Yargıtay Ceza Dairesi Numara 1/1988 Dava No 3/1988 Karar Tarihi 17.02.1988
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 1/1988 Dava No 3/1988 Karar Tarihi 17.02.1988
Numara: 1/1988
Dava No: 3/1988
Taraflar: Ömer Cankara ile Başsavcılık arasında
Konu: Trafik kazası – Ölüme neden olan trafik kazası -Dikkatsiz ve tehlikeli sürüş – Dikkatsizliğin ölçüsü – Ceza takdiri
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 17.02.1988

-D.3/88 Yargıtay/Ceza 1/88
(Dava No: 6927/87; Mağusa)

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay,Başkan, N.Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut

İstinaf eden: Ömer Cank-ara, Girne
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı
A r a s ı n d a

İstinaf eden namına: Selçuk Gürkan
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Neclâ Şenol



Şakir Sıdkı İlkay, Başkan: Müstenif,- Gazi Mağusa Kaza Mahkemesinin kendisie verdiği 6 ay süre ile sürüş ehliyeti sahibi olmak veya almak hakkından mahrum edilme cezasının aşikâr surette fazla olduğunu ileri sürerek istinaf etmiştir.

Müstenif sanık, Gazi Mağusa Kaza Mahkemesi huzurunda, (1)- Fasıl 154 Ceza Yasasının 210. maddesine aykırı olarak, 26.3.1987 tarihinde, Gazi Mağusa-Lefkoşa anayolu üzerinde TAG 414 plâkalı taksiyi sürdüğü bir sırada tedbirsizlikle veya dikkatsiz bir fiil neticesi bir kişinin ölümüne sebep olmakla, (2) aynı zaman v-e tarihte aynı arabayı, 21/74 sayılı Motorlu Araç ve Yol trafik Yasasının 7(1) ve 19. maddelerine aykırı olarak tehlikeli bir şekilde sürmekle, (3) 21/74 sayılı Yasanın 8 ve 14. maddelerine aykırı olarak aynı arabayı dikkatsiz sürmekle ve (4) aynı Yasanın -71. maddesine aykırı olarak yol kavşağında nündeki bir aracı geçmeğe çalışmakla itham edildi.

Sanığın suçlarını kabul etmesi üzerine mahkeme kendisine birinci davdan 3600TL ve diğer davaların her birinden 7000TL ceza verdi. Mahkeme, ilâveten, sanığı 6 ay- süre ile sürüş ehliyeti sahibi olmak veya almak hakkından mahrum etti İstinaf, yukarıda da belirtildiği gibi, bu mahrumiyet cezası aleyhine yapılmıştır.

Mesele ile ilgili olgular şöyledir. Sanık 46 yaşında, evli ve 3 çocuk sahibi olup 25 yıkldan beri ta-ksi şoförlüğü yapmaktadır. Sanığın ölümüne sebep olduğu 79 yaşındaki Sphen Lergerberg bir yabancı olup sanık kendisini Geçitkale Havaalanına götürmekte idi. Müteveffanın ölümüne sebep olan kaza 26.3.1987 tarihinde saat 20.50 raddelerinde yer aldı. Sanık, a-rabasını Lefkoşa-Mağusa anayolu üzerinde Mağusa istikametinde sürdüğü bir sırada önünde seyretmekte olan bir kamyonu anayolun sağındaki Turunçlu yan yolu ile olan kavşağında sağdan geçmeğe çalıştığı sırada yer aldı. Önde giden kamyon Turunçluya dönmek üzer-e iken sanık kamyonu geçmeğe çalıştı ve böylelikle iki araç çarpıştı. Çarpışma neticesi ön cama başı vuran mütevaffa yaralandı ve kaldırıldığı Lefkoşa Hastahanesinde vefat etti.

Kaza sırasında kamyonun stop ve sinyal ışıkları çalışmaz bir vaziyette idi; -ampulleri mevcut olmadığı gibi kabloları da kesik idi Kamyon sürücüsü aleyhine de arka ışıksız ve sinyal ışıksız kamyon sürmekten dava getirildi. Kaza sonucu sanığın arabasına büyük miktarda hasar oldu ve sanık da dizinden yaralandı. Sanığın sabıkası yoktu-r.

Kaza Mahkemesi, yukarıda belirtilen olgular ışığında, sanığı hapse göndermemeği ve kendisine kabul ettiği suçlar üzerinden para cezası vermeği ve ayrıca onu 6 ay süre ile sürüş ehliyeti sahibi olmak veya almak hakkından mahrum etmeği uygun gördü. Mahk-eme kararında şöyle demiştir:

"Bunda da esas neden sanık ve sanık gibi sürücülerin araçlarını kullanırken gösterdikleri dikkatsizliktir. Bu gibi davalarda ceza takdir ederken istisnai haller dışında hapislik verilmesi taraftarıyım. Sanık meslekten şoför -birisidir, 46 yaşındadır ve 25 yıldır müdafaa avukatının da belirttiği gibi bu görevi yürütmektedir. Özellikle kamu taşımacılığı yapan sanığın özel araç sürücülerinden çok daha dikkatli davranması gerekmekteydi. Sanığın evli, 3 çocuk sahibi olması, 25 yıld-ır ilk kez Mahkeme huzuruna gelmesi, aleyhine getirilen davaları kabul edip Mahkemeye yardımcı olması, müdafaa avukatının söylediği hafifletici sebepler ve mesele ile ilgili tüm hususları nazara aldığımda sabıkasız olan bu sanığa son bir fırsat vermeyi ve -ona hürriyeti bağlayıcı bir ceza vermemeyi uygun gördüm. Sanığa verilecek olan cezanın işlemiş olduğu suçların ciddiyet ve vehameti ile orantılı olması gerekmektedir."

Ölümle neticelenen trafik kazalarında dikkatsiz araba kullanan sürücülere sürüş ehliye-ti sahibi olmak veya almak hakkından mahrum edilme cezasının verilmesi doğru ve uygundur. Tabiidir ki her meselenin kendi olguları içinde değerlendirilip karara bağlanması gerekir. Bu meselede de müstenif sanığın, ehliyetinin bir süre için alınamsı uygundu-r. Ancak kazaya kamyon sürücüsünün, kamyonunun ışıksız ve sinyalsiz sürmekle ve sağa dönerken döneceği hususunda arkadan gelen sanığa gerekli işarete vermmemekle, büyük bir ölçüde katkıda bulunduğu ve bunun yanında sanığın sabıkasız odluğu, arabasını tamir- ederken de uzunca bir süre mesleğini icra edemediği ve mesle ile ilgili tüm hal ve koşullar göz önüne alındığında müstenif sanığın sürüş ehliyeti olmak veya almak hakkından 6 ay süre ile mahrum edilme cezasının açıkça fazla odluğu ve bu sürenin 3 aya indi-rilmesi gerektiği görüşündeyim.

N. Ergin Salâhi: Gazi Mağusa Kaza Mahkemesi huzurunda yargılanan sanık 1) Fasıl 154 Ceza Yasasının 210. maddesine aykırı, 26.3.1987 tarihinde, Gazi Mağusa-Lefkoşa anayolu üzerinde TAG 414 plâkalı taksiyi kullandığı bir sıra-da tedbirsiz ve dikkatsiz bir fiili neticesinde bir kişinin ölümüne sebep olmakla, 2) aynı zaman ve tarihte aracı 21/74 sayılı Motorlu Araç ve Yol Trafik Yasasının 7(1) ve 19. maddelerine aykırı olarak tehlikeli bir şekilde sürmekle, 3) 21/74 sayılı Yasanı-n 8 ve 14. maddelerine aykırı olarak bu aracı dikkatsiz sürmekle, 4) aynı Yasanın 71. maddesine aykırı oalrak yol kavşağında önündeki bir aracı geçmeye çalışmakla itham edilmişti. Sanık, aleyhindeki ithamları teker teker kabul etmiş ve suçlu buluanrak 1. d-avadan 3600TL.- diğer davaların her birinden de 7000TL.- para cezasına çarptırılmış ve bu cezalara ilâveten 6 ay süreyle sürüş ehliyeti kullanmaktan men edilemsine karar verilmişti. İstinaf ceza aleyhine yapılmış olup, özellikle para cezalarına ilâveten, s-anığa 6 ay süreyle sürüş ehliyeti sahibi olmaktan men edilmesi hussuunda verilen cezanın aşikâr surette fahiş olduğu konusundadır.

İstinafın duruşmasında müstenif avukatı, sanığın meslekten şoför olduğunu, kaza neticesinde arabasının hasar gördüğünü, bir- süre arabasını kullanamadığını, 6 ay süreyle ehliyetinin alınmasıyle de şoförlük mesleğini icra etmekten alıkondığu cihetle kendisine verilen bu cezanın aşikâr surette fahiş olduğuna değinmiştir.

Meselenin olguları Sayın Başkanın az önce okumuş olduğu k-ararda serdedildiği gibidir. Bunlara detaylı olarak betekrar değinmek lüzumunu hissetmiyorum. Olgulardan görülebileceği gibi sanık tedbirsiz ve tehlikeli bir şekilde kavşakta başka bir aracı geçmeye çalışmış, neticede diğer araçla çarpışmış ve kazaya sebeb-iyet vererek kendi aracında seyretmekte olan bir kişinin ölümüne sebep olmuştur. Yine olgulardan görüldüğü kadarıyle bu kazanın vukubulmasında diğer araç sürücüsünün ihmalkârlığı veya dikkatsizliği ve kazaya katkısı daha büyüktür. Bu husus ise sanığa ceza -takdir edilirken göz önünde bulundurulması gereken ve sanık lehine alınabilecek en esaslı hafifletici sebeplerden birisidir.

İlk mahkeme kararına göz atıldığında, ilk mahkemenin olguları dikkatlice değerlendirdiği, sanığın lehine alınabilecek tüm hafifle-tici sebepleri dikkate aldığı ve bunlara yeterince ağırlık verdiği görülmektedir. Müstenif avukatı bunun aksini iddia etmiş değildir. Esas itibarıyle üzerinde durduğu husus ilk mahkeme tüm kaale alınması gereken hususları göz önünde bulundurmuş olmasına ra-ğmen bu olgular ve hafifletici sebepler ışığında sanığa vermiş odluğu 6 ay sürüş ehliyetinden mahrum edilme cezasının aşikâr surette çok olduğu yönündedir.

Geçmiş içtihat kararlarına göz atıldığında Fasıl 154 Ceza Yasasının 210. maddesi altında suçlu bul-unan sanıklara genelde hapis cezaları verildiği görülmektedir. Sanık aleyhindeki 1. davayı oluşturan Fasıl 154 Ceza yasasının 210. maddesi altındaki suça ilâveten 2. davada 21/74 sayılı Motorlu Araç ve Yol trafik Yasasının 7(1) ve 19. maddelerine aykırı te-hlikeli araç sürmek suçudur ki sanık aleyhine 1. dava mevcut olmamış olsa dahi sadece 2. dava son derece ciddi bir trafik suçu odluğu cihetle buna da hapislik cezası verilebilirdi. Bu değerlendirmeler ışığında sanığın işlemiş olduğu trafik suçlarının gerek- nevi gerekse neticeisnin son derece ciddi ve vahim olduğu ortadadır. İlk mahkeme sanık lehine alınabilecek tüm hususları lâyıkıyle değerlendirdikten ve olguları da göz önünde bulundurduktan sonra sanığa hapis cezası verilemsinin uygun olacağı kanaatine va-rmış olmasına rağmen ona son bir defa daha fırsat vererek hapis cezası yerine başka bir ceza verilmesinin daha uygun olduğu kararına varmıştır. Bu değerlendirmeler ilk mahkemenin alıntısı yapılan karaarında açıklıkla görülmektedir. İlk mahkeme neticede, sa-nığa suçlu bulduğu davalar için, nisbeten hafif para cezaları verme yolunu seçmiş ve bunlara ilâveten sanığın 6 ay süreyle sürüş ehliyeti sahibi olmaktan mahrum edilmesi yönünde karar vermiştir. Sanığa verilen ve istinaf konusu edilen 6 ay süreyle sürüş eh-liyeti sahibi olmaktan mahrum edilme cezasının aşikâr surette faahiş olup olmadığını tezekkür ederken sanığa verilen diğer hafif para ceaları ile birlikte bir bütün olarak mütalâa etmek gerekir.

Kanaatimce sanığa verilen cezalara, özellikle bu cezalar ha-fifletici olmakla beraber ek olarak verilen 6 ay süreyle sürüş ehliyeti sahibi olmaktan mahrum edilme cezası müdahalemizi gerektirecek derecede az değildir. esasen cezanın aşikâr surette az olduğu hususunda da bir istinaf mevcut değildir.

İstinaf mahkeme-lerinin ne gibi hallerde ilk mahkemelerin vermiş olduğu kararlara müdahale edebileceği birçok içtihat kararlarında yer almaktadır. Örneğin Regina v. The Sofoclis Georghiou 22 C.L.R. sayfa 147, Soteriou V. Queen 23 C.L.R. sayfa 246 ve Aloupos V. The Republi-c 1961 C.L.R. sayfa 246. Bu kararların ilkinde sayfa 148'de şöyle denmektedir:

"The principles upon wich an Appellate Court will act in exercising its jurisdiction to review sentence on the firmly established. The Vourt does not alter a sentence on the m-ere ground that if members of the Court had been trying the appellant they might have passed a somewhat different sentence exercised by a trial Judge unless it is evident that the Judge has acted upon some worng principle or overlooked some material factor- (R.v. Gumbs, 19 Cr. App. R.74). To this might be added a third criterion, namely, that the sentence is manifestly excessive in view of the circumstances of the case, R.v. Sherskewsky (1912) 28 T.L.R. 364."

Bu içtihat kararlarındave bunları takip eden be-nzeri birçok kararda değinildiği gibi Yargıtayın ilk mahkeme kararlarına müdahale edebilmesi için prensip oalrak, ilk mahkemenin, önündeki mevcut olguları yeterince değerlendir- memesi, sanık lehine alınması gerken hafifletici sebepleri dikkate almaması ve-ya bunlara yeterince ağırlık vermemesi veya bunları dikkate almış olmasına rağmen verilen cezanın aşikâr surette fahiş olması gibi hususlar yer almaktadır. yargıtayın ne gibi hallerde ilk mahkemenin kararlarına müdahale edebileceği prensiplerni göz önünde -bulundurarak il mahkemenin kararını incelediğimde ilk mahkemenin tüm hususları dikkate aldığını, sanığın lehine mevcut olan hafifletici sebepleri dikkate aldığını bunlar mevcut olmasa idi ona hapislik cezası verme eğiliminde olduğunu, ancak olguları ve haf-ifletici sebepleri dikkate aldıktan sonra kendisine son bir fırsat daha vermeyi uygun bularak, vermiş olduğu para cezalarına ilâveten 6 ay görülmektedir. Kanaatimce, tür itibarıyle sanığa böyle bir ceza verilmesi uygun bulunduktan sonra ilk mahkemenin ver-miş olduğu karara müdahale ederek bunu 3 aya veya daha az bir süreye düşürmemiz ilk mahkemenin takdir yetkisine yersiz bir müdahale olacaktır.

Son olarak şunu da belirtmek yerinde olur ki, mesleği şoförlük olan ve kamu taşımacılığı yapan kişilerin normal- sürücülerden öteye kamu selâmeti bakımından daha dikkatli ve daha tedbirli olmaları gerekir. Tabiatıyle dikkatsiz ve ihmalkâr davranan bu gibi sürücülere ceza takdir edilirken de bu hususun göz önünde bulundurulmasının yerinde olacağı kanaatindeyim.

Net-ice olarak istinafın reddedilmesi gerektiği görüşündeyim.

Niyazi F. Korkut: Sayın Başkanın hükmünde belirtilen görüşler ve varılan sonuç ile hemfikirim.

Şair Sıdkı İlkay, Başkan: Sonuç olarak istinaf, oyçokluğu ile, kabul edilir ve Kaza Mahkemesinin müst-enife verdiği sürüş ehliyeti sahibi olmak veya almak hakkından mahrum edilme cezasının süresi 6 aydan 3 aya indirilir.


(Şakir Sıdkı İlkay) (N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut)
Başkan - Yargıç Yargıç

17 Şubat 1988


-


-6-



-


Full & Egal Universal Law Academy