Yargıtay Ceza Dairesi Numara 100,13/2016 Dava No 6/2016 Karar Tarihi 20.04.2016
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 100,13/2016 Dava No 6/2016 Karar Tarihi 20.04.2016
Numara: 100,13/2016
Dava No: 6/2016
Taraflar: Burhan Kalın ile KKTC Başsavcılığı arasında
Konu: Sit alanına izinsiz müdahale - Mahkumiyet ve ceza aleyhine istinaf - İyi niyetli hak talebi - Cezalandırmanın amacı - Kamu yararı - Hafifletici sebepler - Cezaların şahsiliği - Yıkım emri - Özel yasa - Genel yasa.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 20.04.2016

-D. 6/2016 Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza No: 100/2015 - 13/2016 (İskele Ceza Dava No: 228/2014)



Yüksek Mahkeme Huzurunda.


Mahkeme Heyeti : Ahmet Kalkan, Gülden Çiftçioğlu, Bertan Özerdağ

Yargıtay/Ceza No:100-/2015 (İskele Ceza Dava No: 228/2014)


İstinaf eden : Burhan Kalın, Dipkarpaz - İskele.
(Sanık)
ile


Aleyhine istinaf edilen : KKTC Başsavcılığı - Lefkoşa.
(Davayı İkame Eden)

-A r a s ı n d a

İstinaf eden namına: Avukat Menteş Aziz
Aleyhine istinaf edilen namına : Savcı Yardımcısı Serhan
Bundak hazır.

Yargıtay/Ceza No: 13/2016
(İskele Ceza Dava No: 228/2014)


İstinaf ed-en : Burhan Kalın, Dipkarpaz-Merkezi Cezaevi-Lefkoşa.
(Sanık)
ile


Aleyhine istinaf edilen : KKTC Başsavcılığı - Lefkoşa.
(Davayı İkame Eden)


A r a s ı n d -a


İstinaf eden namına: Avukat Menteş Aziz
Aleyhine istinaf edilen namına : Savcı Yardımcısı Serhan
Bundak hazır.

İskele Kaza Mahkemesi Yargıcı Cenkay M.İnan'ın 228/2014 sayılı davada, 7.7.2015 tarihinde verdiği mahkumiy-et kararına ve 15.2.2016 tarihinde verdiği ceza takdirine karşı, Sanık tarafından yapılan istinaflardır.


---------------


K A R A R


Ahmet Kalkan: İstinaf Eden/Sanık, aleyhine getirilen 13/2001 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekliyle 60/94 sayılı -Eski Eserler Yasası'nın 2,3,4,11(1),12,46, 50(2) A,C ve Ç maddelerine aykırı, Dipkarpaz bölgesinde bulunan Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilen alana izinsiz müdahalede bulunmak, 18/2012 sayılı Çevre Yasası'nın 2,3,43(3),78,79(1)(f)ve 81. madde-lerine aykırı Özel Çevre Koruma Bölgesi içerisinde ekolojik etki değerlendirmesiyle ilgili olumlu görüş izni olmaksızın inşaat yapmak ve Fasıl 96 Yollar ve Binalar Yasası'nın 2,3(1)b,2(a),20(1)(a),(d),3(a) ve 20(2) maddelerine aykırı ithamnamede tafsilatı -verilen izinsiz yapı inşa etmek suçlarından İskele Kaza Mahkemesi tarafından mahkum edilerek 1. davadan 3 yıl, 3. davadan 6 ay hapislik cezasına çarptırılması, 4. davadan sadece mahkumiyet kaydedilip ceza verilmemesi ve dava konusu 22 adet ahşap bungalov, -1 restoran, tuvalet, duş ve kuyuların yıkılarak ekonomik faaliyetlerinin derhal askıya alınması kararına karşı bu istinafı dosyaladı.

Aleyhine İstinaf Edilen/İddia Makamı, Sanığın beraat ettiği 2. davadan herhangi bir istinaf dosyalamadı.

Bu meselede, m-ahkumiyet kararından sonra, konunun Anayasa Mahkemesine havale edilmesi nedeniyle, mahkumiyet ve ceza takdiri kararları farklı zamanlarda verildiğinden, her iki karara karşı farklı zamanlarda istinaf dosyalanmıştır.

Bu durumu dikkate alarak, biz de mahku-miyet ve cezaya karşı dosyalanan istinafları ayrı ayrı inceleyeceğiz.

Sanık Avukatı, Alt Mahkemenin mahkumiyet kararına karşı 16 istinaf sebebi dosyalamakla birlikte, tüm istinaf sebeplerini tek başlık altında toplamak mümkündür. Buna göre:

"Muhterem Al-t Mahkeme, Sanığı aleyhindeki 1,
3 ve 4. davalardan mahkum etmekle hata etti."


Mahkumiyete ilişkin istinaf başlığını istinaf ihbarnamesindeki istinaf sebepleri altında incelemeye geçmeden önce, bu meselenin olgularında esaslı ihtilaf olmadığı, istinaft-a olgulara yönelik istinaf sebebi ileri sürülmediği, daha ötesi Sanık Avukatının bölgenin konumu ve imzalanan protokol tahtında Sanığın bungalovları tahliye etmeyi reddetmediği beyanı ile, savunmanın esasının Devlet yetkililerinin imzaladıkları protokole -uymadıkları tezi üzerine kurulduğunu dikkate alarak, olgular üzerinde fazla durmamayı uygun bulduk.

Ancak olguları çok kısa bir şekilde özetleyecek olursak:

Sanığın yapımını gerçekleştirdiği 22 adet ahşap bungalov, restoran, tuvalet ve duşların bulundu-ğu alan, 3 Kasım 1995 tarihinde Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı ilan edildi ve bu karar 6 Kasım 1995 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlandı.

Sanık, 1997 yılında kamu görevlisi olduğu için dava konusu Serakinovuno Ormanı içerisinde yer alan taşınmaz malı 13.-2.1997 yılında babası adına devraldı.

Sanık daha sonra kamu görevinden ayrılmakla birlikte, Emare No.19,20,21 Kira Mukaveleler Sanığın babası adına imzalanmış olmasına rağmen, dava konusu alanı Sanık kullanmış ve dava konusu bungalovları, restoran, tuva-let ve duşları yapmıştır.

Emare No.19 Kira Mukavelesi, 1 Şubat 1999-31 Ocak 2003, Emare No.20 Kira Mukavelesi 1 Şubat 2003-31 Ocak 2004, Emare No.21 Kira Mukavelesi ise 1 Şubat 2004-31 Ocak 2005 tarihleri arasındaki dönemi kapsamaktadır.

Sanığın kullan-dığı ve ithamnamede belirtilen bungalovlar ve restoranın yapıldığı taşınmaz mal, 1995 yılında ilan edilen Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı içerisinde yer almaktadır.

Dava konusu 22 adet ahşap bungalov, restoran, tuvalet ve duşlar Şubat 1997 tarihinden sonra- yapılmaya başlanmış olup, 28 Mart 2013 tarihi itibarıyla bu bungalovlardan, yapımı devam eden 4 tanesi dışındakiler tamamlanmış ve çalıştırılır durumda idi.

Dava konusu alana yapılan 22 adet ahşap bungalov, restoran, tuvalet ve duşlar ile ilgili İskele -Kaymakamlığına, Sehir Planlama Dairesine, Eski Eserler ve Müzeler Dairesine, Anıtlar Yüksek Kuruluna herhangi bir izin ve ruhsat için başvuru yapılmadığı gibi, bu makamlardan herhangi bir izin de alınmış değildir.

26.5.2013 tarihinde Sanık ile Tarım ve O-rman Bakanlığı, Orman Dairesi Müdürü arasında, Karpaz Emirnamesi, Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı ve Özel Çevre Koruma Alanı kapsamında bulunan Altın Kum Sahillerinde Orman Dairesinden tarımsal faaliyetler için ve/veya büfe ve duş-tuvalet amaçlı kiralamış ol-dukları arazilerin yıllar itibarıyla dışına çıkarak, izinsiz konaklama üniteleri inşa eden işletmecilerin hiçbir şekilde izinlendirilmesi mümkün olmayan yapılaşmalarının, tüm tarafların hukuki hakları saklı kalmak kaydıyla izinli alanlara kaydırılmalarını -sağlamak maksadıyla, Emare No.22 Protokol imzalandı.

Esaslı olguları bu şekilde özetledikten sonra, istinaf sebeplerini, tarafların iddia ve hukuki argümanlarını inceleyip değerlendirdik.

Sanığın mahkum edildiği 1. davada yer alan Dipkarpaz bölgesinde -bulunan Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilen Altın Kumsal bölgesinde 22 ahşap bungalov, restoran, tuvalet ve duşları yapmak suretiyle Sit Alanına izinsiz müdahalede bulunmak suçlarından Sanığın mahkum edilebilmesi için:

Dava konusu alanın Sit- Alanı ilan edilmiş olması,

Sit Alanı ilan edilmiş alana Müdürlüğün onayı ve izni olmaksızın Sanık tarafından geçici ve kalıcı inşai ve fiziki müdahalelerde bulunduğunun makul şüpheden ari bir şekilde ispatı gerekmektedir.

Suçun unsurları bakımından 1. -davanın ispatlanıp ispatlanmadığını ve mahkumiyet kararının doğru olup olmadığını incelemeden önce, Sanık Avukatının istinafta değindiği üç hususu karara bağlamayı uygun gördük.

Sanık Avukatı istinaftaki hitabında, Alt Mahkeme huzurunda ileri sürülmeyen -bir noktayı öne sürerek, Sanığın müdafaasının Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 8. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, mevcut olgulara göre Sanığın işgal veya Sit Alanına zarar verme niyeti olmadığını, bu nedenle Sanığın iyi niyetli hak talebi ile ya-ptıklarından mahkum edilemeyeceğini ileri sürerek, beraatini talep etmiştir.

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın yürürlükte olan Türkçe tercümesinin 8. maddesi aynen şöyledir:


"İyi Niyetle 8. Bir kişi bir mal ile ilgili olarak işlediği veya işlemeyi
Hak T-alepleri. ihmal ettiği bir fiili, iyi niyetli bir hak talebi ile ve
hile ile başka birisini hakkından yoksun kılmamak
niyetiyle işlediği takdirde, mala ilişkin bir suçtan
cezai sorumluluk- altına girmez."


Sanığın aleyhine getirilen 13/2001 sayılı Yasa ile değiştirilmiş şekliyle 60/94 sayılı Eski Eserler Yasası'nın 11. maddesi, Müdürlük izni olmadan taşınmaz eski eserlere, doğa varlıklarına ve bunların bulunduğu alanlara ve/veya koruma al-anlarına her çeşit geçici veya kalıcı inşai ve fiziki müdahalede bulunmayı, içlerinde veya koruma alanlarında inşaat ve her türlü kazı yapmayı veya herhangi bir amaçla kullanmayı, iskân veya işgal etmeyi, yıkılmalarından veya tahriplerinden ortaya çıkan ma-ddeleri almayı, kullanım biçimini değiştirmeyi, niteliklerini etkileyecek şekil ve surette bölmeyi ve tahriplerine neden olabilecek biçim ve hizmetlerde kullanmayı yasaklamakta ve suç saymaktadır.

Maddenin içeriğinden açıkça anlaşılacağı gibi, bu tür suç-larda niyet unsuru aranmamakta, hangi amaçla olursa olsun, Yasanın 11. maddesine aykırı davrananların suç işleyecekleri öngörülmektedir.

İyi niyetli hak talebi, mal ile ilgili olarak işlenen veya işlenmesi ihmal edilen fiilerde bir müdafaa sebebi olduğun-dan, bunun Alt Mahkemede ileri sürülmesi gerekirdi (Bkz. K.Savva v police, 2 CLR 1973 Sayfa 331). Böyle bir savunma Alt Mahkemede yapılmadığı bir yana, Sanığın itham edildiği suçtan mahkum edilebilmesi için niyet unsuru aranmamaktadır. Sanığın kendi kullan-ımında olan alanda veya çevresinde yapacağı inşaat faaliyetlerinde Sit Alanına müdahale amacı veya niyetinin ne olduğunun önemi olmadığından, bu anlamda Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 8. maddesinin uygulanabilirliği bulunmamakta, Yasanın öngördüğü izin şartını-n yerine getirilip getirilmediğine bakılmaktadır. Bu nedenle, Sanık Avukatının Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 8. maddesine atıfla ileri sürdüğü savunma reddedilir.

Sanık Avukatının istinaf sebeplerine istinaden ileri sürdüğü diğer bir husus, bu meselede özel -yasa niteliğindeki Fasıl 60 Orman Yasası'nın uygulanması gerektiği, Alt Mahkemenin bu hususu göz ardı ederek, 60/94 sayılı Eski Eserler Yasası hükümlerini uyguladığıdır.

Her şeyden önce belirtmek istediğimiz husus, Fasıl 60 Orman Yasası ve 60/94 sayılı E-ski Eserler Yasası'nın birbirlerine karşı özel ve genel yasa nitelikleri olmadığı, her iki Yasanın da genel düzenlemeler içeren genel nitelikli yasalar olduğudur.

Orman Yasası veya başka herhangi bir yasa altında düzenlenen kira veya özel mülkiyet gibi ya-sal statüler, Eski Eserler Yasası'nda aksine bir düzenleme olmadığı müddetçe, Eski Eserler Yasası'nın koyduğu sınırlamalar karşısında ayrıcalık kazandırmaz ve böyle mallar üzerinde yapılacak her türlü faaliyeti, Eski Eserler Yasası ve bu Yasa altında yapıl-an düzenlemeler kapsamından çıkarmaz. Dolayısıyla, konu taşınmaz mallar Fasıl 60 Orman Yasası altında Sanığa kiralansa bile, Sanık bu mülk üzerindeki faaliyetlerinde 60/94 sayılı Eski Eserler Yasası ile getirilen kısıtlamalara veya şartlara uymakla yüküml-ü olduğundan, Sanık Avukatının özel yasa/genel yasa iddiasının ileri gitmesi olanağı yoktur. Kaldı ki, Emare No.19,20 ve 21, Kira Mukavelelerinde kiralanana ek ilave yapılamayacağı, Belediye ve Çevre Koruma Dairesinden gerekli izinlerin alınacağı ile Milli- Park Alanı kurallarına riayet edileceği hükmü yer almış ve Sanık bunu kabul ederek imzalamıştır.

Buna göre, Sanık Avukatının değiştirilmiş şekliyle 60/94 sayılı Eski Eserler Yasası'nın Sanığa uygulanamayacağı iddiasını reddederiz.

Sanık Avukatının i-stinaf sebeplerine istinaden, Alt Mahkemenin Adil Yargılama kurallarına aykırı hareket ettiği, müdafaanın iddialarını değerlerlendirmediği iddialarına gelince:
Alt Mahkemenin mahkumiyet kararı incelendiğinde, her iddiayı teker teker ele aldığı, tarafların -sunduğu şahadete yer verdiği, iddiaları ayrı ayrı incelediği ve her konuyu karara bağladığı anlaşıldığından, Sanık Avukatının bu iddiasını hukuki mesnetten yoksun bulur ve redderiz.

Bu safhada Sanığın 1. davadan mahkumiyetini incelememiz gerekmektedir.
-
Sanığa kiralanan ve üzerinde bungalovların inşa edildiği Emare No.4'te tarifi yapılan alanın, 1995 yılında Resmi Gazete'de yayımlanan Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edildiği, Sanığın konu yerle ilgili imzaladığı Emare No.19,20 ve 21 Kira Mukave-lelerinde belirtilen kiralanan alanın Doğal ve Arkeolojik alan içerisinde bulunduğu ispatlandığından, Alt Mahkemenin, suçun 1. unsuru ile ilgili bulgularında hata bulunmamaktadır.

Sanığın 1. davadan mahkum edilebilmesi için aranan ikinci unsur, Sit Alanı -ilan edilmiş alanda Müdürlüğün onayı ve izni olmaksızın Sanık tarafından geçici ve kalıcı inşai veya fiziki müdahalelerde bulunduğunun ispatının gereğidir.

Sanık Avukatı suçun ikinci unsuru bakımından gerek Emare No.19,20,21 Kira Mukaveleleri gerekse Em-are No.22 Protokol üzerinde çok durdu.

Burada unutulmaması gereken temel nokta, Doğal ve Arkeolojik Sit Alanlarında, mülkün ne şekilde elde edildiğinin önemi olmadığıdır. Mülk miras yolu ile veya satın alınmak suretiyle elde edilmiş tapulu bir mal veya D-evletin herhangi bir birimi veya yetkilisi tarafından kiralanan veya edinilmesinde meşruiyet açısından sorun bulunmayan bir mal olsa dahi, Müdürün veya Anıtlar Yüksek Kurulunun izni olmadan, mal sahibinin veya tasarruf edenin Sit Alanına müdahalede bulunma-sı yasal olarak mümkün değildir.

Kısaca buradaki sorun, malın ne şekilde elde edildiği değil, bulunduğu Sit Alanında mal sahibinin veya tasarruf edenin izinsiz olarak yaptığı geçici veya kalıcı müdahalelerdir. Dolayısıyla, konu Alanın Sanığa Orman Daires-i Müdürlüğü tarafından kiralanmış olmasının önemi olmadığı gibi mezkur Mukavelelerin varlığı yapılan inşaatları izinli kılmamaktadır.

Sanık Avukatının üzerinde çok durduğu ve Sanığın müdahalelerini yasal hale getirdiğini ileri sürdüğü Emare No.22 Protoko-l incelendiğinde, mezkur Protokolün bu anlamda Sanığa herhangi bir hak vermediği görülmektedir.

Emare No.22 Protokolün giriş paragrafında Sanık, Orman Dairesinden tarımsal faaliyetler ve/veya büfe ve duş tuvalet amaçlı kiraladığı arazilerin yıllar itibar-ıyla dışına çıkarak, izinsiz konaklama üniteleri inşa ettiğini ve bunların kaldırılmasını açıkça kabul ettiğinden, Emare No.22 Protokolün, Sanık aleyhindeki 1. dava bakımından lehine değerlendirilmesi mümkün değildir.

Emare No.22 Protokol ile Sanığa yeni- yer bulunması konusunda Devletin yetkili makamlarının yaptığı taahhütün bağlayıcılığı bu davanın konusu olmadığı gibi, Sit Alanına yapılan müdahalelerin devamını yasal hale getirmez.

Mevcut olgular ile Sanığın 1995 yılında Sit Alanı olarak ilan edilmiş -Altın Kumsal sahil bölgesine izinsiz olarak 22 adet bungalov, 1 restoran, tuvalet ve duş yaptığı ispatlandığından, Alt Mahkemenin Sanığı 1. davadan suçlu bularak mahkum etmesinde hata yoktur.

Sanığın mahkum edildiği 3. dava, 18/2012 sayılı Çevre Yasası'n-ın 2,3,43(3),78,79(1)(f) ve 81. maddelerine aykırı olarak Mart 2013'te Dipkarpaz bölgesinde bulunan ve Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilen Altın Kumsal bölgesinde 22 ahşap bungalov, 1 restoran, tuvalet ve duş yapmak suretiyle Özel Çevre Koruma- Bölgesi içerisinde, ekolojik etki değerlendirilmesiyle ilgili olumlu görüş izni olmaksızın inşaat yapmak suçunu içermektedir.

Bu suçun unsurları, Alt Mahkemenin doğru bir şekilde tespit ettiği gibi:

Dava konusu alanın Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edi-lmiş ve biyolojik çeşitlilik ağı içerisinde yönetim planının kapsadığı bölge olması;
Özel Çevre Koruma Bölgesi ilan edilmiş veya biyolojik çeşitlilik ağı içerisinde yönetim planının kapsadığı alana Çevre Koruma Dairesinden etki değerlendirmesiyle ilgili ol-umlu görüş alınmaksızın Sanık tarafından inşaat yapılmasıdır.

18/2012 sayılı Çevre Yasası'nın 42. maddesine göre, Özel Çevre Koruma Bölgeleri belirlenir ve ilgili Bakanlığın önerisi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından ilan edilir.

Aynı maddenin (2). fık-rasına göre, Özel Çevre Koruma Bölgeleri biyolojik çeşitlilik ağı içerisinde yer alır ve bu Yasada belirtilen özel çevre ve koruma bölgeleri ile ilgili tüm kurallar ve koşullar geçerlidir.

18/2012 sayılı Çevre Yasası ile yürürlükten kaldırılan 21/1997 sa-yılı Çevre Yasası'nın yürürlükte olduğu dönemde Bakanlar Kurulu, 20 Mayıs 2007 tarihinde K-II 1056-2007 No.lu bir karar alarak, bu kararı 11.6.2007 tarihinde, Resmi Gazete'nin 102. sayısının Ek IV'nin 736. sayfasında yayımladı. Karara göre, Bern Konvansiyo-nu ve Flora Fauna'nın Korunması Emirnamesi uyarınca, koruma altına alınan ekli haritada yeşil renkle sınırlanarak belirlenmiş bölgenin özel koruma bölgesi olarak ilan edilmesine karar verildi.

18/2012 sayılı Çevre Yasası'nın 83. maddesi, bu Yasanın yürür-lüğe girdiği tarihten itibaren başlayarak, yapılan işlemlere halel gelmeksizin eski Çevre Yasası'nı yürürlükten kaldırdı.

Mevcut duruma göre, 18/2012 sayılı Çevre Yasası'nda özel koruma bölgelerini ilan etme yetkisi 42. madde altında Bakanlar Kuruluna ve-rildiğinden ve Yasanın 83. maddesi altında yürürlükten kaldırılan Çevre Yasası'nda aynı yetkiye sahip Bakanlar Kurulu tarafından yapılan işlemler yürürlükte kaldığından, 11 Haziran 2007 tarihinde ilan edilen Çevre Koruma Bölgesinin halen yürürlükte olduğun-a şüphe yoktur.

Alt Mahkemenin bulgularına göre Sanığın, konu bölgede 28 Mart 2013 tarihinde yapımı devam eden 4 adet bungalovu Çevre Koruma Dairesinden ekolojik etki değerlendirilmesiyle ilgili olumlu görüşünü almadan inşa etmeye başlamıştır. Geriye kal-an 18 adet bungalov ise Şubat 1997 yılından sonra inşa edilmiştir.

Mevcut olgulara göre, 2007 yılında Çevre Koruma Bölgesi İlanından sonra Sanık, bölge içerisinde gerekli izni almadan 4 adet bungalov inşaatına başladığından, diğer bungalovların 2007 yılı-ndan önce inşa edilmiş olması Sanığın aleyhindeki 3. davadan mahkum edilmesine engel teşkil etmemektedir. Mevcut olgulara göre, Sanığın Özel Çevre Koruma Bölgesine izinsiz olarak müdahale ederek 4 adet bungalov inşa ettiği kanıtlandığından, aleyhindeki 3. -davadan mahkum edilmesinde hata yoktur.

Sanığın itham edildiği 4. dava, Fasıl 96 Yollar ve Binalar Yasası'na ve Karpaz Emirnamesi'ne aykırı bir şekilde, Mart 2013'te Dipkarpaz bölgesinde bulunan Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı olarak ilan edilen Altın Kums-al bölgesinde yetkili makamdan izin almaksızın inşaat yapmak suçunu içermektedir.

Sanığın 4. davadan mahkum edilebilmesi için yetkili makamdan ruhsat alınmaksızın inşaat yaptığının makul şüpheden ari bir şekilde ispatı gerekmektedir.

Sanık Avukatının ist-inaf sebeplerinde ileri sürdüğü temel argüman, yetkili makamın Dipkarpaz Belediye Meclisi olduğudur.

Alt Mahkemenin yetkili makam ile ilgili bulgusu aynen şöyledir.

"Hem şahadet, hem Fasıl 96 hem de 60/94 sayılı Yasadan da
görüleceği gibi, inşai ve fiz-iki müdahalenin taşınmaz eski eseri ilgilendirmesi veya bu faaliyetin taşınmaz eski eserin belirlenen koruma alanı içinde bulunması durumlarında, Anıtlar Yüksek Kurulunun izninin alınması esastır. Keza yine hem şahadet ve mezkur Yasadan da görüleceği üzere- İmar Yasası ve/veya Yollar ve Binaları Düzenleme Yasası kuralları uyarınca planlama onayı ve/veya inşaat izni için Planlama Makamına ve/veya Belediye ve Kaymakamlıklara yapılan başvurular, Anıtlar Yüksek Kurulu kararı esas alınarak sonuçlandırılır ve taşı-nmaz eski eserleri ilgilendiren ve/veya taşınmaz eski eser kapsamı alanı içinde tasarlanan ancak hakkında Anıtlar Yüksek Kurulu tarafından alınan kararda belirtilen usul ve esaslara göre gerçekleştirilmeyen projelere ve/veya yapılara Nihai Onay Belgesi ver-ilmez. Başka bir ifade ile dava konusu alanda inşaat veya yapı yapmak için öncelikle Şehir Planlama Dairesine başvurulması, Şehir Planlamanın da ilgili dairelerde yani Çevre Dairesi ve Eski Eserler ve Müzeler Dairesinden görüş ve izin alıp, İskele Kaymakam-lığına bildirmesi gerekir. İlgili Dairelerden olumlu görüş ve izin gelmesi halinde, İskele Kaymakamlığı'nın inşaat ruhsatı için yetkili makam olup inşaat ruhsatı verebilir."


Dipkarpaz Belediyesinin İskele Kaymakamlığı hudutları dahilinde bulunan bir taşr-a belediyesi olduğunu dikkate aldığımızda, Alt Mahkemenin, İddia Makamı Tanığı No.2 Ahmet Cenk Musaoğulları'nın İskele Kaza Mahkemesi sıfatıyla verdiği şahadeti doğru değerlendirdiği gibi, Doğal ve Arkeolojik Sit Alanında bulunan dava konusu bölgede Anıtla-r Yüksek Kurulunun ve belirtilen diğer dairelerin izninin alınması gerektiğinden, Alt Mahkemenin izinsiz inşaatlara konu tarihlerde yetkili makamın İskele Kaymakamlığı olduğuna ilişkin bulgusunda hata yoktur.

İspatlanan olgulara göre Sanığın dava konusu i-nşaatlar için izin almadığı, izin almak için müracaat etmediği ispatlandığından, 4. davadan mahkumiyetinde hata yoktur.

Yukarıdakiler ışığında, Sanığın mahkumiyetine ilişkin Yargıtay/Ceza 100/2015 sayılı istinafının reddi gerekmektedir.

Alt Mahkemenin C-eza Takdirine ilişkin kararına gelince:

Sanık, Alt Mahkemenin ceza kararına karşı dosyaladığı 13/2016 sayılı istinafla 13 istinaf sebebi ileri sürmüştür.

Bu istinaf sebeplerini 2 başlık altında incelemek mümkündür:

Sanığın 1. davadan 3 yıl, 3. davadan- 6 ay hapislik cezasına çarptırılması aşikâr surette fahiş ve hatalıdır.
Muhterem Alt Mahkeme, bungalovların 1 ay içerisinde yıkılmasına emir vermekle hata etti.

Alt Mahkemenin ceza takdiri ile ilgili kararı incelendiğinde, Mahkeme, Sanığa verilecek ce-zanın türünü hapislik olarak takdir ederken, Sanığın dava konusu alanın Doğal ve Arkeolojik Sit Alanı ve Özel Çevre Koruma Bölgesi ve Emirname Bölgesi olduğunu bilmesine rağmen, Daire ve Kurumlardan izin almamasını, müracaatta bile bulunmadan bilerek ve is-teyerek bungalovların yapımını geliştirerek büyütmesini, kurallara riayet etme gereğini duymamasını ağırlaştırıcı faktör olarak değerlendirmiş; gelecek nesillere olan sorumluluk bilinci içerisinde, Doğal Varlık ve Arkeolojik Sit Alanlarına saygı göstermeye-nlere caydırıcı ve ibret verici olması bakımından, dünyanın doğal varlık ve arkeolojik olarak sayılı güzel yerlerinden biri olan Altın Kumsala zarar vermemiş bireylerin ve gelecek nesillerin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını tehlikeye atan dav-ranışı cezalandırma bakımından Sanığa hapislik cezası verilmesi gerektiği sonucuna ulaşmıştır.

Mahkemenin, çevrenin ve doğal varlıklarımızın korunması için buralara zarar verici fiilleri yapanlara ceza takdir ederken kamu yararını öne çıkarması doğru bir- yöntemdir. Hiç kimsenin halka ait olan ve gelecek nesillere devretme yükümlülüğümüz bulunan yerleri keyfi bir şekilde ve ekonomik amaçları için kullanma hakkı yoktur.

Alt Mahkeme, mevcut olgular ve serdettiği prensipler ışığında, Sanığa hapislik cezası v-erilmesi gerektiğini takdir ederken hata etmemiştir.

Bununla beraber Alt Mahkemenin, Sanığa 1. davadan 3 yıl, 3. davadan 6 ay süreyle hapislik cezası verirken hapislik süreleri ile ilgili gerekçesini eksik bıraktığını, hafifletici sebeplerin yeterince d-eğerlendirilmediğini ve Sanığın suçun işlenişindeki rolünü değerlendirirken, kullandığı araziler ile ilgili mukaveleyi üç kez uzatan, Sanıkla protokol imzalayan Devlet yetkililerinin tutum ve davranışlarını yeterince değerlendirmediğini müşahade ettik.

B-u meselede, Sanığın suçun işlenişindeki rolünü değerlendirirken, bazı Devlet görevlilerinin özensiz davranışlarını, bina mühürlerinin zamanın bölge
Kaymakamı tarafından kırılmasını göz ardı edemeyiz.

Sanığın benzeri sabıkası olmadığını, ailevi durumunu,- konu bungalovların yıkılması ile Sanığın ekonomik yaşamında meydana gelecek değişiklikleri dikkate aldığımızda, cezaların şahsiliği prensibi ışığında, uzun bir hapislik süresinin sadece Sanığı değil ailesini de etkileyeceği açıktır.

Özellikle Emare No.2-2 Protokol imzalanmamış ve Sanık bungalovları kaldırmayı kabul ettiğini beyan etmemiş olsaydı, cezaya müdahalede çok çekingen davranabilirdik. Keza, bu suçun işlenmesinde, Alt Mahkemenin saptadığı Devletin yetkili makam ve kurumlarının ihmal ve müsamahasın-ı dikkate aldığımızda, Sanığa takdir edilen cezanın müdahalemizi gerektirecek kadar fazla olduğu sonucuna ulaşmak kaçınılmazdır.

Bu davanın olguları çerçevesinde eşsiz Altın Kumsal Sahiline tamiri imkansız zarar verilmediğini dikkate aldıktan ve Sanığın- Emare No.22 Protokolü imzalayarak yapılan inşaatları kaldırmayı kabul ettiğini göz önünde bulundurduktan sonra, Sanığın bugüne kadar çektiği hapislik süresinin yeterli olacağına kanaat getirdik. Alt Mahkemenin de kabul ettiği gibi, Sanığın bu suçu işlemes-inde bazı Devlet yetkililerinin tutum ve davranışlarının büyük rol oynadığını göz ardı edip Sanığa uzun süreli hapislik cezası vermenin kamu vicdanını rahatsız edecek nitelikte ağır bir ceza olacağı aşikârdır. Böyle bir sonuç ise cezalandırmanın amacı ile -bağdaşmaz.

Bu gerçekler ışığında, Sanığa takdir edilen cezanın müdahalemizi gerektirecek kadar fazla olduğu açıktır.

Buna göre, 13/2016 sayılı istinafın 1. başlık altında ileri sürülen istinaf sebepleri kabul edilir.


Alt Mahkemenin davaya konu 22 bu-ngalov ve izinsiz inşa edilen 1 restoran, tuvalet, duş, kuyular ile ilgili verdiği yıkım kararı ve buradaki ekonomik faaliyetlerin askıya alınması ile ilgili kararı Eski Eserler Yasası'nın 50(2)(6) ve 18/12 sayılı Çevre Yasası'nın 81(4) maddesinin sonucu o-lduğundan hatalı değildir. Bu sonuca göre, 13/2016 sayılı istinafın 2'inci başlık altında ileri sürülen istinaf sebepleri reddedilir. Sanığın hapiste olduğu sürede Mahkeme emrini yerine getirme olanağı olamayacağını değerlendirdikten ve Emare No.22 Protoko-lde Devletin ilgili makamlarının taahhütünü dikkate aldıktan sonra, yıkım süresini 2 ay uzatmayı ve yıkım masrafları ile ilgili emir vermemeyi uygun bulduk.

Yukarıdakiler ışığında, Sanığın ceza takdirine yönelik istinafının kısmen kabul edilmesi gerekmek-tedir.

Netice itibarıyla:

Mahkumiyet aleyhine dosyalanan 100/2015 sayılı istinafın reddine;
Ceza takdiri aleyhine dosyalanan 13/2016 sayılı istinafın kısmen kabulüne. Buna göre:

Sanığa 1. davadan verilen 3 yıl hapislik süresinin 2 aya, 2. davadan ve-rilen 6 ay hapislik cezasının 1 aya düşürülmesine;
Hapislik cezalarının mahkumiyet tarihinden itibaren başlamasına ve birlikte çekilmesine;
Dava konusu alandaki 22 bungalov, restoran, tuvalet, kuyular ve duşların Sanık tarafından bugünden itibaren 2 ay içe-risinde yıkılarak kaldırılmasına, yıkılmaması halinde 60/94 sayılı Eski Eserler Yasası'nın 50(2)(Ç) maddesi altında bölge Kaymakamlığı tarafından yıkılmasına;
18/2012 sayılı Çevre Yasası'nın 81. maddesinin 4. fıkrası tahtında ithamnameye konu tesisteki ek-onomik faaliyetlerin derhal durdurulmasına ve ilgili tesisin kapatılmasına;
KARAR verilir.



Ahmet Kalkan Gülden Çiftçioğlu Bertan Özerdağ
Yargıç Yargıç Yargıç


20 Nisan, 2016











18






Full & Egal Universal Law Academy