Yargıtay Ceza Dairesi Numara 11,16,17/1989 Dava No 14/1989 Karar Tarihi 16.11.1989
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 11,16,17/1989 Dava No 14/1989 Karar Tarihi 16.11.1989
Numara: 11,16,17/1989
Dava No: 14/1989
Taraflar: Başsavcılık ile Başak and Co. Ltd. vd arasında
Konu: Dolandırma – Müdafaaya çağrılmama
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 16.11.1989

-D.14/89 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza 11/89, 16/89 ve 17/89

Yüksek Mahkeme Huızurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay,Başkan, Niyazi F. Korkut, Celâl Karabacak


Yargıtay/Ceza 11/89
(Dava- No.969/88; Girne)

İstinaf eden: Başsavcılık
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: Başak and Co. Ltd., Lefkoşa
A r a s ı n d a


İstinaf eden namına: Osman Talât Enginsoy
Aleyhine istinaf edi-len namına: Kıvanç M. Riza ve Şefika Durduran


Yargıtay/Ceza 16/89
(Dava No. 969/88; Girne)

İstinaf eden: Başsavcılık
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: Oğuz Başak, Lefkoşa
A r a s ı n d a


-İstinaf eden namına: Osman Talât Enginsoy
Aleyhine istinaf edilen namına: Kıvanç M. Riza ve Şefika Durduran



Yargıtay/Ceza 19/89
(Dava No. 969/88; Girne)

İstinaf eden: Başsavcılık
-ile-
Aleyhine istinaf edilen: Cucin Başak, Lefkoşa
- A r a s ı n d a

İstinaf eden namına: Osman Talât Enginsoy
Aleyhine istinaf edilen namına: Kıvanç M. Riza ve Şefika Durduran



H Ü K Ü M

Şakir Sıdkı İlkay, Başkan: Bu meselede Mahkemenin hükmünü sayın Niyazi F.- Korkut verecektir.

Niyazi F. Korkut: Birleştirilmiş olarak dinlenen bu istinaflar Girne Kaza Mahke-mesinin sanıkları beraat ettiren kararından yapılmıştır.

Aleyhine istinaf edilen sanıklar, Girne Kaza Mahkemesi önünde ve aynı ithamname altında:

1) Fas-ıl 154 Ceza Kanunu'nun 20, 301(b) maddelerine aykırı olarak 31.8.1983 tarihinde Girnede sahibi bulundukları Başak 2 Apartmanında A-2 ve A-3 No'lu daireleri Alsancak'ta sakin Sami Fahri Otcuoğluna satıp karşılığı olan 13 milyon TL'yi aldıkları halde, bu şah-sı doalndırmak kastıyle aynı garimenkulü 13.6.1986 tarihinde Londrada sakin Hüseyin Cahit celâl'a devretmek;

2) Fasıl 154 Ceza kanunu'nun 20, 301(b) ve 334. maddelerine aykırı olarak 13.6.1986 tarihinde Girnede sahibi bulundukları Başak 2 Apartmanındaki -A-2 No'lu daireyi 38 milyon TL alacaklı bulunan Alsancakta sakin Tahir Otcuoğlunu dolandırmak niyeti ile Hüseyin Cahit celâl'a devretmek;

3) Fasıl 154 Ceza Kanunu'nun 20, 301(b) ve 334. maddelerine aykırı olarak, 2. davada belirtilen tarih ve mahalde, Gi-rnede sahibi bulundukları Başak 2 Apartmanındaki A-3 No'lu daireyi 38 milyon TL alacaklı bulunan Alsancakta sakin Fahri Otcuoğlunu doalndırmak niyeti ile Hüseyin cahit Celâl'a dervetmek;

4) Fasıl 154 Madde 20 ile 3/69 sayılı Alacaklıların Haklarına Halel- Getirebilecek Mal Yürütmelerine Engel Olan Yasa'nın 2, 3 ve 5. maddelerine aykırı olarak 13.6.1986 tarihinde Girnede Girne Kaza Mahkemesinin 327/86 sayılı davadaki kararı gereğince 38 milyon TL alacaklı bulunan Tahir Otcuoğlu- nun alacağının tahsilini önl-emek kastıyle sanık (1) adına kayıtlı başak 2 Apartmanındaki A-2 No'lu dairenin içinde bulunduğu 5230 koçan No'lu gayrimenkulü Hüsyein Vahit Celâl'a satmak;

5) Fasıl 154 Madde 20 ile 4/69 sayılı Yasa'nın madde 2, 3 ve 5'e aykırı olarak, 4. davada belirti-len tarih ve mahalde, Girne Kaza Mahkemesinin 327/86 sayılı davasındaki karar uyarınca 38 milyon TL alacaklı bulunan Tahir Otcuoğlunun alacağının tahsilini önlemek kastıyle, sanık (1) adında kayıtlı bulunan Girnede Başak 2 Apartmanındaki A-2 No'lu dairenin- içerisinde bulunduğu 5230 koçan No'lu gayrımenkulü Hüseyin Cahit Celâl'a satmak;

6) Fasıl 154 Madde 20 ile 4/69 sayılı Yasa'nın 2, 3 ve 5. maddelerine aykırı oalrak 13.6.1986 tarihinde Girne Kaza Mahkemwsinin 326/86 sayılı dava kararı gereği 38 milyon -TL alacaklı bulunan Fahri Otcuoğlunun alacağının tahsislini önlemek kastıyle sanık (1) adında kayıtlı bulunan Girnede Başak 2 Apartmanındaki A-3 No'lu dairenin içerisinde bulunduğu 5230 koçan No'lu gayrimenkulü Hüseyin Cahit Celâl'a satmak; ve

7) Fasıl 1-54 Madde 20 ile 4/69 sayılı Yasa'nın madde 2, 3 ve 5'e aykırı olarak 6'ncı davada belirtilen tarih ve mahalde 6'ncı davada tafsilatı verilen davadaki karar gereğince 38 milyon TL alacaklı olan Fahri Otcuoğlunun alacağının tahsilini önlemek kastıyle 6'ncı d-avada tafsilâtı verilen dairenin bulunduğu 5230 koçan No'lu gayrımenklü Hüseyin Cahit Celâl'a satmak ile itham edildiler.

Sanıklar, itham edildikleri suçları kabul etmediler ve davanın duruşması yapıldı. İddia Makamı sanıklar aleyhindeki davaları ispat e-tmek üzere 7 tanık dinletti. İddia Makamı davasını kapattıktan sonra müdafaa tarafından Mahkemeye bir müracaat yapldı ve kötü niyet veya karıt ile ilgili olarak Mahkeme huzurunda şahadet olmdığı cihetle sanıkalrın müdafaalarını yapmak üzere çağrılmadan ber-aat ettirilmelerini istedi.

Yasal durumu değerlendiren İlk Mahkeme, İddia Makamı davasını kapattıktan sonra: (a) bir sanığın itham edildiği suçu oluşturan unsurlardan herhangi biri hakkında şahadet bulunmadığı; veya (b) İddia Makamı tarafından sunulan şa-hadetin istintak sonucu inanılmayacak kadar sarsılmış ya da o kadar bariz şekilde güvenilmeyecek bir şahadet olduğu ve bu şahadete dayanarak makûl bir mahkemenin sanığı salimen mahkûm edemiyeceği kanısında olduğu hallerde sanığı müdafaaya çağırmıyabileceği-ni de vurgulayarak daha sonra bu ilke ışığında bu davada huzurundaki mevcut şahadet ile sanıkalrı makûl bir mahkemenin mahkûm etme ihtimalinin bulunup bulunmadığını araştırarak, emvcut yasal duruma göre sanıkalrı haklarındaki ithamlardan mahkûm edebşlmek i-çin kasıt olması gerektiği ancak sunulan tüm şahadet ve emareler incelendiğinde kasıt unsuru ya da kötü niyet ile ilgili hiçbir yeterli şahadet mevcut olmadığı kanaatına vardı. İlk Mahkeme ilâveten sanıkalrın 1986 yılında taşınmaz malları üzerine konan ara- emirleri ile ipotekleri ödeyerek kaldırıldıklarını ve 15 adet koçanı da satın alanlara devrettiklerini ve gayret sarfederek yükümlülüklerini yerine getirmeye çalıştıklarının da şahadetten görülebileceğini ve keza sanıklar tarafından devredilen malalrın de-ğerinden düşük bir fiyata satılıp devredildiklerine ya da elde edilen paraların sanıklar tarafından yendiğine ilişkin şahadet de bulunmadığı kanatına vardı.

İlk Mahkeme, ayrıca, İddia Makamı tarafından sunulan şahadetin güve- nilebilir bir şahadet olmadı-ğını da vurgulayarak ve bu şahadete dayanarak makûl bir mahkeme olarak sanıkalrı mahkûm etmenin mümkün olmadığına karar vererek sanıkları müdafaa yapmaya çağırmadı.

İddia Öakamı, İlk Mahkemenin kararına karşı ve her 3 sanık aleyhine ayrı ayrı dosyaladığı- 3 istinaf ile, özetle;

-İlk Mahkeemnin huzurundaki şahadet sanıkları itham olundukları suçlardan mahkûm etmeye yeterli olduğu halde sanıkalrı müdafaaya çağırmadan beraat ettirmekle;

Huzurundaki şahadeti yanlış değerlendirmekle;

Yasal durumu bu davanın olgularına yanlış uygulaya-rak sanıkları beraat ettirmekle;

Suç unsurlarına ilişkin şahadetin eksik olduğu ve ispat edilmediğine ilişkin bulgu yapmakla; ve

İddia Makamının sunduğu şahadeti güvenilir bulmamakla -

hatalı hareket ettiğini ileri sürdü.

Bir ceza davasında İddia Maka-mı davasını kapattıktan sonra sanığın hangi ahvalde müdafaasını yapmak üzere çağırlmayacağı hususunda Y/C 24/87 de şöyle denmiştir:

"Yukarıda alıntısı yapılan içtihatlardan da görülebileceği gibi genellikle gerek İddia Makamı gerekse sanık tarafından çağ-rılacak tüm şahadet Mahkeme huzrunda olmadıkça Mahkeme bir sanığın suçlu olup olmadığına karar veremez. Ancak İddia Makamı davasını kapattıktan sonra (a) sanığın itham edildiği suçu oluşturan unsurlardan herhangi birisi hakkında şahadet bulunmadığı veya (b-) İddia Makamı tarafından ibraz edilen şahadetin istintak sonucu inanılmayacak kadar sarsılmış veya o kadar abriz bir şekilde güvenilemeyecek bir şahadet olduğu ve bu şahadete dayanarak makul bir mahkemenin salimen mahkûm edeme-yeceği kanısında ise Mahkeme- sanığı müdafaasını yapmaya davet etmez. Buna göre müdafaa avukatının sanığı müdafaasını yapmaya davet etmemesi hususunda müracaatta bulunması halinde Mahkeme o safhada bir karar vermek durumunda kaldığı takdirde önünde sanığı mahkûm edip emeyeceği kadar ş-ahadet olup olmadığına değil, emvcut şahadetle makul bir mahkemenin mahkûm etme ihtimalinin bulunup bulunmadığına bakar. Eğer o safhaya kadar Mahkemeye celbedilen şahadetle makul bir mahkeme sanığı mahkûm edebileceği kanısında ise Mahkemenin sanığı müdafaa-sını yapmaya davet etmesi gerekir."

Yukarıdaki iktibastan görülebileceği gibi genelde gerek İddia Makamı gerekse sanık tarafından çarılacak tüm şahadet Mahkeme huzurunda olmadıkça Mahkeme bir sanığın suçlu olup olmadığına karar vermez. Ancak İddia Makamı- davasını kapattıktan sonra sanığın itham edildiği suçu oluşturan unsurlardan birisi hakkında şahadet bulunmadığı veya İddia Makamı tarafından sunulan şahadetin istintak sonucu inanılmayacak kadar sarsılmış veya açık bir şekilde güvenilemeyecek bir şahadet- olduğu ve bu şahadete istinaden makul bir mahkemenin sanığı salimen mahkûm edemeyeceği kanısında olması halinde Mahkeme sanığı üdafaasını yapmak üzere davet etmez.

Bu istinafta konu ceza davasında İlk Mahkeme müdafaa avukatının yapmış olduğu böyle bir m-üracaat üzerine o ana kadar sunulan şahadet ışığında huzurunda sanıkalrı makul bir Mahkemenin mahkûm edebilme olasılığını doğurabilecek şahadet bulunup bulunmadığını inceledi. Mahkeme ayrıca sanıkların itham edildikleri yasa maddelerine göre mahkûm edilebi-lmeleri için bir kasıt olması gerektiğini de vurgulayarak sonuçta kötü niyet ile ilgili olarak yeterli hiçbir şahadet bulunmadığı ve İddia Makamı tarafından sunulan şahadete dayanarak makul bir Mahkeme olarak sanıkları mahkum etmenin olanaksız olduğu kanaa-tına vardı.

Olgulardan görülebileceği gibi ihtilâf konusu apartman daireleri Şubat 1985 tarihine dek bitirilip şikâyetçilere teslim edilecekti. Konu daireler vadesinde bitirilmeyince bu davadaki şikâyetçiler snık 81) aleyhine Girne Kaza Mahkemesinde iki -ayrı hukuk davası açarak hüküm aldılar. Konu davalarda verilen hükme göre ya ihtilâf konusu daireler şikâyetçilere yürütülecek ya da sanık 81) şikâyetçilere hükümlerde saptanan tazminat miktarlarını ödeyecekti. keza konu davalardaki hükümlerin icrasını da,- şikâyetçilerin muvafakatı ile, 16.4.1987 tarihine değin durdurdu. İlk mahkeme önündeki şahadetin sanık 81)'in satmiş odluğu taşınmaz mallardan elde ettiği para ile borçlarını kapatmış olduğunu gösterdiğini, konu malları değerinin altında sattığına ilişkin- şahadet bulunmadığını, sanık (1)'in Lefkoşa ve sair yerlerde başka taşınmaz malları bulunup bulunmadığının ve borçlaarını ödeyebilecek durumda olup olamdığının İddia Makamı tarafından araştırılmadığını ve bu hususta Mahkemeye herhangi bir şahadet sunulmad-ığını, sanık (1)'in hesapları ile aktifi hususunda da şahadet sunulmadığını ve şikâyetçilerin alacakları ve zarar ziyanları için hüküm istihsal ettiklerini, icranın ise bir yıl süre iel durdurulduğunu dikkate alarak sanıkalrın şikâyetçileri dolandırma niye-tleri olmadığına kanaat gertirerek bu hususta bulgu yaptı.

Önümüzdeki şahadet ışığında İlk Mahkemenin varmış olduğu kanaat ve yapmış olduğu bulgunun hatalı olduğu söylenemez. Bu nedenle İlk mahkemenin bu husustaki takdir hakkına müdahale etmememiz gereki-r.

Yukarıda söylenenler ışığında müstenif yaptığı istinaflarda muvaffak olmuş değildir ve istinafların reddedilmesi gerekir.

Sonuç olarak istinaflar reddolunur.


(Şakir Sıdkı İlkay) (Niyazi F. Korkut) (Celâl Karabacak)
- Başkan Yargıç Yargıç

16 Kasım 1989


-




-


-6-



-


Full & Egal Universal Law Academy