Yargıtay Ceza Dairesi Numara 10 ve 15/2013 Dava No 1/2014 Karar Tarihi 31.01.2014
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Ceza Dairesi Numara 10 ve 15/2013 Dava No 1/2014 Karar Tarihi 31.01.2014
Numara: 10 ve 15/2013
Dava No: 1/2014
Taraflar: Özlem Tütüncü ile KKTC Başsavcısı arasında
Konu: Ceza aleyhine istinaf - Trafik kazası neticesi ölüme neden olma suçunda ceza takdiri - Sanığa muhtelif hapislik cezaları verilmesi - Sanığın cezanın alenen fahiş olduğu gerekçesiyle, Savcılığın ise cezaların alenen az olduğu gerekçesiyle istinaf dosyalamaları - İstinafların birleştirilmesi - Sanığın istinafının reddedilmesi - Savcılığın istinafının kısmen kabul edilerek, Sanığın mahkum edildiği 1. davadan hapislik cezasının hitam bulduğu tarihten itibaren 1 yıl süre ile sürüş ehliyeti sahibi olmaktan men edilmesi.
Mahkeme: Yargıtay/ceza
Karar Tarihi: 31.01.2014

-D. 1/2014

Birleştirilmiş
Yargıtay/Ceza 10/2013 ve 15/2013
(Lefkoşa Ağır Ceza No: 279/2011)
Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti:Şafak Öneri, Narin F. Şefik, Hüseyin Besimoğlu.



Y-argıtay/Ceza 10/2013
(Lefkoşa Ağır Ceza No: 279/2011)

İstinaf eden: Özlem Tütüncü, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa
(Sanık)

-ile-

Aleyhine istinaf edilen: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
(Davayı ikame eden)


- A r a s ı n d a.


İstinaf eden namına: Avukat Boysan Boyra
Aleyhine istinaf edilen namına: Kıdemli Savcı Ahmet Varol


Yargıtay/Ceza 15/2013
(Lefkoşa Ağır Ceza No: 279/2011)


İstinaf eden: KKTC Başsavcısı, Lefkoşa
(Dav-ayı ikame eden)

-ile-

Aleyhine istinaf edilen: Özlem Tütüncü, Merkezi Cezaevi, Lefkoşa
(Sanık)


A r a s ı n d a.

İstinaf eden namına: Kıdemli Savcı Ahmet Varol
Aleyhine istinaf edilen namın-a: Avukat Boysan Boyra




Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Bahar Saner, Kıdemli Yargıç Nüvit Gazi ve Yargıç Musa Avcıoğlu'nun 279/2011 sayılı davada 17.1.2013 tarihinde verdikleri karara karşı Başsavcılık ve Sanık tarafından yapılan istinaflardır.


---------------


H Ü K Ü M


Şafak Öneri: İşbu istinafta, Mahkemenin hükmünü, Sayın Yargıç Hüseyin Besimoğlu okuyacaktır.

Hüseyin Besimoğlu: Sanık, 13.3.2010 tarihinde saat ö.e 07:00 raddelerinde, HE 016 plakalı Honda Fit Area marka aracı ile Güzelyurt- Lef-koşa anayolu üzerinde, Lefkoşa'ya doğru seyir halinde iken, Şahinler köyü girişinde viraja girdiğinde, yolun sağına geçmesi sonucu, o esnada karşı istikametten kendi şeridinde hareket halinde olan Aydın Ballı'nın kullanımında olan BH 730 plakalı araca, dah-a sonra ise Tanem Siperci'nin kullanımında olan JK 238 plakalı araca çarpmak suretiyle bir trafik kazasına neden oldu ve bu kaza sonucunda BH 730 plakalı araçda yolcu olarak bulunan Tolga Ballı aldığı yaralardan ötürü vefat etti.

Bu trafik kazası nedeniy-le Sanık, Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesinde, 279/2011 sayılı davada: 1. cezai suç teşkil edecek ihmal derecesine varmayan tedbirsizlikle sürüp bir şahsın ölümüne sebep olmak, 2. gerekli dikkat ve ihtimamı göstermeksizin kaza yapmak, 3. kanında 50 mlg.den fazl-a etil alkol olduğu halde motorlu araç kullanmak, 4. aşırı yorgunluk nedeniyle güvenlik içinde kullanma yeteneği azalmış olduğu halde motorlu araç kullanmak, 5. insan hayatını tehlikeye koyabilecek bir süratte motorlu araç kullanmak, 6. ihtiyatsızca, acele- ile ve halka tehlike teşkil edecek şekilde motorlu araç kullanmak, 7. virajda süratını salim bir hadde indirmeden motorlu araç kullanmak, 8. motorlu araç sürerken mümkün mertebe yolun solunu tutmamak, 9. emniyet kemeri takmamak, 10. yanındaki yolcunun emn-iyet kemeri takmadan seyahat etmesine müsaade etmek suçları ile itham edildi.

Sanık, aleyhindeki tüm ithamları kabul etti.

Alt Mahkeme, İddia Makamının olgularını ve Savunmanın argümanlarını tezekkür ettikten sonra, Sanığı, 1. davadan 30 ay, 3. davadan- 6 ay, 4. davadan 6 ay, 5. davadan 6 ay, 7. davadan 6 ay, 8. davadan 6 ay, 9.davadan 1 ay, 10. davadan 1 ay süre ile hapse mahkum etti. 2 ve 6. davalar, 1. davanın olgularından neşet ettiği için Mahkeme bu davalardan mahkumiyet dışında ceza takdir etmedi.
-
Sanık, Alt Mahkemenin, 5 ve 7. davalarla ilgili verdiği mahkumiyet ve diğer davalarla ilgili verdiği hapislik cezalarının fahiş olduğu nedenleriyle Y/C 10/2013 sayılı istinafı dosyaladı.

İddia Makamı, Alt Mahkemenin Sanığa takdir ettiği hapislik cezal-arının alenen az olduğu ve Sanığa sürüş ehliyeti ile ilgili ceza takdir edilmediği için Y/C 15/2013 sayılı istinafı dosyaladı.

Her iki istinaf da birleştirilerek dinlendi.

Yargıtay/Ceza 10/2013 sayılı istinafta, İstinaf Eden, 7 istinaf sebebi ileri sü-rmüş olmakla birlikte, istinafın duruşmasında, istinaf sebeplerini 2 başlık altında toplamış ve 4. istinaf sebebini ve 3. istinaf sebebinin 10. satırından sonraki istinaf gerekçelerini geri çekmiştir. İstinaf sebepleri aşağıdaki gibidir:

Alt Mahkeme Sanığ-a ceza takdir ederken, Sanığın lehine olan hafifletici sebepleri gerektiği gibi incelememiş, kazada methaldar olan araçların katkısal kusurunu dikkate almamış ve yasal mevzuatı hatalı uygulayarak Sanığa fahiş ceza takdir etmiştir.
Alt Mahkemenin Sanığa 1. -dava ile ilgili takdir ettiği 30 ay hapislik cezası alenen fahiştir.

Yargıtay/Ceza 15/2013 sayılı istinafta, İstinaf Eden, 2 istinaf sebebi ileri sürmüştür. İstinaf sebepleri aşağıdaki gibidir:

Davanın tüm olguları, suçun niteliği, kazanın oluş şekli ve -neticeleri, müteveffanın ve aracının kazada hiçbir katkısal kusurunun olmaması ve Yüksek Mahkeme içtihat ve prensipleri nazarı dikkate alındığında Muhterem Ağır Ceza Mahkemesi birinci davadan Sanığa 30 ay hapis cezası vermekle suçun vahameti ve neticeleri -ile orantılı olmayacak şekilde aşikâr surette az ceza vermiştir.
Muhterem Bidayet Mahkemesi, Sanığı aleyhindeki tüm davalardan suçlu bulup mahkum etmesine rağmen, suçların vahameti ve neticesi ile orantılı sürüş ehliyeti ile ilgili herhangi bir ceza ve/vey-a karar vermemekle hatalı hareket etmiştir.


İNCELEME


Yargıtay/Ceza 10/2013 sayılı istinafın duruşmasında, İstinaf Eden, 2; 3; 4; 5; 6; 7; 8; 9 ve 10. davalarda, Sanığa takdir edilen cezaların fahiş olduğu konusunda herhangi bir argüman ileri sürmemekl-e birlikte, Alt Mahkemenin, Sanığın lehine olan hafifletici sebepleri gerektiği gibi dikkate almadığını, kazaya methaldar olan araç sahiplerinin katkısal kusurunun incelenmediğini, yasal mevzuatın hatalı değerlendirildiğini, bu sebeple Sanığa 1. dava ile i-lgili 30 ay süreli fahiş bir ceza takdir etmekle hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Yargıtay/Ceza 15/2013 sayılı istinafta, İstinaf Eden,1. dava için, Sanığa takdir edilen hapislik cezasının aşikar surette az olduğunu, Sanığa sürüş ehliyeti ile ilgili cez-a takdir etmemekle, Alt Mahkemenin hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Ölümle sonuçlanan trafik kazalarının her geçen gün artarak devam ettiğini ve bir türlü önüne geçilemediğini devamlı gözlemlemekteyiz.

Birçok içtihadi kararda, bu tür suçları işleyenler-e etkin ve caydırıcı cezalar verilmesi gerektiği ifade edilmesine ve buna uygun olarak, suçların vahameti ile orantılı cezalar verilmesine karşın, maalesef bu tür suçların önüne bir türlü geçilememektedir.

Fasıl 154 Ceza Yasası'nın 210. maddesine ayk-ırı, dikkatsiz araba sürüp ölüme neden olma 7 yıla kadar hapisliği öngörmektedir.

Bu nedenle, ölümle sonuçlanan trafik kazalarında, suç işleyenlere, bu tür suçların yaygın olduğu dikkate alınıp, caydırıcı olması açısından, kamu menfaati gereği hapislik c-ezası verilmelidir. Hapislik cezasının süresi ise, her meselenin kendi özel olguları içinde değerlendirilmelidir.


İstinafa konu dava zabıtlarına göre, trafik kazası, 13.3.2010 tarihinde, saat 07.00 raddelerinde, Güzelyurt-Lefkoşa anayolunda, Lefkoşa'ya- doğru, Şahinler köyü girişinde meydana gelmiştir. Kaza mahallinde asfalt yolun yüzeyi düz ve kuru olup gündüz vakti idi. Hava açık, yol tek gidiş geliş olarak düzenlenmiş, gidiş ve gelişi ayıran yol ortasında kesik kesik beyaz çizgi bulunmakta idi. Kaza m-ahallinde 65 km sürat tahdidini gösteren trafik levhası mevcuttu.

Sanık, 13.3.2010 tarihinde, saat 07.00 raddelerinde Güzelyurt-Lefkoşa anayolu boyunca, HE 016 plakalı salon aracı, 100 mlg. alkollü içki tesiri altında, aşırı yorgunluk nedeni ile güvenlik- içinde kullanma yeteneği azalmış olduğu halde ve süratli bir şekilde ve emniyet kemeri takmadan, araçta Çisem Kanara'nın yolcu olarak bulunduğu esnada, ihtiyatsızca, acele ile ve halka tehlike teşkil edecek şekilde, Şahinler köyü girişinde, yolun sağa vir-ajlanan kısmına geldiğinde, süratini salim bir hadde indirmeyip dikkatsiz bir şekilde yolun sağına geçmesi sonucu, o esnada karşı istikametten gelip, Güzelyurt istikametine doğru seyreden ve araçta müteveffa Tolga Ballı ve Ahmet Ballı'nın yolcu olarak bulu-nduğu, Aydın Ballı'nın yönetimindeki BH 730 plakalı salon aracın sağ ön kısmına, aracın sağ ön köşesi ile şiddetli bir şekilde çarpmış, çarpmanın etkisiyle, HE 016 plakalı aracın sağ ön tekerleği kopmuş, duramayıp 27 metre sürüklenmiş, BH 730 plakalı aracı-n arkasında seyir halinde olan Tanem Siperci yönetimindeki JK 238 plakalı salon aracın sağ arka tampon kısmına sol kısmı ile çarpıp durmuştur.

Kaza sırasında BH 730 plakalı araçta yolcu olarak bulunan Tolga Ballı, olay yerinde vefat etmiştir. Aynı araçta- yolcu olarak bulunan Ahmet Ballı ile araç sürücüsü yaralandığı için Lefkoşa Devlet Hastahanesine kaldırılmıştır.

Kazadan dolayı Aydın Ballı'nın, sol 1/9 diotel ulsa kırığı, sol 5. metacerp açık kırığı, cervical C5 vcerteben kırığı, sol kol yarıdan dirse-k alçı yapılmış, boyun korsesi verilmiş, Aydın Ballı kendi isteği ile 14.3.2010'da taburcu edilmiştir.

Ahmet Ballı'nın trafik kazası sonrası sağ uyluk ve sol cruriste ağrı, saçlı deride kesi şikayetiyle acil servise başvurmuş, hasta, nöbetçi Beyin Cerrahi-si ve Genel Cerrahi tarafından konsülte edilmiş, X ray sağ kollum femoris kırığı sağ femur diafiz kırığı, hastanın sağ femur suprakondiler bölgeden iskelet traksiyonu uygulanmış daha sonra intramodüler çivi ile osteosentez yapılmış ve 01.04.2010'da taburcu- edilmiştir.

Tanem Siperci ve Çisem Kanara'da herhangi bir patalojik bulguya rastlanmamıştır. Kazadan mütevellit Sanığın da vücudunda muhtelif cilt sıyrıkları ve kızarıklıklar olmuş ve herhangi bir patalojik bulguya rastlanmamıştır.

Sanığın 100 mlg. alk-ollü içki tesiri altında olduğu, Sanıktan alınan kan muayenesinden tespit edilmiştir.

Alt Mahkeme, sunulan olguları ve tarafların argümanlarını değerlendirdikten sonra, Sanığın, alkollü içki tesiri altında uykusuz, aşırı yorgunluk nedeniyle güvenlik için-de kullanma yeteneği azalmış olduğu halde ve süratli bir şekilde, ihtiyatsız ve acele ile ve halka tehlike teşkil edecek şekilde araç kullandığını dikkate aldıktan sonra, Sanığın sosyal durumunu ve lehine olan tüm hususları değerlendirmiş ve Sanığı, 1. dav-adan 30 ay, 3. davadan 6 ay, 4. davadan 6 ay, 5. davadan 6 ay, 7. davadan 6 ay, 8. davadan 6 ay, 9.davadan 1 ay ve 10. davadan 1 ay süre ile hapse mahkum etmiş, 2 ve 6. davalar 1. davanın olgularından neşet ettiği için bu davalardan mahkumiyet dışında ceza- takdir etmemiştir.

Bir Sanığa, mahkum edildiği suçtan ne tür bir ceza verileceği, davayı dinleyen alt mahkemenin takdirindedir. Alt mahkeme, ceza saptarken dikkate alması gereken bir hususu dikkate almadığı veya dikkate almaması gereken bir hususu -dikkate aldığı durumlar dışında Yargıtay, kolay kolay alt mahkemenin ceza takdirine müdahale etmez, ancak alt mahkeme cezalandırmada doğru ilkeleri dikkate aldığını ifade etmesine rağmen, cezanın aşikâr surette fahiş veya aşikâr surette yetersiz görüldüğü- durumlarda Yargıtay, cezaya müdahale etmekten kaçınmaz.

Huzurumuzda birleştirilerek dinlenen istinaflara konu davalarda, Alt Mahkemenin, Sanığa ceza takdir ederken, Sanık lehine dikkate alması gereken tüm hafifletici ve ağırlaştırıcı sebepleri dikkate- aldığı, suçun mahiyetini ve ağırlığını suçla ilgili olguları dikkatle incelediği anlaşılmaktadır. Keza ceza takdir ederken, mahkumiyete konu suçlardaki artışın da göz önünde tutulduğu görülmektedir.

Sanık Avukatı, müteveffanın yolcu olarak bulunduğu ve -Ahmet Ballı'nın kullanımında olan BH 730 plakalı aracın çok eski ve 2005'ten beri muayenesinin yapılmamış olduğunu, fren sisteminin tutmamış olduğunu, bu nedenle BH 730 plakalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde katkısal kusuru olduğunu, ancak Al-t Mahkemenin bu hususu dikkate almadan Sanığa ceza takdir etmekle hatalı olduğunu iddia etmektedir.

Ölümle sonuçlanan bir trafik kazasında, kazaya sebebiyet verenlerin katkısal kusurlarının ceza takdirinde dikkate alındığı bilinen bir gerçektir.

Alt M-ahkeme, bu hususu incelemiş ve BH 730 plakalı aracın kazanın oluşumuna katkı koyacak bir trafik kuralı ihlali yapmadığını dikkate alıp, BH 730 plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda herhangi bir katkısı olmadığı, kazanın oluşumunda tüm kusurun Sanıkt-a olduğu bulgusunu yapmıştır.

İstinafa konu davanın olgularına göre, Sanık, 13.3.2010 tarihinde, HE 016 plakalı aracı kullanırken, Şahinler köyü girişinde olan viraj kısmına geldiğinde, yolun solundan sağına geçmiş ve o esnada kendi istikametinde seyir h-alinde olan BH 730 plakalı araç ile çarpışmak suretiyle, kazanın meydana gelmesine sebebiyet vermiştir.

İstinafa konu davanın olgularına bakıldığında, BH 730 araç sürücüsünün trafik ihlalinde bulunduğu veya aracın fiziki durumu nedeni ile trafik kura-lı ihlali yaptığı ve kazanın bu nedenle meydana geldiği ilgili bir iddia yoktur.

İstinafa konu trafik kazasının meydana geliş şekli dikkate alındığında, BH 730 plakalı aracın fiziki durumu nedeni ile BH 730 plakalı araç sürücüsünü kusurlu bulmak imk-ansızdır.

Sanık, alkollü içki tesiri altında, uykusuz ve yorgun bir şekilde süratli araç kullandığı için yolun solundan sağına geçmiş ve o esnada aracı ile kendi şeridinde seyir halinde olan BH 730 plakalı araca çarpmak suretiyle kaza meydana gelmişt-ir. BH 730 plakalı araç sürücüsü kendi şeridinde trafik kuralı ihlali yapmadan seyir halinde olduğu için, aracın, eski ve muayenesiz olduğunu ileri sürüp, kazanın oluşumunda bir katkısı olduğu söylenemez.

Tüm söylenenleri dikkate aldığımızda, Sanık -Avukatının söylediklerine itibar etmeyiz.

Yukarıdaki nedenlerle, Alt Mahkemenin, BH 730 plakalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda katkısal kusuru olmadığı ve tüm kusurun Sanıkta olduğu ile ilgili bulgusu hatalı olmamıştır.

Ülkemizde ölümlü trafi-k kazalarının artmakta olduğu ve özellikle alkollü içki tesiri altında araç kullanmak suretiyle ölüme sebebiyet vermenin toplumda infial yarattığı bilinen bir gerçektir. İddia Makamına göre de 2011 yılında 37, 2012 yılında 22 ve 2013 yılında eylül ayına ka-dar 28 ölümlü trafik kazası meydana gelmiştir. Bu nedenle, kamu yararı dikkate alındığında bu gibi suçları işleyenlere etkin ve caydırıcı cezalar verilmesi gerektiği görüşündeyiz.

İstinafa konu dava ile ilgili tüm olguları ve kamu menfaati dikkate alınd-ığında, Sanığa verilen 1. davadaki 30 ay süreli hapis cezası fazla değildir. Bu davayı dinleyen Mahkeme olsa idik, daha fazla cezaya hükmetme eğiliminde olmayı düşünebileceğimize rağmen, dava ile ilgili tüm olguları ve Alt Mahkemenin de dikkate aldığı Sanı-k lehine olan hafifletici nedenleri göz önünde bulundurarak, verilen cezanın artırmamızı gerektirecek boyutta olmadığına karar veririz.

İddia Makamı adına bulunun Savcı, ölümlü trafik kazalarında cezaya ilaveten Sanığın sürüş ehliyeti ile ilgili cez-a takdir edilmesi gerektiğini, Alt Mahkemenin Sanığa hapislik cezası vermesine rağmen, ehliyeti ile ilgili ceza vermediğinden, Alt Mahkemenin de hatalı olduğunu iddia etmiştir.
Fasıl 154 madde 210 aynen şöyledir:

210. Her kim, tedbirsizlik sonucu veya ağı-r ihmal teşkil etmeyen aceleci veya dikkatsiz bir eylem sonucu istemeden veya kasti olmadan başka birinin ölümüne neden olursa, bir suç işlemiş olur ve mahkumiyeti halinde 5.000.000.000 ( Beş Milyar Türk Lirası)'na kadar para cezasına veya yedi yıla kadar- hapis cezasına veya her iki cezaya birden çarptırılabilir.

Yukarıdaki suç herhangi bir araç sürücüsü tarafından işlendiği durumda, Mahkeme ayrıca yukarıda belirtilen cezalara ek olarak araç sürücüsünü belli bir süreyle veya süresiz olarak sürüş ehliyeti -sahibi olmaktan men edebilir. Hakkında böyle bir suçla ilgili olarak soruşturma veya kovuşturma başlatılan bir kişi en geç beş gün içerisinde mahkeme huzuruna çıkarılır ve böyle bir kişinin sürüş ehliyetine, dava neticeleninceye kadar mahkemece el konabili-r."

Görüldüğü gibi, madde 210. altında bir suç işlendiğinde, mahkeme Yasada belirtilen cezalara ek olarak, araç sürücüsünü belli bir süreyle veya süresiz olarak sürüş ehliyeti sahibi olmaktan men edebilir.

Olgulara göre, Alt Mahkeme, hapislik cezaların-a ilaveten Sanığın sürüş ehliyeti ile ilgili bir karar vermemiştir.İlgili yasal mevzuatı dikkate alarak, Alt Mahkemenin, Sanığın sürüş ehliyeti ile ilgili de bir karar vermesi gerekirdi.

Alt Mahkeme, Sanığın sürüş ehliyeti sahibi olmaktan men edilip edi-lmemesi ile ilgili karar vermemekle, hatalı hareket etmiştir.

İstinafa konu davadaki olgular dikkate alındığında, 30 aylık hapislik cezasının hitam tarihinden itibaren, Sanığın 1 yıl süre ile sürüş ehliyeti sahibi olmaktan men edilmesine karar veririz.
-
Sonuç olarak;

Yargıtay/Ceza 10/2013 sayılı istinafa konu tüm istinaf sebepleri reddolunur.

Yargıtay/Ceza 15/2013 sayılı istinafa konu istinaf sebepleri, kısmen kabul edilir ve Sanık, mahkum edildiği 1. davadan, hapislik cezasının hitam buld-uğu tarihten itibaren 1 yıl süre ile sürüş ehliyeti sahibi olmaktan men edilmesine karar verilir.

Cezalar mahkumiyet tarihinden itibaren başlayacaktır.




Şafak Öneri Narin F. Şefik Hüseyin Besimoğlu
Yargıç Yargıç - Yargıç

31 Ocak, 2014











11






Full & Egal Universal Law Academy