Yargıtay Ceza Dairesi Numara 10/2002 Dava No 3/2002 Karar Tarihi 06.06.2002
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 10/2002 Dava No 3/2002 Karar Tarihi 06.06.2002
Numara: 10/2002
Dava No: 3/2002
Taraflar: Süleyman Arslan ile Başsavcılık
Konu: Kredi kartını dolandırmak kastı ile teavüle sürme – Ceza verilirken kamu yararının ön planda tutulması – Caydırıcı cezalar verilmesi.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 06.06.2002

- D.3/2002Yargıtay/Ceza 10/2002

(Lefkoşa Ağır Ceza Dava No: 1207/02)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Mahkeme Heyeti: Nevvar Nolan, Gönül Erönen, Necmettin Bostancı.

İstinaf eden:- Süleyman Arslan, Merkezi Cezaevi

- ile -

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcılığı, Lefkoşa

A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Menteş Aziz
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Erdinç Akyener.

Lefkoşa Ağır Ceza- Mahkemesi Başkanı Talat D.Refiker, Kıdemli Yargıç Ahmet Kalkan ve Yargıç Bahar Saner'in 1207/2002 sayılı davada 7.2.2002 tarihinde verdiği karara karşı Sanık tarafından yapılan istinaftır.

..............................
H Ü K Ü M
Nevvar -Nolan: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Necmettin Bostancı okuyacaktır.

Necmettin Bostancı: Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi huzurunda yargılanan Sanık; 1'nci dava ile Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 331, 332, 333, 336 ve 339. maddelerine aykırı olarak-, 6.12.2001 tarihinde tasarrufunda bulundurduğu ve sahte olduğunu bildiği 4257570002782252 seri numaralı İ.YILDIRIM adına ısdar olunan Natwest. Com Another way keşideli kredi kartını dolandırmak kastı ile Aqua Gold isimli kuyumcu dükkânının sorumlusu Halûk- ZENGEL'e vermek sureti ile tedavüle sürmekle;
2'nci dava ile Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 331, 332, 333, 336 ve 339. maddelerine aykırı olarak, birinci davada belirtilen ayni tarih ve mahalde tasarrufunda bulundurduğu ve sahte olduğunu bildiği İsmail YILDI-RIM adına 005-530893 seri numaralı T.C nüfus cüzdanını dolandırmak kastı ile Aqua Gold isimli kuyumcu dükkânının sorumlusu Halûk ZENGEL'e ve M/Mv.Barış SEL'e vermek sureti ile tedavüle sürmekle;
3'ncü dava ile Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 297 ve 298. maddeler-ine aykırı olarak, birinci davada belirtilen aynı tarih ve mahalde tasarrufunda bulundurduğu ve sahte olduğunu bildiği 4257570002782252 seri numaralı İ.YILDIRIM adına ısdar olunan Natwest. Com Another way keşideli kredi kartını dolandırmak kastı ile Aqua- Gold isimli kuyumcu dükkânının sorumlusu Halûk ZENGEL'e vermek sureti ile tedavüle sürmek sureti ile toplam 2.000.000.000 TL değerindeki 2 adet 14 ayar altın bileklik, 1 adet 14 ayar altın zincir, 1 adet Cıtızen Marka ve 1 adet Actıve Marka erkek kol saat-ini sahtekârlıkla temin etmekle;
4'ncü dava ile Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 360 ve 35'inci maddelerine aykırı olarak, birinci davada belirtilen ayni tarih ve mahalde tasarrufunda bulundurduğu ve sahte olduğunu bildiği 005-530893 seri numaralı TC nüfus cüzd-anında adı geçen İsmail YILDIRIM'ın kimliğine bürünmekle itham edilmiştir.

Sanık, Ağır Ceza Mahkemesi'nde aleyhine getirilen 4 davayı da kabul etmiştir. Ağır Ceza Mahkemesi önüne serdedilen dava ile ilgili olgular şöyle özetlenebilir: 12 yıldan beri Londr-a'da ikâmet eden ve dönercilik yapan Sanık, Londra'da tanıştığı Ali isimli kişiden temin ettiği 20 adet kredi kartını yanına alıp İstanbul'a geldi. İstanbul'da Osman Bulut isimli şahıs kendisine İsmail Yıldırım adına düzenlenmiş sahte bir T.C Kimlik Kartı -temin etmiştir. Sanık, yanında iki kişi ile beraber 6.12.2001 tarihinde KKTC'ye gelmiş ve aynı gün Saray Otel'e yerleşmiştir. Yine aynı gün Saray Otel'den arkadaşları ile birlikte aranan Sanık, Girne'de Metin Piroğlu isimli şahısla buluşmuştur. Girne'de A-qua Gold isimli kuyumcu dükkânına giden Sanık, sahte kredi kartı ile mücevherat eşyası satın almıştır. O esnada bir ihbarı değerlendiren iki kişilik polis ekibi, Girne'de Atatürk Caddesi'ndeki sözü edilen kuyumcu dükkânından çıkan Sanık ve yanındaki kişi-ye kendilerini tanıtıp kimlik sormuşlardır. Sanık, İsmail Yıldırım adına düzenlenmiş T.C nüfus cüzdanını polise vermiştir. Sanığın üzeri aranınca üzerinden değişik isim ve bankalara ait toplam 20 adet kredi kartı, 2 adet 14 ayar altın bileklik, 1 adet 14 a-yar altın zincir, 1 adet Cıtızen marka ve 1 adet Actıve marka erkek kol saati, ziynet eşyalarını almakta kullanılan slip fişi ve KDV fişi bulunmuş, Emare olarak alınmıştır. Sanık aynı gün gönüllü ifade vermiş ve olayı anlatmıştır. Yapılan tespitte Sanığın -üzerinde bulunan T.C nüfus cüzdanının sahte olduğu, Sanıktan alınan satış faturasındaki imzaların Sanığa ait olduğu saptanmıştır. 13.12.2001 tarihinde Sanığa yazılı dava tebliğ edilmiştir ve aynı gün Sanık teminata bağlanmıştır. 14.12.2001 tarihinde temina-t şartlarını yerine getiren Sanık, serbest kalmıştır. 4.1.2002 tarihinde Sanık, Gazi Magosa limanından kanunsuz olarak çıkış yapmaya çalışırken yakalanmış ve aleyhine dava getirilmiştir.

İddia Makamının Ağır Ceza Mahkemesi'ne olguları sunmasından sonra -savunma avukatı Mahkemeye müracaat ederek Sanık aleyhinde mevcut olup askıda olan 1208/02 sayılı davanın ceza maksatları bakımından nazara alınmasını talep etmiştir. İddia Makamı adına bulunan Savcının da itiraz etmemesi üzerine Mahkeme, Sanık aleyhindeki -davanın nazara alınmasını uygun bulmuş ve Sanığın bu davadan ithamına izin vermiştir. Sanık, 1208/02 sayılı davada Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 137'nci maddesine aykırı olarak, 6.12.2001 tarihinde Girne'de işlemiş olduğu sahtelenmiş evrağı tedavüle sürme, sa-htekârlıkla kredi temini ve başkasının kimliğine bürünmek suçlarından 13.12.2001 tarihinde, aleyhindeki davaların görüşülmesine değin KKTC dışına çıkışının men edilmesine rağmen, 4.1.2002 tarihinde Magosa Serbest Limanından kanunsuz olarak KKTC dışına çıkı-ş yaparak Mahkemenin vermiş olduğu emre riayet etmemekle itham edilmiştir.

Ağır Ceza Mahkemesi, Sanık aleyhindeki 1208/02 sayılı davayı da nazara aldıktan sonra Sanığı, birlikte çekilmek üzere 1.davadan 2 yıl 6 ay, 2.davadan 1 yıl 6 ay, 3.davadan 6 ay, 4-. davadan 3 ay hapis cezasına çarptırmıştır.

İstinaf, 2.5 yıllık hapislik cezasının, alenen fahiş olduğu gerekçesi ile yapılmış olup, istinaf ihbarnamesi 5 istinaf sebebi içermektedir. Sözü edilen istinaf sebepleri, aşağıda gösterildiği gibidir:
Muhterem- Mahkeme Sanığa mahkûm edildiği suçlardan ne gibi ceza verilmesi gerektiğini tezekkür edip adına takdim olunan hafifletici sebeplere rağmen Sanığı mahkûm edildiği suçlardan yasanın öngördüğü cezaların ciddiyetine değinmekte ve sırf cezaların müebbet ve 10- yıl hapislik cezaları öngörmesi tesiri altında kalarak Sanığa kesmiş olduğu cezalar alenen fahiştir. Esasta ve hakikatta Muhterem Mahkemede de vurgulandığı gibi hukuk sistemimizde cezanın hafiflik veya ağırlığına bakılmaksızın verilecek ceza sıfırdan ba-şlayıp Yasanın öngördüğü marjine kadar değerlendirilmesi gerekir. Bu değerlendirmeler davanın olgularına hastırlar. Bu meselenin hakikatleri dikkate alındığında verilen ceza alenen fahiştir.
Muhterem Mahkeme Sanığa her ne sebeple olursa olsun suç işlemesi -ve içerisinde bulunduğu mali krizden kurtulmak için suç işlemesinin bir mazeret olamayacağı şeklindeki bulgusu yanlış ve hatalıdır ve bu yaklaşım tarzı ve baskı olmamış olsaydı, davaya has ahval, şart ve olgular altında verilmiş olan ceza alenen fahiştir.
-Muhterem Mahkeme Sanığın Tanık 11'e Girne Polis Müdürlüğü Adli Şubede vermiş olduğu ve Muhterem Mahkeme huzurunda Emare 14 olarak ibraz edilen gönüllü ifadeyi bir bütün olarak değerlendirmeyerek Sanığın işlemiş olduğu suçu sanki başından sonuna kadar kend-i tasarlamış, plânlamış ve tezgâhlamış bir şahıs imiş gibi telâkki ederek Sanığa Emare 14'de ifade olunanlara rağmen vermiş olduğu hapislik cezaları alenen fahiştir.
Muhterem Mahkeme Sanık tarafından işlenen suçların ciddiyet ve vehametinin Sanığın mali k-rizden kurtulmak için başkaları tarafından suç işlemeye itildiğini dikkate alırken bu konuya verilmesi gereken ağırlığı vermedi ve/veya yeterince dikkate almadı ve netice itibarı ile Sanığa mahkûm olduğu suçlardan vermiş olduğu hapislik cezaları fazladır.-
Muhterem Mahkeme ülkemize gelerek maddi problemlerini halletme bağlamında işlenen suçları adli ihbar olarak kabul ettiği hırsızlık, silâhlı soygun, evrak sahteleme ve benzeri suçların işlenmesini Sanığa ciro ederek fahiş hapis cezası kesmekle hata etmişt-ir ve verilen ceza alenen fahiştir.

İstinafın duruşması esnasında Müstenif Avukatı, 1.2. ve 3. istinaf sebeplerini bir başlık altında, 4. ve 5. istinaf sebeplerini bir başka başlık altında toplamıştır. Müstenif Avukatı, Mahkemeye yaptığı hitabında öz-etle, Sanığın gönüllü ifadesinde başka kişilerden bahsettiğini, ortada organize bir suç olduğunu, Sanığın kurban olarak seçildiğini, teknik olarak işlenmiş bir suç olduğunu, Mahkeme kararında Sanığın suça başkaları tarafından itildiğinin belirtildiğini, yi-ne Mahkeme kararında bu hususun, suçun ciddiyet ve vahametini ortadan kaldırmadığının belirtildiğini, suça başkası tarafından itilmenin suçun ciddiyet ve vehametini ortadan kaldırmayacağını ancak ceza takdirinde nazara alınması gerektiğini, Ağır Ceza Mahke-mesi'nin bunu nazara almadığını, Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararında yurt dışından gelen kişilerin hırsızlık, silahlı soygun, evrak sahteleme ve benzeri suçları işlediklerinden bahsettiğini, bunları adli ihbar olarak aldığını ve Sanığa ceza takdir ederken bu-nların tesirinde kaldığını ve Sanığa fahiş ceza takdir ettiğini, böylece hatalı hareket ettiğini, Sanığın Kıbrıs'a kendi kimlik kartı ile girdiğini, sahtelenmiş kimlik kartını sadece kuyumcu dükkânında kullandığını, Sanığın suça iştirakının sadece kısa bir- süre olduğunu, Sanığın memlekete kandırılıp getirildiğini, polise yemlendiğini, Sanığın bir yıl içinde İngiltere'ye dönmediği takdirde bundan sonra İngiltere'ye giremeyeceğini, Ağır Ceza Mahkemesi'nin Sanığa ceza takdir ederken memlekette kartlarla hiç d-urmadan suç işlenirmiş zihniyeti ile hareket ettiğini, cezalandırma prensiplerini nazarı itibare almakla birlikte şuur altında diğer suçların tesiri altında kaldığını, bu suçtan ammenin bir zararı olmadığını, meselede alet olan Sanığa cezanın nelere mal o-lacağını nazara almadığını ileri sürmüştür.

İddia Makamı adına bulunan Savcı da Mahkemeye yaptığı hitabında özetle, İstinaf Mahkemesinin verilen bir cezaya müdahale edebilmesi için Alt Mahkemenin ceza takdir ederken nazara almaması gereken bir hususu n-azara almasının veya nazara alması gereken bir hususu nazara almamasının ve cezanın alenen fahiş olmasının gerektiğini, Sanığın işlediği suçlar arasında müebbet hapislik cezası öngören suç mevcut olduğunu, bunu nazara alınca 2.5 yıllık hapis cezasının fahi-ş olmadığını, kredi kartlarının istismara açık olduğunu, bu nedenle caydırıcı ceza verilmesi gerektiğini söylemiş ve Mahkemenin dikkatini, Yargıtay/Ceza 4-5/91 D.11/91 sayılı istinaf kararına çekmiştir.

Alt Mahkemelerin verdikleri cezaya İstinaf Mahkeme-sinin hangi hallerde müdahale edeceği, muhtelif istinaf kararlarında belirtilmiştir. (Gör: Yargıtay/Ceza 50/78).
Buna göre Yargıtay, cezaya;
a) İlk Mahkemenin ceza takdir ederken yanlış prensiplere dayanması veya bazı önemli faktörleri dikkate almaması,
b-) Meselenin tüm ahval ve şeraiti nazara alındığı zaman cezanın aşikâr surette az veya fahiş bulunması hallerinde müdahale eder.

Cezalandırma prensipleri bir çok Yargıtay kararında ifade edilmektedir.(Bu konuda Gör: Ceza/ İstinaf 24/70, Konsolide/Ceza İ-stinaf 8/75, 9/75, Yargıtay/Ceza 16/87 (D. 2/88)'de cezalandırma prensiplerinin yer aldığı bazı kararlara atıfla, 18/78 sayılı Yargıtay/Ceza davasından aşağıdaki kısım iktibas edilmektedir:

"Sanıklara verilecek cezalar takdir edilirken 8/75 ve 9/75 sayı-lı konsolide edilmiş ceza istinaflarında belirlenen ilkelerin göz önünde tutulması gerekmekle beraber bu ilkelerin hangisine ne derece ağırlık verileceği hususu her davanın kendisine has olguları içerisinde değerlendirilmelidir kanaatindeyim. Ağır suçlar-da ve halkı huzursuz eden amme mal ve can güvenliğini etkileyecek hallerde bu ilkelerden ilki, yani amme menfaatinin korunması faktörü ağırlık kazanması gerekir. Sanığın işlediği diğer suçlar olmasa ve nazarı itibara alınmasa bile suçun işleniş şekli ve ne-vi ve vehameti yönünden mütalâa edildiğinde amme menfaatinin korunması hususu en önde nazarı itibara alınarak değerlendirilecek bir husustur."

Bu iktibasın akabinde, aynı kararda bu prensibin Yargıtay Ceza 3/84 ve 4/84'te benimsenip tekrarlandığından ba-hsedilmektedir.

Kredi kartı, poliçe, bono, çek gibi para yerine kaim olan bir ödeme vasıtasıdır. Bu gibi evrakların, toplu para taşıma ve toplu para ödemelerinde sağladıkları güven ve kolaylık nazara alındığı zaman, ekonomik ve ticari hayatta ne kadar ön-emli oldukları kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Ekonomik ve ticari hayatta riski çok büyük oranda azaltmaktadırlar. Değişik şekilde ifade etmek gerekirse bu gibi evraklar ticari ve ekonomik hayatın işlerliği ile ilgilidirler. Bahse konu evraklarla ilgili -işlenecek suçların, bireylerde bu tür ödeme vasıtalarına karşı bir güvensizlik doğuracağı, ekonomik ve ticari hayatı etkileyeceği açıktır. Oluşacak güvensizliğin, kişilere vereceği zarar yanında, büyük oranda ticari ve ekonomik hayatın işleyişini de etkile-yeceği ve kamuya zarar vereceği bir gerçektir. Dolayısıyle kişilerin bu gibi ödeme vasıtalarına güvenmesi gerekir. Bu nedenlerle bunlarla ilgili suçlara ceza verilirken, kamu yararı ön plânda gözetilerek etkin ve caydırıcı cezalar verilmesi gerekir.

H-uzurumuzdaki meselede, Ağır Ceza Mahkemesi kararında, işlenen suçlarla ilgili ceza hadlerini nazara alarak suçların ciddi suçlar olduğu yargısına varmıştır. Sanığın, başkaları tarafından kullanılmış olduğunu incelemiş ve bu hususun, suçun ciddiyet ve veham-etini ortadan kaldırmadığını belirtmiştir. Yine kararda, mali kriz içinde bulunan bazı kişilerin yurt dışından ülkemize gelerek maddi problemlerini halletmek amacı ile suçlar işledikleri hususunu adli ihbar olarak almış, ceza takdir ederken kamu menfaati-nin korunması prensibinin ön plânda tutulması gerektiği sonucuna varmıştır.

Yukarıdaki görüşlerimiz ışığında Ağır Ceza Mahkemesi'nin ceza takdir ederken kamu yararını ön plânda tutup bu prensibe ağırlık vererek ibret verici ve caydırıcı ceza takdir etmek-le hatalı hareket etmediği kanaatindeyiz. Meselenin tüm ahval ve şeraiti nazarı itibare alındığı zaman verilen cezanın, müdahalemizi gerektirecek şekilde alenen fahiş olduğu kanaatinde değiliz.

Sonuç olarak, istinaf reddolunur. Ceza, Ağır Ceza Mahkemesind-eki mahkûmiyet tarihinden başlayacaktır.




Nevvar NolanGönül ErönenNecmettin Bostancı
Yargıç Yargıç Yargıç





6 Haziran, 2002
-1


2



-


Full & Egal Universal Law Academy