Yargıtay Ceza Dairesi Numara 10/2011 Dava No 2/2011 Karar Tarihi 31.03.2011
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 10/2011 Dava No 2/2011 Karar Tarihi 31.03.2011
Numara: 10/2011
Dava No: 2/2011
Taraflar: Nermin Altunok ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Kasti hasar suçu - Ceza takdiri - Cezalar arasında nispetsizlik - Ceza aleyhine istinaf - İsinafın reddi.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 31.03.2011

-
D. 2/2011 Yargıtay/Ceza No: 10/2011
(Lefkoşa Ceza Dava No: 7820/2010)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Mustafa H.Özkök, Narin F.Şefik, Ahmet Kalkan.


İstinaf eden : Nermin Altunok, Merkezi Cezaevi -Lefkoşa
- (Sanık No.1)
ile

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Damla Demir
Aleyhine istinaf edilen namına Cemaliye Usanmaz.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Kıdemli Yargıcı Fügen Ulutekin'in 78-20/10 sayılı davada 07.03.2011 tarihinde verdiği karara karşı Sanık 1 tarafından yapılan istinaftır.


Sanıklar, kanuna aykırı ve kasıtlı olarak Lefkoşa'da Paşa Oto Galeri isimli işyerine yanıcı madde (molotof kokteyl) atmak suretiyle hasar yaptılar - San-ıklar suçlarını kabul ettiler - İlk Mahkeme Sanık 1'i , 1 ay hapse mahkum etti - Diğer Sanıklar ise para cezası ve kefalete bağlanmak suretiyle cezalandırıldılar - Sanık 1, Sanıklar arasında cezalarda nispetsizlik yapıldığını öne sürerek istinaf dosyaladı -- Yargıtay, İlk Mahkeme'nin Sanık 1'e ceza verirken yanlış prensiplere dayandığının görülmediğini ve dikkate alması gereken tüm faktörleri dikkate aldığını belirterek cezaya müdahaleyi gerektirecek bir neden bulunmadığından istinafı reddetti.

Kasti hasar -- Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 20 ve 324(1) maddelerine aykırı kasti hasar.

Ceza aleyhine istinaf - Kasti hasar suçlarında ceza takdiri - Sanıklara verilen cezalar arasında nispetsizlik olması nedeniyle istinaf.
Cezalar arasında nispetsizlik (disparity of se-ntence) - Her davanın kendi olguları içerisinde değerlendirilmesi gereği - Sanıklara verilen cezaların farklı olması nedeniyle istinaf.

Azmettirme - Suça teşvik.

Ceza tespiti - Yargıtayın tespit edilen cezaya müdahale edebileceği haller.

Atıfta Bulunula-n Yargısal İçtihatlar:
Ceza İstinaf 7/69.
Ceza İstinaf 4/74.
Yargıtay/Ceza 15/87 - D.17/87.
Yargıtay/Ceza 39/90 - D.13/90.
Yargıtay/Ceza 59/96 - D.4/97.
R. v. Richards (1955) r. App. R. sayfa 192.

Atıfta Bulunulan Bilimsel İçtihatlar:
D.A. Thomas, Princip-les of Sentencing, s.69.

___________________

H Ü K Ü M


Mustafa H. Özkök: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Ahmet Kalkan okuyacaktır.

Ahmet Kalkan : Bu istinafa konu 7820/2010 sayılı ceza davası Lefkoşa Kaza Mahkemesinde görüşülüp k-arara bağlandı.

Davaya konu ithamnamede Sanık 1, 2, 3 ve 4 aleyhine Fasıl 154 Ceza Yasasının 20 ve 324 (1) maddelerine aykırı kasti hasar suçu getirildi.

Suçun ithamnamedeki tafsilatına göre, Sanıklar 24.12.2009 tarihinde Lefkoşa'da kanuna aykırı ve- kasıtlı olarak, Paşa Oto Galeri isimli araba galerisi içerisinde bulunan DY 911 plakalı Mitsubishi Pajero ve Plakasız 2006 model Nissan Bluebird marka araçların üzerine, bira şişesi içerisine koydukları yanıcı maddeyi (molotof kokteyl) atmak suretiyle top-lam 25,400.TL'lik hasar yaptılar.

Tüm Sanıklar suçlarını kabul ettiler.

Lefkoşa Kaza Mahkemesi 7.3.2011 tarihinde açıkladığı kararında Sanık 1'i 1 ay hapislik cezasına çarptırdı.

Diğer Sanıklar ise para cezası ve kefalete bağlanmak suretiyle cezal-andırıldılar.

Sanık 1 Lefkoşa Kaza Mahkemesinin kararına karşı bu istinafı dosyaladı.

İSTİNAF İLE İLGİLİ OLGULAR:

İstinafa konu dava ile ilgili olgular özetle şöyledir.

24.12.2009 tarihinde 00:45 - 01:00 saatleri arasında Lefkoşa'da Ali Paşa isim-li şahsın işletmeciliğini yaptığı Paşa Oto Galeri isimli işyerine 4 adet bira şişesine konulan sıvı yanıcı madde ile molotof kokteylin hazırlanarak atılması neticesinde ithamnameye konu suç işlenmiştir.

Yapılan tahkikatta Ali Paşa isimli kişi tarafından- darp edildiği ve eski karısı ile ilişkisi olduğu gerekçesi ile bu kişiye zarar vermek isteyen Sanık 2'nin, Sanık 1'i zararı gerçekleştirmesi için azmettirdiği ve zarar verme fiilinin Sanık 1 tarafından bulunan Sanıklar 3 ve 4 tarafından gerçekleştirildiği- saptanmıştır.

İthamnameye göre suçun işlendiği tarihte Sanık 1 (48), Sanık 2 (38) ve Sanık 3 (25) ve Sanık 4 (22) yaşında idiler.
İ
STİNAF SEBEPLERİ:

Sanık 1 Avukatı istinaf ihbarnamesinde 7 istinaf sebebi ileri sürmesine rağmen istinafın duruşmasın-da özellikle Sanıklar arasında cezalarda nispetsizlik yapıldığı üzerinde durmuştur.

TARAFLARIN İDDİA VE ARGÜMANLARI:

Sanık 1 Avukatı hitabında özetle, İlk Mahkemenin Sanıklar arasında ayrım yaptığını, suça katkılarını gözetmediğini, suçu fiilen işleye-nler ile esas zarar verme niyeti olan Sanığa hürriyeti bağlayıcı ceza vermeyip, Sanık 1'i hapse göndermekle hatalı davrandığını, cezalarda nispetsizlik olmaması gerektiği kuralını gözardı ettiğini, kararın adaletsiz bir sonuç yarattığını, Sanıklar arasında- yapılan bu ayrımın makul hukuki izahının bulunmadığını, verilen cezanın Sanık ile birlikte ailesini etkileyeceğini, diğer Sanıklara verilen şansın Sanık 1'e verilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Aleyhine İstinaf Edilen/İddia Makamı, Sanık 1 Avukatının id-dialarını reddederek İlk Mahkemenin Sanıklar arasında ayrım yaparken doğru davrandığını, kararın adil olduğunu, suçun olguları sonucunda verilen cezaların müdahaleyi gerektirecek nispetsizlik içermediğini belirterek bu konuda verilmiş içtihat kararlarına a-tıfta bulunmuştur.

İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ:

Daha önce belirttiğimiz gibi Sanık 1 Avukatının esas yakınması kesilen cezanın aşikar surette fahiş olmasından ziyade aynı suçtan yargılanan ve suça katkıları aynı veya daha fazla olan Sanıklar ile S-anık 1 arasında farklı cezalar uygulanması ve cezada nispetsizlik yaratılmasıdır.

Yargıtayın İlk Mahkeme kararlarına müdahalesi ile ilgili temel prensibi birçok kararımızda ifade etmiş olmamıza rağmen özellikle huzurumuza gelen istinaflarda Avukatların -İlk Mahkemenin nerede hata yaptığını zabıtlardan bakıp somut şekilde izah edecekleri yerde prensiplerden hareketle sanki İlk Mahkemede dava yaparmış gibi hitap ettiklerini gözlemlemekteyiz. Bu durumun önlenmesi için temel kuralı bir kez daha hatırlatmayı u-ygun bulduk.

Yargıtay/Ceza 59/96'da bu prensip şöyle izah edilmiştir.

"Genelde Yargıtay Alt Mahkemelerin vermiş olduğu cezalara ender hallerde müdahale etmektedir. Alt Mahkeme ceza takdir ederken cezalandırma prensipleri çerçevesinde yanlış bir değerl-endirme ile dikkate alması gereken koşulları dikkate almaz, dikkate almaması gereken konuları ise dikkate alırsa o zaman Yargıtay cezaya müdahaleyi uygun görebilmektedir. Yargıtayın dikkat etmekte olduğu bir başka husus hiçbir zaman yargılayan Mahkemenin y-erine geçmemesi ve davayı dinlemiş olsaydı daha az veya daha farklı bir ceza verip vermeyeceğini tezekkür etmesidir."


Huzurumuzdaki dava İlk Mahkemenin Sanıklara ceza verirken nispetsizlik yapıp yapmadığını incelemeden önce bu kavramın hukuki niteliği ü-zerinde kısaca durmayı gerekli gördük.

Mahkeme Sanıklara vereceği cezayı tespit ederken suçun hangi ahval ve koşullar altında işlendiğini, Sanığın karakterini ve meselenin bütün faktörlerini nazarı itibara alarak hareket etmesi gerekir. Bunun için ayrı -zamanlarda benzer suç işleyen ayrı Sanıklar aynı cezaya çarptırılamaz. Her suçun kendine has özellikleri nazarı itibara alınarak kesilir. (Gör. Ceza/İstinaf 7/69)

Ancak aynı dönemde görülen farklı davalarda verilen hapislik süreleri veya cezanın nev'i ar-asında nispetsizliğin var olması hali, Sanıklara bir haksızlık yaratabilir. Her dava kendi olguları içerisinde değerlendirilmesi gerektiği prensibi varit olmasına karşın, ceza takdir ederken benzeri davalarda verilen cezalar arasında bir aynılık (uniformit-y) oluşturma ve Sanıklara mümkün olduğu oranda eşit davranma hususuna Mahkemelerin yeterince özen göstermesi gerekir. (Gör. Yargıtay/Ceza 59/96)

Yukarıda değindiğimiz iki prensip farklı davalarda verilecek cezalar arasındaki nispetsizliğin mümkün mürteb-e olmaması ile ilgilidir.

Farklı davalarda farklı Sanıklara verilen cezalar huzurumuzdaki davanın konusu olmamakla beraber, huzurumuza gelen benzer olgulardan oluşan farklı davalara farklı cezalar verildiğini müşahade ettiğimizden özellikle Yargıtay/Cez-a 15/87 sayılı kararda belirtildiği şekilde zihinlerde adaletsizlik fikrinin oluşmaması için İlk Mahkemelerin bu prensibe özen göstermeleri gerektiğini belirtiriz.

Aynı davada birden fazla Sanık yargılandığında Mahkeme gerekçelerini belirtmek kaydıyla S-anıkların suça katılma oranlarını, kişisel durumlarını, yaşlarını, sabıkalarını ve benzeri etkileyen faktörleri dikkate alıp farklı cezalar uygulayabilir.

Burada önemli olan Sanıklar arasında yapılan ayırım değil, verilen cezalar arasında Yargıtayın müda-halesini gerektirecek kadar dengesizlik (disparity of Sentence) olup olmadığı hususudur. Bu hususta gör Ceza İstinaf 4/74 ve Rv.Richards (1955) 39 Cr. App R. Sayfa 192.

Yargıtay/Ceza 39/90 sayılı davanın kararında Yargıtayın cezalarda nispetsizliğin hang-i durumlarda bir müdahale sebebi sayılacağını D.A.Thomas'ın Principles of Sentencing isimli eserinin 69. sayfasından alıntı yaparak aktarmıştır. Mezkur kararda ilgili iktibas yer aldığından aynı alıntıyı kararımıza aktarmayı gereksiz gördük.

Ancak özetle- belirtmek gerekirse, İlk Mahkeme Sanıkların suça katılmalarını yanlış değerlendirirse, suçun meydana gelmesinde çok düşük rolü olan ve katkısı çok olanı ayıran bulgularda bulunmazsa veya ilgili diğer hafifletici sebepleri ve Sanıkların kişisel durumlarını- gözönünde bulundurmazsa oluşan ceza farklılığına müdahale edilebilmektedir.

Cezalarda nisbetsizliğin hukuki tanımına kısaca değindikten sonra, şimdi mevcut prensipler ışığında huzurumuzdaki davada Sanıklar arasında müdahalemizi gerektirecek ölçüde nispe-tsizlik olup olmadığını incelememiz gerekmektedir.

Sanık 1'e kesilen cezanın aşikâr surette fahiş olmadığını Sanık 1 Avukatı da kabul etmektedir.

İlk Mahkemenin Sanıklara ceza verirken aralarında ayrım yaptığı açıktır. Ancak İlk Mahkemenin kararı incel-endiğinde Sanık 2'nin intikam hisleri ile hareket ettiğini kabul etmekle beraber suçun esas planlayıcısının maddi çıkar sağlamak maksadı ile Sanık 1 olduğu bulgusunu yaptığını görürüz.

Görülebileceği gibi İlk Mahkeme suçun oluşmasında başrolü oynayan ve -bu fiili ile maddi çıkar beklentisi içerisinde olan Sanık 1'in suça katılış biçimini ağırlaştırıcı faktör olarak değerlendirmiştir. İlk Mahkeme bu bulgusunda hatalı değildir.

Bunun yanı sıra İlk Mahkeme kararında her Sanığa ne için farklı ceza verdiğini -gerekçeli olarak belirtmiştir. İlk Mahkemenin Sanıklar arasında farklı ceza uygularken hatalı davrandığına ikna edilmiş değiliz.

İlk Mahkeme Sanık 1'e ceza verirken yanlış prensiplere dayandığı görülemediğinden ve nazarı dikkate alınması gereken bütün fa-ktörler dikkate alındığından, davaya has olgular ışığında diğer Sanıklara daha hafif cezalar kesildiği nedeniyle, Sanık 1'in cezasına müdahale etmemizi gerektirecek nedenlerin bulunmadığı kanaatindeyiz.

Son olarak suçun işleniş şekli itibarıyle amme menf-aatinin korunması ve bu tür suçlardaki artış eğiliminin halkımızda yarattığı tedirginliği dikkate alarak Mahkemelerimizin benzeri olgular içeren suçlarda daha ağır ve caydırıcı cezalar vererek suçların önlenmesinde üzerlerine düşen görevi yerine getirdikle-rini göstermeleri gerektiğine inanmaktayız.

SONUÇ:

Tüm yukarıdakiler ışığında istinaf reddolunur.

Ceza mahkumiyet tarihinden itibaren çekilecektir.




Mustafa H. Özkök Narin F. Şefik Ahmet Kalkan
- Yargıç Yargıç Yargıç


31 Mart, 2011














184






Full & Egal Universal Law Academy