Yargıtay
Dairesi: Büyük Genel Kurulu
Esas No: 1944/ 15-20
Karar No: 1944 / 28
Karar Tarihi: 04.10.1944
(3780 S. K. m. 30) (818 S. K. m. 19)
Dava ve Karar: Aktin bidayetinde taahhüt edilen tahliye şartının Milli Korunma Kanununun otuzuncu maddesi muvacehesinde muteber olup olamayacağı hususunda Temyiz Üçüncü Dairesinin 28/9/943 tarih ve 11185/9698 sayılı ve Ticaret Dairesinin 8/5/943 tarih ve 863/917 sayılı kararlarını havi ilamları arasında hasıl olan tezat ve mübayenetin halli Birinci Reisliğin 22/4/944 tarih ve 3/107 sayılı yazısiyle istenilmiş ve 944/20 numarada kayıtlı dosya da hadisenin ayni olmak itibariyle birleştirilmiş olmakla ihtilafın mevzuunu teşkil eden ilamlar teksir olunarak Umumi Heyet azasına tevzi edilmişti.
Müzakere için tayin olunan 27/9/944 tarihine rastlıyan çarşamba günü saat 9.30 da toplanan Umumi Heyet Birinci Reis Halil Özyörük'ün başkanlığı altında müzakereye başlıyarak ihtilafın esasını teşkil eden noktalar hulasaten Birinci Reis tarafından izah edildikten sonra söz alan :
O. Nuri Köni: Milli Korunma Kanununun ana hatlarına muhaliftir. Böyle bir şart akte giremez. Milli Korunma Kanununun müstecire verdiği bu hak, akit yapılmadan evvel bu şartı söyleme zamanı gelmemiştir. Bu intizamı ammeye taalluk eder. Hini akitte böyle bir şey söylemeğe salahiyet yoktur. Hüküm mukaveleleri böyledir. Temyiz yapılmadan temyizden feragat muteber değildir. Ticaret Dairesinin kararı doğrudur.
Birinci Reis : Bir adam sayfiyeye gitmiştir. Diğeri de bu sayfiye müddetince evini kiraya vermiştir. Bu müddet zarfında icara verirse tahliye ettiremez mi?
O. Nuri Köni: İstisnai ahvali kabul edebilirim ve ediyoruz.
Cevdet Baybura: Sayfiyelerde dört veya altı ay, meskenlerde bir sene olarak akit yapılır. Laakal onbeş gün evvel haber verecek ve tahliye edecek. Laakal kelimesine göre akitten bir saat sonra bunu yaparsa muteber midir?
Bir akit tekemmül edip imza edildikten sonra altına bir şerh verilse, beş ay sonra tahliye edeceğim dese ayni tarihte tarafların vaziyetine ve mecurun haline göre muvakkat bir konturato tanzim edilip bir ay sonra tahliye edeceğim dedikten sonra Milli Korunma Kanunu vardır, tahliye etmem deyebilir mi? Milli Korunma Kanunu zaruret için tedvin edilmiştir. Zaruret miktarında tatbik edilir.
Şefkati Özkutlu: İntizamı ammeden olan haklardan ibtidaen feragat edilemez. Muaddünlil istiğlal olan şeylerde kabul etmiyoruz. Milli Korunma Kanunu muteberdir. Hini akitte böyle bir şart konamaz.
Bazı hususi hallerde ancak mukavelede böyle şartlar varsa kabul ediyoruz. Mesela bir adam askere gidiyor. Gelince kendim dükkana gireceğim derse bu gibi haller muteberdir.
O Nuri Köni: Burada umumi bir prensip koyacağız. Sayfiye gibi ve hususi bazı ahvale maksur işler için düşünülebilir. Hakim o hadiseye maksur olmak üzere bir hüküm verir, demeleriyle vaktin ademi müsaadesine binaen gelecek toplantıda müzakereye devam olunmak üzere talik kılınmıştır. 27/9/944
- İkinci celse : 4/10/94
Nisabı müzakere tahakkuk ettikten sonra evvelki müzakere ve hadise bir kerre daha Birinci Reis tarafından izah edildikten sonra söz alan:
O. Nuri Köni: Borçlar Kanununun on dokuz ve yirminci maddeleri bazı şeylerin mukaveleye giremeyeceğini kabul edemeyeceğini ve girmiş ise batıldır. Mesela dava etmiyeceğim diye bir kayıt koymuş ise muteber değildir, ihbar malik olduktan sonra kullanılan bir şeydir. Ötekinde bir tehdit vardır. Çünkü bu kaydı koymazsan vermem der. İntizamı amme mülahazasiyle Vazııkanun bu Milli Korunma Kanununun otuzuncu maddesini koymuştur. Filhakika mucirler biraz mutazarrır olurlar, ne yapalım. Zararı ammı def için zararı hass tercih olunur.
Sayfiyeler bir zümrei hususiyeye aittir. Bunun için mahkemeler daha mülayim davranmaktadır. Temyizde bunu da yapabilir. Binaenaleyh beş on sayfiye için otuzuncu maddenin intizamı amme mülahazasiyle vaz ettiği esasları baltalayamayız. Ticaret ve icra Daireleri kararları doğrudur.
Şefkati Özkutlu: Otuzuncu maddenin amme hukukundan olduğunu hepimiz kabul ediyoruz. Mukavele yaparken otuzuncu madde hükümlerinden istifade etmiyeceğim veya müddet biter bitmez tahliye edeceğim, diyor. Veyahut elinden bir kağıt alınıyor. Bu şekillere göre bu vakıalara göre hüküm çıkarmak lazımdır. Müstecir ikrar etse, bir tesir altında olmaksızın imza etmiştim, fakat şimdi işim bozuldu, çıkmayacağım, dese bu vaziyet ne olacak ve nasıl halledeceğiz? İhbar Borçlar Kanununa göre mukavelenin şartlarından oluyor. Bence mucir kanunun hilafına müstecire mukavele imza ettirmiş ve kanun hükmü bertaraf etmek maksadiyle hareket etmiş ise bu mukavele muteber değildir. Muteber olmayınca da müstecir ilanihaye oturur. Böyle olmayıp da esasen kiralık olmayan bir gayrimenkul, muayyen ve muvakkat bir zaman için kullanılmaya lüzum kalmaması dolayisiyle kiraya verilmiş ve bu muayyen müddetin hitamında tahliye olunmak şart edilmiş olduğu takdirde bu şartı muteber saymak doğru olur. Bununla beraber böyle bir halde de kiracı şartın istinat ettiği sebeplerin asılsız ve kanun hükmünü bertaraf etmek maksadıyla uydurulmuş şeyler olduğunu her türlü delil ve karinelerle ispat ederek davayı defi edebilir. Buna mani olacak hiçbir kanun hükmü yoktur.
Dördüncü Hukuk Reisi Fevzi Bozer: Milli Korunma Kanununun otuzuncu maddesinde ne gibi sebeplerle mecurun tahliyesi istenebileceği yazılıdır.
1- Mesken zarureti,
2- Müstecirin mukavele hükümlerine muhalif hareketi,
3- Mukavele müddetinin hitamından en az on beş gün evvel müstecirin mecuru tahliye edeceğini mucirine ihbar etmesi.
Burada üçüncü sebep, ihtilafa meydan vermiştir. Muhterem arkadaşlardan bazıları şu fikirdedir: Mademki otuzuncu maddede en az on beş gün ihbar şartiyle mecurun tahliye edileceği kabul edilmiştir, mukavele yapılırken de hitamı müddette mecurun tahliyesi taahhüt edilebilir ve bu taahhüt muteberdir.
Fikrimce bu taahhüt muteber değildir. Çünkü kanunun ahkamı amiresine muhaliftir. Filvaki en az on beş gün evvel ihbar şartiyle mecurun tahliyesi kabul edilmiştir. Fakat mukaveleye göre bu, mecurun tahliye edileceğini ihbar olmayıp akit yapılırken mecurun tahliyesi hakkında bir şart dermeyanıdır. Bu şart müstecirin aleyhinedir ve otuzuncu maddenin amir ahkamına muhaliftir.
Bundan mucir hiç bir suretle mutazarrır olmaz. Çünkü mesken zarureti varsa ancak bu sebepten mucirin tahliye hakkı vardır. Mesken zarureti yoksa mücerret bu şarta dayanarak tahliye istiyemez. Zira tahliye edilse mecur gene başkasına kiraya verilecektir. Kira bedeli 939 yılından fazla olamaz. Binaenaleyh mucirin tahliyede bir menfaati yoktur. Mücerret müsteciri ızrar kastı vardır. Suiniyetle hareket eden mucirin kanunun himayesine mazhar olamayacağı ve şu suretle taahhüt ve şartın muteber olmadığı fikrindeyim.
Vehbi Yekebaş : Kanunen ihbar lazımdır. Mukaveleye koymak halinde aktin bir şartı mahiyetini iktisap eder. Halbuki icarenin. Korunma Kanunu mucibince temadisi akit şartlarına riayetle mukayyettir. Burada ise akit şartı, hitamı müddette tahliye oluyor. Bu caiz değildir, zannederim. Buna zamimeten böyle bir şartın konması mucir hesabına doğruluktan ayrılmak değil midir? Sayın Bay Şemsettin Temizer bu hususta bendenizi tenvir ederler mi?
Üçüncü Hukuk Reisi Ş. Temizer: Bu işin birinci celsesindeki müzakeresinde bulunmamıştım. Muarız fikirde bulunanların tekrar eyledikleri mütalaalarını dinledim. Noktai nazarları bir kiracının kira mukavelesindeki yazılı müddetin bitmesinden evvel tahliye edeceğim mucirine bildirmesi keyfiyeti daha doğrusu Milli Korunma Kanununun otuzuncu maddesinde kira akitlerine dair bütün hükümlerin amme intizamı olduğunda toplanmakta ve mütalaalar da bunun üzerine yürütülmektedir.
Şu halde amme intizamı nedir ve bu otuzuncu maddenin havi olduğu muhtelif hükümlerden hangisi amme intizamına taalluk ediyor, hangisi etmiyor? Onu tetkik ve halledersek bu davayı kolayca halletmiş olacağız. Yüksek Heyetinizin ra'na malumudur ki tekevvünü, tekemmülü ve ikaı için tarafların arzu ve rızalarının kanunun çizdiği çerçeve dahilinde izhar edilmesi kanunen mecburi olan hukuki muamele ve münasebetler ve maddeler amme intizamına taalluk eder, bunun haricinde tarafların diledikleri gibi hareket edebilecekleri ve muhayyer oldukları hususlarda amme intizamı mefhumuna giremez.
Bu otuzuncu maddeyi tetkik ettiğimiz zaman görüyoruz ki, bu maddenin kira karşılığının 939 senesi kirasından fazla olamayacağı hakkındaki hükmü doğrudan doğruya amme intizamına taalluk eder. Kiralayan ile kiracı arasındaki kirayı rızaları ile 939 senesi kirasından fazlalaştırsalar dahi bunun hükmü yoktur. Fazlalığa taalluk eden kısım batıldır, amme intizamı için konan hükme mugayyirdir. Bu tekevvün hakkındaki tarafların rızası amme intizamı için konan hükme mugayyirdir. Gene bu madde mücerret kira müddetinin bitmesi sebebiyle mucirden tahliye istemek ve kiracıdan da çıkmak hakkını nez ediyor. Aktin bütün şartlarına kiralayanı ve kiracıyı riayet etmeğe mecbur ederek kira müddetini tarafların rızası hilafına kanunun meriyet mevkiinden kalkmasından üç ay sonraya kadar uzatıy