Yargıtay Ceza Dairesi Numara 10/1988 Dava No 12/1988 Karar Tarihi 15.06.1988
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 10/1988 Dava No 12/1988 Karar Tarihi 15.06.1988
Numara: 10/1988
Dava No: 12/1988
Taraflar: Başsavcılık ile Mehmet Sait Faraç Arasında
Konu: Trafik suçları – Şahadetin değerlendirilmesi
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 15.06.1988

-D.12/88 Yargıtay/Ceza 10/88
(Dava No. 1974/87; Girne)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Hamdi Atalay.

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Le-fkoşa
-ile-
Aleyhine istinaf edilen:Mehmet Sait Faraç, Karaoğlanoğlu.
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Neclâ Şenol.
Aleyhine istinaf edilen namına: Mehmet Sait Faraç



H Ü K Ü M-

N. Ergin Salâhi: Girne Kaza Mahkemesi önünde yargılanan Sanık, 3 dava ile edilmişti. Birinci dava 1.2.1987 tarihinde Lefkoşa Girne eski anayolunun 9 ve 10'uncu milleri arasında N 392 plâkalı arabasını 21/74 sayılı Motorlu Araçlar ve Yol Trafik Yasasının -8. maddesine aykırı olarak gereken dikkat ve ihtimamı gös- termeksizin sürmek ve ikinci dava aynı tarih ve mahalde aynı yasanın 57(2)(a) ve 71. maddelerine aykırı ayni yolda seyir ederken yolun sol tarafını tutmayarak karşıdan gelen aracın geliş istikameti- içerisine girmek, üçüncü dava ise aynı mahalde tesbit edilen 30 mil sürat tahdidine ve sürat levhasına riayet etmeden süratli araç kullanmak.

Sanık aleyhine getirilen ithamları kabul etmemiş ve davanın duruşması Girne Kaza Mahkemesinde yapılmıştır. Bu m-eselede ortak olgular özetle şöyledir: 1.2.1987 tarihinde saat 19.00 raddelerinde sanık N 392 plâkalı arabası ile Lefkoşa Girne istikametinde bu yolun 9 ve 10. milleri arasında seyir etmekte ve ayni anda karşı istikametten birbirini takip eden arabalar gel-mekte idi. Sanık buşekilde seyir ederken o günlerde yapımı tamamlanmamış yeni Girne yolunun eski Girne yolu ile kesiştiği boğaz civarna gelmeden önce karşıdan gelen ve tanık no.2 Olgun Vural'ın kullandığı BD 109 plâkalı araba ile sanığın kullanmış olduğu a-raba çarpışmış ve akabinde sanığın kullandığı aracın kontrolden çıkması neticesinde BD 109 no'lu aracın arkasından gelmekte olan ve tanık no.4'ün kullandığı BC 686 no'lu araç ise yine N 392 no'lu araç sırasında ikinci bir çarpışma vuku bulmuştur.

İddia M-akamı sanığın mevzu bahis tarih ve saatte konu yol güzergâhı üzerinde seyir ederken tarafını aladığını ve karşıdan gelmekte olan BD 109 plâkalı aracın geliş istikameti içerisine girerek bu araca çarptığını ve çarpışma noktasının Lefkoşa Girne yolu üzerinde- seyir etmekte olan BD 109 nolu aracın seyir istikameti içerisinde emare no:1 krokide XI noktası olarak görülen yerde vukubulduğunu ileri sürmüştür. Yine İddia Makamının iddiasına göre sanık birinci çarpışmadan sonra yoluna bir süre devam ederek BD 109 nol-u arabayı takip eden ve Girne Lefkoşa istikametinde seyir eden BC 686 nolu araç ile ibraz edilen emare No:1 krokide X2 noktası olarak görülen yerde BC 686 nolu arabaya çarpmak suretiyle ikincci bir kazaya sebebiyet vermiştir. Yine İddia Makamının iddiasına- göre 30 mil sürat tahdidi olan bu yerde sürat tahdidi levhasına rağmen sanık 30 milin üzerinde 40-45 mil süratle seyir etmekte idi.

İddia Makamı sanık aleyhindeki ithamları ispat için 7 tanık çağırmıştır. Bunlardan ilki mevzu bahis gecede alınan bir ihb-ar üzerine kazadan sonra olay yerine giden ve olay yerinde gerekli ölçüleri aldıktan sonra emare No:1 krokiyi hazırlayan Polis mensubudur. İkinci tanık ise kazada methalder BD 109 nolu arabanın sürücsü, üçüncü tanık aynı arabada seyir eden tanık no:2'nin e-şi, 4. tanık ise ayni mahalde 2. kazada methalder olan BC 686 plâkalı aracın sürücü- südür. Tanık 5 ise kazadan sonra araçların aldığı hasarı tetkik edip Mahkemeye bu hasar hakkında şahadet sunan polis mensubudur. 6 ve 7. tanıklar ise kaza mahalli hakkınd-a şahadet veren ve sanıktan ifade alan ve olayın tahkikatını yürüten polis mensuplarıdır.

İddia Makamı davasını kapattıktan sonra sanık yeminli şahadet veremiş ve arabasında seyir etmeklte olan oğlu Volkan Farac'ı şahit olarak çağırmıştır.

İddia Makamı-nın sunduğu şahadetle sanığın şahadetini değerlendiren İlk Mahkeme neticede sanığın sunduğu şahadete inamayı tercih ederek sanığın izah ettiği gibi kazanın sanığın gidiş istikameti içerisinde bir yerde vukubulduğunu ve karşıdan gelmekte olan BD 109 no'lu a-racın önünü görmek veya diğer arabaları geçmek için sanığın seyir istikameti içerisine girerek belirli bir noktada çarpıştığını kabul etmiş ve sanığı 1. ve 2. davalardan beraat ettirmiştir. 3. dava hususunda ise İlk Mahkeme önünde sanığın konu yerde aracın-ı süratli sürdüğüne dair herhangi şahadet sunulmadığı nedeni ile 3. davadan da sanık beraat ettiril- miştir.
İstinaf Başsavcılık tarafından bu beraat kararına karşı yapılmış olup 5 istinaf sebebi içermektedir. İstinafın duruşmasında kısmen birlikte ele a-lınıp üzerinde durulan sebepler şunlardır:

-1. İlk Mahkeme şahadeti yanlış değerlendirip emare 1 olarak sunulan krokide XI noktasını ilk çarpışma noktası olarak kabul eymemekle hata etmiştir.
-
2. İlk Mahkeme huzurunda kazada metalder BD 109 plâkalı aracın sürücüsü tanık no:2'nin yoldaki çukuru dolaşmak için sağa geçtiği hususunda herhangi bir şahadet bulunmamasına rağmen bu yönde bulgu yapması hatalıdır.

3. İlk Mahkeme İddia Makamı tanıklar-ının şahadetlerine inanıp inanmama hususunda herhangi bir bulguya varmadn sanığı beraat ettirmekle hata etmiştir. Her halûkârda İlk Mahkeme huzurundaki şahadet ve emareler ışığında sanığı mahkûm etmeyip beraat ettirmekle hata etmiştir.

İstinafın duruşmas-ında İddia Makamını temsilen bulunan Savcı, kazanın vukubulduğu yerde özellikle XI noktasında yoğun cam kırıkları bulunduğunu ve bu noktanın çarpışma noktası olarak kazada methalder BD 109 plâkalı aracın sürücüsü tanık No:2 tarafından tanık no:1 krokiyi çi-zen polis emsubuna gösteril- diğini tanık no:1'in civarda araştırma yaptığını ve çarpışma nktası olabilecek başka bir yer tespit edemediğini, bu olgular ışığında İlk Mahkemenin X1 noktasını ilk çarpışma noktası olarak kabul etmemekle hata ettiğini ileri sü-rmüştür.

İlk Mahkeme karrına göz atıldığında kazanın vuku buluş yeri ve şekli hakkında gerek İddia Makamı ve gerekse sanık tarafından iki ayrı iddia ileri sürüldüğü görülmektedir. Sanığın iddiası şöyledir. Sanık konu yerde kendi tarafında seyir etmekte- olduğu bir sırada karşıdan konvoy halinde ard arda arabalar geldiğini, bazı arabaların önlerindeki arabaları geçtiğini, bu arada BD 109 plâkalı arcın aniden kendi syeir istikameti içerisine girerek kullandığı araba- nın sağ ön tarafına çarptığını ve bu ça-rpışma noktasının kendi seyir istikameti içerisinde bir yerde olduğunu, çarpışmadan hemen sonra arabasının hasar gördüğünü, sağa doğru çektiğini, arabasının karşıdan gelen araçların seyir istikameti içerisine girerek BD 10 plAkalı aracı takip etmekte olan -BC 686 nolu araca çarptığını iddia ederek bu yönde şahadet vermiştir. Öte yandan, BD 109 plâkalı aracın sürücüsü, İddia Makamı tanığı no:2 sanığın anideen kendi aracına vurduğunu ve çarpışma noktasının emare 1 krokide X1 olarak görülen yer olduğunu iddia e-tmektedir. Krokiyi çizen İddia Makamı tanığı No:1 de etrafa saçılmıi yol içerisinde camlar bulunmakla beraber camların en yoğun olduğu X1 noktasında bulunduğunu ve bu yerin çarpışma noktası olmasının doğal olduğunu ifade etmiştir. İlk Mahkeme, hangi iddian-ın doğru olabileceğini karara bağlarken, araçların almış olduğu hasarı, X2 noktası olarak tesbit edilen ikinci çarpışma noktasını ve tüm şahadeti değerlendirdikten sonra ilk çaarpışmanın iddia makamı tanığı no:2'nin izah ettiği gibi X1 noktasında meydana g-elemeyeceği bulgusuna varmıştır.

Yapılan iddialar ışığında sunulan şahadeti ve bu arada emare no:1 krokiyi de tetkik ettiğimizde bu krokide ilk nazarda bir çok eksiklikler göze çarpmaktadır. Örneğin yeni Girne yolunun eski Girne anayolu ile kesiştiği nok-ta krokide gösterilmemiştir. İlk çarpışma yeri olarak tesbit edilen X1 noktası ile, ayni istikamet içerisinde Girne'ye doğru daha ilerideki bir noktada olan X2 arsındaki mesafe de belirtilmemiştir. Sanığın kullanmakta olduğu araca yapılan hasar son derece -büyüktür. iddia Makamı tanığı no:5''n şahadetine göre bu aracın ön kısmı, sağ çaurluk ezilmiş, önde bulunan trafik ışıkları kırılmış, makine kabosu ayrılmış, makine geriye ve biraz sağa doğru eğilmiş, aksona makine üzerinden ayrılmış, iç yastıkları geriye -doğru eğilmiş, sağ ön lâstik geriye doğru gelmiş ve direksiyon eğilerek hasat görmüştür. Bu durumda hasar gören aracın doğru bir istikamette belirli bir süre daha seyir ederek X2 noktasına kadar yoluna düz bir şekilde devam edip orada betekrar BC 686 plâka-lı araba ile çarpışmış olması hiç de inandırıcı değildir. X2 noktası İddia Makamı tanıkları tarafından kesin olarak ikinci çarpışma noktası olarak tesbit edildiğinde ve sanık bunun olası olduğunu kabul ederek bu noktaya itiraz etmediğine göre X2 noktasını -doğru olarak kabul etmemiz gerekir. Bu durumda sunulan emare No:1 krokiye bakıldığında sanığın bu denli hasara uğrayıp darbe yiyen arabsını uzun bir süre X1 noktasından doğru bir istikamette X2 noktasına seyir etmesi olası olamıyacağına göre sanığın gerek -kazadan hemen sonra verdiği ifadesinde ve daha sonra Mahkemede yeminli şahadetinde ileri sürdüğü gibi ilk kazanın, kendi seyir itikameti içerisinde bir yerde vukubulmuş olması ve birinci kazadan arabasının yediği darbe neticesinde sağa doğru itilerek BC 68-6 plâkalı arabanın geliş istikameti içerisine girip ikinci nokta olan X2'de ikinci defa çarpışmış olması son derece inandırıcıdır.

İddia Makamı X1 noktasında yoğun oalrak bulunan camların mevcudiyetine dayanarak bu noktayı birinci çarpışma noktası olarak- tesbit etmiştir. Kendi istikameti içerisinde seyir eden sanığın arabasına çarpan arabanın yön değiştirerek X1 noktasına kadar ulaşmış oalcağı ve yine şahadette izah edildiği gibi kazadan sonra belirli bir aşamada durması neticesi üzerinden düşen büyük par-ça camların, trafik kazadan sonra durmadığına göre, yoldan gelip geçen araçlar tarafından ezilmek suretiyle bu noktada fazlaca yoğunlaşması olasıdır. İddia Makamı tanığı No:1 olay yerine ilk ulaşan polis mensubudur. Bu şahidin ifadesine göre sanık dahil ol-mak üzere her iki arabada bulunan yolcular hastahaneye götürüldüklerinden olay yerinde sadece BD 109 plâkalı aracın sürücüsü bulunmakta idi. Olay yeri karanlıktı ve sadece X1 noktasında etrafa saçılmış camlar vardı. Gerek bu şahıs veya gerekse olayı tahkik-at eden diğer polis mensupları ayni gece sanığın ifadesine müracaat ettiler, sanığın ifadesinde çarpışma noktasının sanığın seyir istikameti içerisinde bir yerde olduğu iddiasını yaptığını ondan öğrendikten sonra olay yerinde betekrar herhangi bir araştırm-a yönüne gitmemişlerdir. Bu husus kanaatimizce tahkikatı yapan polis mensupları tarafından ihmal edilmiştir. X1 noktasının sanık tarafından çarpışma noktası olarak kabul edilmediği tahkikat yapan polis mensupları tarafından öğrenildikten sonra bu iddiayı k-aale alarak daha dikkatli bir araştırma yapmaları gerekirdi. Mümkün olması halinde sanığı da olay yerine getirerek ilk çarpışma noktasının sanığın iddiasına göre neresi olduğunu öğrenmmeleri ve bunu da krokiye işlemeleri gerekirdi. Tahkikatı yapan polis me-nsupları bunu da yapmamışlardır.

Bütün bu hususları ve şahadeti dikkatlice inceleyen ilk mahkeme kazanın oluş şekli hakkındaki şahadeti de dikkate alarakmX1 noktasında çarpışmanın vuku bulmadığı karrına varmıştır. Kanaatimizce ilk mahkemenin bu bulgusu h-atalı değildir.

İlk Mahkeme kazanın oluş şekli hakkında İddia Makamı tanığı no:2, yani ilk kazada methalder BD 109 nolu aracın sürücüsünün kazanın yolun neresinde vuku bulduğuna dair şahadetinde söylediklerine inanmadığını açık bir şekilde ifade etmemek-le beraber ve sanığın bu hususta söyleidklerine inandığına göre, iddia makamı tanıklarının bu yöndeki şaahdetlerine inanmamış olduğu açıktır. Bu nedenlerle birinci istinaf sebebinin reddedilemsi gerekir. Üçüncü istinaf sebebine gelince birinci kaza yukarıd-a izah edildiği şekilde sanığın ifade ettiği gibi vuku bulduğu hususunda ilk mahkeme bulgu yaptıktan sonra sanığın kullanmakta olduğu aracın birinci kazadan sonra kontrolden çıkarak sağa doğru kayıp ilk kazada metalder BD 109 plâkalı aracı takip eden BC 68-6 plâkalı aracın geliş istikameti içerisine girerek ikinci kazaya sebebiyet vermiş olması sanığı cezai yönden kusurlu bir duruma düşürmemesi gerekir. Esasen 3. istinaf sebebi büyük ölçüde birinci istinaf sebebine bağlıdır ve bu nedenlerle 3. istinaf sebebi-nin de reddedilmesi gerekir.

30 mil sürat tahdidi bulunan bir yerde sanığın aracını 30 milden fazla bir süratte mevzu bahis yerde kullandığına gelince; bu hususta şahadeti tetkik ettiğimizde hakikaten iddia makamınca herhangi bir şahadet sunulmuş değildi-r. Sanığın 30 milden fazla bir sürat yaptığını gösterebilecek fren izleri ve sair emare bulunmadığı gibi şahadet de yoktur ve İlk Mahkeme sanığı sürat hususndaki 3. davadan beraat ettirmekle hata etmiş değildir.

2. istinaf sebebine gelince; İlk Mahkeme,- ilk kazada metalder BD 109 plâkalı aracın sürücüsünün mahkemeye emare olarak sunulan fotoğrafta görülen uol içerisindeki çukuru dolaştığı bir anda sanığın gidiş istikameti içerisine girmiş olacağı ihtimaline kararında yer vermiştir. İddia Makamı bu husus-ta herhangi bir şahadet bulunmadığını ileri sürmüştür. Şahadeti tetkik ettiğimizde hakikaten bu hususta herhangi bir şahadet mevcut değildir. Ancak BD 109 plâkalı aracın sürücüsü ve ayni arabada seyir eden ve şahadet veren diğer şahıslar bu arabanın yoldan- seyir ederken bir an yeni Girne yoluna dönmek istediğini, kapalı olması nedeni ile fikrini değiştirerek yoluna devam ettiği hususunda şahadet vermişlerdir. BD 109 plâkalı aracın yapmış olduğu bu hareket ve hasıl olan tereddüt neticesinde sanığın seyir ist-ikameti içerisine girmiş olamsı da olası olabilir. Ancak bu hususta da herhangi bir şahadet yoktur. her halükârda 1. ve 3. istinaf sebepleri kabul edilmediği cihetle İlk Mahkemenin şahadete dayanmayan v 2. istinaf sebebinin konusunu teşkil eden BD 109 nolu- aracın sürücüsünün yol içindeki çukuru dolaşırken sanığın geliş istikameti içerisine girdiği hususundaki şahadete dayanmayan bulgusuna karrında yer vermiş olması, İlk Mahkemenin kazanın sanığın şahadet verdiği şekilde vuku bulduğu bulgusna vardıktan sonr-a ve sanığın söyleidklerine, özellikle ilk kazanın sanığın seyir istikameti içerisinde vku bulduğu hususundaki şahadetine inandıktan sonra BD 109 plAkalı aracın sürücüsünün ne sebeple sanığın seyir istikameti içerisine ve nasıl girmiş olduğu aydınlanmamış -olsa dahi sanığın itham edildiği suçları ispat etmek yükümlülüğü İddia Makamında olduğundan bu husustaki şüpheden sanığın faydalanması gerekir. Bu nedenle de İddia Makamı 2. istinaf sebebinde haklı olmuş olsa dahi diğer bir ifade ile sanıkla çarpışan BD 10-9 numaralı aracın ssürücüsünün yolda mevcut çukuru dolaşmak isterken sanığın seyir istikameti içerisine girdiği hususundaki varsayıma dayanan İlk Mahkemenin bulgusu hatalı olsa ve istinaf eden bu nedenle 2. istinaf sebebinde muvaffak olsa dahi kabul edilen- şahadet ve yukarıdaki nedenler ışığında bu istinafın neticesine etkisi olması olası değildir.

Yıkarıda serdettiğimiz görüşler ışığında İddia Makamı istinafında başarılı olamamıştır. Bundan dolayı İlk Mahkeme karrının hatalı olduğuna ikna edilme- miş bul-unuyoruz.

Yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi istinaf reddedilir. İstinafın red- dedilmesine oy birliği ile karar verilir.


(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) (Hamdi Atalay)
Yargıç - Yargıç Yargıç

15 Haziran 1988


-


-7-



-


Full & Egal Universal Law Academy