Yargıtay Ceza Dairesi Numara 10,11,40,41,46,47,48,49/2001 Dava No 6/2001 Karar Tarihi 09.05.2001
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 10,11,40,41,46,47,48,49/2001 Dava No 6/2001 Karar Tarihi 09.05.2001
Numara: 10,11,40,41,46,47,48,49/2001
Dava No: 6/2001
Taraflar: Atiye Mulla ve diğ. ile Başsavcılık
Konu: Karşılıksız çek – Cezalandırma prensipleri
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 09.05.2001

-D. 6/2001
Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza 10-11-40-41-46-47-48-49/2001
(Ceza Dava No; 920/99 ve 1450/99; Güzelyurt)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: Taner Erginel, Mustafa H. Özkök, Gönül Erönen.


Yargıtay /Ceza 10/2001
-(Ceza Dava No: 920/99; Güzelyurt)

İstinaf eden: Atiye Mulla, Güzelyurt
(Sanık 1)
ile
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.


İstinaf ede-n namına: Avukat Menteş Aziz
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Ergül Kızılokgil.

Yargıtay /Ceza 11/2001
(Ceza Dava No: 920/99; Güzelyurt)

İstinaf eden: Zekiye Açıksöz, Güzelyurt
(Sanık 2)
ile
Aleyhine istina-f edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Menteş Aziz
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Ergül Kızılokgil.




Yargıtay /Ceza 40/2001
(Ceza Dava No: 1450/99; Güzelyurt)

İst-inaf eden: Zekiye Açıksöz, Güzelyurt
(Sanık 2)
ile
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Menteş Aziz
Aleyhine istinaf edilen namına: Savcı Ergül Kızılokgil.


Yargıtay/Ceza 41/2001
- (Ceza Dava No: 1450/99; Güzelyurt)

İstinaf eden: Atiye Mulla, Güzelyurt
(Sanık 1)
ile
Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Avukat Menteş Aziz
Aleyhine istinaf edilen nam-ına: Savcı Ergül Kızılokgil.

Yargıtay/Ceza 46/2001
(Ceza Dava No: 920/99; Güzelyurt)

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
ile
Aleyhine istinaf edilen: Atiye Mulla, Güzelyurt
(Sanık 1)
- A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Savcı Ergül Kızılokgil
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Menteş Aziz.


Yargıtay/Ceza 47/2001
(Ceza Dava No: 920/99; Güzelyurt)

İstinaf eden: KKTC B-aşsavcısı, Lefkoşa
ile
Aleyhine istinaf edilen: Zekiye Açıksöz, Güzelyurt
(Sanık 2)
A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Savcı Ergül Kızılokgil
Aleyhine istinaf edilen -namına: Avukat Menteş Aziz.


Yargıtay/Ceza 48/2001
(Ceza Dava No: 1450/99; Güzelyurt)

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
ile
Aleyhine istinaf edilen: Zekiye Açıksöz, Güzelyurt
(Sanık 2)
A r a s ı n d a.

İstinaf e-den namına: Savcı Ergül Kızılokgil
Aleyhine istinaf edilen namına: Avukat Menteş Aziz.


Yargıtay/Ceza 49/2001
(Ceza Dava No: 1450/99; Güzelyurt)

İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
ile
Aleyhine istinaf edilen: Atiye Mulla, Güzely-urt
(Sanık 1)
A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Savcı Ergül Kızılokgil
Aleyhine istinaf edilen namına : Avukat Menteş Aziz.

Güzelyurt Kaza Mahkemesinin 1450-/99 ve 920/99 sayılı davalarda 22.1.2001 tarihinde verdiği karara (Peri Hakkı, Kaza Mahkemesi Yargıcı) karşı Sanıklar ve Başsavcılık tarafından yapılan istinaflardır.



Karşılıksız çek - Fasıl 262 Poliçeler Yasasının 74(a), 75(b)(1)(2), 74(d), 75(4) m-addelerine aykırı karşılıksız çek keşide etme - Sembol Menkul Değerler Ltd. isimli şirketin direktörleri olan Sanıklar kullanım yetkisine karşılık %25 ile %30 arasında kazanç taahhüt ederek halktan para borçlandılar - Ödeme vadesi geldiği zaman borçlarını -ödeyemeyen Sanıklar alacaklıların lehine çekler keserek tekrar ödeme taahhüdünde bulundular - Çeklerin karşılıksız çıkması üzerine Sanıkların aleyhine karşılıksız çek kesme davaları getirildi - Sanıklar aleyhlerine getirilen davaları kabul ettiler ve Mahke-meden, ceza verirken askıda bulunan benzer davaları da dikkate almasını talep ettiler - İlk Mahkeme Sanıklara 4'er ay hapis cezası verdi - Sanıklar cezanın fahiş olduğunu öne sürerek istinaf ettiler - Yargıtay İlk Mahkemenin, Sanıklara ceza takdir ederken -cezalandırma prensiplerini doğru uyguladığını belirtti - Mağdur olan kişilerin zararlarının büyük olduğunu, çekin karşılığının istinafa gelindiği halde hala ödenmemiş olduğunu ve meseleye has diğer olguları dikkate alan Yargıtay, takdir edilen 4'er ay ha-pis cezasının müdahaleyi gerektirecek kadar az olmadığı kanısına vardı ve İlk Mahkeme kararını onayladı.

Cezalandırma prensipleri - Mağdur olan kişilerin zararlarının büyük olması - Kamu yararı kriterinin ağır basması - Meseleye özgü koşulların dikkate al-ınabilmesi - Sanıkların evli ve çocuk sahibi kadınlar olmaları - Çeklerin karşılığının istinaf gününe kadar ödenmemiş olması.

Atıfta Bulunulan Yargısal İçtihatlar:
Yargıtay/Ceza 37/96 - D.10/96
Yargıtay/Ceza 7/91 - 12/91 - D.4/91.
Yargıtay/Ceza 56-57/91- - D.4/91.




H Ü K Ü M


Taner Erginel: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Gönül Erönen okuyacaktır.

Gönül Erönen:Huzurumuzdaki istinaflarda Sanıklar, aleyhlerine verilen 4 ay hapislik cezasının fahiş olduğu neden-i ile istinaf etmişlerdir. İddia Makamı da verilen hapislik sürelerinin az olduğu nedeni ile mukabil istinaf dosyalamıştır.

Huzurumuzdaki istinaflar birleştirilerek dinlenmiştir.

Mesele ile ilgili olgular özetle şöyledir: Sanıklar, KKTC Şirketler Muka-yyitliği nezdinde kayıtlı MŞ 06162 numaralı ve 4.11.1997 tarihli Sembol Menkul Değerler Ltd.'in dava ile ilgili tarihlerde hissedarı ve direktörü idiler. Sanık 1 ayrıca konu şirketin sekreterlik görevini yapmaktaydı. Sanıklar bu şirket vasıtasıyle halkta-n para kabul edeceklerini söyleyip bunun karşılığında da para yatıran kişiler ile portföy yönetim sözleşmesi başlığı altında bir senet imzalayarak yatırılan paraların her türlü kullanım yetkisini kendilerinde toplamakta ayrıca toplanan bu miktara %25-%30 n-isbetinde kazanç garanti etmekteydiler. Sanıklar 17.9.1999 tarihinde bu davada Tanık 1 olan şahıs ile bir portföy sözleşmesi imzaladılar ve bu yönetim sözleşmesine göre Tanık 1'den 1,630,380,822TL alarak 17.9.1998 ile 17.12.1998 tarihleri arasındaki 3 aylı-k vade için söz konusu miktara %25 nisbetinde kazanç garanti etmişlerdir. İşbu vadenin dolması üzerine Tanık 1, Sanıklara müracaat etmiş ve söz konusu sözleşmede belirtilen kazancı talep etmiştir. Bunun üzerine Sanıklar, Tanık 1'e Asbank Ltd. Güzelyurt'tak-i çek hesapları üzerinden 393588 seri numaralı çek yaprağı ile 1,250,000,000TL ve yine 393589 seri numaralı çek yaprağı ile 910,000,000TL tutarında 2 adet çek keşide ederek vermişlerdir. Her iki çek de ilgili bankada karşılıksız bulunarak mühürlenmiştir. B-unun üzerine Tanık 1 Güzelyurt Polis Müdürlüğüne gelerek Sanıklar aleyhine şikayette bulunmuştur. Bilahare her iki Sanık Polise celbedilerek kendilerine yazılı dava tebliğinde bulunulmuştur.

Sanıkların aleyhlerine getirilen dört dava Fasıl 154 Ceza Yasa-sının 20. maddesine ve 29/89 sayılı yasa ile tadil edilen Fasıl 262 Poliçeler Yasasının 74(a) 75(b), 74(b)(1)(2), 74(d) ve 75 (4) maddelerine dayanmaktadır. Sanıklar, aleyhlerine getirilen bu davalarla ilgili ithamları kabul etmişlerdir. Mesele ile ilgili -olgular yukarıda aktarıldığı gibidir.

Alt Mahkeme huzurunda olgular izah edildikten sonra ceza takdiri öncesi Sanıklar, askıda bulunan 913/99, 914/99, 915/99, 916/99, 917/99, 918/99, 919/99, 921/99, 922/99, 923/99, 924/99, 925/99, 965/99 ve 967/99 sayılı- davalarının da dikkate alınmasını istemişlerdir. Sanıklar bu davalarını da kabul ettiler ve bu davalarının da ceza takdir edilirken dikkate alınması Alt Mahkemece uygun bulunmuştur. Daha sonra savunma avukatı Sanıklarla ilgili hafifletici nedenleri açıkla-mıştır.

Savunma avukatının Alt Mahkeme huzurunda ileri sürdüğü hafifletici nedenler özetle şöyledir: Sanıkların bu suçları dolandırıcılık gayesi ile işlemediklerini, bu suçları Levent Gürel isimli bir şahsın etkisi altında kalarak işlediklerini, aldıkla-rı paraları doğrudan borsaya yatırdıklarını, T.C. borsasındaki işlerin kötüye gitmesi nedeniyle davalara konu suçların meydana geldiğini belirtmiştir. Dava konusu çeklerin meblağlarının ödenmesi için Sanıkların babasının, Güzelyurt'ta kendisine ait bir ev-, arazi v.s'yi alacaklı şahısların babalarının islam bankasına olan borçlarının ödenmesi gayesi ile ipotekli evini alacaklılara vermeyi önerdiğini ancak teklifin reddedildiğini, yani ödeme için gayret göstermişsede bir sonuca ulaşılamadığını belirtmiştir. -Sanıkların iyi aileye mensup, her ikisinin de evli ikişer çocuk sahibi hanımlar olduğunu vurgulayan Savunma avukatı bu şekilde hafifletici nedenleri açıkladıktan sonra, Sanıklara hürriyetlerini kısıtlayıcı ceza verilmemesi talebinde bulunmuştur.

Bidayet- Mahkemesi kararında, Sanıklara 4 ay hapislik cezası verirken konu ile ilgili cezalandırma prensipleri ile Sanıkların leyhlerine ve aleyhlerine olan hususları değerlendirdiğini, keza bu tür suçların toplumu huzursuz ve tedirgin etmiş olduğunu gözeterek kam-u menfaatinin korunması prensibinin bu meselede ağır bastığını, toplum düzeninin sağlanması amacı ile Sanıklara işlemiş oldukları suçlar nedeniyle caydırıcı ve ibret verici bir ceza verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Neticede Sanıklara verilecek en uygun -ve adil cezanın hapislik cezası olduğu kanaatına varmıştır.


Savunma avukatı istinafın duruşması sırasında, Bidayet Mahkemesinin huzurunda bulunmamış olmasına rağmen işlenen suçların Güzelyurt bölgesinde birçok kişiyi tedirgin ettiği ve bölgede geniş ça-pta huzursuzluk yaratmış olduğu ile ilgili hususları dikkate almış olmasının hatalı olduğunu, keza kararın kaleme alınış şeklinden Sanıkların suçları işlerken kişileri dolandırmak gayeleri olduğu imasında bulunduğunu, halbuki suçların işleniş tarzlarının b-unu göstermediğini ve müştekinin uğramış olduğu 17.864.000.000.TL nisbetindeki zararın bugüne kadar ödenmemiş olmasının Sanıkların kusurlarından değil, başka kişilerin kusurlarından kaynaklandığının Bidayet Mahkemesince yeterince dikkate alınmadığını belir-tmiştir. Savunma avukatı geçmişteki içtihat kararları da dikkate alındığı zaman verilen cezanın fahiş olduğu görüşünü belirterek Yargıtayın verilen cezaya müdahalesini istemiştir.

İddia Makamı ise yasanın ilgili maddeleri altında "kötü niyet" ya da Sanı-kların konu suçları "dolandırmak gayesi" ile işlediklerini kanıtlama mecburiyeti olmadığını, Bidayet Mahkemesinin ceza takdir ederken Yargıtay/Ceza 37/96 D.10/96'da belirtilen hususlar ışığında bu tür suçların yaygın olduğunu dikkate almasının mümkün ve n-ormal olduğunu, keza Sanıklar tarafından yapılan ödeme teklifinin ipotekli bir mala ilişkin olduğu ve temiz ödeme teklifi yapılmadığı nedeni ile Bidayet Mahkemesinin bu hususa önem vermediğini iddia etmiştir.

İddia Makamına göre bu tür suçlarda kamu yarar-ı ağır basmaktadır, bu nedenle kişisel cezalandırma ile ilgili prensipler Sanıkların işledikleri suçlar açısından daha az değer taşır. İddia Makamı bu hususu vurguladıktan sonra bu tür suçlara geçmişte verilen cezalar dikkate alındığı zaman Sanıklara veril-en cezaların oldukça az olduğu nedeniyle verilen cezanın artırılması talebinde bulunmuştur.

Bidayet Mahkemesi hapislik cezası keserken şu görüşlere yer vermiştir.

"Sanıklara ceza takdir edilirken uygulanması gereken prensipler birçok içtihat kararında- belirtilmiştir. Yargıtay/Ceza 7/91 ve 12/91 D. 4/91'de bu prensipler 5 başlık altında toplanmıştır.


Amme menfaatını korumak. Bu amaçla kesilecek cezanın mahkum olan şahsı veya başkalarını betekrar mahkum edildiği suçu ve/veya benzer bir suçu işleyecek - nitelikte olması.
Cezanın işlenen suçun vahameti ile orantılı olması.
Kesilecek olan cezanın Sanığın ıslahını ve cemiyete faydalı bir insan olarak iadesini temin eder nitelikte olması.
Sanığın karakter, sosyal şahsiyeti, geçmişteki durumu, kesilecek olan -cezanın Sanığa ve himayesine ve yardımına muhtaç olan kimselere yapacağı etkiyi nazarı itibara almak.
Kesilecek olan cezaya herhangi bir etki yapabilecek mühim faktörleri nazarı itibara almak.

Sanıklara ne tür bir ceza verileceği cezalandırma ilke ve pr-ensipleri, yasal mevzuatı, İddia Makamı tarafından sunulan ve huzurumda ihtilafsız olan olguları, emareleri ve Sanıkların avukatının Sanıklar leyhine ileri sürdüğü tüm hususları aşağıda belirtildiği şekilde tümüyle değerlendirmiş bulunmaktayım. Sanıkların -kişisel durumlarını, bayan oluşlarını, ikişer çocuk sahibi olduklarını, sabıkasız oluşlarını, Mahkemedeki iyi hal ve tavırlarını, ve suçlarını kabul etmekle adaletin erken tecellesine yardımcı olduklarını hep Sanıkların leyhlerine değerlendirmiş bulunmakta-yım.

Sanıkların bu çek bedellerinin herhangi bir kısmını ödememiş olmaları ödemek için de herhangi bir gayret içerisinde olmadıkları ve fahiş rakamlar ile para alış verişi yapmış olmaları ise Sanıkların aleyhine olan hususlardır. Sanıkların nazarı -itibara alınan benzeri davalardaki çeklerin tutarı 17.864.000.000. TL' sıdır. Ve bunun herhangibir kısmı şu ana kadar ödenmiş değildir. İşlenen suçlar Güzelyurt bölgesinde bir çok kişiyi tedirgin etmiş ve bölgede geniş çapta huzursuzluk yaratmıştır. Gün ge-çtikçe karşılıksız çek kesme suçları daha da yaygınlaşmaktadır. Ve Mahkemenin kamu menfaatine ağırlık vererek bu suçlara etkin ceza vermesi gerekmektedir. Sanıklara ceza takdir ederken bugüne kadar yerleşmiş cezalandırma ilke ve prensipleri yanında modern -ceza infaz sistemini, cezaların amacının kamu düzeninin korunması yanında suç işlenmesinin caydırıcı ve verilecek cezanın ibret verici olması gerektiğini, keza suçluların ıslahı ilkelerini de gözönünde bulundurarak değerlendirdim. Bu davada öncelikle kamu -menfaatinin korunması gerektiğini yukarıda da belirtmiştim. Kamu menfaatinin korunması ve toplum düzeninin sağlanması amacı ile Sanıklara verilebilecek en uygun ve adil ceza hapislik cezasıdır."

Yargıtay/Ceza 37/96 D.10/96 sayılı kararda modern cezalandır-ma prensiplerine değinilmiştir. Daha sonra verdiğimiz Yargıtay /Ceza 56-57/2001 (D.4/2001) sayılı davada da karşılıksız çek kesme davalarında verilecek ceza üzerinde durulmuştur. Özetlemek gerekirse, Poliçeler Yasasını tadil eden 29/89 sayılı yasanın çek k-esmeyi nakit para ödemeye çok yakın bir işlem haline getirdiği kanısındayız. Çekin karşılığının olmaması suçun oluşması için yeterlidir.Suç işlendikten sonra çekin karşılığının ödenmesi ise en önemli hafifletici nedendir. Önümüzdeki davada bir ödeme olmamı-ştır ve istinafa geldiği halde hala ödeme yapılmamaktadır. Sanıklar avukatı sadece ödeme yapılmamasının kusurunun başka kişilerde olduğunu iddia etmektedir. Mağdur olan kişilerin zararlarının büyüklüğünü de dikkate aldıktan sonra Sanıkların cezasında indir-im yapmayı uygun görmüyoruz. Sanıklarla ilgili kişisel hafifletici nedenleri gözönünde bulundurunca cezayı artırmayı da doğru görmüyoruz.


Bidayet Mahkemesinin Sanıklar aleyhine vermiş olduğu cezayı, keza cezalandırma prensiplerini ve meseleye has olgul-arı dikkate aldığımızda, Sanıkların aleyhine verilen 4'er aylık hapislik cezalarının adaletin tecellisi açısından alenen az veya fahiş bir ceza olmadığı ve müdahalemizi gerektirecek nitelikte ve nicelikte bir hata yapılmadığı görüşünde olduğumuz nedeniyle -yapılan karşılıklı istinafların reddedilmesi gerekir kanaatindeyiz.

Netice itibarıyle her iki istinaf da reddedilir.


Taner Erginel Mustafa H. Özkök Gönül Erönen
Yargıç - Yargıç Yargıç

9 Mayıs 2001











350






Full & Egal Universal Law Academy