Yargıtay Büyük Genel Kurul 2000/2 Esas 2002/1 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 2000/2
Karar No: 2002/1
Karar Tarihi: 22.03.2002

(1479 S. K. m. 70, ek m. 5, ek m. 6) (6762 S. K. m. 4, 5/2, 18) (1086 S. K. m. 1, 2, 8) (5521 S. K. m. 1) (4389 S. K. m. 7/2) (YİBK 05.12.1977 T. 1977/4 E. 1977/4 K.) (YİBK 23.05.1960 T. 1960/11 E. 1960/10 K.) (YİBK 08.12.1982 T. 1982/4 E. 1982/4 K.) (YİBK 04.02.1959 T. 1957/13 E. 1959/5 K.)

Bağ-Kur Genel Müdürlüğü vekilleri, Yargıtay Birinci Başkanlığına verdikleri 11.9.2000 tarihli dilekçe ile; kurumlarının çalıştığı bankaların, kurum hesapları arasında yapılan havalelerde, havale edilen meblağları kurum hesaplarına süresi içinde geçirmeyip daha sonraki günlerde geçirmek suretiyle ve yıl sonlarında kurumun vadesiz mevduat hesaplarına eksik vadesiz mevduat faizi tahakkuk ettirmek suretiyle, kurum zararına neden olduğunu; kurum ile çalıştığı bankalar arasında yukarıda açıklananlar dışında meydana gelen uzlaşmazlıklar soncunda oluşan kurum zararının 1479 sayılı Kanunun ek 6. maddesinden doğan cezai şart ve diğer fer'ileriyle birlikte tahsili için Ticaret Mahkemelerinde açtıkları davada; Yargıtay Onbirinci Hukuk Dairesince uyuşmazlıkta iş Mahkemelerinin görevli olduğuna dair karar verdiğini, buna karşılık iş Mahkemelerinde dava açtıklarında Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesince uyuşmazlıkta Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğuna ilişkin karar verdiğini, böylelikle Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesi ile Yargıtay Onbirinci Hukuk Dairesi arasında görevli mahkeme konusunda farklı kararlar bulunduğundan, kararlar arasındaki aykırılığın içtihatları Birleştirme yoluyla giderilmesini istemiştir.

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu, 15.12.2000 tarih ve 108 sayılı kararıyla; Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesi ile Onbirinci Hukuk Dairesi kararları arasında var olan ve süren açık bir görüş aykırılığı bulunduğundan, bu aykırılığın, Yargıtay içtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunda giderilmesi istenilmiş, Yargıtay içtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunda Raportör üyenin açıklamaları dinlendikten sonra aynı konuda Yargıtay Yirmibirinci Hukuk Dairesinin de kararının mevcut olduğu belirlenmiş ve kararlar arasında aykırılık bulunduğu tespit edilmiştir.

İçtihatları Birleştirmenin Konusu; 1479 sayılı Bağ-Kur Yasasına 2423 sayılı Yasa ile getirilen, Ek madde 6'dan doğan uyuşmazlıklarda hangi mahkemelerin görevli olacağı hakkındadır.

BAĞ-KUR'A ZAMANINDA İNTİKAL ETTİRİLMEYEN ALACAKLAR

1-Medeni yargılamada ilk derece mahkemeleri 1-Genel mahkemeler 2-. Özel mahkemeler olarak ayrılmışlardır.

Genel mahkemeler, bakacakları davalar belirli kişi ve iş gruplarına göre sınırlandırılmamış olup, aksi belirtilmedikçe, Medeni Yargılama Hukukuna giren her türlü işe bakmakla görevlidir.

Buna karşılık özel mahkemeler belirli kişiler arasında çıkan uyuşmazlıklara veya belli çeşit uyuşmazlıklara bakmakla görevlidir.

Genel mahkemelerle ilgili düzenlemeler esas itibariyle 469 sayılı ve 8 Nisan 1924 tarihli "Mehakimi Şer'iyenin ilgasına ve Mehakimi Teşkilatına Ait Ahkamı Muaddil Kanun" da yer almıştır. Bu yasanın 1. maddesi gereği her ilçede ve işi çok olan Nahiyelerde kurulan Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevleri HUMK 8. maddesinde ve bazı özel kanunlarda gösterilmiştir. Aynı yasanın 1. maddesi gereğince her ilçede ve il merkezinde kurulması kabul edilen Asliye Hukuk Mahkemesi, Sulh Hukuk Mahkemesinin yetkisi haricinde kalan bilcümle hukuk, ticaret davalarını görür. Yasanın 2. maddesi Asliye Mahkemesinin birden fazla dairelere bölünebileceğini kabul etmiştir. Birden fazla dairelere bölünmüş mahkemelerde bunlar arasındaki vazife bölümünü Adalet Bakanlığı tayin eder. İşte bu düzenleme doğrultusunda Asliye Hukuk Mahkemeleri yanında toplu mahkeme niteliğinde Asliye Ticaret Mahkemeleri kurulmuştur. Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemelerinin daireleri durumundadır. TTK 5. maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir. Ancak Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde ticari davalara da Asliye Hukuk Mahkemelerinde bakılır.

Özel mahkemeler ise özel yasalarla kurulmuş olup, özel yasalarında belirtilen davalara bakmakla görevlidir.

Özel mahkeme olan iş Mahkemeleri, bireysel ve toplu hak uyuşmazlıklarını çözmekle görevli hukuk mahkemelerinden birisidir, iş Mahkemeleri, davanın konusu, alacak veya tazminatın değerinin az veya çok olduğuna bakılmaksızın iş davalarına bakarlar, iş davalarının neler olduğu 5521 sayılı iş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde ve bazı özel yasalarda gösterilmiştir.

Genel mahkeme ile özel mahkeme arasındaki ilişki bir görev ilişkisidir. Bu konuda duraksama yoktur. Görevle ilgili kurallar kamu düzenine ilişkindir. "Kural olarak Hukuk Yargılama Usulünde kazanılmış hak geçerlidir. Ancak bu kural görev konusunda uygulanmaz" (4.2.1959 T. 1957/13 E. 1959/5 K. sayılı içtihatları Birleştirme Kararından).

Ek Madde 6- BAĞ-KUR ile münasebeti olan bankalar; kurum adına tahsil ettikleri sigorta primlerini ve her ne nam altında olursa olsun Kuruma olan diğer borçlarını BAĞ-KUR hesaplarına on beş gün içerisinde ve tam olarak intikal ettirmedikleri takdirde, kurum ile olan anlaşmalarda ve diğer kanunlarda kayıtlı haklar saklı kalmak şartıyla ayrıca, gecikilen süreyle orantılı olarak, devlet bankalarının asgari bir yıllık vadeli mevduata ödedikleri faizi de kuruma öderler.

Uygulanacak faiz haddinin tespitinde anlaşmazlık halinde Merkez Bankasının bildireceği oran esas alınır.

Yargıtay Onbirinci Hukuk Dairesi ve Yirmibirinci Hukuk Dairesi; Bir uyuşmazlığın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için mutlak veya nispi ticari dava olması gerektiği, hangi davaların ticari dava olması gerektiğinin TTK 4, 5/2 ve özel kanunlarda düzenlendiğini, bir davanın mutlak ticari dava sayılabilmesi için TTK 4. maddesinin 1-6 bentlerindeki davalardan olması, nispi ticari dava sayılabilmesi için de davanın her iki tarafının tacir olması ayrıca dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekir. Uyuşmazlığın mutlak ticari dava olmadığı konusunda duraksama yoktur. Bankaların tacir sıfatı bulunmakta ise de Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün, sosyal güvenlik hükümlerini uygulamak üzere kurulmuş, bir kamu tüzel kişisi olduğu gözetildiğinde taraflar arasında çıkan uyuşmazlık nispi ticari dava sayılamaz. Öte yandan Bağ-Kur Kanunu 70. maddesi "bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş Mahkemelerinde görüleceği" hükmünü koyarak Bağ-Kur Kanunu uygulanmasından doğan uyuşmazlıklarda görevli mahkemenin iş Mahkemesi olacağını özel bir kanunla düzenlemiştir. Uyuşmazlığın çözümünde özel kanun iş Mahkemeleri görevlidir ilkesini kabul etmiştir.

Yargıtay Onuncu Hukuk Dairesi; 2423 sayılı Yasa ile kabul edilen ek 6. madde Bağ-Kur Kanununda yer almış ise de bu maddeden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde tamamen TTK, BK hükümleri uygulanacağından sözü edilen davaların bir ihtisas mahkemesi olan Ticaret Mahkemelerince görülmesi gerektiği sonucuna varmıştır.

Şu durumda özel daire kararları arasında uyuşmazlık olduğu anlaşıldığından içtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulunca içtihatların birleştirilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Mahkemenin görevi, kıyas veya yorum ile genişletilemez yahut değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 Tarih E. 1977/4, 1977/4 K. sayılı içtihatları Birleştirme Kararı gerekçesinden).

Belirli bir dava hakkında görevli mahkemeyi tespit ederken ilk önce o davanın genel mahkemelerin mi, yoksa özel mahkemelerin mi görevine girdiği araştırılır. Özel mahkemelerin görevi genel mahkemelerin görevinden önce gelir. Açık kanun hükmü ile özel mahkemelerde görüleceği belirtilmemiş olan bütün davalar genel mahkemelerin görevine girer (Prof. Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü Cilt 1, 2001 sayfa 164).

Ayrık hükümlerin dar olarak yorumlanması, yoruma ilişkin temel bir kuraldır, iş Mahkemelerinin görevleri kendine özgü nitelik taşıdığı için görevlerinin geniş yoruma değil dar yoruma tabi tutulması esastır. (23.5.1960 tarih 1960/11 E. 1960/10 K. sayılı içtihatları Birleştirme Kararı gerekçesinden) Ayrıca bu düşünce 8.12.1982 tarihli 1982/4 esas 1982/4 karar sayılı içtihatları Birleştirme Kararında da vurgulanıp benimsenmiştir.

Kurulda, dairelerin görüşleri arasındaki aykırılığın giderilmesinde yukarıdaki ilkeler ışığında ve genel mahkemelerle ilgili, yapılan açıklamalarda belirtildiği üzere Asliye Ticaret Mahkemelerinin, Asliye Hukuk Mahkemelerinin daireleri durumunda olması ve genel mahkemeler içinde yer alması nedeniyle içtihat aykırılığının, Bağ-Kur Kanunu ek 6. maddesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların, iş Mahkemesi ve genel mahkemelerden hangisinin görevli olduğu şeklinde sonuçlandırılması kararlaştırılmıştır.

Bu bağlamda ticari iş, ticari dava kavramları üzerinde durmanın pratik anlamı kalmamıştır.

5521 sayılı iş Mahkemeleri Kanunu gereğince, bir uyuşmazlığın iş Mahkemesinde görülebilmesi için taraflarının iş Kanununa göre işçi, işveren veya işveren vekili olması konusu itibariyle iş akdi (Hizmet Akdi) ve İş Kanunundan doğan hukuk uyuşmazlığı olması gerekir.

Bankalar Kanunu 7/2. maddesi, bir bankanın anonim şirket şeklinde kurulmasını şart koşmuştur. TTK 18. maddesinde ticaret şirketlerinin tacir sayılacağı kabul edilmiştir. Bu yasal düzenleme sonucunda bankaların tacir olduğu kuşkusuzdur.

Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ise; 1479 sayılı Yasa ile özel hukuk hükümlerine tabi, mali ve idari bakımdan özerk bir kamu tüzel kişisidir. Tacir statüsünde olmadığı aşikardır.

İş Mahkemelerinin görev alanını belirleyen davanın taraflarının işçi, işveren veya işveren vekili, konusu itibariyle de uyuşmazlığın iş akdinden ve iş Kanunundan doğan hukuk uyuşmazlığı olmasını öngören kurallar ve bankalar ile Bağ-Kur'un statüleri gözetildiğinde taraflar arasında çıkan bir uyuşmazlıkta, ilke olarak iş Mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilemez. Ne var ki Bağ-Kur Kanunu 70. maddesi "Bu kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlıklar yetkili iş Mahkemelerince veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür" düzenlemesini getirmiştir.

Yasanın bu hükmü muvacehesinde şayet bir uyuşmazlık Bağ-Kur Kanunu uygulanmasından kaynaklanıyorsa uyuşmazlığa iş Mahkemesinde bakılması gerekir, uyuşmazlık Bağ-Kur Kanunu uygulanmasından kaynaklanmıyorsa iş Mahkemesinde bakılması mümkün olmayacaktır.

Bu aşamada Bağ-Kur Kanunu ek 6. maddesinin Bağ-Kur Kanunu uygulaması ile ilgili olup olmadığı ve ek 6. maddenin hukuki niteliği sorunu ortaya çıkmaktadır.

Bağ-Kur Kanunu ek 5. maddesi, Bankaların kuruma olan her türlü borçlarını zamanında ödenmesini amaçlamakta olup, aksi halde sözleşmeden ve diğer yasalardan doğan haklar saklı kalmak kaydıyla gecikilen süreyle orantılı olarak bir yıllık vadeli mevduat faizinin de ödenmesini asıl alacağa ilaveten fer'i bir talep olarak istenebileceğini kabul etmektedir. Kurum ile ilişkisi olan bankalar kuruma olan yükümlülüklerini zamanında yerine getirirse fer'i bir hak olan 6. maddenin uygulanması da söz konusu olmayacaktır. Buna karşılık bankalar, kuruma olan borçlarını zamanında ödemezlerse; kurum sözleşmeden ve yasalardan doğan haklarını talep etmekle birlikte ayrıca ek 6. maddedeki"... gecikilen süreyle orantılı olarak, devlet bankalarının asgari bir yıllık vadeli mevduata ödenen faizi de" ayrıca isteyebilecektir. Diğer bir deyişle ek madde 6. Bağ-Kur ile bankalar arasındaki tüm ilişkileri düzenlememiş, taraflar arasındaki sözleşmelerden ve kanunlardan doğan hakları ayrık tutmaktadır. Gerek Onuncu Hukuk Dairesi gerekse Onbiririci Hukuk Dairesi ek 6. maddede ki düzenlemenin ceza-i şart niteliğinde fer'i bir talep olduğunu kabul etmektedir (11. HD. 95/1253 E. 95/2503 K. ve 3.4.1995 tarihli kararı 11. HD. 1997/1530 E. 1997/2549 K. sayılı ve 7.5.1997 T. Kararı 10. HD. 1999/7055 E. 1999/9655 K. 30.12.1999 T. Kararı 10. HD. 1999/2798 E. 2000/1744 K. 21.3.2000 T. Kararı).

Ek 6. maddenin Bağ-Kur Kanunu uygulaması ile ilgili olup olmadığı konusunda öğretide yasa koyucunun bu konuda herhangi bir ayrım gözetmediği görüşü baskın olarak ileri sürülmektedir.

Madde, hiçbir ayrım gözetmeksizin bu kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlıkların iş Mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceğini belirttiği için bu konuda davanın taraflarının taşıdıkları sıfatın önemi bulunmamaktadır. Bir uyuşmazlık şayet bu kanunun uygulanmasından doğmaktaysa, uyuşmazlığın tarafları Kurum ve Bağ-Kur sigortalısı olması dahi, uyuşmazlığın çözüm yeri iş Mahkemesidir. (Mustafa Çenberci -Turgut Uygur Bağ-Kur Kanunu Şerhi 1997 sayfa 290 - Orhan Yalçınkaya Bağ-Kur Kanunu Açıklamalar, Kararlar ilgi Mevzuat 1999 sayfa 273)

Hukuk Genel Kurulu 20.1.1965 tarihli 534/42 sayılı kararında; Gerçekten herhangi bir yasanın uygulanmasından doğan dava demek o yasanın herhangi bir hükmünün uygulanmasından doğan dava demektir sonucuna varmıştır.

Netice itibariyle öğretide ve uygulamada, Bağ-Kur Kanunu 70. maddesinde yer alan "Bu kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlıklar yetkili iş Mahkemelerince görülür" hükmünün yasa metninde yer alan herhangi bir hüküm ile yasanın ek ve tadillerinde yer alan hükümlerin uygulanmasından doğan uyuşmazlıkları kapsadığını kabul etmektedir.

Hal böyle olunca münhasıran fer'i bir talep olan Bağ-Kur Kanunu ek 6. maddedeki "...gecikilen süreyle orantılı olarak devlet bankalarının asgari bir yıllık mevduat faizi" talep edildiğinde bundan doğan uyuşmazlıkların çözümünde görevli mahkeme iş Mahkemeleri olduğu sonucuna varılmıştır.

2- Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ile bankalar arasındaki ilişkide, Bağ-Kur Kanunu ve ek 6. maddesinin uygulanması söz konusu olmayan durumlarda görevli mahkeme hangisidir?

İş Mahkemeleri, iş davaları ile özel kanunlarında iş Mahkemelerinde bakılacağı kabul edilen davalara bakmakla görevlidir. Şayet bir davayı iş davası olarak nitelendirmek mümkün olmaz ve özel kanunlarında da uyuşmazlığa iş Mahkemesinde bakılacağı öngörülmemişse uyuşmazlığın çözümünde esas olan genel mahkemelerin görevli olmasıdır.

İçtihatları Birleştirmeye konu daire kararları incelendiğinde; bankalar ile Bağ-Kur arasındaki temel uyuşmazlıkların, kuruma ait primlerin, cezaların tahsili, hesaplara intikali, eksik faiz tahakkuku ve faiz oranları ile ilgili yapılan sözleşmeler ile bankacılık işlemlerinden kaynaklandığı, diğer bir deyişle bankalar ile kurum arasındaki temel ilişkinin Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve diğer kanunlar ile taraflar arasındaki özel sözleşmelerden kaynaklandığı görülmektedir.

Bankaların tacir sıfatı taşıdıkları, buna karşılık Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün kamu tüzel kişisi olduğu konusunda duraksama yoktur.

Hal böyle olunca uyuşmazlık bu kapsamda (Bağ-Kur Kanunu ve ek 6. madde uygulanması söz konusu olmayan durumlarda) ele alındığında ne Bağ-Kur Kanunu hükümleri ne de iş Mahkemeleri Kanunu kapsamında kalan bir uyuşmazlık söz konusu olmayacaktır. Özel mahkemelerin görevli olduğu açıkça kabul edilmeyen durumlarda genel mahkemelerin görevli olacağı kuralı gereğince genel mahkemelerin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

3- Bağ-Kur Genel Müdürlüğü ile bankalar arasındaki ilişkide, Bağ-Kur Kanunu ek 6. maddesinin başka uzlaşmazlıklarla birlikte uygulanması halinde görevli mahkeme hangisidir?

Yukarıda açıklandığı üzere Bağ-Kur Kanunu ek madde 6 daki gecikilen süreyle orantılı olarak mevduat faizi istendiğinde, iş Mahkemelerinin görevli olduğu, sadece temel ilişkiyi oluşturan sözleşme ve diğer yasalardan doğan haklarını başkaca bir husus katmadan istenmesi halinde genel mahkemelerin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Bağ-Kur Kanunu ek 6. madde fer'i bir hak (talep) olduğundan taraflar arasında temel bir uyuşmazlığın bulunması gerekir. Kurum, temel uyuşmazlıktan doğan hakkını tek başına dava edebileceği gibi; fer'i bir talep olan ek 6. maddedeki gecikilen süreyle orantılı olarak devlet bankalarının asgari bir yıllık vadeli mevduata ödedikleri faizi ile birlikte de isteyebilir.

İşte bu durumda uyuşmazlıkta hangi mahkeme görevli olmalıdır?

Görev kuralla

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
30 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Üyelik

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
500
349
Kazancınız 151₺
30 Gün Ücretsiz Dene Ücretsiz Aboneliği Başlat Şimdi abone olmanız halinde indirimli paket ile özel fiyatımızdan sürekli yararlanırsınız.