Yargıtay Ceza Dairesi Numara 111-112/2013 Dava No 2/2017 Karar Tarihi 18.01.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 111-112/2013 Dava No 2/2017 Karar Tarihi 18.01.2017
Numara: 111-112/2013
Dava No: 2/2017
Taraflar: Ali Alevşimşek ile KKTC Başavcısı arasında.
Konu: Kanunsuz uyuşturucu madde tasarrufu - Kanunsuz uyuşturucu madde satın almak - Cezalandırma prensipleri - Ceza takdiri - Uyuşturucu suçlarında ceza takdir ederken kamu menfaatinin korunması gereği.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 18.01.2017

- D. 2/2017 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza No: 111/2013-112/2013
(Gazimağusa Ağır Ceza Dava No: 5750/2013)


YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


-Mahkeme Heyeti: Ahmet Kalkan,Gülden Çiftçioğlu,Bertan Özerdağ


Yargıtay/Ceza No: 111/2013
(Gazimağusa Ağır Ceza Dava No: 5750/2013)

İstinaf eden: Ali Alevşimşek, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa.
- (Sanık)
-ile-

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa.
(Davayı ikame eden)

A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Ahmet Demirel adına ve şahsen
Avukat Çetin Veziroğlu
Aleyhine is-tinaf edilen namına : Savcı Mustafa İldeniz.

Yargıtay/Ceza No: 112/2013
(Gazimağusa Ağır Ceza Dava No: 5750/2013)

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa.
(Davayı ikame eden)
-ile-

Aleyhine istinaf edile-n: Ali Alevşimşek, Merkezi Cezaevi,
Lefkoşa
(Sanık)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Savcı Mustafa İldeniz.
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Ahmet Demirel adına ve
- şahsen Avukat Çetin Veziroğlu.


Gazimağusa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ömer Güran, Kıdemli Yargıç Fügen Ulutekin ve Kıdemli Yargıç Banu Soyer'in 5750/2013 sayılı davada 31.10.2013 tarihinde verdiği k-arara karşı, Sanık ve Başsavcılık tarafından yapılan istinaflardır.


.....................

K A R A R


Ahmet Kalkan : Bu istinafta, Mahkemenin kararını, Sayın Yargıç Gülden Çiftçioğlu okuyacaktır.

Gülden Çiftçioğlu: Huzurumuzdaki 111/-2013 ve 112/2013 sayılı İstinaflar birleştirilerek dinlenmiştir.

111/2013 sayılı İstinaf, Gazimağusa Ağır Ceza Mahkemesinin Sanıkla ilgili 31.10.2013 tarihli kararına karşı Sanık tarafından yapılmıştır.

112/2013 sayılı İstinaf ise, Gazimağusa Ağır Ceza- Mahkemesinin Sanıkla ilgili 31.10.2013 tarihli kararına karşı Başsavcılık tarafından yapılmıştır.


Sanık aleyhine İddia Makamı tarafından aşağıda tafsilatı verilen davalar getirilmiştir:

1. Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 20. maddesi ile 16/77,
54/77, 3-6/82, 37/89, 38/91 ve 42/04 sayılı Yasalarla tadil
edilen 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasası'nın
2,12,24(1)(a)(2)(A)(3) maddeleri ile 63/73 sayılı Nizamname
ile tadil edilen 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler
Nizamnamesi'nin 3, 4(1) madde-lerine ve yine 4/72 sayılı
Yasanın 13(b) maddesine istinaden Bakanlar Kurulu
tarafından ısdar edilen 30.06.2011 tarih ve 349/11 sayılı
Emirnameye aykırı olarak, 16.03.2013 tarihinde,
Gazimağusa'da, ilgili makam tarafından genel olarak
y-etkilendirilmiş veya ilgili nizam tahtında ruhsatı
olmaksızın, 2 kilo 249 gram 550 miligram ağırlığındaki
sentetik cannabinoid türü uyuşturucu maddeyi ve tütün ile
karışık 236 miligram ağırlığındaki sentetik cannabinoid
türü uyuşturucu madd-eyi Gürkan Aburus'tan kanunsuz olarak
almak.
2. Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 20. maddesi ile 16/77,
54/77, 36/82, 37/89, 38/91 ve 42/04 sayılı Yasalarla tadil
edilen 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasası'nın 2,12 ve
24(1)(a)(2)(B)(3) maddeler-i ile 63/73 sayılı Nizamname ile
tadil edilen 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler
Nizamnamesi'nin 3,5 ve 25. maddeleri ve yine 4/72 sayılı
Yasanın 13(b) maddesine istinaden Bakanlar Kurulu
tarafından ısdar edilen 30.06.2011 tarih ve 349/11
- sayılı Emirnameye aykırı olarak, birinci davada
belirtilen aynı tarih ve yerde, ilgili makam tarafından
genel olarak yetkilendirilmiş veya ilgili nizam tahtında
ruhsatı olmaksızın, 2 kilo 249 gram 550 miligram
ağırlığındaki sentetik cannab-inoid türü uyuşturucu


maddeyi ve tütün ile karışık 236 miligram ağırlığındaki
sentetik cannabinoid türü uyuşturucu maddeyi kanunsuz
olarak tasarrufunda bulundurmak.

Sanık itham edildiğinde aleyhindeki tüm davaları kabul etmiştir.

İddia M-akamı tarafından Mahkemeye serdedilen olgular özetle şöyledir:

Mart 2013 tarihinde Sanık, daha önceden Cezaevinden tanıdığı Cumali Ulusu Elidemir'in Mağusa'da faaliyet gösteren EXBİ Exchange Döviz Bürosuna gittiği sırada, Cumali Ulusu Elidemir'den kendi-sine iş bulmasını istedi. Yine Mart 2013'te Cumali Ulusu Elidemir 0533-855 56 66 No.lu telefonundan, Sanığı, kullanmakta olduğu 0533- 842 00 88 No.lu telefondan arayarak, ertesi gün için askeri kamuflaj elbise giyerek kendisinden haber beklemesini söyledi.- Akabinde Sanık, Bülent Bayramoğlu'ndan askeri kamuflaj pantolon aldı.
Yine Mart 2013 içerisinde Cumali Ulusu Elidemir, Sanığın evine gitti ve Sanığı alıp Cumali Ulusu Elidemir'e ait Tuzla'daki ikametgâha giderek, burada Gürkan Aburus ve Gökhan Aburus i-le buluştular. Daha sonra Sanık, Gürkan Aburus ve Cumali Ulusu Elidemir ile birlikte, Cumali Ulusu Elidemir'in İskele'de bulunan, yeni aldığı ikametgâhına gitmelerine müteakip, Cumali Ulusu Elidemir Sanığa, evde temizlik ve boya işleri yapan Mehmet Konti'y-e yardım etmesini söyleyip, Gürkan Aburus ile oradan ayrılmıştır. Aynı gün akşam üzeri Cumali Ulusu Elidemir, Gürkan Aburus ile birlikte İskele'de bulunan Sanığın yanına giderek, Sanığı yanına alarak Cumali Ulusu Elidemir'e ait Tuzla'daki ikametgâhına gidi-p Sanığa, burada Gürkan ve Gökhan Aburus ile birlikte kalmasını söyledi.


Yine Mart 2013'te, Sanığın Tuzla'da Gürkan ve Gökhan Aburus ile birlikte kaldığı dönemde, Cumali Ulusu Elidemir eve geldiğinde sohbet ettikleri esnada, Cumali Ulusu Elidemir, içeri-sinde scan türü uyuşturucu olan sigara sararak hep birlikte içtiler. Yine Sanık evde, Gürkan ve Gökhan Aburus ile birlikte Bonzai türü uyuşturucu madde içti.
Yine Mart 2013'te, Sanık, annesi Tanık No.5'e ait Honda Civic aracı alarak, Cumali Ulusu Elidemir-'in Tuzla'daki ikametgâhına gitti. Akabinde evin alt katında Sanık Gökhan Aburus ile play station oynadığı sırada, evin ikinci katından inen Gürkan Aburus, Sanık'tan arabayı istemiştir. Sanık Gürkan Aburus'a nereye gideceğini sorduğunda Gürkan Aburus, Sanı-ğa "Operasyona gidiyorum" dedi. Akabinde Gürkan Aburus evden ayrıldıktan sonra Cumali Ulusu Elidemir eve gelerek Gürkan Aburus'u sorduğunda Sanık, "Gürkan Aburus'un arabayı alarak evden gittiğini" söyledi. Müteakiben ise Cumali Ulusu Elidemir, Sanığın yanı-nda Gürkan Aburus'u telefoniyen arayarak "Nerdesin, hallettin mi işi?" diye sorup "buraya gelme bekle ben kaçayım öyle gel" dedi.Daha sonra Cumali Ulusu Elidemir evden ayrıldıktan sonra, Sanık ve Gökhan Aburus, play station oynamaya devam ettikleri sırada -Gürkan Aburus eve gelerek Sanığa, "Gel bir yerlere gidiyoruz" dedi. Gürkan Aburus, Sanık ile birlikte arabayla gittikleri sırada Sanığa, "Kafam güzel sen sür" dediğini, ancak Sanık arabada "nereye gideceğiz" dediğinde Gürkan Aburus Derince'deki eve gidecek-lerini, bagajda uyuşturucu olduğunu, uyuşturucuları sayıp Cumali Ulusu Elidemir'e haber vereceklerini, çünkü malın Cumali Ulusu Elidemir'e ait olduğunu söyledi. Aynı gün Sanık ve Gürkan Aburus, Gürkan Aburus'un Derince'deki evine gittiklerinde, arabanın b-agajında bulunan, içerisinde uyuşturucu olan üç siyah naylon çöp poşetinden iki poşeti Gürkan Aburus, bir poşeti ise Sanık alarak eski ve boş olan ve içinde eski malzemelerin bulunduğu eve girdiler ve burada üç naylon poşet içerisinde bulunan uyuşturucular-ı yere boşaltarak tek tek saymaya başladılar. Akabinde ise Sanık ve Gürkan Aburus, saymış oldukları uyuşturucu paketlerini iki çöp poşeti içerisine biner adet, bir çöp poşetine de 780 adet uyuşturucu paketini koydular; müteakiben Gürkan Aburus, Sanığın yan-ında, Cumali Ulusu Elidemir'i arayarak uyuşturucuların, toplam 2780 adet olduğunu söyledi. Daha sonra Gürkan Aburus içerisinde biner adet bulunan çöp poşetlerini alarak Sanık ile birlikte evin arkasında bulunan eski mandıraya gittiler ve burada bulunan su -lastikleri içerisine uyuşturucu bulunan iki çöp poşetini saklayarak, üzerini yine su lastikleri ile gizleyerek geri odaya geldiler. Daha sonra ise Gürkan Aburus, Sanık ile birlikte, siyah naylon çöp poşeti içerisinde bulunan toplam 780 adet uyuşturucu pake-ti alarak arabaya binip, Mağusa'ya gelmek için yola çıktılar. Akabinde Gürkan Aburus, Sanığa,
"bu uyuşturucuları senin eve saklayalım" dedi. Bunun üzerine Sanık, Dantel Sokak No.1 adresine geldiklerinde, Sanık arabanın bagajında bulunan siyah naylon çöp p-oşeti içerisinde toplam 780 adet uyuşturucu paketini alarak eve gittiği esnada, Sanığın annesi Tanık No.5, Sanığın elinde siyah çöp naylonunu görmesi üzerine Sanık, Tanık No.5'e "Elbisedir, odaya koyuyorum" dedi. Akabinde ise, Sanık, odasında bulunan dolap- üzerindeki "SANAT" yazılı valiz içerisine uyuşturucuları koyarak, yeniden Gürkan Aburus'un yanına gitti. Daha sonra Gürkan Aburus, Sanığa "Uyuşturucular sende kalacak, ben isteyince getirirsin" dedi. Bilahare Sanık, Gürkan Aburus ile Tuzla'daki eve giderk-en Gürkan Aburus telefon ile Cumali Ulusu Elidemir'i arayarak, 780 paket uyuşturucuyu Sanığın evine bıraktığını söyledi. Daha sonra ise Sanık ve Gürkan Aburus birlikte Tuzla'daki eve gittiler. Orda bulunan Gökhan Aburus, Gürkan Aburus ile Sanığa "Ne oldu s-aydınız da sakladınız mı malları?" diye sordu. Bunun üzerine Gürkan Aburus "Saydım tamamdır, sakladık" dedi. Sanık da Gökhan Aburus'a "Evde valiz içinde sakladığını" söyledi.

Mart 2013'te Sanık, sürekli olarak eve giderek odasında bulunan valiz içinde uy-uşturucu maddeleri kontrol etti. Yine 2013 yılı Mart ayı içerisinde, Sanık, Gürkan Aburus'un 50 paket uyuşturucu istemesi üzerine, evine giderek odasında bulunan valiz içerisinden toplam 50 paket uyuşturucuyu alarak, Tuzla'daki evde Gürkan Aburus'a verdi. -Yine aynı tarihlerde Sanık, evine gittiğinde ara ara valiz içerisinde bulunan uyuşturuculardan toplamda 3 paketini aldı ve bunları içti.

20.03.2013 tarihinde Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürlüğü ekiplerince alınan bilgi üzerine, Sanığın tasarrufunda -uyuşturucu madde olduğu öğrenildi. Bunun üzerine Narkotik ve Kaçakçılığı Önleme Müdürlüğünde görevli Tanık
No.10 M.Mv.Fikri Sergil, Tanık No.12 P.M.Mehmet Kutlu, P.M.Fatih Kaleci, P.M.Hüseyin Özdesoy ve P.M.Gürmel Rızanel ile birlikte, Sanığı Mağusa Mahke-mesinde tespit etti ve Tanık No.12 P.M. Mehmet Kutlu Sanığa Polis Kimlik kartını gösterip kendini tanıtmasına müteakip Sanığı yanlarına alarak, Sanığın ikametgâhına gittiler. Akabinde Mahkeme Emri ile Sanığın huzurunda, Sanığın ikametgâhında kalmakta olduğ-u yatak odasında, elbise dolabı üzerinde bulunan "Sanat" yazılı, siyah renk valiz içerisinde, mavi ve yeşil renk naylon poşetler içerisinde, sentetik cannabinoid türü uyuşturucu olduğuna inanılan toplam 727 adet siyah renk paket bularak emare olarak zapt e-ttiler. Yine aynı oda içerisinde, komodin çekmecesi içerisinde, folya kağıda sarılı sentetik cannabinoid türü uyuşturucu olduğuna inanılan madde ve komodin üzerinde uyuşturucu içiminde kullanıldığına inanılan bir adet mavi renk filtre ve üzerinde "Samson" -yazılı sarma kağıdı bulunarak emare olarak alınmasını müteakip, huzurda bulunan Sanığa emareler gösterilip kanuni ihtar altında izahat istendiğinde, Sanık cevaben "Uyuşturucudur telden geçip Rum tarafından aldım, isterseniz telden geçtiğim yeri göstereyim"- dedi. Akabinde Sanığa işlemiş olduğu suçlar bildirilip kanuni ihtarda bulunulduğunda Sanık cevaben, "İlk defa bulaştım böyle bir işe napayım" dedi. Bunun üzerine, Sanığın gösterimiyle Mağusa Akyar Kara Giriş Kapısı'nın sağında bulunan ve Sanığın Askeri Ya-sak Bölgeyi ihlal ederek İngiliz Üsler bölgesine geçmiş olduğu yere gidilerek, bölgenin gerekli fotoğrafları çekildi.Bu mesele ile ilgili olarak da Sanığa Birinci Derece Askeri Yasak Bölge'yi ihlal ettiğinden dolayı ayrı bir dosya tanzim edildi.

Yine tah-kikatın devamında, Mağusa Polis Müdürlüğünde bulunan Sanık, Tanık No.12 Polise hitaben, "Uyuşturucuları nasıl getirdim anlatayım, yaz" demesi üzerine, Sanıktan bir gönüllü ifade temin edildi.

Uyuşturucu maddelerle ilgili yapılan tetkik sonucu düzenlenen -Emare No.2 Analiz Raporuna göre, Sanığın tasarrufunda bulunan uyuşturucu maddenin türü sentetik cannabinoid olup miktarı 2 kilo 249 gram 550 miligramdır. Emare No.3 Analiz Raporuna göre de Sanığın tasarrufunda bulundurduğu diğer uyuşturucu madde 236 miligr-am ağırlığında, tütünle karışık sentetik cannabinoid'dir.

İddia Makamı tarafından Mahkemeye ibraz edilen İlaç ve Eczacılık Dairesi tarafından sadır Emare No.4'e göre, Sanığın tasarrufunda uyuşturucu madde tasarruf ithal ve izni yoktur.

İddia Makamı San-ığa 27.3.2013 tarihinde yapılan yazılı dava tebliğini ve Sanığın verdiği cevabı Emare No.5 olarak Mahkemeye ibraz etti.

Emare No.5 yazılı dava tebliği ile Sanık, 16.3.2013 tarihinde, yetkili makamdan genel olarak yetkilendirilmiş olmadığı halde, Güney Kı-brıs Rum Yönetiminden 2 kilo 249 gram 550 miligram ağırlığında sentetik cannabinoid ile 236 miligram
ağırlığında tütünle karışık sentetik cannabinoid'i kanunsuz olarak KKTC'ye ithal etmek ve tasarruf etmekle itham edildi. Sanık yazılı dava tebliğine, "kab-ul ederim" diye cevap verdi.

Sanığın işlemiş olduğu suçlarla ilgili olarak teminata bağlanarak, Merkezi Cezaevine gönderilmesini müteakip, 16.04.2013 tarihinde, P.M. Mehmet Kutlu ve M.Mv.Fikri Sergil birlikte, Sanığın Lefkoşa Merkezi Cezaevinde bulunduğu- bir esnada, Sanığa kanuni ihtar altında yapılan tahkikat neticesinde elde edilen parmak izleri raporu doğrultusunda sorgulandığı esnada Sanık, Tanık No.12 Mehmet Kutlu'ya hitaben "Abi bende seni bekliyordum, bu malı Gürkan verdi bana, malın sahibidir.Bakm-adım ben sakladığım her şeyi anlatacağım sana, sen de bunları ifadeye dök" demesi üzerine, Sanıktan ikinci bir gönüllü ifade temin edildi.
İddia Makamı tarafından Mahkemeye serdedilen olgulara göre, Sanığın benzeri sabıkası yoktur.

İddia Makamının olgul-arı izah etmesinden sonra söz alan Sanık Avukatı, Sanığa ceza takdir ederken, Sanığın 32 yaşında olup, dört çocuklu bir ailede yetişmiş bir kimse olduğunu, küçük yaşta babasının evi terk ettiğini, Sanığın ailesinin geçimine katkı koymak amacı ile liseyi te-rk ederek çalışmaya başladığını, Sanığın şu anda işlediği suçtan dolayı nadim ve pişman olduğunu, Polise ikinci bir gönüllü ifade vererek suçun ortaya çıkarılmasına katkı koyduğunu, uyuşturucudan herhangi bir maddi gelir elde etmediğini ve benzeri bir sabı-kası bulunmadığını belirterek, Sanığa mülayim davranılmasını talep etti.

Huzurundaki olguları değerlendiren Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığı suçlu bularak mahkum ettiği:
davadan 10 yıl süreyle,
davadan 10 yıl süreyle hapislik cezasına çarptırdı.
Sanık tarafın-dan dosyalanan İstinaf bu karardan yapılmış olup, tek başlık altında incelenebilir:

"Sanığa takdir edilen ceza, suçun işleniş tarzı, uyuşturucunun miktarı ve hafifletici sebepler dikkate alındığında alenen fahiştir".

Başsavcılık tarafından dosyalanan is-tinaf ise aşağıdaki tek başlık altında incelenebilir:

"Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığa takdir ettiği 10 yıllık hapislik cezası, bu davanın olguları, suçun mahiyeti, Sanığın alıp tasarrufunda bulundurduğu uyuşturucu maddenin türü ve miktarı ile orantılı ola-mayacak şekilde aşikar surette azdır."


Sanık Avukatı istinaftaki hitabında, Alt Mahkemenin Sanığın uyuşturucu suçlarından sabıkası olmadığını hiçbir şekilde dikkate almadan cezayı takdir ettiğinden yakınarak, "Sanık Avukatının Mahkemeye aktardığı tüm -sebepleri dikkate aldık" diyerek bu hususu geçiştirmenin olanak dahilinde olmadığını iddia etti. İlâveten, Alt Mahkemenin, suçun işleniş şekli bağlamında, Sanığın uyuşturucu maddelerin varlığından olayın içine sürüklendikten sonra farkında olmasını hiçbir -şekilde dikkate almamakla hata ettiğini ileri sürdü. Sanık Avukatı ayrıca, Sanığın uyuşturucudan maddi gelir elde etmemiş olmasını Alt Mahkemenin ceza takdirinde dikkate almamakla hata ettiğini iddia etti.
Sanık Avukatı hitabına devamla, Sanığın 2. gönül-lü bir ifade vererek suç ortaklarını ortaya çıkardığını, Alt Mahkemenin bu hususa yeterince ağırlık vermediğini ileri sürdü.

Sanık Avukatı ayrıca, Alt Mahkemenin uyuşturucunun miktarı 2 kilo 249 gram ağırlığında olmasına rağmen, Alt Mahkemenin kararında -yanılarak uyuşturucunun miktarından 2.5 kilo fevkinde diye bahsettiğine değinerek, bu yanılgının Sanığa verilen cezada etken olduğunu öne sürdü.
Sanık Avukatı ilâveten, Alt Mahkeme huzurundaki tüm faktörler değerlendirildiğinde, Alt Mahkemenin Sanığa fahi-ş bir ceza takdir ettiğini iddia etti

Başsavcılık adına bulunan Savcı ise uyuşturucu madde alma ve tasarruf etme suçlarının son derece ciddi ve vahim suçlar olduğunu; ülkemizde gençliği, toplumu ve insanlığı tehdit eden suçlar olduğu nedeni ile Sanığa ve- Sanık gibilerine ibret verici ve caydırıcı cezaların verilmesinin gerektiğini; Sanığın Cezaevinden yeni tahliye olmuş iken, iş istemek için gittiği patronu olarak isimlendirilen Cumali Ulusu Elidemir tarafından uyuşturucu maddeyi Derince köyünden alıp Ma-ğusa'ya, Gürkan Aburus ve Gökan Aburus isimli iki kardeşle getirmesi için özellikle vazifelendirildiğini; patronu diye isimlendirdiği kişinin tiplemesine uygun olarak askeri kamuflaj elbisesi alıp Tuzla'daki evde koordineli şekilde, telefonda konuştuktan s-onra, Derince köyündeki 730 paket uyuşturucuyu tek tek sayarak Mağusa'daki ikâmetgahına getirip valiz çantasının içerisine koyduğunu; yatak odasında valiz çantasının içerisinde tasarruf etmeye başladığını; Sanığın, suçun işlenmesinde aktif olarak birinci p-lânda rol aldığı ve plânlı bir şekilde işlendiği nedeni ile kamu yararının ön plâna çıkarılarak etkin ve caydırıcı bir cezanın verilmesinin gerektiğini ve suçun işleniş şekli göz önüne alındığında, Sanığa verilen 10 yıllık hapislik cezasının alenen az oldu-ğunu ileri sürdü.

Savcı ilâveten, Sanığın alıp tasarruf ettiği maddenin sentetik cannabinoid türü uyuşturucu madde olduğunu; bu tür uyuşturucuların son derece tehlikeli uyuşturuculardan olduğunu; gençliğin ve bu bağlamdaki kullanıcıların sağlığını ciddi -surette bozan zararlı kimyasallardan olduğunu ve Alt
Mahkemenin Sanığın tasarrufunda bulundurduğu uyuşturucu maddenin türü ve miktarını yeterince dikkate almadan ceza takdir ettiğini iddia etti.

Başsavcılık adına bulunan Savcı hitabında, istatistiki ver-ilere göre uyuşturucu suçlarının 2013 yılından bugüne değin artış gösterdiğine dikkat çekerek, uyuşturucu suçlarındaki yaygınlığın da dikkate alınarak, Sanığa verilen hapislik cezasının yükseltilmesi gerektiğini ileri sürdü.

Yargıtayın geçmiş birçok kar-arında ifade ettiği üzere, birçok adi suça basamak teşkil eden, toplumu moral yönden çökerten uyuşturucu suçları, ciddi, vahim ve yaygın suçlardan olup, türü ve miktarı ne olursa olsun, kamu sağlığını ciddi bir şekilde tehdit edip özellikle genç neslin gel-eceği açısından büyük bir tehlike arz etmekte, çocuklu ailelerde büyük üzüntü, huzursuzluk ve endişeye sebebiyet vermektedir.

Yargıtayın uyuşturucu suçları ile ilgili olarak yaklaşımını ortaya koyan içtihatlarına göre, uyuşturucu suçlarından mahkum ed-ilen kişilere ceza verilirken, kamu menfaatinin korunması ilkesi diğer ilkelere göre öncelik ve üstünlük taşımakta olduğundan, bu ilkeye ağırlık vererek, bu tür suçlardan mahkum edilenlere ve bu tür suçları işleme temayül ve hevesinde olanlara ibret verici- ve caydırıcı bir cezanın verilmesi gerekmektedir ( Bkz: Yargıtay/Ceza 91/2015 D.10/2016; Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 37/2015 ve 52/2015 D.5/2015; Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 12-14/2010 D. 1/2011).

Yargıtay/Ceza 91/2015 D.10/2016'da ifade ettiğimiz üz-ere; bu tür davalarda, uyuşturucunun türü, miktarı, ağırlığı, saflığı, sanığın konu suçları işleyiş şekli, konu suçtaki rolü, uyuşturucuyu tasarruf nedeni ile sırf kullanmak amacı ile mi yoksa ticari maksatla veya para kazanma saiki ile mi tasarrufunda bul-undurduğu hususları ceza tayininde önem taşımaktadır (Ayrıca bkz: Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 39-40-41-44-45 ve 46/2013 D.4/2015).

Pek tabiidir ki, uyuşturucu maddenin tür itibarı ile ağır v-e etkili olması durumunda verilecek cezanın da o nispette ağır olması gerekmektedir. İlâveten, sırf kullanmak amacı ile tasarrufunda az miktarda uyuşturucu bulundurana verilecek ceza, tasarrufunda ticari maksatla veya para kazanma saikiyle çok miktarda uyu-şturucu bulundurana takdir edilecek cezadan daha hafif olması gerekmektedir (Bkz:Yargıtay/Ceza 91/2015 D.10/2016; Birleştirilmiş Yargıtay / Ceza 39-40-41-44-45 ve 46/2013 D.4/2015).

Öte yandan, Yargıtayın geçmiş kararlarında vurguladığı üzere (Bkz:Birleş-tirilmiş Yargıtay/Ceza 37/2015 ve 52/2015 D.5/2015 ), kamu yararının çok ağır bastığı uyuşturucu suçlarında, hafifletici faktörler bağlamında sanıkların kişisel, sosyal ve ailevi durumlarına veya sabıkasız olma durumlarına gereğinden fazla ağırlık verilmem-esi gerekmektedir.

Alt Mahkeme, kararında, Sanığın mahkum olduğu Sentetik Cannabinoid türü uyuşturucu madde alma ve tasarrufunda bulundurma suçlarının, Uyuşturucu Maddeler Yasası uyarınca 18 yıla kadar hapislik cezası öngören ciddi ve vahim suçlar olduğu-nu ve uyuşturucu suçlarının yaygınlığını dikkate alarak
ve kamu menfaatinin korunması ilkesinin ön plânda tutularak, gerek Sanığı gerekse başkalarını suç işlemekten caydırıcı ve bu anlamda ibret verici cezaların verilmesi gerektiğini ifade etmiştir.


Yar-gıtayın yaklaşımını ortaya koyan yukarıdaki prensipler bağlamında Alt Mahkeme kararı irdelendiğinde, Alt Mahkemenin cezalandırma prensiplerini doğru ifade edip uyguladığı görüldüğünden, Alt Mahkemenin bu bulgusunda herhangi bir hata yoktur.

Alt Mahkeme -cezanın ağırlığını tayinde, huzurundaki meseleye konu uyuşturucunun tür itibarı ile en tehlikeli uyuşturuculardan olan Sentetik Cannnabinoid türü olduğunu dikkate almıştır.

Yukarıda vurgulandığı üzere, uyuşturucu suçlarında, uyuşturucu maddenin türü cez-anın ağırlığını tayinde üzerinde önemle durulması gereken bir husustur.

Sanığın alıp tasarrufunda bulundurduğu uyuşturucu madde kimyasal yolla elde edilen sentetik bir uyuşturucu olup, insan sağlığına zararlı en ağır uyuşturucu türlerindendir. Nitekim bu- tür uyuşturucular, 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasası'nın 13 (b) maddesi tahtında, Bakanlar Kurulunun çıkardığı emirname ile 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasası'na ekli cetvelin 1. kısmına ilâve edilerek, Diamorphine (Eroin) türü uyuşturucu maddele-r ile aynı kapsama alınırken, konu türdeki uyuşturucuyu alma ve tasarruf etme 18 yıla kadar hapislik cezası öngörmektedir.

Dolayısıyla, Alt Mahkemenin ceza takdirinde, Sanığın alıp tasarrufunda bulundurduğu uyuşturucunun tür itibarı ile en tehlikeli tür-lerinden olan Sentetik Cannnabinoid olması hususuna ağırlık vermesinde hata yoktur.



Alt Mahkeme, kararında, Sanığın alıp tasarrufunda bulundurduğu uyuşturucu maddenin miktarının hatırı sayılır külliyetli bir miktarda olmasına ceza takdirinde ağırlık ve-rmiştir.

2 kilo 249 gram 550 miligram ağırlığında uyuşturucu maddeyi alan veya tasarruf eden Sanığın niyetinin kendi şahsi kullanımı için olmadığı çok açıktır (Bkz: Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza No 12-14/2010 D. 1/2011).

Alt Mahkeme, ceza takdirinde ger-ek cezanın nevini gerekse verilen hapislik cezasının süresini tayin ederken, Sanığın alıp tasarruf ettiği uyuşturucu maddenin külliyetli bir miktarda olmasına önem vermekle hatalı hareket etmiş değildir.

Sanık Avukatı istinaftaki hitabında, Sanığın aleyh-indeki iddianame ile tasarrufunda 2 kilo 249 gram ağırlığında uyuşturucu madde bulundurmak ile itham edilmesine rağmen, Alt Mahkemenin kararında, uyuşturucu maddenin miktarından "2.5 kilo fevkinde" diyerek söz ettiğini, Alt Mahkemenin uyuşturucu maddenin -miktarı ile ilgili olarak yanılgıya düştüğünü, bu yanılgının ceza takdirine etken olduğunu iddia etmiştir.

Alt Mahkeme kararı irdelendiğinde, Alt Mahkemenin kararının bir yerinde, Sanığa verilecek cezanın türünü belirlerken, uyuşturucunun miktarını tasvi-r için "2.5 kilo fevkinde" deyimini kullandığı görülmekle birlikte, kararın bütünlüğü içerisinde, iddianamede belirtilen miktarı dikkate alarak cezanın türünü saptadığını açık olarak ifade ettiği görülmektedir. Dolayısıyla karar bir bütün olarak irdelendiğ-inde, Alt Mahkemenin ceza takdirinde, uyuşturucu maddenin miktarında yanılgıya düştüğü ve bu yanılgının ceza takdirine etken olduğu söylenemediğinden, Sanık Avukatının iddiasına itibar edilmez.
Sanık Avukatı ilâveten, suçun işleniş tarzı bağlamında, Sanığ-ın olayda patronu tarafından piyon gibi kullanıldığının Alt Mahkeme tarafından ceza takdirinde dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.

Başsavcılık adına bulunan Savcı ise Sanığın suçun işlenmesinde ön planda olup aktif bir rol aldığı cihetle, suçun işleniş- şeklinin ceza takdirinde Alt Mahkeme tarafından Sanık aleyhine yeterince dikkate alınmadığını ileri sürmüştür.

Alt Mahkeme huzurundaki olgular bağlamında suçun işleniş şekline bakıldığında, Cezaevinden yeni çıkan Sanığın, aldığı talimatlara uygun hareke-t ederek, Derince'deki evde, suç ortağından 780 paket uyuşturucuyu alıp arabası ile Mağusa'daki evine getirdiği ve saklamak sureti ile suçun işlenişinde aktif rol aldığı ve hiçbir şekilde patronu tarafından kullanılan kişi rolünde olmadığı görülmektedir.
-
Suçun işleniş şekli Sanık lehine değil, aleyhinedir. Dolayısıyla Sanık Avukatının suçun işleniş şeklinin Sanık lehine alınması gerektiği hususundaki iddiaya itibar edilmemesi gerekir ve edilmez.

Öte yandan, Alt Mahkeme ceza takdirinde suçun işleniş şe-kline yeterince ağırlık vererek Sanık aleyhine aldığından, Başsavcılık adına bulunan Savcının iddiasına da itibar edilmez.

İlâveten Sanık Avukatı istinaftaki hitabında, Alt Mahkemenin Sanığın maddi gelir elde etmediğini ceza takdirinde lehine almamakla h-ata ettiğini ileri sürmüştür.


Yargıtayın geçmiş içtihatlarında vurguladığı üzere, uyuşturucu maddeden kazanç elde edilmesi ceza tayininde sanık aleyhine ağırlatıcı faktör olmakla birlikte, uyuşturucu maddeden kazanç elde edilmemesi veya kazancın cüzi ol-ması sanık lehine hafifletici faktör olarak değerlendirilemez (Bkz: Birleştirilmiş Yargıtay / Ceza 39-40-41-44-45 ve 46/2013 D.4/2015).

Dolayısıyla Alt Mahkeme, Sanığın konu uyuşturucudan kazanç elde etmediği olgusunu Sanık lehine hafifletici faktör olar-ak değerlendirmemekle hata etmiş değildir.

Sanık Avukatı Alt Mahkemedeki hitabında, Sanığın 2. gönüllü bir ifade vermek suretiyle suçun ortaya çıkarılması hususunda Polise yardımcı olduğunu iddia etmiştir. Sanık Avukatı istinaftaki hitabında ise, Sanığın- 2. gönüllü bir ifade vermek sureti ile suç ortaklarının ortaya çıkmasına yardımcı olduğunu ve bu hususun Alt Mahkeme tarafından ceza takdirinde Sanık lehine dikkate alınmadığını iddia etmiştir.

Yargıtayın birçok içtihatında vurguladığı üzere, uyuşturucu- suçları ciddi ve takibi güç suçlardan olması nedeni ile bu suçların ortaya çıkarılmasında ve başka suçluların yakalanmasında Polise yararlı olanların gerektiği gibi ödüllendirilmesi kamu yararına uygundur (Bkz: Y/C 38/91 D.5/92 Yargıtay/Ceza 5/92 D.9/92; -Bkz: Birleştirilmiş Yargıtay / Ceza 39-40-41-44-45 ve 46/2013 D.4/2015).

Alt Mahkeme tutanakları irdelendiğinde, Sanığın Polise önce uyuşturucuyu Güney Kıbrıs Rum Yönetiminden kanunsuz olarak KKTC'ye ithal ettiği hususunda 1. gönüllü ifade vermekle birli-kte, daha sonrasında bu gönüllü ifadesinden
ayrılarak 2. gönüllü bir ifade verdiği, bu ifadede uyuşturucu
maddeyi KKTC'de alıp tasarruf ettiğini iddia ettiği, bu bağlamda suç ortağı olarak bazı kişilerin adından bahsettiği, ancak konu uyuşturucu maddenin- KKTC'ye nasıl ve kimler tarafından ithal edildiği ile ilgili herhangi bir bilgi vermediği görülmektedir.

Sanık Polise verdiği 2. gönüllü ifadesinde, suç ortağı olarak bazı kişilerin isminden bahsetmekle birlikte, konu uyuşturucunun KKTC'ye kimler tarafı-ndan ve nasıl ithal edildiği hususunda herhangi bir bilgi vermediği dikkate alındığında, Sanığın suçun ortaya çıkarılmasında Polise yardımcı olduğu söylenemez.

Dolayısıyla Alt Mahkeme, Müdafaanın suçun ortaya çıkarılmasında Sanığın Polise yardımcı olduğu- hususundaki iddiasını kabul etmemek ve ceza takdirine yansıtmamakla hata etmiş değildir.

Sanık Avukatı istinaftaki hitabında, Sanığın benzeri sabıkası olmadığının ceza takdirinde dikkate alınmadığını iddia etmiştir.

Sanığın benzeri sabıkasının olmama-sı, ceza takdirinde Sanık lehine alınacak hafifletici faktörlerdendir.

Alt Mahkeme kararı irdelendiğinde, açıklıkla bu hususun Sanık lehine alındığının belirtilmediği görülmekle birlikte, Alt Mahkemenin, kararında, Sanık Avukatının Sanık lehine Mahkemeye- beyan ettiği tüm hususları dikkate aldığı veya Sanık lehine olan hususları Sanık lehine değerlendirerek ceza takdir ettiğini belirttiği görülmektedir. Dolayısıyla Sanık Avukatının, Sanığın benzeri sabıkası olmadığının ceza takdirinde dikkate alınmadığı i-ddiasına itibar edilmez.

Sonuç olarak, Alt Mahkemenin yanlış prensiplere dayanarak hareket ettiği veya ciddi bir değerlendirme hatası yaptığı görülmediği gibi, olgulardan, Alt Mahkeme tarafından takdir edilen hapislik cezasının veya süresinin, suça ve s-uçluya ilişkin faktörlere uymadığı açıkça görülmediğinden Sanığa takdir edilen hapislik cezaları müdahalemizi gerektirecek oranda fahiş olmadığı gibi çok az da değildir.

Dolayısıyla; Sanığın ve Başsavcılığın istinaflarının ayrı ayrı reddi gereklidir ve r-eddedilir.


Sonuç:

Sanık tarafından dosyalanan 111/2013 sayılı istinaf ile Başsavcılık tarafından dosyalanan 112/2013 sayılı istinaf reddedilir.
Ceza mahkumiyet tarihinden başlayacaktır.




Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
- Yargıç

Yargıç Yargıç




18 Ocak 2017



19












Full & Egal Universal Law Academy