9) Muhterem bidayet mahkemesi, iddia makamı
tanıklarının ve özellikle tanık 7 Hasan
Efendi'nin şahadetine rağmen müteveffanın
- sanığın önüne atılmış olabileceği yönün-
deki iddiaya itibar etmekle hatalı hareket
etmiştir.
10) Muhterem bidayet mahkemesi, huzurundaki
davalarda alakadar hukuki prensipleri
serdede-rek sıralamış ancak meseleye yanlış
uygulamak sureti ile sanık aleyhinde
yeterli sebep bulunmasına rağmen beraat
kararı vermekle hatalı hareket etmiştir.
11) Muhterem bidayet mahkemesi, huzurundaki
-tüm şahadet ve emarelere rağmen sanığın
makul ve tedbirli bir insanın göstereceği

dikkat ve ihtimamı gösterdiği kanaatine
varmakla hatalı hareket etmiştir."


İstinafın duruşması yapılmıştır. İstinaf E-den Mahkemeye
yaptığı hitabesinde özetle; Aleyhine İstinaf Edilen'in (Sanık),
kaza anında 5. viteste aracını kullandığını ve süratinin
60-65km. olduğu bulgusuna varmakla hata ettiğini, 5. vitesle
giden aracının süratinin en az 80km. olması gerektiğini,
-Tanık 6'nın 60km. hızla gittiği esnada Aleyhine İstinaf Edilen'in (Sanık) kendisini geçtiğini, dolayısıyle süratinin daha fazla olduğunu, bu nedenle Bidayet Mahkemesinin kararının hatalı
olduğunu keza kazadan hemen sonra Aleyhine İstinaf Edilenin
verdiği -gönüllü ifadesinde de nereye çarptığını görmediğini söylediği halde Mahkemedeki yeminli şahadetinde önlenemez kaza iddiasında bulunmak suretiyle gönüllü ifadesinde söyledikleri
ile yeminli şahadetinde söylediklerinin çelişir mahiyette
olduğunu ve Aleyhine- İstinaf Edilenin makûl bir sürücüden
beklenen dikkat ve ihtimamı gösterdiği sonucuna vararak
Aleyhine İstinaf Edileni beraat ettirmekle Bidayet Mahkemesi-
nin hata ettiğini ileri sürdü.

Aleyhine İstinaf Edilenin avukatı ise Mahkemeye yaptığı hit-abesinde, Bidayet Mahkemesinin kararının doğru olduğunu,
bu bulgulara varabilmesi için önünde şahadet mevcut olduğunu, kararında herhangi bir hatanın söz konusu olmadığını, Aleyhine İstinaf Edilenin 60-65km.'den fazla bir süratle seyrettiği
hususunda Mah-keme huzurunda şahadet olmadığını, olay yerinin karanlık olduğunu ve Aleyhine İstinaf Edilenin makûl bir
sürücüden beklenen dikkat ve ihtimamı gösterdiğini, bu nedenle kazanın meydana gelmesinde herhangi bir hatası olmadığını
ileri sürerek istinafın redd-edilmesini talep etti.

Meselenin olguları kısaca şöyledir: Aleyhine İstinaf
Edilen 8.10.2000 tarihinde gece saat 21.00 raddelerinde,
kullanmakta olduğu EL 484 plakalı aracı ile Lefkoşa-Mağusa istikâmetine doğru seyrettiği bir sırada Ercan Kavşağı-na yakın
bir yerlerde Gökmen Özdenak isimli bir şahsa çarpmak suretiyle
bir kazaya sebebiyet verdi. Kaza sonucu yaralanan Gökmen
Özdenak aldığı yaralar sonucu vefat etti. Kaza olduğunu
Aleyhine İstinaf Edilenin polise bildirmesi sonucu polis
olay yer-inde inceleme yaptı ve kaza yeri ile ilgili hazırla-
dığı krokiyi, Emare 1 olarak Mahkemeye ibraz etti. Emare 1
krokide kaza vuruş noktasının, Aleyhine İstinaf Edilenin gidiş istikâmeti içerisinde takriben yol çizgisinin 60cm. içerisinde olduğu ve bu nok-ta tespit edilirken Aleyhine İstinaf Edilenin
de hazır olduğu, asfalt yolun genişliğinin 7.10m. olduğu,
Aleyhine İstinaf Edilenin aracının genişliğinin 1.50m., uzun-
luğunun ise 3.90m. olduğu, yolun gidiş istikâmetine göre sol
tarafta 2.20m. asfalt banke-t bulunduğu ve olay mahallinde fren
izi olmadığı görülmektedir. Kazadan hemen sonra 9.10.2000
tarihinde Aleyhine İstinaf Edilen verdiği gönüllü ifadesinde
kaza ile ilgili şöyle demektedir:

"Lefkoşa-Mağusa anayolunda Mağusa'ya doğru
60-65k-m. hızla gitmekte olduğum bir sırada
Ercan Kavşağına takriben 400m. yaklaştığımda
aynı istikâmette limuzin marka bir araba seyre-
diyordu. Bu araç yolun sağ şeridine geçmek
için sinyal verip yolun sağ şeridine geçti ve
ben de çi-ft şerif olan yolda sol şeritte aynı
istikâmete doğru aynı süratte seyrediyordum.
Hava iyice kararmıştı. Bölge de karanlıktı.
Bu nedenle benim aracın ışıkları da yanıyordu.
Seyir halinde iken yani Ercan Kavşağına yaklaş-
tı-ğımda kısa huzmeli ışıklarla seyrediyordum.
Bir anda bir ses duydum. Arabamın bir şeye
çarptığını hissettim. Arabamın ön camı kırıldı.
Camlar yüzüme ve eşimin yüzüne geldi. Camın
kırılması sonrası önümü göremez duruma geldim. -
Hiç frene basmadım ve yavaşlamadım. Çünkü
kazadan önce hiçbirşey görmedim" demektedir.

Aleyhine İstinaf Edilene Emare 3 davalar okundu ve cevap
olarak "Hiçbirini kabul etmiyorum" diye cevap verdi.
Emare 4 hasar raporu da Mahkemeye sunul-muştur. Yine müteveffa Gökmen Özdenak'ın otopsi raporu Emare 5 olarak Mahkemeye sunulmuştur. Kazanın nasıl olduğunu gören görgü tanığı
yoktur. Kazanın nasıl olduğu hususunda Aleyhine İstinaf
Edilen kazadan kısa bir süre sonra 9.10.2000 tarihinde,
ver-diği gönüllü ifadesinde kazanın oluşumu ile ilgili yukarıda belirtilen izahatı vermiştir. Yine yeminli şahadetinde de
benzer ifadeler kullanmakta ve kazanın izahını yapmaktadır.
Mavi 47'de şöyle demektedir:

"C: Sol şeritte giderken sağ tarafa yakl-aşmaya
başlamıştı ve sağ tarafa sinyal vermeye başladı.
Dedim ki sağ taraf olduğuna göre Ercan'a dönecek.
Sağ şeridi işgal etmeye başlamıştı. Biz
Magosa'ya gidecektik. Dolayısıyla sol şeritte
Magosa'ya doğru devam etmeye ba-şladım. O
süratini düşürdüğü için limuzin beyaz araç
Ercan'a dönmek maksadı ile yaklaştığı için ben
de sol şeritte evim olan Magosa'ya doğru sol
şeritte devam etmeye başladım. Tam bu anda bu
güzergahta seyrederken tak diy-e bir ses duydum.
Sol ön cama sim siyah bir şeyin çarptığını
hissettim. O anda arabanın içerisinde cam
parçaları yüzümüze geliyor, eşim, çocuklar
çığlık içinde. Cam buzlanmaya başladı. Görüş
mesafesi daralmaya başladı. Ç-ocuklar ağlıyor
onlara bakıyorum. Ben ne olduğunu çözmeye
çalışıyorum kafamda. Ondan sonra yaklaşık
150 metre ileride sol tarafa yolun dışına park
ettim. Dörtlü selektörleri yaktım. Acaba bu
siyah şey neydi. Çözmeye ç-alıştım. Eşim ile
çocuklarımı teskin etmeye çalıştım ilk etapta.
Bilhassa 5 yaşındaki oğlum şok oldu. Ağlıyordu.
Sağa, sola kaçmaya çalışıyordu. Eşime çocukları
kontrol altında tutmasını söyledim ve geriye
doğru neye çarpt-ığımı bu siyah cismin ne
olabileceğini araştırmaya başladım. O anda
trafik seyrediyordu. Hiç kimsenin de umrunda
değildi. Trafik akıyordu. Yardım yok, duran
yok. Geriye doğru gittim. Yaklaşık olarak
durduğum mesafeden 2-00-300 metre geride yaklaşık
200-300 metre ileride yolun banketin içerisinde
toprak kısmında."


Ayrıca yeminli şahadetinde kazanın önlenemez bir kaza
olduğu iddiasında bulunmaktadır.

Aleyhine İsinaf Edilenin bu izahatından başka -kaza ile
ilgili Tanık 6 Nusret Özgümüş şahadet verdi. Tanık 6 Nusret
Özgümüş Mavi 28'de şöyle demektedir:

"C: Saat 20.15 sularında gelen misafirlere
lumizini hazırladım, Rock Gazinodan hareket
ettim. Seyir halinde havaalanın-a gidiyordum.
Demirhan kavşağına yaklaştığım geçtikten
sonra yaklaşık olarak 600 metre civarında
sol tarafta gidiyordum. Ben yaya yürüyen,
üzerinde siyah elbiseli bir şahsın yolda
yürüdüğünü gördüm. Yalnız çiz-giden yaklaşık
olarak 1 karış içeride yürüyordu. Dümdüz
yoldu. Havaalanına yaklaşırken sağ sinyali
verip sağ tarafa geçtim daha sonra sinyalimi
yaktım. Ben sollayan aracı fark ettim.
Benim yaklaşık olarak hız-ım 65km. civarındaydı.
Beni sollayarak geçti. Benim arabamı tam
geçmekte iken bum diye bir ses duydum,
müzikte açıktı. Eyvah, eyvah dedim. Herhalde
yayaya çarptı dedim. Sol tarafa doğru havada
uçtuğunu gördü-m gölge olarak. Daha sonra
çarpan araç seyir halinde yine devam etti.
Ben daha sonra korna çaldım, sellektör yaptım
daha sonra araç ileride durdu, bende yolun
ortasına doğru dörtlüleri yaktım, arabayı
sola- çektim, indim arabadan. Çarpma aracın
şoföründendi. Ben kendine ne yaptınız,
yayayı görmediniz mi dedim? Kendi ne olduğunu
anlayamadı, şoktaydı ve daha sonra ben yara-
lının yanına gidemedim, arabamda yolcular
- vardı. Hemen hastaneyi aradım, Acil Servisi
ambulans istedim. Oradan hareket edip
havaalanına gittim. Havaalanındaki Polislere
de olayı anlattım. Çarpan arabanın plakasını
Polislere verdim."

İstintakında -ise şunları söylemiştir:

"C: Saat 21.00 civarları olması lazım veyahut
20.45 olması lazım.
S: Arkanızda sizden başka biri var mızdı?
C: Beş kişi vardı. Onlarda o sesi duydu.
S: Sizin 60-65 km. de gittiğ-ini söylediniz?
C: Evet.
S: DL 484 Plakalı aracı o gece ilk kez
nerede gördünüz?
C: İlk kez beni sollarken gördüm.
S: Peki siz anladığım kadarı ile normal
sol şeritte gidiyordunuz?
- C: Evet."

Tanık 7 Hasan Efendi ise Mavi 36'da şunları söylemek-
tedir:

"S: 8.10.00 tarihini hatırlıyor musunuz, o
gün ne yaptınız?
C: İfade verdim olayla ilgili.
S: Anlatır mısınız, Muhterem Mahkemeye?
- C: Lefkoşa'da düğün vardı, düğüne gitmek
üzere köyden geldim, Yeniceköy'den
Lefkoşa'ya geldim işte düğünlere katıldım,
yazılı ifademde de belirttiğim gibi düğüne
katıldım en son Gönyeli'deki düğüne gittim,
G-önyeli tarafından çıktım köye giderdim
hava alanının kavşağına gelmeden İskele
istikametine doğru giderdim Yeniceköy'e
gitmek için havaalanının kavşağına gelmeden
yolun kenarında ben asfaltın içinde gördüm."

Tanı-k 9 Güray Haksever Mavi 41-42-43'de şunları söyle-
mektedir:

"S: Peki o gün ne olduğunu anlatır mısınız
Mahkemeye?
C: O akşam 9.00 sıralarında Girne'den Ercan
Havaalanına gidiyordum, gece olduğu için tabi
ya-vaş gidiyordum 60-65km süratle gidiyordum
yol karanlık ışıklanmamış yol eşim aniden
dikkat et bir karartı var, kırdım direksiyonu
sağa kırdım ve geçtik.
S: Bu söylediğiniz yol nerededir tarif eder
misiniz?
- C: Ercan Havaalanına gelmeden köyün adını
bilmiyorum, köyü geçtikten sonra.
S: Bir karartı vardı, neydi gördünüz mü?
C: Gördüm, geçerken baktım genç birisi
siyah kısa kollu ve siyah pantolon giyerdi,
e-rkek koyu renk.
S: Siz nereye gitmekteydiniz?
C: Ercan Havaalanına gitmekteydim.
..........................................
..........................................
S: Mahalli tanıyor musunuz?
C: -Tam olarak neresi olduğunu çıkaramadım,
solda büyük ağaçlar vardı.
S: Yolun neresinde gördünüz yayayı onu
hatırlar mısınız?
C: Evet, yol beyaz çizgi aşağı yukarı yarım
metre yol içerisine eli o otostop yapıyor-du.
............................................
............................................
S: Hanımınız sizi uyarmasaydı?
C: Bende görecektim, hanımımın uyarması ile
daha erken fark ettim.
S: Sizi- hanımınızın uyarması ile sağından
geçişiniz 1-2 saniyelik içerisindeydi?
C: Evet."

Bidayet Mahkemesi huzurunda şahadet veren Tanık 1, 2, 3,
4, 5, 7, 8, ve 9'un şahadeti ile ilgili olarak:-

"İddia makamının 1,2,3,4,5,7,8,-9 tanıkları
Mahkemedeki hal ve tavırları sorulan sorulara
olumlu ve direkt cevap vermeleri ile üzerimde
iyi bir izlenim bırakmışlardır." derken,

Tanık Nusret Özgümüş'ün şahadetine ise itibar etmeyi
uygun görmemiştir. Ger-ekçe olarak da şahadetinde Aleyhine
İstinaf Edilenin aracının dolu olduğunu söylediği halde
istintakında sayı olarak hatırlayamadığını söylediği ve keza
şahadetinde maktülü sol şeritte iken gördüğünü söylerken istintakında sağ şerite geçtiğinde gördüğün-ü söylemektedir.
Tanık 6 Nusret Özgümüş'ün şahadeti dikkatlice incelendiğinde
araba ile ilgili soruya Mavi 28'de şunları söylemiştir:

"S: Sizi sollayan arabanın modeli nasıldı?
C: Arabanın içi kalabalıktı. Onu gördüğüm
araba da Jeep- arabaydı sadece rengini gördüm.
.............................................
.............................................

C: Saat 21.00 civarları olması lazım veyahut
20.45 olması lazım.
S: Arkanızda sizden başka biri -var mızdı?
C: Beş kişi vardı. Onlar da o sesi duydu.
S: Sizin 60-65 km. de gittiğini söylediniz?
C: Evet.
S: DL 484 Plakalı aracı o gece ilk kez
nerede gördünüz?
C: İlk kez beni sollarken gördüm.
S: Peki -siz anladığım kadarı ile normal sol
şeritte gidiyordunuz?
C: Evet."

Bu soru ve cevaplardan da görüleceği gibi tanık kendi
sürdüğü aracının dolu olduğunu ve arabadaki 5 kişinin de sesi duyduğunu söylemektedir. Bidayet Mahkemesinin karar-ında belirtildiği gibi Aleyhine İstinaf Edilenin (Sanık) aracının yanından geçerken çok dolu olduğunu ve bunun da dikkatini
çektiğini belirttiği yönünde şahadet vermemiştir. Yine
şahadetinde "Ben yaya yürüyen, üzerinde siyah elbiseli bir
şahsın yolda y-ürüdüğünü gördüm. Yalnız çizgiden yaklaşık
olarak 1 karış içeride yürüyordu. Dümdüz yoldu. Havaalanına yaklaşırken sağ sinyali verip sağ tarafa geçtim daha sonra
sinyalimi yaktım. Ben sollayan aracı fark ettim. Benim
yaklaşık olarak hızım 65km. civ-arındaydı. Beni sollayarak
geçti. Benim arabamı tam geçmekte iken bum diye bir ses
duydum" demektedir.

Bu istintakında ise verdiği şahadetinde "Maktülü herhalde
sağ çizgide iken gördüm" diye bir ifade de kullanmaktadır.
Burada çelişki gibi gör-ülmekte ise de tanığın tüm söyledikleri
dikkate alındığında maktülü yolun gidiş istikâmetine göre
yolun sol kenarında gördüğü ve ancak sol veya sağ ifadesi kullanmadığı görülmektedir. Bu durumda bir çelişkiden söz
edilemez. Çünkü maktülü Mağusa istikâ-metine göre yolun sol kenarında yolun 1 karış içerisinde gördüğünü söylemektedir.
Tanık 7 Hasan Efendi de şahadetinde maktülü beyaz çizgiden
içeride belki 1-2 adım içeride gördüğünü söylemektedir. Tanık
9 Güray Haksever de şahadetinde maktülü beyaz çi-zgiden
takriben yarım metre içeride gördüğünü söylemektedir. Kaza
ile ilgili çizilen ve Emare 6 olarak ibraz edilen krokide
Aleyhine İstinaf Edilenin mutabık kaldığı nokta ise yine sol
çizgide takriben 60cm. yol içerisinde bulunmaktadır. Tüm bu şahade-ti birleştirdiğimiz zaman kaza anında ve kazadan hemen
önce maktülün yolun sol kenar çizgiden takriben 50-60cm.
içerisinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Nusret Özgümüş'ün
şahadeti özellikle kaza ile ilgili kısmında Aleyhine İstinaf Edilenin hem gönüllü if-adesinde söyledikleri ile hem de
yeminli şahadetinde söyledikleri ile teyit edildiği gibi Emare
6 krokide bulunduğu yer ile ilgili "X" işareti ile de teyit
edilmektedir. Çünkü "X" işaretli kroki tahkikat memuru
tarafından çizildi ve Aleyhine İstinaf E-dilen tarafından da
mutabık kalındı ancak "X" işaretli yerde herhangi bir iz
mevcut değildir.

Yukarıya aktarılan şahadetten ve sunulan emareler ince-
lendikten sonra maktül Gökmen Özdenak'ın 8.10.2000 tarihinde
gece saat 21.00 raddelerinde Lefko-şa-Mağusa anayolunun Ercan Kavşağına takriben 400-500m. gerisinde yol kenarında olduğu
ve yolun gidiş istikâmetine göre sol kenar çizgiden takriben
50-60cm. içerisinde otostop yaptığı bir sırada EL 484 plakalı
aracı ile Lefkoşa-Mağusa istikâmetine doğru s-eyretmekte olan Aleyhine İstinaf Edilenin saat 20.45 raddelerinde Gökmen
Özdenak'a çarpmak suretiyle bir kazaya sebebiyet verdiği ve
Gökmen Özdenak'ın aldığı yaralar sonucu vefat ettiği anlaşıl-maktadır. Diğer bir deyişle Aleyhine İstinaf Edilenin
8.10.-2000 tarihinde gece saat 20.45 raddelerinde Lefkoşa-Mağusa anayolunun Ercan Kavşağına 400-500m. gerisinde bir kazaya
sebebiyet verdiği, kazada yaralanan Gökmen Özdenak isimli
şahsın vefat ettiği hususları kanıtlanmaktadır.


Burada incelenmesi ger-eken husus, Aleyhine İstinaf
Edilenin bu kazanın meydana gelmesinde sorumluluğu var mı ve sorumluluğu varsa derecesini tespit etmek diğer bir deyişle
Bidayet Mahkemesinde itham edildiği suçları işlediğini,
İddia Makamı tarafından makûl şüpheden ari olarak- kanıtlanıp kanıtlanmadığı hususudur.

İddia Makamı, Aleyhine İstinaf Edilen'in (Sanık) kaza
anında süratinin en az 80km. olduğunu çünkü kaza anında
5. viteste seyrettiğini belirtmektedir. Aleyhine İstinaf
Edilen ise 5. viteste gittiğini kabul et-mekle beraber
süratinin 60-65km. olduğunu söylemektedir. Tanık 6 ise kaza
anında kendi süratinin 65km. civarında olduğunu ve Aleyhine
İstinaf Edilenin kendisini solladığı sırada diğer bir deyişle Aleyhine İstinaf Edilenin aracı ile kendi aracının yan yan-a seyrettiği bir anda kazanın olduğunu söylemektedir. Bu
şahsın şahadetine Aleyhine İstinaf Edilenin kaza anında
süratinin 65km. civarında olduğu sonucunu çıkarmak gerekir.

Bidayet Mahkemesi Tanık 6 Nusret Özgümüş'ün şahadetine
itibar etmemişti-r. İddia Makamı, Aleyhine İstinaf Edilenin süratinin 80km. olduğunu, diğer bir deyişle Aleyhine İstinaf Edilenin kaza anında sürdüğü aracın 5. viteste iken süratinin
80km. olması gerektiği hususunu bilirkişi olan bir tanık
çağırmak suretiyle ispat edebi-lirdi. Ancak bu yönde şahit
çağırma gereğini duymadı çünkü Aleyhine İstinaf Edilen gönüllü ifadesinde 60-65km. hızla gittiğini söylemektedir. Aleyhine
İstinaf Edilenin ise kazadan sonra 9.10.2000 tarihinde verdiği gönüllü ifadesinde kaza anında sadece -bir ses duyduğunu,
nereye çarptığını görmediğini ve hiç fren yapmadığını söyle-
mekte, şahadetinde de aynı şeyleri tekrarladıktan sonra
ilâveten kazada ölen şahsın aniden yola atıldığını, kazanın önlenemez bir kaza olduğunu ileri sürmektedir. Bidayet Ma-hke- mesi de bu iddianın doğru olabileceği kanaatına varmıştır.
Buna gerekçe olarak da İddia Makamı 2. Tanığı Mehmet Ordu'nun sorulan bir soruya karşı direkt yola atılmış ise Aleyhine
İstinaf Edilenin bu kazayı önleyip önleyemeyeceği yönündeki
soruya- "yoktu" diye cevap vermesi yani bu tanığın şahadetine
göre maktülün yola atılması halinde kazanın önlenemez bir
kaza olduğu yönünde varsayım olarak verdiği bir cevaptan kaynaklanmaktadır. Şunu da belirtmekte fayda vardır ki bir
kazanın önlenemez bir k-aza olduğunu ispatlamak bilirkişi
şahadeti ile mümkün olabilir. Çünkü meselede görgü tanığı
yoktur. Kaza vuruş noktasında herhangi bir iz yoktur. Eldeki veriler ise Aleyhine İstinaf Edilenin aracında kazada meydana
gelen hasar, aracın kaza sonrası du-rumu, maktülün kaza sonucu
aldığı yaralar ve kaza sonrası bulunduğu yer, yolun durumu,
aracın mekanik durumunu da inceledikten sonra ve keza yolun
genişliği ve sair durumlar dikkate alındıktan sonra kazanın önlenemez bir kaza olduğu yönünde şahadet sunu-labilir.
Bidayet Mahkemesi de bu şahadeti değerlendirdikten sonra
kazanın önlenemez bir kaza olduğu sonucuna varabilirdi. Mah-
keme huzurunda böyle bir şahadet mevcut değildir. Aleyhine
İstinaf Edilen de kaza anında ve kazadan hemen sonra verdiği
gö-nüllü ifadesinde böyle bir iddiada bulunmamıştır. Aleyhine İstinaf Edilenin yukarıya aktarılan şahadetinden de görülebile-
ceği gibi maktülü kazadan önce görmediğini, sunulan şahadetten
ise maktülün Lefkoşa-Mağusa istikâmetine doğru yolun sol çizgi-
sinde-n takriben 50-60cm. içeride otostop yaptığı anlaşılmaktadır. Bidayet Mahkemesinin sadece Tanık 2'nin varsayım olarak sunduğu
ve Aleyhine İstinaf Edilenin maktülün aniden yola atılması
halinde kazanın önlenemeyeceği şeklindeki bir cevabı ile
yetinerek kaz-anın önlenemez bir kaza olduğu sonucuna varmakla
hata ettiği kanaatindeyiz.

Bu safhada İddia Makamının ileri sürdüğü gibi Aleyhine
İstinaf Edilenin kaza sırasında sürdüğü aracının 5. viteste
iken 80km. süratle gidip gitmeyeceği ve Aleyhine İstina-f
Edilenin şahadetinde ileri sürdüğü gibi kazanın önlenemez bir
kaza olup olmadığı hususunda daha detaylı bir şahadet sunulma-
sına fırsat verip adaletin tecellisini sağlamak için dosyanın Bidayet Mahkemesine iadesine ve davanın başka bir yargıç
tarafın-dan görülmesine karar verilmesinin uygun olacağı kanaatindeyiz.

Netice itibarıyle dosyanın Bidayet Mahkemesine iade olun-
masına ve davanın başka bir yargıç tarafından görülmesine karar verilir.




Taner Erginel Mustafa H. Özkök Se-yit A. Bensen
Başkan Yargıç Yargıç


30 Nisan 2004
-


15



-


Full & Egal Universal Law Academy