Yargıtay Ceza Dairesi Numara 101,14/2015,2016 Dava No 7/2016 Karar Tarihi 20.04.2016
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 101,14/2015,2016 Dava No 7/2016 Karar Tarihi 20.04.2016
Numara: 101,14/2015,2016
Dava No: 7/2016
Taraflar: Gültekin Erdoğan ile KKTC Başsavcılığı arasında
Konu: Sit alanına izinsiz müdahale - İyi niyetli hak talebi - Cezalandırmanın amacı - Kamu yararı - Hafifletici sebepler- Yıkım emri.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 20.04.2016

-D. 7/2016 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza No: 101/2015 - 14/2016 (İskele Ceza Dava No: 8355/2013)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.


Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ

Yargıtay/Ceza No:101/-2015 (İskele Ceza Dava No: 8355/2013)


İstinaf eden : Gültekin Erdoğan, Dipkarpaz - İskele.
(Sanık)
ile

Aleyhine istinaf edilen : KKTC Başsavcılığı - Lefkoşa.
(Davayı İkame Eden)

- A r a s ı n d a

İstinaf eden namına: Avukat Menteş Aziz
Aleyhine istinaf edilen namına : Savcı Yardımcısı Serhan
Bundak hazır.

Yargıtay/Ceza No: 14/2016
(İskele Ceza- Dava No: 8355/2013)


İstinaf eden : Gültekin Erdoğan, Dipkarpaz - Merkezi Cezaevi -
Lefkoşa.
(Sanık)
ile


Aleyhine istinaf -edilen : KKTC Başsavcılığı - Lefkoşa.
(Davayı İkame Eden)

A r a s ı n d a

İstinaf eden namına: Avukat Menteş Aziz
Aleyhine istinaf edilen namına : Savcı Yardımcısı Serhan
Bundak hazır.-
İskele Kaza Mahkemesi Yargıcı Cenkay M.İnan'ın, 8355/2013 sayılı davada, 7.7.2015 tarihinde verdiği mahkumiyet kararına ve 15.2.2016 tarihinde verdiği ceza takdirine karşı, Sanık tarafından yapılan istinaflardır.


---------------

K A R A R

Ahmet -Kalkan: İstinaf Eden/Sanık, aleyhine getirilen 13/2001 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekliyle 60/94 sayılı Eski Eserler Yasası'nın 11(1), 50(2)A,C ve Ç maddelerine aykırı Sit Alanına izinsiz müdahalede bulunmak ve 18/2012 sayılı Çevre Yasası'nın 2,3,43(3) -78,79(1)(f)ve 81. maddelerine aykırı Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde ekolojik etki değerlendirmesiyle ilgili olumlu görüş izni olmaksızın inşaat yapmak suçlarından İskele Kaza Mahkemesi tarafından mahkum edilerek 1. davadan 3 yıl, 3. davadan 6 ay hapi-slik cezasına çarptırılması ve dava konusu 20 bungalov, 1 restoran, 6 tuvalet, 6 duş, 1 su kuyusu ve 6 adet septik kuyunun yıkılarak ekonomik faaliyetlerinin derhal askıya alınması kararına karşı bu istinafı dosyaladı.

Aleyhine İstinaf Edilen/İddia Makam-ı, Sanığın beraat ettiği 2. davadan herhangi bir istinaf dosyalamadı.

Bu meselede, mahkumiyet kararından sonra, konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesi nedeniyle, mahkumiyet ve ceza takdiri kararları farklı zamanlarda verildiğinden, her iki karara ka-rşı farklı zamanlarda istinaf dosyalanmıştır.

Bu durumu dikkate alarak, biz de mahkumiyet ve cezaya karşı dosyalanan istinafları ayrı ayrı inceleyeceğiz.


Sanık Avukatı, Alt Mahkemenin mahkumiyet kararına karşı 14 istinaf sebebi dosyalamakla birlikte, -tüm istinaf sebeplerini tek başlık altında toplamak mümkündür. Buna göre:

"Muhterem Alt Mahkeme, Sanığı aleyhindeki 1 ve
3.davalardan mahkum etmekle hata etti."


Mahkumiyete ilişkin istinaf başlığını istinaf ihbarnamesindeki istinaf sebepleri altında -incelemeye geçmeden önce, bu meselenin olgularında esaslı ihtilaf olmadığı, istinafta olgulara yönelik istinaf sebebi ileri sürülmediği, daha ötesi Sanık Avukatının bölgenin konumu ve imzalanan protokol tahtında Sanığın bungalovları tahliye etmeyi reddetm-ediği beyanı ile, savunmanın esasının Devlet yetkililerinin imzaladıkları protokollere uymadıkları tezi üzerine kurulduğunu dikkate alarak, olgular üzerinde fazla durmamayı uygun bulduk.

Ancak olguları çok kısa bir şekilde özetleyecek olursak:

Sanığın -yapımını gerçekleştirdiği 20 ahşap bungalovun ve ek ilavelerin bulunduğu alan, 3 Kasım 1995 tarihinde Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı ilan edildi ve bu karar 6 Kasım 1995 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandı.

Sanığın Orman Dairesi Müdürlüğü ile yaptığı Ema-re No.20 Kira Mukavelesi ile 1.2.1997-31.1.1998 tarihlerini kapsayacak şekilde kirasına aldığı Serakinovuno Ormanı içerisindeki alan, Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı içerisinde bulunmaktadır.

Aynı şekilde, Emare No.21 ve 22 Sözleşmeler ile Sanığa kiralanan- büfe alanının kira süreleri, 31.1.2005 yılına kadar uzatılmıştır.

Sanık Davanın açıldığı tarihe kadar dava konusu alanda 20 bungalova ilaveten 1 restoran, 6 tuvalet, 6 duş ,1 su kuyusu ve 6 adet septik kuyu inşa etti.


Sanık, inşa ettiği ve/veya yap-tığı bungalov ve ek ilaveler ile ilgili olarak Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdüründen veya Anıtlar Yüksek Kurulundan izin almadı.

26.5.2013 tarihinde Sanık ile Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı arasında yürürlükte olan yasalar tahtında hiçbir şekild-e izinlendirilmeleri mümkün olmayan yapılaşmaların tüm tarafların hukuki hakları saklı kalmak kaydıyla, izinli alanlara kaydırılmalarını sağlamak amacıyla, Emare No.23 Protokol imzalandı.

Esaslı olguları bu şekilde özetledikten sonra, istinaf sebeplerini-, tarafların iddia ve hukuki argümanlarını inceleyip değerlendirdik.

Sanığın mahkum edildiği 1. davada yer alan Dipkarpaz bölgesinde bulunan Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilen Altın Kumsal bölgesinde 20 ahşap bungalov yapmak suretiyle Sit A-lanına izinsiz müdahalede bulunmak suçlarından Sanığın mahkum edilebilmesi için:

Dava konusu alanın Sit Alanı ilan edilmiş olması,

Sit Alanı ilan edilmiş alana Müdürlüğün onayı ve izni olmaksızın Sanık tarafından geçici ve kalıcı inşai ve fiziki müdahal-elerde bulunduğunun makul şüpheden ari bir şekilde ispatı gerekmektedir.


Suçun unsurları bakımından 1. davanın ispatlanıp ispatlanmadığını ve mahkumiyet kararının doğru olup olmadığını incelemeden önce, Sanık Avukatının istinafta değindiği üç hususu kar-ara bağlamayı uygun gördük.

Sanık Avukatı istinaftaki hitabında, Alt Mahkeme huzurunda ileri sürülmeyen bir noktayı öne sürerek, Sanığın müdafaasının Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 8. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini,mevcut olgulara göre Sanığ-ın işgal veya Sit Alanına zarar verme niyeti olmadığını, bu nedenle Sanığın iyi niyetli hak talebi ile yaptıklarından mahkum edilemeyeceğini ileri sürerek, beraatini talep etmiştir.

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın yürürlükte olan Türkçe tercümesinin 8. maddesi- aynen şöyledir:

"İyi Niyetle 8. Bir kişi bir mal ile ilgili olarak işlediği veya işlemeyi
Hak Talepleri. ihmal ettiği bir fiili, iyi niyetli bir hak talebi ile ve
hile ile başka birisini hakkından yoksun kılmamak
- niyetiyle işlediği takdirde, mala ilişkin bir suçtan
cezai sorumluluk altına girmez."


Sanığın aleyhine getirilen 13/2001 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekliyle 60/94 sayılı Eski Eserler Yasası'nın 11. maddesi, Müdürlü-k izni olmadan taşınmaz eski eserlere, doğa varlıklarına ve bunların bulunduğu alanlara ve/veya koruma alanlarına her çeşit geçici veya kalıcı inşai ve fiziki müdahalede bulunmayı, içlerinde vaya koruma alanlarında inşaat ve her türlü kazı yapmayı veya her-hangi bir amaçla kullanmayı, iskan veya işgal etmeyi, yıkılmalarından veya tahriplerinden ortaya çıkan maddeleri almayı, kullanım biçimini değiştirmeyi, niteliklerini etkileyecek şekil ve surette bölmeyi ve tahriplerine neden olabilecek biçim ve hizmetlerd-e kullanmayı yasaklamakta ve suç saymaktadır.

Maddenin içeriğinden açıkça anlaşılacağı gibi, bu tür suçlarda niyet unsuru aranmamakta, hangi amaçla olursa olsun, Yasanın 11. maddesine aykırı davrananların suç işleyecekleri öngörülmektedir.

İyi niyetli -hak talebi, mal ile ilgili olarak işlenen veya işlenmesi ihmal edilen fiillerde bir müdafaa sebebi olduğundan, bunun Alt Mahkemede ileri sürülmesi gerekirdi (Bkz. K.Savva v Police, 2 CLR 1973 sayfa 331). Böyle bir savunma Alt Mahkemede yapılmadığı bir yana-, Sanığın itham edildiği suçtan mahkum edilebilmesi için niyet unsuru aranmamaktadır. Sanığın kendi kullanımında olan alanda veya çevresinde yapacağı inşaat faaliyetlerinde Sit Alanına müdahale amacı veya niyetinin ne olduğunun önemi olmadığından, bu anla-mda Fasıl 254 Ceza Yasası'nın 8. maddesinin uygulanabilirliği bulunmamakta, Yasanın öngördüğü izin şartının yerine getirilip getirilmediğine bakılmaktadır. Bu nedenle, Sanık Avukatının Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 8. maddesine atıfla ileri sürdüğü hususlar re-ddedilir.

Sanık Avukatının istinaf sebeplerine istinaden ileri sürdüğü diğer bir husus, bu meselede özel yasa niteliğindeki Fasıl 60 Orman Yasası'nın uygulanması gerektiği, Alt Mahkemenin bu hususu göz ardı ederek, 60/94 sayılı Eski Eserler Yasası hüküml-erini uyguladığıdır.

Her şeyden önce belirtmek istediğimiz husus, Fasıl 60 Orman Yasası ve 60/94 sayılı Eski Eserler Yasası'nın birbirlerine karşı özel ve genel yasa nitelikleri olmadığı, her iki Yasanın da genel düzenlemeler içeren genel nitelikli yasal-ar olduğudur.

Orman Yasası veya başka herhangi bir yasa altında düzenlenen kira veya özel mülkiyet gibi yasal statüler, Eski Eserler Yasası'nda aksine bir düzenleme olmadığı müddetçe, Eski Eserler Yasası'nın koyduğu sınırlamalar karşısında ayrıcalık kazan-dırmaz ve böyle mallar üzerinde yapılacak her türlü faaliyeti, Eski Eserler Yasası ve bu Yasa altında yapılan düzenlemeler kapsamından çıkarmaz. Dolayısıyla, konu taşınmaz mallar Fasıl 60 Orman Yasası altında Sanığa kiralansa bile, Sanık bu mülk üzerindeki- faaliyetlerinde 60/94 sayılı Eski Eserler Yasası ile getirilen kısıtlamalara veya şartlara uymakla yükümlü olduğundan, Sanık Avukatının özel yasa/genel yasa iddiasının ileri gitmesi olanağı yoktur. Kaldı ki, Emare No.20,21, ve 22 Kira Mukavelelerinde "An-ıtlar Yüksek Kurulunun ilan ettiği" Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı hükümlerine kiracının uymak zorunda olacağı hükmü yer almış ve Sanık bunu kabul ederek imzalamıştır.

Buna göre, Sanık Avukatının değiştirilmiş şekliyle 60/94 sayılı Eski Eserler Yasası'nı-n Sanığa uygulanamayacağı iddiasını reddederiz.

Sanık Avukatının istinaf sebeplerine istinaden, Alt Mahkemenin Adil Yargılama kurallarına aykırı hareket ettiği, müdafaanın iddialarını değerlerlendirmediği iddialarına gelince:
Alt Mahkemenin mahkumiyet k-ararı incelendiğinde, her iddiayı teker teker ele aldığı, tarafların sunduğu şahadete yer verdiği, iddiaları ayrı ayrı incelediği ve her konuyu karara bağladığı anlaşıldığından, Sanık Avukatının bu iddiasını hukuki mesnetten yoksun bulur ve redderiz.

Bu -safhada Sanığın 1. davadan mahkumiyetini incelememiz gerekmektedir.


Sanığa kiralanan ve üzerinde bungalovların inşa edildiği Emare No.5'te tarifi yapılan alanın, 1995 yılında Resmi Gazete'de yayımlanan Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edildiği,- Sanığın konu yerle ilgili imzaladığı Emare No.20,21 ve 22 Kira Mukavelelerinde sırasıyla Emare No.20 Kira Sözleşmesinin 5(a) maddesi, Emare No.21 Kira Sözleşmesinin 4. maddesi ve Emare No.22 Kira Sözleşmesinin 4. maddesinde Sit Alanının gereklerine uyacağ-ını kabul ettiğini ve Sanığın inşa ettiği bungalov ve ek ilavelerin bu alan içerisinde bulunduğunu dikkate aldığımızda, Alt Mahkemenin suçun 1. unsuru ile ilgili bulgularında hata bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Sanığın 1. davadan mahkum edilebilmesi için a-ranan ikinci unsur, Sit Alanı ilan edilmiş alanda Müdürlüğün onayı ve izni olmaksızın Sanık tarafından geçici veya kalıcı inşai veya fiziki müdahalelerde bulunduğunun ispatının gereğidir.

Bu unsur bakımından Sanık Avukatı gerek kira mukaveleleri gerekse -Emare No.23 Protokol üzerinde çok durdu.

Burada unutulmaması gereken temel nokta, Doğal ve Arkeolojik Sit Alanlarında, mülkün ne şekilde elde edildiğinin önemi olmadığıdır. Mülk miras yolu ile veya satın alınmak suretiyle elde edilmiş tapulu bir mal olsa- veya Devletin herhangi bir birimi veya yetkilisi tarafından kiralanan veya edinilmesinde meşruiyet açısından sorun bulunmayan bir mal olsa dahi, Müdürün veya Anıtlar Yüksek Kurulunun izni olmadan, mal sahibinin veya tasarruf edenin Sit Alanına müdahalede -bulunması yasal olarak mümkün değildir.

Kısaca buradaki sorun, malın ne şekilde elde edildiği değil, bulunduğu Sit Alanında mal sahibinin veya tasarruf edenin izinsiz olarak yaptığı geçici ve kalıcı müdahalelerdir. Dolayısıyla, konu alanın Sanığa Orman D-airesi Müdürlüğü tarafından kiralanmış olmasının önemi yoktur.

Sanık Avukatının üzerinde çok durduğu ve Sanığın müdahalelerini yasal hale getirdiğini ileri sürdüğü Emare No.23 Protokol incelendiğinde, mezkur Protokolün bu anlamda Sanığa herhangi bir hak -vermediği görülmektedir.

Emare No.23 Protokolün giriş paragrafında Sanık, Orman Dairesinden tarımsal faaliyetler ve/veya büfe ve duş tuvalet amaçlı kiraladığı arazilerin yıllar itibarıyla dışına çıkarak, izinsiz konaklama üniteleri inşa ettiğini açıkça k-abul ettiğinden, Emare No.23 Protokolün Sanık aleyhindeki 1. dava bakımından lehine değerlendirilmesi mümkün değildir.

Emare No.23 protokol ile Sanığa yeni yer bulunması konusunda Devletin yetkili makamlarının yaptığı taahhütün bağlayıcılığı bu davanın k-onusu olmadığı gibi, Sit Alanına yapılan müdahalelerin devamını yasal hale getirmez.

Mevcut olgular ile Sanığın 1995 yılında Sit Alanı olarak ilan edilmiş Altın Kumsal sahil bölgesine izinsiz olarak 20 adet bungalov yaptığı ispatlandığından, Alt Mahkemen-in Sanığı 1. davadan suçlu bularak mahkum etmesinde hata yoktur.

Sanığın mahkum edildiği 3. dava, 18/2012 sayılı Çevre Yasası'nın 2,3,43(3),78,79(1)(f) ve 81. maddelerine aykırı olarak Mart 2013'te Dipkarpaz bölgesinde bulunan ve Doğal ve Arkeolojik Sit -Alanı olarak ilan edilen Altın Kumsal bölgesinde 20 ahşap bungalov yapmak suretiyle Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde ekolojik etki değerlendirilmesiyle ilgili olumlu görüş izni olmaksızın inşaat yapmak suçunu içermektedir.

Bu suçun unsurları, Alt Mah-kemenin doğru bir şekilde tespit ettiği gibi:

Dava konusu alanın Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiş ve biyolojik çeşitlilik ağı içerisinde yönetim planının kapsadığı Bölge olması;
Özel Çevre Koruma bölgesi ilan edilmiş veya biyolojik çeşitlilik ağı iç-erisinde yönetim planının kapsadığı alana Çevre Koruma Dairesinden etki değerlendirmesiyle ilgili olumlu görüş alınmaksızın Sanık tarafından inşaat yapılmasıdır.

18/2012 sayılı Çevre Yasası'nın 42. maddesine göre, Özel Çevre Koruma Bölgeleri belirlenir v-e ilgili Bakanlığın önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından ilan edilir.

Aynı maddenin (2). fıkrasına göre Özel, Çevre Koruma Bölgeleri biyolojik çeşitlilik ağı içerisinde yer alır ve bu Yasada belirtilen özel çevre ve koruma bölgeleri ile ilgili tüm -kurallar ve koşullar geçerlidir.

18/2012 sayılı Çevre Yasası ile yürürlükten kaldırılan 21/1997 sayılı Çevre Yasası'nın yürürlükte olduğu dönemde, Bakanlar Kurulu, 20 Mayıs 2007 tarihinde K-II 1056-2007 No.lu bir karar alarak, bu kararı 11.6.2007 tarihin-de, Resmi Gazete'nin 102. sayısının Ek IV'nin 736. sayfasında yayımladı. Karara göre, Bern Konvansiyonu ve Flora Fauna'nın Korunması Emirnamesi uyarınca, koruma altına alınan ekli haritada yeşil renkle sınırlanarak belirlenmiş bölgenin özel koruma bölgesi -olarak ilan edilmesine karar verildi.

18/2012 sayılı Çevre Yasası'nın 83. maddesi, bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlayarak, yapılan işlemlere halel gelmeksizin eski Çevre Yasası'nı yürürlükten kaldırdı.

Mevcut duruma göre, 18/2012 say-ılı Çevre Yasası'nda özel koruma bölgelerini ilan etme yetkisi 42. madde altında Bakanlar Kuruluna verildiğinden ve Yasanın 83. maddesi altında yürürlükten kaldırılan Çevre Yasası'nda aynı yetkiye sahip Bakanlar Kurulu tarafından yapılan işlemler yürürlükt-e kaldığından, 11 Haziran 2007 tarihinde ilan edilen Çevre Koruma Bölgesinin halen yürürlükte olduğuna şüphe yoktur.

Alt Mahkemenin bulgularına göre, Sanığın konu bölgede 28 Mart 2013 tarihinde yapımı devam eden 5 adet bungalovu bulunmaktadır. Geriye kal-an 15 adet bungolov ise 1 Şubat 1997 tarihinden sonra inşa edilmiştir.

Mevcut olgulara göre, 2007 yılında Çevre Koruma Bölgesi İlanından sonra Sanık, bölge içerisinde gerekli izni almadan 5 adet bungalov inşaatına başladığından, diğer bungalovların 2007 -yılından önce inşa edilmiş olması Sanığın aleyhindeki 3. davadan mahkum edilmesine engel teşkil etmemektedir. Mevcut olgulara göre, Sanığın Özel Çevre Koruma Bölgesine izinsiz olarak müdahale ederek 5 adet bungalov inşa ettiği kanıtlandığından, Sanığın ale-yhindeki 3. davadan mahkum edilmesinde hata yoktur.

Yukarıdakiler ışığında Sanığın mahkumiyetine ilişkin Yargıtay/Ceza 101/2015 sayılı istinafının reddi gerekmektedir.

Alt Mahkemenin Ceza Takdirine ilişkin kararına gelince:

Sanık, Alt Mahkemenin ceza- kararına karşı 13 istinaf sebebi dosyalamıştır.

Bu istinaf sebeplerini 2 başlık altında incelemek mümkündür:

Sanığın 1. davadan 3 yıl, 3. davadan 6 ay hapislik cezasına çarptırılması aşikâr surette fahiş ve hatalıdır.
Muhterem Alt Mahkeme, bungalovl-arın 1 ay içerisinde yıkılmasına emir vermekle hata etti.

Alt Mahkemenin ceza takdiri ile ilgili kararı incelendiğinde, Mahkeme, Sanığa verilecek cezanın türünü hapislik olarak takdir ederken, Sanığın dava konusu alanın Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı ve Ö-zel Çevre Koruma Bölgesi ve Emirname Bölgesi olduğunu bilmesine rağmen, Daire ve Kurumlardan izin almamasını, müracaatta bile bulunmadan bilerek ve isteyerek bungalovların yapımını geliştirerek büyütmesini, kurallara riayet etme gereğini duymamasını ağırla-ştırıcı faktör olarak değerlendirmiş; gelecek nesillere olan sorumluluk bilinci içerisinde, Doğal Varlık ve Arkeolojik Sit Alanlarına saygı göstermeyenlere caydırıcı ve ibret verici olması bakımından, dünyanın doğal varlık ve arkeolojik olarak sayılı güzel- yerlerinden biri olan Altın Kumsala zarar vermemiş bireylerin ve gelecek nesillerin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını tehlikeye atan davranışı cezalandırma bakımından Sanığa hapislik cezası verilmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır.

Mahkemeni-n, çevrenin ve doğal varlıklarımızın korunması için buralara zarar verici fiilleri yapanlara ceza takdir ederken kamu yararını öne çıkarması doğru bir yöntemdir. Hiç kimsenin halka ait olan ve gelecek nesillere devretme yükümlülüğümüz bulunan yerleri keyfi- bir şekilde ve ekonomik amaçları için kullanma hakkı yoktur.

Alt Mahkeme, mevcut olgular ışığında serdettiği prensipler ışığında, Sanığa hapislik cezası verilmesi gerektiğini takdir ederken hata etmemiştir.

Bununla beraber Alt Mahkemenin, Sanığa 1. dav-adan 3 yıl, 3. davadan 6 ay süreyle hapislik cezası verirken hapislik süreleri ile ilgili gerekçesini eksik bıraktığını, hafifletici sebeplerin yeterince değerlendirilmediğini ve Sanığın suçun işlenişindeki rolünü değerlendirirken, kullandığı araziler ile- ilgili mukaveleyi üç kez uzatan, Sanıkla protokol imzalayan Devlet yetkililerinin tutum ve davranışlarını yeterince değerlendirmediğini müşahade ettik.

Bu meselede, Sanığın suçun işlenişindeki rolünde bazı Devlet görevlilerinin özensiz davranışlarını, m-ühürlenen binaların zamanın bölge Kaymakamı tarafından kırılmasını göz ardı edemeyiz.

Sanığın benzeri sabıkası olmadığını, ailevi durumunu, konu bangalovların yıkılması ile Sanığın ekonomik yaşamının göreceği zararı dikkate aldığımızda, cezaların şahsili-ği prensibi ışığında, uzun bir hapislik süresinin sadece Sanığı değil ailesini de etkileyeceği açıktır.

Özellikle Emare No.23 Protokol imzalanmamış ve Sanık bungalovları kaldırmayı kabul ettiğini beyan etmemiş olsaydı, cezaya müdahalede çok çekingen davr-anabilirdik. Keza bu suçun işlenmesinde, Alt Mahkemenin saptadığı Devletin yetkili makam ve kurumlarının ihmal ve müsamahasını dikkate aldığımızda, Sanığa takdir edilen cezanın müdahalemizi gerektirecek kadar fazla olduğu sonucuna ulaşmak kaçınılmazdır.
-

Bu davanın olguları çerçevesinde eşsiz Altın Kumsal Sahiline tamiri imkansız zarar verilmediğini dikkate aldıktan ve Sanığın Emare No.23 Protokolü imzalayarak yapılan inşaatları kaldırmayı kabul ettiğini göz önünde bulundurduktan sonra, Sanığın bugüne ka-dar çektiği hapislik süresinin yeterli olacağına kanaat getirdik. Alt Mahkemenin de kabul ettiği gibi, Sanığın bu suçu işlemesinde bazı Devlet yetkililerinin tutum ve davranışlarının büyük rol oynadığını göz ardı edip Sanığa uzun süreli hapislik cezası ver-menin kamu vicdanını rahatsız edecek nitelikte ağır bir ceza olacağı aşikârdır. Böyle bir sonuç ise cezalandırmanın amacı ile bağdaşmaz.

Bu gerçekler ışığında, Sanığa takdir edilen cezanın müdahalemizi gerektirecek kadar fazla olduğu açıktır.

Buna göre-, 14/2016 sayılı istinafın 1. başlık altında ileri sürülen istinaf sebepleri kabul edilir.

Alt Mahkemenin davaya konu 20 bungalov ve izinsiz inşa edilen 1 restoran,6 tuvalet, 6 adet duş, 1 su kuyusu ve 6 adet septik kuyu ile ilgili verdiği yıkım kararı v-e buradaki ekonomik faaliyetlerin askıya alınması ile ilgili kararı Eski Eserler Yasası'nın 50(2)(6) ve 18/12 sayılı Çevre Yasası'nın 81(4) maddesinin sonucu olduğundan hatalı değildir. Bu sonuca göre, 14/2016 sayılı istinafın 2. başlık altında ileri sürül-en istinaf sebepleri reddedilir.

Sanığın hapiste olduğu sürede Mahkeme emrini yerine getirme olanağı olmadığını değerlendirdikten ve Emare No.23 Protokol ile Devlet yetkililerinin taahhütünü dikkate aldıktan sonra, yıkım süresini 2 ay uzatmayı ve yıkım m-asrafları ile ilgili emir vermemeyi uygun bulduk.

Bu esastan hareketle, Sanığın ceza takdirine yönelik istinafının kısmen kabul edilmesi gerekmektedir.

Netice itibarıyla:

Mahkumiyet aleyhine dosyalanan 101/2015 sayılı istinafın reddine;
Ceza takdir-i aleyhine dosyalanan 14/2016 sayılı istinafın kısmen kabulüne. Buna göre:
Sanığa 1. davadan verilen 3 yıl hapislik süresinin 2 aya, 2. davadan verilen 6 ay hapislik cezasının 1 aya düşürülmesine;
Hapislik cezalarının mahkumiyet tarihinden itibaren başlam-asına ve birlikte çekilmesine;
Dava konusu alandaki 20 bungalov, 1 restoran, 6 tuvalet, 6 duş, 1 su kuyusu ve 6 adet septik kuyunun Sanık tarafından bugünden itibaren 2 ay içerisinde yıkılarak kaldırılmasına; yıkılmaması halinde 60/94 sayılı Eski Eserler Y-asası'nın 50(2)(Ç) maddesi altında bölge Kaymakamlığı tarafından yıkılarak kaldırılmasına;
18/2012 sayılı Çevre Yasası'nın 81. maddesinin 4. fıkrası tahtında ithamnameye konu tesisteki ekonomik faaliyetlerin derhal durdurulmasına ve ilgili tesisin kapatıl-masına;
KARAR verilir.



Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç Yargıç Yargıç

20 Nisan, 2016











14






Full & Egal Universal Law Academy