Yargıtay Büyük Genel Kurulu 2013/2 Esas 2013/2 Karar
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay
Dairesi: Büyük Genel Kurulu
Esas No: 2013/2
Karar No: 2013/2
Karar Tarihi: 21.01.2013

Büyük Genel Kurulu         2013/2 E.  ,  2013/2 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Yargıtay Hukuk Genel Kurulu İlk Derece Mahkemesi



Taraflar arasındaki tazminat davasında yapılan yargılama sonunda ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nca ;
“Davacı ... kendisine asaleten, diğer davacı ...’a vekaleten verdiği dava dilekçesinde, aleyhine üçüncü şahıs tarafından açılan alacak davasında avukatlık sıfatını kullanmadığından ikamet adresine tebligat çıkarılması gerekirken, tebligatların avukatlık adresine yapıldığını, dolayısıyla kendisine usulüne uygun tebligat yapılmadan yargılamanın gıyabında sonuçlandırıldığını ve hükmün Yargıtay 3. Hukuk Dairesi tarafından onanarak kesinleştiğini, akabinde bu ilama dayalı olarak haciz işlemi uygulandığını, dava sonucuna bağlı olarak yaptıkları ödeme nedeniyle banka kredi mevduat hesapları ile kredi kartı borçlarını kapatamadıklarını, ayrıca adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ve uygulanan haciz işlemi nedeniyle kişilik haklarının zedelendiğini ileri sürerek, kendisi ve diğer davacı eşi için 7.500 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine vekili, tazminat koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
14 Şubat 2011 tarihinde yürürlüğe giren 09 Şubat 2011 tarih ve 6110 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun Geçici Madde 2/c bendinde yer alan, “Bu davalar ilgili hâkime resen ihbar edilir…” hükmü gereğince dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye, 08.04.2010 gün ve E:2010/2527 K:2010/6087 sayılı kararına katılan ve yukarıda adları yazılı bulunan ilgili hakimlere usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde duruşmaya katılmamışlar ve cevap dilekçesi ibraz etmemişlerdir.
Davacılar tarafından ibraz edilen İzmir 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 30.12.2009 tarih ve E:2009/1300 K:2009/1529 sayılı kararı ile anılan kararın onanmasına dair 3. Hukuk Dairesi’nin 08.04.2010 gün ve E:2010/2527 K:2010/6087 sayılı ilamı ile tüm dosya içeriğindeki bilgiler itibariyle; dava dışı şahıs tarafından, eldeki davanın davacılarından ... aleyhine Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan ve görevsizlik kararıyla sonuçlanan komisyon ücretinden kaynaklanan alacak davasında, davalı olan ...’a tebliğ işleminin ‘1871-1 sokak Karşıyaka’ adresinde yapıldığı, görevsizlik kararıyla dosyanın gönderildiği Sulh Hukuk Mahkemesinde davalının ‘Konak Rant Tesisleri İzmir’ adresine tebliğe çıkarılan duruşma gününü bildirir davetiyenin, iade nedeni belirsiz şekilde bila tebliğ iade edildiği, davacının avukat olması nedeniyle adresinin Barodan sorulmasına karar veren mahkemece, Uyap’da vekil olarak kayıtlı bulunan, ‘1821-1. sok. Karşıyaka’ ve Avukatlık adresi (Yurtiçi ikamet adresi-Yurtiçi işyeri adresi) olarak ‘1725 sok. Karşıyaka’ adreslerinin belirlendiği ve telefonla Barodan teyit edilen ‘1725 sok. Karşıyaka’ adresine 14.12.2009 tarihli duruşma gününü bildirir davetiye çıkarıldığı, anılan adrese 11.12.2009 tarihinde yapılan tebligatı yeterli gören bidayet mahkemesince esasa ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılarak davanın kabulüne dair verilen karar, davacımızın ‘aşamalarda yapılan tebligatların usulsüz olduğu ve duruşmalardan haberdar edilmediği’ iddiasını da içeren temyizi üzerine, davaya konu Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 08.04.2010 gün ve E:2010/2527 K:2010/6087 sayılı ilamıyla;
“Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmediği…”
Gerekçesine dayalı olarak onandığı ve müteakiben söz konusu ilama dayalı olarak girişilen takip kapsamında, o davada tebligatın yapıldığı ‘1725 sok. Karşıyaka’ adresinde davacının vicahında haciz uygulandığı belirgindir.
Eldeki davada davacılar; bahse konu karar nedeniyle hakimlerin sorumluluğundan kaynaklanan maddi ve manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek davalı Hazine’den tazminat isteminde bulunduklarına göre, davanın dayanağı 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 573. ve 6110 sayılı Kanunla değişik 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununa eklenen 93/A maddesi hükümleridir.
1- Bu durumda öncelikle üzerinde durulması gereken yön, sorumluluğuna dayanılan hakimlerin katıldıkları kararın ilişkin bulunduğu davada taraf olmayan, ancak hakimlerin hukuki sorumluluğu kapsamında tazminat talebinde bulunan davacı ...’un aktif dava ehliyeti bulunup bulunmadığı ve görülmekte olan davayı açıp açamayacağı hususudur.
İlkin belirtilmelidir ki; taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti medeni hukuktaki medeni haklardan istifade (hak) ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şeklidir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulundukları Medeni Kanuna göre belirlenir (HUMK m.38, TMK. m.8, m.48). Buna göre medeni haklardan istifade (hak) ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi, davada taraf olabilme ehliyetine sahiptir.
Bir kişinin dava hakkına sahip olması, dava açabilmesi için yeterli değildir. Davanın dinlenebilmesi (esasına girebilmesi) için gerekli şartlardan birisi ve en önemlisi, davacının o davayı açmakta hukuki yararının bulunmasıdır. O kişinin dava açmakta korunmaya değer bir hukuki yararı yoksa davanın bu yönden esasa girilmeden reddi gerekir; zira hukuki yarar dava şartıdır ve mahkeme dava şartlarını kendiliğinden (re'sen) incelenmekle görevlidir.
Bu noktada, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 573. maddesinde düzenlenen hukuki sorumluluk (tazminat) davasının davacısı, Kanunun 573. maddesinde sayılan eylemlerden zarara uğradığını iddia eden kişi veya kişilerdir.
Burada yeri gelmişken ifade edilmelidir ki, bu tür davalarda, davalının hakim olması ve mesleki faaliyeti sebebiyle dava açılıyor olduğundan, katı şekil şartlarına bağlanmıştır. Katı şekil şartının sebebi ve bu koşulların kamu düzenine ilişkin olduğu hususu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 03.04.1974 gün ve 178/322 sayılı kararında, “Yargıçların sorumluluğuna ilişkin özel usul hükümleri 573. maddedeki ağır iddiaların dayanaksız ve hukuk dışı amaçlarla ileri sürülerek onların kamu önündeki saygınlıklarının zedelenmesini önleyici, aynı zamanda görevlerini huzur içinde yapmalarını sağlayıcı kurallardır. Bu bakımdan, kamu düzeninin koruma amacını gütmesi nedeniyle yargılamanın her aşamasında bu hususun mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulması gerekir.” Şeklinde ifade edilmiştir.
Kamu düzenine ilişkin bulunan bu şekil koşullarından anlaşılması gereken, Hakimler aleyhine açılacak tazminat davalarının, diğer tazminat davalarından farklı usul ve esaslara tabi bulunduğudur.
O nedenledir ki; tarafların ehliyeti yönünden, hakimin yargısal faaliyetleri nedeniyle hukuki sorumluluğu bulunduğu öne sürülerek tazminat isteminde bulunabilecek olan davacı taraf; ancak 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 573. maddesinde sayılan yasal nedenlerden birine Hakimin hukuka aykırı eylemi sonucu zarar görmüş bulunan, asıl davanın taraflarından birisidir.
Bir başka anlatımla, hakimin hukuksal sorumluluğunu gerektiren asıl davada davacı veya davalı sıfatını taşıyan ve o davada hakimin yargılama faaliyetindeki hukuka aykırı eyleminden dolayı zarara uğramış olan kişi, tazminat davasını açabilecektir.
Şu hale göre, hukuka aykırı ve kusurlu bir eylem dahi, hakimi hukuksal açıdan sorumlu tutup, tazminat davası açma olanağını hemen yaratmaz. Bunun için, ortada davanın taraflarından birinin tazmini gereken bir zarara uğramış olması şarttır.
Gerçekten, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 573. maddesi hükmü uyarınca tazminata konu zarar, bir hukuksal sorumluluk doğuran yargısal kararın verilmesi sonucunda oluşan maddi ve manevi kayıp ve yargılama giderlerinden ibaret olmasına göre, asıl davanın taraflarının hakimin hukuki sorumluluğuna dayalı tazminat davasını açmakta korunmaya değer bir hukuki yararı bulunduğunun kabulüyle aktif dava ehliyetinin varlığından söz edilebilecektir.
Kısaca, asıl davanın tarafları zararın muhatabı olup, bu durum aynı zamanda hukuki sorumluluk davasındaki aktif dava ehliyetini de belirlediğinden; asıl davanın tarafları dışındaki kişiler hukuki sorumluluk davasını açmaya ehil değildirler.
Eldeki davada davacı ...’un, ihbar olunan hakimlerin katıldıkları Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 08.04.2010 gün ve E:2010/2527 K:2010/6087 sayılı onama kararının ilişkin bulunduğu davada taraf olmadığı belirgindir.
Bu durum karşısında, az yukarıda açıklanan ilkeler uyarınca hakimlerin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasını açmasında hukuki yararının olmadığı, dolayısıyla aktif dava ehliyetinin bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır.
Açıklanan nedenlerle, davacı ... tarafından açılan tazminat davasının, aktif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiştir.
2- Davacı ... tarafından açılan hukuki sorumluluk davası yönünden çözüme ulaşılması ise; öncelikle davanın dayanağını oluşturan hakimlerin sorumluluğunda öteden beri kabul gören ilkelerin açıklanmasını, ardından hâkimin sorumluluk sebeplerini düzenleyen Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 573. maddesi ile hakimlerin hukuki sorumluluğuna dair yeni genel düzenlemeler içeren ve sorumluluk davalarında husumetin ilgili hakim yerine Devlete yöneltilmesinden sonra rücu esasını benimseyen, 09 Şubat 2011 tarih ve 6110 sayılı “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” hükümlerinin irdelenmesini gerektirmektedir.
Hemen belirtilmedir ki; genel olarak kamu hizmetlerinin ifasından dolayı Kamu Tüzel Kişilerinin sorumlulukları hizmet kusuruna, ajanlarınki ise, onların kişisel kusurlarına tabi tutulmuştur. Hakimlerin Anayasa teminatı (m.138/1-2) altında bulunan bağımsızlığı, idare hukukunda Devletin ajanların faaliyetlerinden sorumluluğunu tayin eden hizmet kusuru ölçüsünün hakimler yönünden uygulanmasına olanak vermez.
Yargı yetkisinin özellikleri, hakimlerin kişisel sorumluluğunda özel bir sorumluluk düzeninin u

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Üyelik

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350
199
Kazancınız 151₺
7 Gün Ücretsiz Dene Ücretsiz Aboneliği Başlat Şimdi abone olmanız halinde indirimli paket ile özel fiyatımızdan sürekli yararlanırsınız.