Yargıtay Ceza Dairesi Numara 102/2009 Dava No 7/2011 Karar Tarihi 13.05.2011
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 102/2009 Dava No 7/2011 Karar Tarihi 13.05.2011
Numara: 102/2009
Dava No: 7/2011
Taraflar: Davoud Mehrabani ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Uyuşturucu tasarrufu - Cezalar arasında nisbetsizlik - Cezanın fahiş olduğu iddiasıyle istinaf - İstinafın reddi.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 13.05.2011

-
D. 7/11 Yargıtay/Ceza: 102/2009
(Girne Ağır Ceza Dava No: 5784/2008)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.


Mahkeme Heyeti:Mustafa H.Özkök,Narin F. Şefik,Hüseyin Besimoğlu.


İstinaf eden: Davoud Mehrabani, Merk-ezi Cezaevi, Lefkoşa
(Sanık No: 2)

-ile-

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa



A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Mehmet Kaptan Bensen
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Erdinç A-kyener.


Girne Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Ahmet Kalkan, Kıdemli Yargıç Gülen Özkamil ve Yargıç Fatma Şenol'un 5784/08 sayılı davada 23.12.2009 tarihinde verdikleri karara karşı Sanık 2 tarafından yapılan istinaftır.



----------------------

- H Ü K Ü M


Mustafa H. Özkök: Bu istinafta Mahkemenin hükmün Sayın Yargıç Hüseyin Besimoğlu okuyacaktır.

Hüseyin Besimoğlu: Bu istinaf, 5784/08 sayılı ceza davasında Girne Ağır Ceza Mahkemesinin, 23.12.2009 tarihinde, Sanık 2 aleyhine -verdiği 9 yıllık hapislik kararı için yapılmıştır.

Girne Ağır Ceza Mahkemesinde görüşülen 5784/08 sayılı ceza davasında Başsavcılık tarafından Sanık 1 aleyhine Sanık 2 ile birlikte aşağıdaki dava getirilmiştir.

"Fasıl 154 Ceza Yasasının 20. madd-esi ile 16/77, 54/77, 36/82, 37/89, 38/91 ve 42/04 sayılı Yasalar ile tadil olunan 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasasının 2,12,24,(1)(a)(2)(B)(3) maddeleri ile 63/73 sayılı Nizamname ile tadil olunan 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Nizamnamesinin 2,8,1-1 ve 25. maddelerine aykırı, 04-07 Ağustos 2008 tarihleri arasında Girne'de yetkili makam tarafından genel olarak yetkilendirilmiş veya ilgili nizam tahtında ruhsatlı olmadıkları halde tasaruflarında 4 kilo ağırlığında uyuşturucu madde,yani Eroin(Diamorphi-ne) bulundurdular".


Sanıklar bu davadan itham ediliğinde Sanık 1, aleyhindeki ithamı kabul etmemiş Sanık 2 ise aleyhindeki ithamı kabul etmiştir.

Sanık 1, aleyhindeki ithamı kabul etmediği için davanın duruşmasına başlandığında, İddia Makamı adına bul-unan Savcı, Sanık 1, aleyhine daha fazla şahadet sunmaktan imtina ederek Sanık 1, aleyhindeki ithamnameyi Mahkemenin izni ile tadil ederek Sanık 1 aleyhine ikinci bir dava getirilmiştir.

İddia Makamı Sanık 1 ile ilgili 1.davadan şahadet sunmaması üzerine- Sanık 1, 1. davadan beraat ettirilmiştir.

Tadil edilen ithamname ile Sanıklar aleyhine getirilen davalar şöyledir.

Sanık 2, 04-07 Ağustos 2008 tarihleri arasında Girne'de yetkili makam tarafından genel olarak yetkilendirilmiş veya ilgili Nizam tahtında -ruhsatlı olmadığı halde 16/77, 54/77, 36782, 37/89,38/91 ve 42/04 sayılı Yasalar ile tadil olunan 4/72 sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasasının 2,12,24(1) (a) (2) (B)(3) maddeleri ile 63/73 sayılı Nizamname ile tadil olunan 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler -Nizamnamesinin 2,8,11 ve 25. maddelerine aykırı, tasarrufunda 3 kilo 810 gram 590 miligram ağırlığında uyuşturucu madde yani eroin(Diamorphine) bulundurmak.

Sanık 1, 04-07 Ağustos 2008 tarihleri arasında Girne'de yetkili makam tarafından genel olarak yetk-ilendirilmiş veya ilgili nizam tahtında ruhsatlı olmadığı halde Fasıl 154 Ceza Yasasının 23 ve 24. maddeleri ile 16/77, 54/77, 36/82, 37/89, 38/91 ve 42/04 sayılı Yasalar ile tadil olunan 4/72 Sayılı Uyuşturucu Maddeler Yasasının 2,12,24(1)(a)(2)(B)(3) mad-deleri ile 63/73 sayılı Nizamname ile tadil olunan 21/73 sayılı Uyuşturucu Maddeler Nizamnamesinin 2,8,11 ve 25. maddelerine aykırı tasarrufunda 3 kilo 810 gram 590 miligram ağırlığında uyuşturucu madde yani eroin (Diamorphine) bulunduran Sanık 2'nin cezad-an kurtulmasını mümkün kılmak için yardım ve yataklık ederek mezkur suçun fer-i faili olmak.

Tadil edilen iddianame ile ilgili davalardan yeniden itham edilen Sanıklar, aleyhlerindeki davaları kabul etmiştir.

Sanıkların itham edildikleri davaları ka-bul etmeleri üzerine davanın olgularını ve Savunmanın iddialarını degerlendiren Ağır Ceza Mahkemesi, Sanıkları suçlu bulup mahkum etmiş ve neticede Sanık 2'yi 1. davadan 9 yıl, Sanık 1'i 2. davadan 20 ay süre ile hapse mahkum etmiştir.

Sanık 2, Ağır Ceza- Mahkemesinin 1. dava için takdir ettiği 9 yıllık hapislik cezasının fahiş olduğunu iddia ederek bu istinafı dosyalamıştır.


İSTİNAFA KONU OLGULAR :


İstinaf ile ilgili olgular özetle şöyledir:

Sanık 2, 46 yaşında Tahran doğumlu olup İran uyrukludur. -Azeri Türküdür. Sanık 2, dava ile ilgili tarihlerde kumar oynamak için 2 yıldır Kıbrıs'a zaman zaman gelmekte Kıbrıs'ta 4-5 gün kaldıktan sonra ayrılmaktaydı. Sanık 2 Sanık 1 ile İstanbul'da tanışmıştı.

Sanık 1 ve 2'nin tasarruflarında uyuşturucu old-uğu ve bu uyuşturcuyu pazarlamak için müşteri aradığını öğrenen polis mensupları, Sanıkları takibe başlamış 7.8.2008 tarihinde Sanıkları, Girne'de Night Park yanında bulunan park yerinde tespit etmiştir. Ayni gün 21.30 sularında Girne'de, Night Park yanınd-a bulunan park yerine gelen Sanık 1'in, HMK 800 plakalı aracını park ettikten sonra, kendi aracı ile gelip aracını ayni park yerine park eden Sanık 2'nin yanına gidip konuştukları bunun akabinde Sanık 2'nin, Sanık 1'in, HMK 800 plakalı aracın yanında, elin-de beyaz renk poşet çanta ile beklediği tespit edilmiştir. Sanık 2'nin yanına giden polis memurları, polis olduklarını bildirip Sanık 2'nin elindeki çantanın içerisini kontrol ederek çanta içerisinde iç içe geçirilmiş şeffaf naylonda eroin türü uyuşturucu -madde olduğuna inanılan maddeleri bularak emare olarak almıştır. Alınan bu maddeler Sanık 2'ye gösterilip yasal ihtar altında izahat istendiğinde Sanık 2 cevaben "eroindir" "Morteza istedi, ben de durum kötü diye Türkiye'den aldım, buraya Morteza getirdi s-atışı da o yapacak ben orasını bilmem" şeklinde cevap vermiştir.

Sanık 2'ye işlemiş olduğu suç bildirilip yasal ihtarda bulunulduğunda Sanık 2 cevaben "para sıkıntısı çektiğim için bu işe girdim Morteza isteyince gidip aldım pişmanım" yanıtını vermiştir.
-
Daha sonra Sanık 2'nin tasarrufunda bulunan uyuşturucu madde Sanık 1'e gösterilip, işlemiş olduğu suç yasal ihtar altında bildirildiğinde Sanık 1 cevaben "ben yalnız müşteri bulacaktım sattıktan sonrada Nasır bana bir miktar para verecekti mahvoldum" demi-ştir.

Sanık 1 ve 2 yasal ihtar altında 8.8.2008 ve 9.8.2008 tarihinde ifade verdikten sonra, Sanık 1 ve 2, teminat emri gereği 3 ayı geçmemek koşuluyla 11.8.2008 tarihinde Merkezi
Cezaevine gönderilmiştir.

18.8.2008 tarihinde Sanık 2'ye yazılı dava- tabliğ edildiğinde Sanık 2, yazılı dava tebliğine cevaben "kabul ediyorum" yanıtını vermiştir.

Sanık 2'nin tasarrufunda bulunan maddeler analiz için Devlet Laboratuvarına gönderilmiş ve yapılan analiz sonucu Sanık 2'nin tasarrufunda bulunan maddenin 3 -kilo 810 gram 590 miligram ağırlığında eroin (diamorphine) olduğu tespit edilerek, 12.8.2008 tarihli bir rapor düzenlenmiştir.

Sanık 2'nin eroin ithal ve tasarruf etme izni olmadığı İlaç ve Eczacılık Dairesinden temin edilen 7.08.2008 tarihli yazı ile tes-pit edilmiştir. Sanık 1 ve 2'nin sabıkası yoktur.

İSTİNAF SEBEBİ:


İstinaf Eden bir istinaf sebebi ileri sürmüştür.

Sanığa takdir edilen hapislik cezası fahiş surette fazladır.


TARAFLARIN İDDİALARI:

İstinaf edenin iddiaları özetle- şöyledir. Sanığın tasarrufunda bulunan eroin türü uyuşturucunun saflık derecesinin ceza takdirinde bir etken olduğunu, bu davadaki uyuşturucunun saflık derecesinin olmayışının Sanığın lehine değerlendirilmesi gereken bir husus olduğunu, Sanık 2 aleyhinde-ki davanın geç dosyalandığını, Sanık 2'nin 7.8.2008 tarihinde tutuklandığını, tahkikatın 18.8.2008 tarihinde tamamlandığını, teminat emri gereği 3 ay süre ile merkezi cezaevine gönderildiğini, 17.11.2008 tarihinde dava açıldığını davanın kararının 23.12.20-09 tarihinde okunduğunu, aradan bir buçuk yıl geçtikten sonra davanın sonuçlandığını, duruşmasındaki tehir taleplerinin çoğunun, Sanık 1'den kaynaklandığını, bu durumun Sanığın lehine hafifletici bir neden olarak alınması gerektiği halde alınmadığını, San-ığın cezasını ülkesinden uzakta çekeceğini, uyuşturucunun başkalarının eline geçmediğini, Sanığın suçtaki rolünü, Sanığın suç işlemeye temayyülü olmadığının dikkate alınmadığını, meseleyi istisnai bir durum olarak kabul edip cezaların kişiselliği prensibin-e önem vermediğini, Sanığı ithal suçundan mahkum etmiş gibi hareket ettiğini, takdir edilen 9 yıllık hapislik cezasının mahvedici olduğunu, Ağır Ceza Mahkemesinin kararında Sanığın piyon olmasının işlediği suçun vehametini azaltmadığı yönündeki görüşünün d-oğru olmadığını, bu durumun Sanığın lehine alınması gereken bir husus olduğunu, Sanığın sağlık durumunun dikkate alınmadığını, Ağır Ceza Mahkemesinin Sanığı sanki ithalden mahkum etmiş gibi davrandığını, cezalar arasında bir nisbetsizlik olduğunu ileri sür-üp 9 yıllık hapislik cezasının alenen fahiş olduğunu ileri sürmüştür.

Aleyhine istinaf edilenin iddiaları özetle:Dava konusu eroinin saflık derecesi ve kalitesi açısından Ağır Ceza Mahkemesi önünde hiçbir iddia yapılmadığını, yapılmış olsa idi bu konunun- açıklığa çıkması için tanık çağrılabileceğini, ayni tür suçtan mahkum edilen 2 Sanık olmadığı için cezalar arasında nisbetsizlikten bahsedilemeyeceğini, Ağır Ceza Mahkemesinin Sanıkla ilgili tüm söylenenleri etüt edip değerlendirdiğini, 9 yıl hapislik cez-asının fahiş olmadığını, davanın gecikmeye uğramadığını, dava gecikmesi olmuş ise bunun Sanık 1'in tehir talepleri sonucu olduğunu ileri sürüp istinafın reddini talep etmiştir.

İSTİNAF SEBEBİNİN İNCELENMESİ:

İstinaf Eden Sanık 2, mahkum e-dildiği 9 yıl hapislik cezasının fahiş olduğunu iddia etmiştir.

Sanık 2'nin tasarrufunda bulunan uyuşturucu 3 kilo 810 gram 590 miligram ağırlığında eroin (Diamorphine) türü uyuşturucu olup bu tür uyuşturucunun, uyuşturucu maddeler içinde -en tehlikelisi olduğu bir gerçektir.

Dünyanın ve özellikle ülkemizin geleceğini tehdit eden ve her geçen gün artarak yaygınlaşan bu tür uyuşturucudan toplum bireylerini kurtarabilmek için KKTC'deki her organ, makam ve kişiye büyük görevler düşmektedir. Ma-hkemeler ise bu tür uyuşturucu suçlarını işleyenlere ceza takdir ederken kamu yararını korumak ilkesine ağırlık vererek toplum sağlığını tehdit eden uyuşturucu madde alışkanlığını önlemek amacı ile Sanıklara ibret verici ve caydırıcı cezalar vermek suretiy-le bu görevlerini yerine getirmektedirler. (Y/C 43/95 D.6/96)

Bir davada herhangi bir suçtan mahkum edilen bir şahsa ne gibi bir ceza verileceği davayı dinleyen Bidayet Mahkemesinin takdirine kalmış bir husustur. Bidayet Mahkemesinin bu takdir hakkın-ı hukuki prensipler ışığında adli olarak kullanması gerekir. (Gör: Ceza/istinaf 8/73,9/73)

Genellikle İstinaf Mahkemesi Bidayet Mahkemesinin takdirine müdahale etmekten kaçınmaktadır. İstinaf Mahkemesinin bu gibi takdirine, Bidayet Mahkemesinin cezay-ı takdir ederken dikkate alması gereken tüm faktörleri dikkate almaması veya dikkate almaması gereken faktörleri dikate alması veya kesilen cezanın bütün ilgili ahval ve şerait muvacehesinde aşikâr surette fahiş veya çok az olması nedeniyle müdahale edeb-ilir.(gör:Ceza/ İstinaf.18/73 , Y/C 3/02,8/01 - D 1/03 ;Y/C 39/95 43/95-D.6/96 )

Ayni zamanda İstinaf Mahkemesi İlk Mahkeme olarak davaya direkt bakmış olsaydı ve İlk Mahkemenin verdiği cezadan başka ceza verme temayülünde olsa bile, İlk Mahkeme ilkeler-de herhangi bir hata işlemiş değilse, İlk Mahkemenin takdir yetkisine müdahale etmez.(Y/C 3/02,8/02 (D.1/03) , Y/C 73/06 (D.1/07))

İlgili hukuki prensipleri göz önünde bulunduran Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığa ceza takdir ederken uyuşturucunun nevini ve mikt-arını, suçun işleniş şeklini, uyuşturucunun ticari bir amaçla tasarruf edildiğini, esas mal sahibinin bulunmadığını, Sanık 2'in İran uyruklu evli ve bir çocuk babası olduğunu, ülkesinde her türlü işkenceye maruz kaldığını, eşinin kanser hastası olduğunu, s-abıkasız olduğunu ve Polise yardımcı olduğunu, Sanık 1'in suçunun, Sanık 2'nin cezadan kurtulmak için yardım ve yataklık ederek feri fail suçu olduğunu ve 3 yıla kadar hapisliği öngördüğünü dikkate aldıktan sonra, içtihat kararları ışığında, kamu menfaati-ni gözeterek suçun vehameti ile orantılı olarak Sanık 2'ye uzun süreli ancak Sanık 1'e daha kısa süreli bir hapislik cezası vermeyi uygun görmüştür.
Uyuşturucunun türü, miktarı ve saflık derecesinin ceza takdirinde önemli bir etken olduğu bir çok içtihad-i kararda ifade edilmiştir. (Y/C 3/01 ve 8/02 D 1/03)

Uyuşturucu suçlarından ve özellikle eroin türü uyuşturucu suçlarından mahkum edilen Sanıkların, kamu yararını gözeterek yüksek cezalar verilmesi gereği birçok Yargıtay/Ceza kararında benimsenmiş i-lkelerdir.(Gör:Y/C 4/88(D.14/88); Y/C 24/86 (D.4/87)

Tüm yukardaki gerçekleri dikkate aldığımızda Ağır Ceza Mahkemesinin ceza takdir ederken diğer faktörler yanında kamu menfaatini ve özelikle uyuşturucunun türünü ve miktarını dikkate alarak Sanık 2'ye d-aha ağır bir ceza takdir ettiği anlaşılmaktadır.

Sanık 2'nin mahkum edildiği dava, uyuşturucu suçları içinde en tehlikelisi olan eroin tasarrufu ile ilgilidir. İlgili yasal mevzuata göre bu tür suçların cezası 18 yıla kadar hapisliği öngörmektedir. Bu tür- suçları işleyenlere ceza takdir ederken kamu menfaatini dikkate alarak etkin ve caydırıcı cezalar verilmesi kaçınılmazdır. Toplumun geleceğini doğrudan doğruya ilgilendiren ve her geçen gün artarak ve yaygınlaşarak devam eden bu tür suçların işlenmesini ö-nlemek gayesiyle, Ağır Ceza Mahkemesi Sanık 2'ye uzun süreli bir hapislik cezası vermeyi uygun görmekle yerinde bir davranış sergilemiş ve hatalı hareket etmemiştir.

İstinaf Eden avukatı savunmasında, uyuşturucunun saflık derecesinin dikkate al-ınmadığını, alınmış olsa idi ceza takdirinde Sanığa daha az ceza tespit edileceğini iddia etmiştir.

Uyuşturucunun türü ve miktarı yapılan analiz sonucu tespit edilmiş ve bu konuda emare 1, 12.08.2008 tarihli bir analiz raporu tanzim edilmiştir. Bu analiz -raporuna göre Sanığın tasarrufunda bulunan uyuşturucu 3 kilo 810 gram 590 mg eroin türü uyuşturucudur.

Dava ile ilgili zabıtları incelediğimizde Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda, uyuşturucunun saflık derecesi konusunda veya saflık derecesinin oranı konusun-da bir iddia yapılmadığını görürüz.

İlk Mahkemede ileri sürülmeyen bir iddianın İstinaf Mahkemesinde ileri sürülemeyeceği ilkesinden hareketle; ilk defa İstinaf Mahkemesinde ileri sürülen bu iddiaya itibar etmeyiz. (Yargıtay/Ceza 75/02 D.3/03)

Ağır Ce-za Mahkemesi, emare 1 analiz raporunu gözönünde bulundurup tasarruf edilen uyuşturucunun 3 kilo 810 gram 590 miligram eroin türü uyuşturucu olduğunu dikkate alarak bir ceza takdir etmekle hatalı haraket etmemiştir.

İstinaf Eden avukatı hitabesinde, Sanık -2 aleyhindeki davanın geç dosyalandığını, tahkikatın başladığı günden dosyanın sonuçlandığı güne kadar uzun bir zaman geçtiğini ve bu durumun Sanığın lehine hafifletici bir sebep olarak alınmadığını ileri sürmüştür.

Dava ile ilgili zabıtlardan, Sanık ile- ilgili davanın 2 Sanıklı bir dava olduğu, davanın normal seyrini takip ettiği, Sanıkların müracaatları üzerine bir çok kez tehire uğradığı, dava ithamnamesinin tadil edilip Sanıkların yeniden itham edildiği, Sanıkların suçlarını kabul etmelerine karşın ol-guların izahı sırasında Sanık 2 ile ilgili ifadenin ibrazına Sanık 2'nin itiraz etmesi üzerine; bu ifadenin gönüllü olup olmadığı konusunda duruşma yapıldığı, bu duruşmanın erken bir zamanda sonuçlandığı, daha sonra Sanıklara savunmalarını gerektiği gibi y-apmalarına olanak tanımak için süre verildiği anlaşılmaktadır.

Tüm bu gerçekleri dikkate aldığımızda, dava duruşmasının makul bir süre içinde sonuçlandığı görüşündeyiz.

Ağır Ceza Mahkemesi Sanığa ceza takdir ederken Sanığın lehine ve aleyhine olan tüm g-erçekleri özellikle Sanığın yaşını, sabıkasız oluşunu, İran uyruklu olduğunu, ailevi durumunu, sağlık durumunu, eşinin rahatsızlığını, Sanığın cezasını yurt dışında başka bir ülkede çekeceğini, Sanığın bu suçu kazanç elde etmek için ticari amaçla işlemiş o-lduğunu dikkate aldıktan sonra ceza takdir etmiştir.

Sanık 2 gönüllü ifadesinde, bu suçu işleme sebebini maddi durumunun iyi olmadığı ve uyuşturucuyu satmak amacıyla tasarrufunda bulundurduğu şeklinde ifade etmiştir.

Bu tür suçları işleyenlerin, bu s-uçu, ticari bir amaçla yapmak istemelerinin tespiti halinde, ceza takdirinde bu husus ağırlaştırıcı bir faktör olarak dikkate alınmalı ve bu suçları işleyen Sanıklara daha ağır cezalar verilmelidir.

Ağır Ceza Mahkemesi, Sanığa ceza takdir ederken naza-rı itibare alması gereken tüm faktörleri dikkate aldığı ve bir değerlendirme yaptığı, Sanık lehine hafifletici tüm sebepleri ve özellikle Sanığın şahsi ve ailevi durumunu göz önünde bulundurduğu, Sanığın bu suçu ticari bir amaçla işleyebileceğini ve kamu -menfaatini dikkate alarak Sanık 2'ye, 9 yıl uzun süreli bir hapislik cezası vermeyi uygun bulmuştur.

İstinaf Eden, Ağır Ceza Mahkemesinin Sanık 2'ye takdir edilen 9 yıllık hapislik cezasının alenen fahiş olduğunu iddia etmiştir.

İlgili içtihadi kararlar -ve davanın tüm olgularını nazarı itibare aldığımızda, Sanığa takdir edilen cezanın, suçun vehameti ile orantılı olduğu ve müdahalemizi gerektirecek oranda fahiş olmadığı görüşündeyiz.

Savunma avukatı, Sanıklara takdir edilen cezanın Sanık 1 ve 2 ara-sında bir nisbetsizlik teşkil ettiğini iddia etmiştir.

İstinaf Mahkemesi ceza takdiri ile ilgili olguları incelerken, her davanın kendine has olguları içerisinde benzer suçlar arasında bir nisbetsizlik olmamasına her zaman özen göstermektedir. Sanık 1 ve- 2 aleyhine farklı ithamlar getirilmiş ve Sanıklar farklı davalardan mahkum edilmiştir. Sanık 1 aleyhindeki dava 3 yıla kadar hapisliği öngörürken Sanık 2 aleyhine getirilen dava ise 18 yıla kadar hapisliği öngörmektedir.

Sanık 2'ye takdir edilen ceza- ile Sanık 1'e takdir edilen ceza arasında bir nisbetsizlik söz konusu mudur? Beraber itham edilen Sanıklarla ilgili Yargıtay/Ceza 28/79 ve 29/79 sayılı istinaflarda bu husus şöyle ifade edilmiştir:

"Beraber itham edilen iki sanıktan birine çok hafif bir- cezanın verilmiş olması diğerine verilen daha ağır bir cezaya mutlaka müdahale edilmesini gerektirmez; gösterilmesi gereken husus İstinaf Eden Sanığın alenen ağır bir cezaya çarptırılmış olduğudur."

Yargıtay/Ceza 16-17/1980 (D.9/80) sayılı istinaflarda c-ezaların orantılı olmaları ile ilgili gerçekler aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir:

"Prensip yukarıda izah edildiği gibi olmakla beraber Mahkemeler çoğu kez bir Sanığa verilen cezaya, bunun diğer bir cürüm ortağına verilen ceza ile daha orantılı olmasını -sağlamak amacı ile, müdahale ederler. Mamafih, cezaların tam bir şekilde birbiri ile orantılı olması gerektiğine dair bir kanuni prensip mevcut değildir."

Yukardaki hukuki prensipler ışığında, Sanık 1 ve 2'nin farklı suçlardan itham edildiklerini, Sanık 2-'nin mahkum olduğu suçun 18 yıla kadar hapislik öngördüğünü, Sanık 1'in mahkum edildiği suçun ise 3 yıla kadar hapisliği öngördüğünü dikkate aldığımızda, Sanıklara takdir edilen cezalar arasında bir nisbetsizlik sözkonusu değildir.

Tüm gerçekler ışığında -Sanıklara farklı cezalar takdir etmekle Ağır Ceza Mahkemesinin hatalı haraket ettiği, Sanıklar arasında bir ayrıcalık yapıldığı dolayısıyle bu konuda müdahalemizi gerektirecek bir haksızlığın yapıldığı söylenemez.

NETİCE:

Tüm söylenenler ışığında İstin-af Eden istinafında başarılı olmadığı için istinaf iptal edilir.

Sanığın cezası Ağır Ceza Mahkemesinin mahkumiyet tarihinden itibaren başlayacaktır.





Mustafa H. Özkök Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu
Yargıç Yargı-ç Yargıç






13 Mayıs, 2011











10






Full & Egal Universal Law Academy