Yargıtay Ceza Dairesi Numara 11-15/2016 Dava No 12/2017 Karar Tarihi 11.10.2017
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 11-15/2016 Dava No 12/2017 Karar Tarihi 11.10.2017
Numara: 11-15/2016
Dava No: 12/2017
Taraflar: KKTC Başsavcısı ile 1- Fikri Çökmez, 2-Gürtan Artış arasında
Konu: İstinaf ihbarnmesinin şekli - İstinaf ihbarnamesindeki eksiklik
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 11.10.2017

-D.12/2017 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza No:11-15/2016
(Girne Ceza Dava No:497/2015)


Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan,Gülden Çiftçioğlu,Bertan Özerdağ
-
Yargıtay/Ceza No: 11/2016 (Girne Ceza Dava No:497/2015)


İstinaf eden : KKTC Başsavcısı, Lefkoşa.
(Davayı ikame eden)
ile

Aleyhine istinaf edilen : No.1- Fikri Çökmez, Yavuz Sokak,
Ersoy 22--Apt.D.2 Girne.
(Sanık No.1)
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Savcı Mustafa Atakara hazır.
Aleyhine istinaf edilen No.1 namına : Avukat Sinan Şemiler hazır.

Yargıtay/Ceza No: 15/2016 - (Girne Ceza Dava No:497/2015)


İstinaf eden :KKTC Başsavcısı, Lefkoşa.
(Davayı ikame eden)

ile

Aleyhine istinaf edilen : No.2- Gürtan Atış, Şht. Fevat Ali
Sokak.No.11, Girne.
- (Sanık No.2)

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Savcı Mustafa Atakara hazır.
Aleyhine istinaf edilen No.2 namına : Avukat Sinan Şemiler hazır.



Girne Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Fügen Ulute-kin'in, 497/2015 sayılı davada, 29.1.2016 tarihinde verdiği karara karşı, Davayı İkame Eden tarafından yapılan istinaflardır.


---------------

K A R A R

Ahmet Kalkan: Huzurumuzdaki istinaf, İddia Makamı tarafından, Girne Ka-za Mahkemesinin 497/2015 sayılı ceza davasında, 29.1.2016 tarihinde verdiği beraat kararına karşı dosyalanmıştır.

İddia Makamı tarafından, Sanıklar aleyhine, (4) dava getirilmiştir.

Bu istinafın sonuçları bakımından, Sanıkların aleyhine getirilen daval-arı ithamnamedeki, İddia Makamının dosyaladığı istinaf sebeblerini ise istinaf ihbarnamesindeki gibi aynen kararımıza aktarmayı uygun ve gerekli gördük.

Sanıklar aleyhine getirilen davalar aşağıdaki gibidir:

"1. Dava: Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 20.ve 101-. maddelerine
Aykırı olarak 27.6.13 tarihinde Girne'de Girne Çalışma Dairesinde denetim memuru olarak istihdam olundukları bir zamanda, Behçet Kral Trading Limited altında, Behçet Kral'ın işletmeciliğini yaptığı Ciğerim isimli iş yerinde çalışma izinsiz -işçi çalıştırdığından dolayı ilgili işletmeye ceza kesmemek ve/veya daha az ceza kesmek için Behçet Kral'dan 500 TL nakit para almak sureti ile rüşvet almak.

Dava: Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 20.ve 101. maddelerine aykırı olarak 26.8.2013 tarihinde Girne'de- Girne Çalışma Dairesinde denetim memuru olarak istihdam olundukları bir zamanda, Behçet Kral Trading Limited altında Behçet Kral'ın işletmeciliğini yaptığı Ciğerim isimli iş yerinde çalışma izinsiz işçi çalıştırdığından dolayı ilgili işletmeye ceza kesmem-ek ve/veya daha az ceza kesmek için Behçet Kral'dan 700 TL nakit para almak sureti ile rüşvet almak.

Dava: 20/1992 sayılı İş Yasası'nın 2,3,4,6 59,72 (1)(2) maddelerine ve Fasıl 154 Ceza Yasası'nın, 20. ve 100(a) maddelerine aykırı olarak, Sanıklar 1. dav-ada belirtilen aynı tarih ve mahalde Girne Çalışma Dairesinde denetim memuru olarak istihdam olundukları, yani kamu servisinde istihdam olundukları ve bu istihdam nedeni ile görev yapmakla görevlendirildikleri bir sırada, Behçet Kral Trading Limited altınd-a Behçet Kral'ın işletmeciliğini yaptığı, Ciğerim isimli iş yerinde çalışma izinsiz işçi çalıştırdığından dolayı, ceza kestikleri Luc Royer Mabası dışında, konu iş yerinde başka izinsiz işçi çalışanı ve/veya çalışanlar da tespit ettikleri halde, konu çalış-ma izinsiz şahıs veya şahıslarla ilgili olarak Behçet Kral Trading Limited'e ve/veya işletme sahibi Behçet Kral isimli kişiye yasal prosedürü uygulamakta kusur işlemek yani yazılı uyarı ve/veya ceza kesmemek için menfaat elde etmek. Yani Behçet Kral isimli- kişiden 500 TL nakit para almak.

Dava: 22/1992 sayılı İş Yasası'nın 2,3,4,6,59,72 (1)(2) maddelerine ve Fasıl 154 Ceza Yasası'nın, 20. ve 100(a) maddelerine aykırı olarak 28.8.2013 tarihinde Girne'de Girne Çalışma Dairesinde denetim memuru olarak istihda-m olundukları, yani kamu servisinde istihdam olundukları esnada, 27.6.2013 tarihinde bu istihdam nedeniyle görev yapmakla görevlendirildikleri bir sırada, Behçet Kral Trading Limited altında, Behçet Kral'ın işletmeciliğini yaptığı Ciğerim isimli iş yerinde- çalışma izinsiz işçi ve veya işçiler çalıştırdığından dolayı, ceza kestikleri Luc Royer Mabası dışında konu iş yerinde başka çalışma izinsiz işçi çalışanı ve/veya çalışanlar da tespit ettikleri halde, 27.6.2013 tarihli tespitleri ile ilgili 26.8.2013 ve v-eya ilerdeki tarihlerdeki tespitleri ile ilgili kusur işlemek yani çalışma izinsiz şahıslarla ilgili olarak Behçet Kral Trading Limited'e ve/veya işletme sahibi Behçet Kral isimli kişiye yasal prosedürü uygulamakta kusur işlemek yani yazılı uyarı ve/veya c-eza kesmemek ve/veya görmezden gelmek için menfaat elde etmek. Yani Behçet Kral isimli şahıstan 700 TL daha almak."


Girne Kaza Mahkemesinin Sanıklarla ilgili verdiği beraat kararından sonra, İddia Makamı tarafından dosyalanan istinaf ihbarnamesindeki ist-inaf sebepleri aynen şöyledir:

"1)Muhterem Bidayet Mahkemesi İddia Makamı tarafından ibraz
olunan tüm şahadet ve emarelere inanmamakla ve/veya itibar
etmemekle ve/veya gereken değeri vermeyip sanığı itham
olunduğu üçüncü ve dördüncü davalardan -beraat ettirmekle
yanlış ve/veya hatalı karar verdi.

2) Muhterem Bidayet Mahkemesi İddia Makamı tarafından sunulan
ve herbiri münferit ve/veya bağımsız olarak sanığı itham
olunduğu üçüncü ve dördüncü davalardan doğrudan doğruya
ve/veya çevre ş-ahadetle suça bağladığı ve sanık aleyhine
yaratılan karineyi ortadan kaldırmak için sanığa geçen
ispat külfetini yerine getirmediği halde sanığı itham
olunduğu üçüncü ve dördüncü davalardan beraat ettirmekle
yanlış ve/veya hatalı karar verdi.
-
a.Muhterem Bidayet Mahkemesi Sanığın gönüllü ifadesini
kararında dikkate almamakla ve bu yönde bulgu yapmamakla
yanlış ve/veya hatalı karar verdi.

b.Muhterem Bidayet Mahkemesi bir taraftan kararında suç
ortağı Behçet Kral'ın "26/08/2-013 tarihinde, olay
tarihinden önce tüm çalışanları izinli oldukları halde
rüşvet verme ve durumu da rüşveti vermezden önce polise
bildirmesinin normal mantık sinsilesinde" olduğuna, diğer
taraftan ise suçun tamamlanabilmesi için kabu-le
teşebbüsün yeterli olduğuna bulgu yaptıktan sonra, sanığı
itham edildiği üçüncü davadan makul şüpheden ari olarak
isbat edilemediği bulgusu ile beraat kararı vermekle
hatalı ve çelişkili karar verdi.

c.Muhterem Bidayet Ma-hkemesi sanıkların suç ortağı
pozisyonunda olan tanık 18 Behçet Kral'ın şahadetine
dayanarak kendi kendini uyardıktan sonra, başka bir
şahadete ihtiyaç hissetmeksizin ve/veya şahadetini yeteri
bularak sanık aleyhine getirilen üçüncü ve- dördüncü
davalardan mahkum etmeyip beraat ettirmekle yanlış
ve/veya hatalı karar verdi.

d.Muhterem Bidayet Mahkemesi sanığı suçun işlenmesinden
önceki, suçun işlendiği sırada ve suç işlendikten sonraki
hareketlerine ilişkin şaha-deti ve/veya çevre şahadeti
dikkate almaksızın ve/veya gerekli ağırlığı vermeksizin
beraat ettirmekle yanlış ve/veya hatalı karar verdi.


e.Muhterem Bidayet Mahkemesi sanığın itham olduğu dördüncü
davadan suçun tüm unsurlarının bir tama-m ispatlandığına
dair zımnen de olsa bulgu yaptığı ve/veya emare 700 TL
paranın sanığın tasarrufuna geçtiğine bulgu yaptıktan
sonra sanığı itham olunduğu dördüncü davadan mahkum
etmeyip beraat ettirmekle yanlış ve/veya hatalı harek-et
etti.

f.Muhterem Bidayet Mahkemesi esasa ilişkin konularda İddia
Makamı tanıklarının şahadetlerine inanmamakla ve/veya
gerekli değeri vermemekle hatalı hareket etmiştir ve
üçüncü ve dördüncü davalardan suça bağladığı halde mah-kum
etmeyip beraat ettirmekle yanlış ve/veya hatalı karar
verdi.

g.Muhterem Bidayet Mahkemesi çevre şahadetle ilgili
prensipleri olgulara yanlış ve/veya hatalı uygulayarak
sanığı itham edildiği üçüncü ve dördüncü davalardan
- mahkum etmek için yeterli şahadet olduğu halde üçüncü ve
dördüncü davalardan mahkum etmemekle yanlış ve/veya
hatalı karar verdi.

h.Muhterem Bidayet Mahkemesi sanığı itham edildiği üçüncü
ve dördüncü davalara ilişkin isteme ve/veya a-lmaya
ve/veya elde etmeye ve/veya almayı kabule teşebbüsünde,
suçun tamamlanmasına yeterli olduğuna yönelik bulgu
yapmasına rağmen; Sanık 2 ile suç ortağı Behçet Kral'ın,
tümü sanık 2 tarafından yapılan ve suç ortağı Behçet -
Kral'ın Sanık tarafından kendisinden rüşvet istendiğine
yönelik şahadeti mevcut iken, kararında telefon
görüşmelerinin içeriğine hiçbir bulgu yapmadan sanık
aleyhindeki üçüncü ve dördüncü davalardan mahkum
etmemekle yanl-ış ve/veya hatalı karar verdi.

3. Muhterem Bidayet Mahkemesi gönüllü ifade ile ilgili olarak;

a) Sanığın gönüllü ifadesinin gönüllü olduğuna dair duruşma
içinde duruşmada bulgu yaptıktan sonra gönüllü ifadeye
gerekli değeri vermeyerek -hatalı karar verdi.
b) Gönüllü ifadenin sanığa kurulan tuzak neticesi elde
edildiğine bulgu yapıp gönüllü ifadesine değer
vermemekle ve/veya duruşma içinde duruşmada gönüllü
olduğu yönündeki bulgusuna tamamen ters ve çelişkili
- ve/veya alakasız bulgu yapmakla hatalı karar verdi.
c) Gönüllü ifadenin teyit ve tezkibi prensibini meseleye
yanlış uygulamış ve gönüllü ifadenin teyit edilen
kısımlarına kararında hiç yer vermeyerek ve/veya sadece
suç orta-ğı Behçet Kral'ın şahadetiyle, teyit
edilebilecek hususlara ise suç ortağı Behçet Kralın
değer taşıyan şahadetine değer vermemekle ve/veya itibar
etmemekle hatalı karar verdi.

d) Gönüllü ifadelerin teyit ve tasvibi mümkün olmaya-n
27 Haziran 2013 tarihindeki 500 TL'nin emare
yapılamadığı gerekçesi ile sanık aleyhine getirlen
üçüncü davadan beraat ettirmekle hatalı karar verdi.

e) Gönüllü ifade prensipleri uyarınca sadece teyit
edilemeyen ve/veya -çevre şahadetle teyidi yapılabilen
noktalarda gönüllü ifadeye inanmamak ve/veya kararına bu
yönünde bulgu yapmamakla hatalı karar verdi.

f) Gönüllü ifadeleri tümüne makuliyet testine tabi
tutmaksızın ve/veya sadece sanığın itham- olduğu üçüncü
davaya ilişkin kısmını makuliyet testine tabi tutmakla
ve/veya gönüllü ifadeye itibar etmemekle hatalı karar
verdi.

4) Muhterem Bidayet Mahkemesi sanığın aslında suç işleyecek
bir kişi olup olmadığına herhangi bir -bulgu yapmaksızın ve/veya sanığın suçun işlenmesinden önceki, suçun işlendiği sırada ve suç işlendikten sonraki hareketlerini yani sanığın niyetinin suç ortağı sayılan Tanık 18 Behçet Kral'dan yasa dışı olarak para almaktan başka bir niyetinin olmadığına y-önelik herhangi bir bulgu yapmamakla ve/veya kararında sanığın niyetinin ne olduğuna dair hiç bir bulgu yapmaksızın sanığı itham olunduğu üçüncü ve dördüncü davalardan beraat ettirmekle yanlış ve/veya hatalı karar verdi.

5) Muhterem Bidayet Mahkemesi sanı-ğın gönüllü ifadesinin
duruşmasındaki ara kararında sanığın tutum ve davranışlarını değerlendirmesine ve/veya doğru söylemediklerine ve/veya tavır ve hareketlerinin gerçeği yansıtmadığına bulgu yapmış olmasına ve/veya sanığın yeminsiz izahatları ile sanı-k Avukatının iddialarının çeliştiği halde ve/veya sanık Avukatının bir çok iddiasının İddia Makamı tarafından çağrılan tanıklar tarafından çürütüldüğü halde sanık aleyhine, hiç bir bulgu yapmadan beraat kararı vermekle hatalı karar verdi.

6) Muhterem Bida-yet Mahkemesi İddia Makamının şahadet
değerlendirmesi yaparken şahadet olmayan hususlarda varmış gibi hareketle ve/veya şahadeti yanlış olarak kabul edip, kararında hatalı uygulamakla ve/veya mevcut şahadetten makul olarak çıkarılması mümkün olmayan bulg-ulara varmakla ve/veya iddia makamına işbu davalarda yer alan ithamları ispatlamak için yüklediği ispat külfeti her türlü şüphe ve ihtimalden ari ispat külfeti şeklinde kararında uygulayıp sanığı itham olunduğu üçüncü ve dördüncü davalardan beraat ettirmek-le yanlış ve/veya hatalı karar verdi.


Suç ortağı Tanık 18 Behçet Kral'ın polise olayı
şahadetinde 25/08/2013 tarihinde söylediğine yönelik
şahadeti kararında 27/06/2013 tarihinden bir hafta sonra
olarak değerlendirmekle şahadette olmayan bir olguyu
varm-ış gibi yorumlayıp bulgu yapmakla hatalı karar verdi.

Suç ortağı Tanık 18 Behçet Kral'ın dördüncü davaya
ilişkin tarihte Çiğerim isimli restorantın her tarafında
kamera olduğuna ve suç ortağı Behçet Kral'ın polisle
işbirliği içerisinde sanıkları tuzağ-a düşürdüğüne yönelik
bulgu yapmasına rağmen, suç ortağı Tanık 18 Behçet Kral'ın polisle işbirliği içerisinde sanıkları tuzağa düşürecekse paranın her tarafında kamera olan restoranta sanığa vermesinin ve kayıt altına alınmasının daha makul olduğu sonucuna- ulaşması gerekirken, tam tersine suç ortağı Behçet Kral'ın polisle işbirliği içerisinde sanıklara emare parayı arka sokakta verilmesi yönünde tuzak kurduklarına dair kararında herhangi bir bulgu yapmamakla ve/veya mevcut şahadetten, makul olarak çıkarılma-sı mümkün olmayan bulgulara varmakla hatalı karar verdi.

Sanığın itham edildiği üçüncü ve dördüncü davalarda
suçun unsurunun istenen ve/veya alınan rüşvetin ve/veya
menfaatin geçmişte yapmakta kusur işlediği ve/veya gelecekte yapılacak ve/veya yapılmasınd-a kusur işleyeceği
bir şey için alınması prensibi mevcut iken, sanığın, suç
ortağı Tanık 18 Behçet Kral'dan geçmişi görmezden geldikleri çalışma izinsiz kişi ve/veya kişiler nedeni ile yasadışı olarak para almaya devam ettiklerine bulgu
yapmamakla şahadeti- yanlış olarak kabul edip, kararında hatalı uygulamakla ve/veya mevcut şahadetten makul olarak
çıkarılması mümkün olmayan bulgulara varmakla hatalı
karar verdi.

Elizabeth Rajak Rokka isimli şahsın üçüncü davaya ilişkin
tarihte yatay geçişli olmasına rağm-en Tanık 4 Ahmet
Tınaztepe'nin sanıklar tarafından yazılması gerektiğine
ve Elizabeth Rajak Rokka isimli şahsın dördüncü davaya
ilişkin tarih olan 26/08/2013 tarihinde ise çalışma izni
olduğundan yasal olduğuna yönelik şahadeti kararında
27/06/2013 tarih-inde olarak değerlendirmekle, şahadeti
yanlış olarak kabul edip, kararında hatalı uygulamakla
ve/veya mevcut şahadetten, makul olarak çıkarılması mümkün olmayan bulgulara varmakla hatalı karar verdi.

Suç ortağı Tanık 18 Behçet Kral'ın, sanıkların 27/06/20-13 tarihinde Muna Sapkota isimli şahsa ceza kesecekleri ve bu nedenle para talep ettikleri yönündeki huzurundaki şahadeti değerlendirmemekle ve/veya bu yönde bulgu yapmamakla şahadeti yanlış olarak kabul edip kararında hatalı uygulamakla hatalı karar verdi-.

6) Muhterem Bidayet Mahkemesi eksik tahkikatla ilgili hatalı
ve/veya yanlış ve/veya makul şüpheden arilik prensibine yer
vermeden ve/veya sanığın itham olduğu üçüncü ve dördüncü
davalardaki suçların işlenip, işlenmediğine makul şüphe
-yaratmayan ve/veya çevre şahadetle ve/veya emarelerle var
olan şahadeti hiç değerlendirmeden varmış olduğu bulgularda
hatalı karar verdi.

Muhterem Bidayet Mahkemesi 27 Haziran 2013 tarihindeki
kamera kayıtlarının tahkikat memuru tarafından
a-lınmasını, suç ortağı Tanık 18 Behçet Kral'ın kamera kayıtlarının ilgili tarihte serviste olduğu ve/veya bozuk olduğu yönündeki ihtilafsız şahadetini hiç dikkate almadan yanlış ve/veya hatalı olarak eksik tahkikat bulgusu yapıp sanığı itham olunduğu üçüncü- davadan beraat ettirmekle hatalı karar verdi.

Muhterem Bidayet Mahkemesi 27 Haziran 2013 tarihindeki
kamera kayıtlarının tahkikat memuru tarafından
alınmamasını 27 Haziran 2017 tarihinde olayın polisin bilgisinde olmadığına dair yapmış olduğu bulg-usunu, hiç dikkate almadan yanlış ve/veya hatalı olarak eksik tahkikat bulgusu yapıp sanığı, itham olunduğu üçüncü davadan beraat ettirmekle hatalı karar verdi.

Muhterem Bidayet Mahkemesi 26 Ağustos 2013'deki kamera
kayıtlarının alınmamasını olay yerin-in Ciğerim isimli
restorant olmamasına ve bu yönde kararında bulgusu olmasına rağmen eksik tahkikat olarak bulgu yapmakla hatalı karar verdi.

Muhterem Bidayet Mahkemesi Abdullah Bahçacı ve
Elizabeth Rajak Rokka isimli şahısların Ciğerim isimli
resto-rantta çalıştıklarına dair emare 14, 15, 20 ve 30
belgeler mahkeme huzurunda bulunmasına ve/veya suç ortağı
Tanık 18 Behçet Kral'ın bu yöndeki şahadetine ve/veya suç
ortağı Behçet Kral'a sanık avukatı tarafından aksine iddia
yapılmamasına rağmen, 27 Hazira-n 2013 tarihinde Abdullah
Bahçacı ve Elizabeth Rajak Rokka isimli şahısların Ciğerim
isimli restorantta çalıştıklarına bulgu yapmayıp söz konusu şahısların tanık getirilmediği ve/veya ifadeleri alınmadığı için bu hususu eksik tahkikat bulgusu yapıp sanığı,- itham olunduğu üçüncü davadan beraat ettirmekle hatalı karar verdi.

e. Muhterem Bidayet Mahkemesi Muna sappota isimli şahsın
27 Haziran 2013 tarihinde Ciğerim isimli restorantta
bulunduğuna dair suç ortağı Tanık 18 Behçet Kral'ın bu
yöndeki şa-hadetine ve/veya suç ortağı Behçet Kral'a sanık
avukatı tarafından aksine iddia yapılmamasına rağmen,
27 Haziran 2013 tarihinde Muna Sapkota isimli şahsın Ciğerim isimli restorantta bulunmadığına dair yapmış olduğu bulgu ve/veya konu şahsın ifadesinin -alınmadığı için bu hususu eksik tahkikat olarak değerlendirip bulgu yapmakla hatalı karar verdi.

Muhterem Bidayet Mahkemesi 500TL paranın emare alınmadığı
ile ilgili olarak paranın 27/06/2013 tarihinde sanıklara
verildiği ve muhterem mahkemenin kendi- bulgu ve mevcut
şahadete göre, meselenin ilk kez 20/08/2013 tarihinde polisin bilgisine geldiğini ve/veya mezkur paranın sanıkların yakalandığı tarihten 2 ay önce verildiği ve/veya sanığın gönüllü ifadesinde 2 ay önce harcadık şeklinde beyanı bulunmasına -rağmen bu hususu eksik tahkikat olarak değerlendirip bulgu yapmakla ve/veya iddia makamına işbu davalarda yer alan ithamları ispatlamak için yüklediği ispat külfeti her türlü şüphe ve ihtimalden ari ispat külfeti şeklinde kararında uygulayıp bulgu yapmakla- hatalı karar verdi.

7) Muhterem Bidayet Mahkemesi sanığın itham olduğu dördüncü
davadan tuzak ve/veya ajan provakatör olduğuna ve/veya
olabilme ihtimaline bulgu yapıp sanığı dördüncü davadan
beraat ettirmekle hatalı karar verdi.

Muhterem Bida-yet Mahkemesi ajan provakatör veya tuzağın
şartları olan sanığın aslında suç işlemeyecek bir kişi
olup olmadığına dair kararında herhangi bir bulgu
yapmadan sanığı dördüncü davadan beraat ettirmekle hatalı
karar verdi.

Muhterem Bidayet M-ahkemesi mevcut şahadete polislerin
sanıkları suça teşvik ettiklerine ve/veya azmettiren
olduklarına ve/veya polisin rüşvet veren kimliğine
büründüğüne ve/veya sanıklara para veren kişi olduklarına
dair hiç bir şahadet olmadığı halde, bu y-önde bulgu yapmakla ve/veya polislerin sanıkları bu suça teşvik ederken polislerin de herhangi bir suç işleyip işlemedikleri yönünde bulgu yapmaksızın sanığı dördüncü davadan beraat ettirmekle hatalı karar verdi.

Muhterem Bidayet Mahkemesi Polis Memuru Fe-rdi Çiftçi ile
ilgili olarak; Polis Memuru Ferdi Çiftçi'nin tuzak
kurduğuna veya ajan provakatör olduğuna dair herhangi bir
şahadet olmaksızın ve/veya suç ortağı Tanık 18 Behçet
Kral'ın "Ferdi Çiftçi değildir" yönündeki şahadet-ini
Polis Memuru Ferdi Çiftçi'dir olarak kabul edip,
şahadete olmayan ve/veya mevcut şahadetin tam aksine
bulgu yapmakla hatalı karar verdi.

Muhterem Bidayet Mahkemesi Polisin ve/veya Polis Memuru
Ferdi Çiftçi tuzakla ilgili aktif- rol oynadıklarına
ve/veya Polislerin sanıkları bizzat suça teşvikine
yönelik hiç bir şahadet olmamasına rağmen ve/veya bu
hususta direkt bir şahadet olmamasına rağmen, bu yönde
bulgu yapmakla şahadete olmayan ve/veya mevcut şah-adetin
tam aksine bulgu yapmakla ve sanığı itham olundukları
dördüncü davadan beraat ettirmekle hatalı karar verdi.


e) Muhterem Bidayet Mahkemesi yerleşik içtihat kararlarına
göre (zehirli ağacın meyveleri yenmez) prensibi hukukumuzda geç-erli olmamasına rağmen; kararında bu prensibi yanlış uygulayarak ve/veya emare paranın bulunduğuna dair bulgu yaptığı halde ve/veya polis memuru Ferdi Çiftçi'nin az önceki şahıstan para aldınız demesi ve sanık 1'in "para falan almadık" dediği olgusu şahade-te ihtilafsız olduğuna ve sanıkların polisten kaçma girişiminde bulunduklarına bulgu yaptıktan sonra ve/veya sanıkların gönüllü ifadelerini ve/veya suç ortağının şahadetini dikkate almaksızın ve/veya kararında bunlara herhangi bir değer vermeksizin sanığı -dördüncü davalardan beraat ettirmekle hatalı karar verdi.

f)Muhterem Bidayet Mahkemesi mevcut şahadet ışığında
operasyona katılan polislerin suç işlenebileceği şüphesiyle suç ortağı Behçet Kral'ı belli bir mesafeden görsel takip altına alıp, gerektiğinde- müdahale yapmasının yani gizli soruşturma yapmasının yasal olduğu halde, mevcut şahadet ışığında bu yönde bulgu yapmamakla ve/veya polislerin suç ortağı Behçet Kral ile sanıklara tuzak kurduğuna bulgu yapmakla hatalı karar verdi.

Muhterem Bidayet Mahkeme-si 26/08/2013 tarihinde yapılan
operasyonun suç üstü olduğu halde suç üstü olmadığına
bulgu yapmakla hatalı karar verdi.

Muhterem Bidayet Mahkemesi suç ortağı Behçet Kral'ın
polise olayı bir gün önce söylediğine dair şahadet
mevcutken-, mevcut şahadete olmayan bir ay önceden polise
haber verdiği yönünde bulgu yapmakla hatalı karar verdi.

ı) Sanık 2 ile suç ortağı Behçet Kral'ın, tümü sanık 2
tarafından yapılan ve suç ortağı Behçet Kral'ın Sanıklar
tarafından kendisinden rü-şvet istendiğine yönelik şahadeti
mevcut iken, suç ortağı Behçet Kral tarafından sanıkların
aradığı ve/veya polisin sanıkları telefonla aradığına dair
hiçbir şahadet olmaksızın suç ortağı Behçet Kral ile
polisin; sanıklara tuzak kurduğuna ve polisleri ak-tif rol
oynadığına ve kurgu yaptıklarına bulgu yapmak ve/veya bu
tanığın şahadetine bu nedenle itibar etmekle ve/veya
şahadete mevcut olmayan noktalara ve/veya şahadeten
yapılması makul olmayan, olgulardan bulgu yapmakla hatalı
karar verdi.

Muhterem Bid-ayet Mahkemesi suç ortağı Behçet Kral'ın
ve polis memuru Ferdi Çiftçi'nin muhbirin Hüseyin Aydın
isimli şahıs olduğu yönündeki şahadeti ihtilafsız olmasına
rağmen Hüseyin Aydın'ın polisin muhbiri olduğuna yönelik
bulgu yapmamakla hatalı karar verdi.-

k) Muhterem Bidayet Mahkemesi Polis Memuru Ferdi Çiftçi ile
suç ortağı Behçet Kral arasında herhangi bir iletişim
olmadığını ve mahkeme önünde bu yönde değer taşıyan herhangi bir şahadet olmamasına rağmen, iletişim varmış gibi bulgu yaparak, Polis Memu-ru Ferdi Çiftçi'nin tuzağıyla bu suçun işlendiğine dair bulgu yapmakla şahadette olmayan bir hususu değerlendirmekle hatalı karar verdi.

8) Muhterem Bidayet Mahkemesi tüm adli takdir yetkisini
sırf sanığı beraat yönünde takdir etmekle ve/veya bu yönde
- kararında bulgu yapmakla ve/veya Tanık 18 suç ortağı Behçet
Kral'ın sanıkların beraat etmesinde herhangi bir menfaati
olup olmadığı yönünde bulgu yapmamakla hatalı karar verdi.

Muhterem Bidayet Mahkemesi Gazi Mağusa Ağır Ceza
Mahkemesinin 3705/20-12 sayılı 27/02/2013 tarihli oybirliği ile alınan kararında (say 27-28)de "polisin,
muhbir ya da ajan provakatör kullanması hatta tuzak
kurması kaideten meşru kabul edildiğine ve polisin
muhbir kullandığı ve/veya işbirliği halinde komplo
kurduğu biçimin-deki argümanlarının, müdafaa adına bir
savunma oluşturmayacağı" yönünde bulgu yapmış olmasına
ve mevcut yasal durumu bu şekilde değerlendirmesine
rağmen, sanığın itham olunduğu davada tam tersine tuzak
olabilme ihtimali ile sanığı dördüncü davadan beraat
e-ttirmekle hatalı karar verdi.

Muhterem Bidayet Mahkemesi suç ortağı Behçet Kral'ın
aleyhine geç dava açıldığı iddia ve bulgusunu kararında
gereğinden fazla vurgulamakla ve/veya bu nedenle suç
ortağı Behçet Kral ile polisin sanıklara tuzak kurduğuna
bulgu- yapmak ve/veya bu tanığın şahadetine bu nedenle
itibar etmemekle ve/veya Başsavcının görevine gereğinden
fazla müdahale etmekle hatalı karar verdi.


c) Muhterem Bidayet Mahkemesi sanığın itham olunduğu üçüncü
ve dördüncü davanın özelliğine binaen iddia -makamının
öncelikle kamuda istihdam olunan sanıklar aleyhine
duruşmayı başlatmasının ve/veya suç ortağı olan Behçet
Kral'ın duruşmada tanık olacağı ve/veya aynı anda suç
ortağı aleyhine de duruşma açılmasının hukuk mantığı ile
uyuşmadığı ve/veya Muhterem -Bidayet Mahkemesinin kendi
tecrübesine göre bu durumu bilebileceğine bulgu
yapmamakla ve/veya tam tersine bu durumun suç ortağı
Behçet Kral ile polisin sanıklara tuzak olabilme ihtimaline yönelik bulgu yapıp sanığı dördüncü davadan
beraat ettirmekle hatal-ı karar verdi.

d) Muhterem Bidayet Mahkemesi suç ortağı Behçet Kral'ın
şahadetinde suça bağlayacak soruları cevaplamama ve/veya
davanın esas unsurları çerçevesinde mahkemenin salim bir
şekilde bulgu yapmasına zorlaştıracak bir tavır içerisinde olduğuna bu-lgu yapmasına ve bu nedenle sanığı
suça bağlayan telefon görüşmelerine yönelik şahadet
olmasına rağmen telefon görüşmelerinin içeriğine ilişkin
kararına hiçbir bulgu yapmamasına rağmen, suç ortağının
sadece polisle işbirliği içerisinde sanıkları tuzağa
dü-şürdüğüne bulgu yapıp sanığı dördüncü davadan beraat
ettirmekle hatalı karar verdi.

Muhterem Bidayet Mahkemesi suç ortağı Behçet Kral'ın
iddia makamı açısından, şahadetinin bir kısmı iddia
makamının diğer tanıkları tarafından sunulan şahadete zıt
olduğu-ndan ve/veya iddia makamının diğer tanıkları
tarafından sunulan tüm şahadetle muvafık olmayan tanık
olmasına rağmen bu yönde herhangi bir bulgu yapmamakla
ve/veya suç ortağı Behçet Kral'ın iddia ettiği polise
bir gün önce haber verdim yönündeki iddiasını-n iddia
makamı tanıkları tarafından aksine şahadet sunmakla
çürütüldüğüne yönelik herhangi bir bulgu yapmamakla
ve/veya mevcut şahadetten makul olarak çıkarılması mümkün
olmayan bulgulara varmakla ve/veya iddia makamına işbu
davalarda yer alan ithamları i-spatlamak için yüklediği
ispat külfeti her türlü şüphe ve ihtimalden ari ispat
külfeti şeklinde kararında uygulayıp sanığı itham
olunduğu üçüncü ve dördüncü davadan beraat ettirmekle
yanlış ve/veya hatalı karar verdi.

f) Muhterem Bidayet Mahkemesi suç -ortağı Behçet Kral'ın
iddia makamı tarafından muhasım tanık yapmak için
girişimde bulunmasına ve emare 34 suç ortağının açık
ifadesini mahkemeye ibrazına rağmen ve/veya iddia
makamına muhasım tanık yapmak için izin vermeyeceğine
dair şahad-et mevcut iken ve/veya suç ortağının açık
ifadesine kısmen zıt yönde şahadet verdiği için muhasım
tanık yapılamayan; suç ortağı Behçet Kral'ın, muhasım
tanık yapmadığı için suç ortağının sadece polisle
işbirliği içerisinde sanıkları tuzağa düş-ürdüğüne
yönelik bulgu yapmakla mevcut şahadete ters ve/veya
mevcut şahadetten makul olarak çıkarılması mümkün
olmayan bulgulara varmakla hatalı karar verdi.

g) Muhterem Bidayet Mahkemesi suç ortağı Behçet Kral'ın
iddia makamı tarafında-n kral tanık (Crown Witness)
ilan etmediği ve aleyhine dava ikame edildiği halde suç
ortağının sadece polisle işbirliği içerisinde sanıkları
tuzağa düşürdüğüne yönelik şahadete ters ve/veya mevcut
şahadetten makul olarak çıkarılması müm-kün olmayan
bulguya varmakla hatalı karar verdi.

h) Muhterem Bidayet Mahkemesi operasyona katılan tüm
polislerin o anki operasyon şartlarına göre ki;
sanıkların polisten kaçma girişiminde bulunduklarına
yönelik şahadet ve bulgu yapt-ıktan sonra polislerin
sanıkları ve emare parayı öncelikli olarak güvenlik
altına almalarının makul ve mantıklı olduğu sonucuna
varmayıp bu yönde bulgu yapmak yerine suç ortağı Behçet
Kral'ın daha sonra tutuklandığını bu nedenle suç ort-ağı
Behçet Kral ile polisin sanıklara tuzak kurduğuna bulgu
yapmak ve/veya bu tanığın esas şahadetine bu nedenle
itibar etmekle ve/veya iddia makamına işbu davalarda yer
alan ithamları ispatlamak için yüklediği ispat külfeti
her tü-rlü şüphe ve ihtimalden ari ispat külfeti şeklinde
kararında uygulayıp sanığı itham olunduğu dördüncü
davadan beraat ettirmekle yanlış ve/veya hatalı karar
verdi.

Muhterem Bidayet Mahkemesi suç ortağı Behçet Kral'ın
emare ve/veya tanıklar-a tesir edemeyeceği bu nedenle
gönüllü ifadesi, açık ifadesi alındıktan sonra yazılı
dava tebliğinden sonra Müfettiş Muavini Adım Baytunç
tarafından verilen karar neticesinde serbest
bırakılmasının yasa ve içtihat kararları ile uyumlu
olmasına rağmen ve/v-eya suç ortağının açık ifade
verebilmesi için, tutukluluktan çıkarılmasının yasal
zorunluluk olduğuna yönelik bulgu yapması yerine suç
ortağı Behçet Kral ile polisin sanıklara tuzak kurduğuna
bulgu yapmak ve/veya bu tanığın esas şahadetine bu
nedenle itiba-r etmekle hatalı karar verdi.

j) Muhterem Bidayet Mahkemesi operasyona katılan 3 polisin
olduğuna ve sanıkların gelmeden PM Mustafa Maviş ve
PM Mustafa Güneşin olay yerinde olduğuna yönelik bulgu
yapmasına ve/veya bu husustaki şahadetin itilaf-sız
olmasına rağmen; suç ortağı tanık 18 Behçet Kral'ın
şahadetinde "26/08/2013 tarihinde olay öncesinde, olay
yerine giderken iki taraftan polis olay yerine giderdi"
şeklindeki beyanı doğru kabul etmekle mevcut şahadete
ve/veya kendi b-ulgularına ters ve/veya mevcut şahadetten
makul olarak çıkarılması mümkün olmayan bulguya varmakla
ve/veya iddia makamına işbu davalarda yer alan ithamları
ispatlamak için yüklediği ispat külfeti her türlü şüphe
ve ihtimalden ari ispat k-ülfeti şeklinde kararında
uygulayıp sanığı itham olunduğu dördüncü davadan beraat
ettirmekle yanlış ve/veya hatalı karar verdi.

k) Muhterem Bidayet Mahkemesi suç ortağı tanık 18 Behçet
Kral'ın tutuklandığı ve bu yönde şahadet bulunduğu
h-alde suç ortağı Behçet Kral'a farklı muamele yapmakla
ve bu yönde bulgu yapmakla hatalı karar verdi."

Alt Mahkeme, kararında, tüm davaları ayrı ayrı inceledikten sonra kararının sonunda şöyle demiştir:

"Bu durumda 1. davanın makûl süpheden ari
ispatl-anamadığı bulgusuna varmıştım. 2. davanın da, 1. davadaki gerekçeler muvacehesinde makûl şüpheden ari ispatlanamadığı, bu 1. ve 2. davaya bağlı olan 3. ve 4. davalardan makul şüpheden ari ispatlanamadığı bulgusuna varırım ve netice itibarıyla Sanıkları 1,2-,3 ve 4. davadan beraat ettiririm."


Alt Mahkemenin kararından çok açık şekilde görülebileceği gibi, Alt Mahkeme 1. ve 2. davalara konu rüşvet almak suçlarından Sanıkları beraat ettirdikten sonra 3. ve 4. davalara konu Devlet Hizmetinde Yolsuzluk suçları-ndan da beraat ettirmiştir.

Suçların tafsilatına bakıldığında, tüm davaların, aynı olgulara istinaden, 27.6.2013 tarihinde Behçet Kral'dan alındığı iddia edilen 500TL ve 26.8.2013 tarihinde yine aynı şahıstan alındığı iddia edilen 700'TL'ye dayandırıldığ-ı görülmektedir.

Bu esastan hareket edildiğinde, suçların birbirine bağlantılı suçlar olduğu ve Alt Mahkemenin bu yöndeki bulgusunda hata olmadığı anlaşılmaktadır.

İddia Makamının dosyaladığı istinaf ihbarnamesi incelendiğinde, 1. ve 2. davalardan ve-rilen beraat kararına karşı istinaf dosyalanmadığı açıklıkla görülmektedir.

Başsavcılığın istinaf etme hakkını düzenleyen Fasıl 155 Ceza Muhakemeleri Usul Yasası'nın 137(1)(a)(i) maddesine göre, mahkemenin beraat kararını destekleyecek gerekli olguları -makul olarak bulabilmesi için şahadet olmadığının istinaf ihbarnamesinde ileri sürülmesi gerekmektedir.

İstinaf ihbarnamelerinin ne şekilde olması gerektiği, Yargıtay/Ceza 64/2002,65/2002,66/2002 (D.4/2002) sayılı Başsavcılık v Avrupa Gazetecilik ve diğ-erleri davasında belirtilmiş; Birleştirilmiş Yargıtay/Ceza 97-104/2012 (D.11/2015) sayılı KKTC Başsavcısı ile Hakan Atıcı ve diğerleri davasında bu prensiplere atıfla, iddia makamı ve sanıklar bakımından mesele incelenerek şöyle denmiştir:

"Birleştirilmi-ş Yargıtay/Ceza 64/2002, 65/2002,66/2002 (D.4/2002) sayılı Başsavcılık v.Avrupa Gazetecilik ve Yayın Şti.Ltd. ve diğerleri davasında, Yargıtay, istinaf ihbarnamelerinin ne şekilde olması gerektiğini belirlemiştir.

Bir daha hatırlanması bakımından ilgili -kısmı aynen iktibas etmeyi uygun gördük:

'Fasıl 155 Ceza Usul Yasası'nın (Criminal Procedure Law)
138. maddesi istinafın dayandığı tüm istinaf sebeplerinin tam olarak istinaf ihbarnamesinde gösterilmesini buyurmaktadır.

'138. Every notice of appeal sh-all-
a. ..................
b. ..................
c. set out in full the grounds on which it is
founded;
d. ..................
and no notice of appeal shall be valid unless it complies
with the re-quirements of this section."

Yine Ceza Usul Yasası'nın 144. maddesi, Yargıtayın,
ciddi bir adaletsizlik yapıldığı konusunda olmadıkça, istinafı, sadece istinaf ihbarnamesinde gösterilen (yer alan) sebepleri dinleyerek karara bağlayacağını buyurmaktadır.-

'144. The Supreme Court shall hear and determine the
appeal only on the grounds set out in the notice of
appeal:
Provided that the provisions of this section
shall not apply where, on the hearing of the appeal,
the Supre-me Court is of opinion that a substantial
miscarriage of justice has occured.'


İstinaf, Sanığın ikinci kez yargılanması, yeniden
yargılama veya davanın ikinci kez Mahkeme tarafından dinlenmesi anlamında değildir. Davayı dinleyen Alt Mahkemenin bu-lgularından ve kararından yakınen taraf bir istinaf ihbarnamesi dosyalayarak yakındığı kararın bozulması için Yargıtaya başvurur. İstinaf ihbarnamesinde istinafın dayandığı tüm sebeplerin tam olarak verilmesi gerekir. İstinaf sebeplerinin tam olarak istina-f ihbarnamesinde yer alması gereğini getiren bu düzenlemede amaç, istinafın dinlenmesinde istinaf edenin dayanacağı, ileri süreceği hukuki noktaların ve olguların önceden karşı tarafın ve Yargıtayın bilgisine getirilmesidir; bir konu istinaf ihbarnamesinde- istinaf sebebi olarak ileri sürülmemişse, Yargıtay kural olarak, o konunun istinafın dinlenmesinde ileri sürülmesine izin vermez. Michael Tymvious v. the Police (1961) CLR.44 davasında Yüksek Mahkeme bu konuyu aşağıdaki şekilde özetlemiştir:

'Grounds set- out in a notice of appeal are intended to
give notice to the apposite party and to this Court of grounds of law and issues of fact that will be relied upon at the hearing of the appeal and if a matter is not raised in the grounds of appeal this Court, i-n most cases, will not allow a point to be raised.'

İstinaf Eden, Alt Mahkemenin hangi olgusal veya
hukuksal bulgusundan yakınıyorsa, buna tam olarak istinaf ihbarnamesinde yer vermeli, yakınmasını ve istinaf sebeplerini açıkça, anlaşılır bir biçimde gö-stermelidir. İstinaf, yukarıda ifade ettiğimiz gibi Sanığın ikinci kez yargılanması veya davanın ikinci kez dinlenmesi davanın tekrar dinlenmesi anlamında olmadığı için, istinaf ihbarnamesinde gösterilmeyen, istinaf sebepleri arasında yer almayan hiçbir ko-nu, kural olarak, istinafın dinlenmesinde ileri sürülmez ve Yargıtay da istinaf sebepleri arasında yer almayan bir konuyu dinlemez, istinaf sebepleri arasında yer almayan bir konuyu ele alarak istinafı karara bağlamaz."


Görülebileceği gibi Yargıtayın kab-ul ettiği prensiplere göre, ciddi bir adaletsizliğin yapıldığı kanaatine varılmadığı müddetçe, istinaf sadece istinaf ihbarnamesinde gösterilen sebepler dinlenerek sonuçlandırılır.

Bu konuda ayrıca Criminal Procedure in Cyprus, G.Pikis, 1975 sayfa 189'a v-e Eraklides v The Police (1970) 2 C.L.R I davasına atıfta bulunuruz.

Ancak yanlış anlamaya sebebiyet vermemek için, avukat tarafından temsil edilmeyen bir sanığın mahkumiyete ve buna bağlı olarak cezaya karşı dosyaladığı istinafta adaletsizliğe yol açacak- bir hataya sebep olmamak için, istinafına ilişkin iddialarını ortaya koymasına fırsat verilmesi gerektiğini belirtmek isteriz.

Yukarda bahsini ettiğimiz Criminal Procedure in Cyprus adlı eserin 189. sayfasında bu konuda şöyle denmektedir:

-'An unrepresented appellant who appeals against conviction
may be allowed to argue against sentence where refusal to
allow him to do so might cause a substantial miscarriage
of justice.-'

Bu konuda, Georghious v The Police (1966) 2 CLR 18 ve
Chrysostomos v The Police (1972) 10 JSC.1331 davalarına
atıfta bulunuruz."


Yukarıda belirtilen prensipleri huzurumuzdaki istinafa uyguladığımızda, istinaf sebepleri arasında yer almayan 1. v-e 2. davalardan verilen beraat kararının istinafta incelenmesine hukuken olanak olmadığından, Sanıkların 1. ve 2. davalardan verilen beraat kararının kesinleştiği sonucuna varılması kaçınılmazdır.

Sanıklar 1. ve 2. davalardan beraat ettiklerine ve bu ka-rar kesinleştiğine göre, 1. ve 2. davalardaki olgulara istinaden Sanıkların para aldıkları ispatlanamadığından, Sanıkların, 3. ve 4. davalardaki itham tahtında, görevlerini ifa ederken menfaat sağladıkları bulgusunun yapılması mümkün değildir. Bu durumda A-lt Mahkemenin 1. ve 2. davalardan verdiği bereat kararının olgularıyla aynı nitelikteki 3. ve 4. davalardan mahkumiyet kararı verilmesi Ceza Hukuku prensipleri tahtında mümkün değildir.

Bu sonuca göre, Sanıklar aleyhindeki 1. ve 2. davalardan verilen be-raat kararı kesinleştiğinden, aynı olgulara bağlı olarak 3. ve 4. davalardan verilen beraat kararı aleyhindeki istinaf sebeplerinin daha fazla incelenmesine gerek olmadan istinafın reddi gerekmektedir.

Netice itibarıyla istinaf reddedilir.



Ahmet -Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç Yargıç Yargıç


11 Ekim, 2017















18






Full & Egal Universal Law Academy