Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1983/5
Karar No: 1983/6
Karar Tarihi: 16.11.1983
(1086 S. K. m. 440, 434, 442/A) (492 S. K. m. 9, 27, 28, 32, 127, 129, 1 SAYILI TARİFE) (2797 S. K. m. 16, 45) (YİBK. 10.05.1965 T. 1965/1 E. 1965/1 K.) (3. HD. 12.05.1983 T. 1983/2126 E. 1983/2366 K.) (4. HD. 03.02.1983 T. 1983/139 E. 1983/1101 K.)
Karar düzeltme isteklerinden peşin harç alınmasına gerek olup olmadığı konusunda Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesi'nin 12.05.1983 gün ve Esas: 2126, Karar: 2366 sayılı kararı ile Dördüncü Hukuk Dairesi'nin 03.02.1983 gün ve Esas: 139, Karar: 1101 sayılı kararı arasında aykırılık bulunduğundan bahisle aykırılığın giderilmesi, Üçüncü Hukuk Dairesi'nin 24.05.1983 günlü kararına dayanılarak bu Daire Başkanlığı'nca 25.5.1983 gün, 1983/108 sayılı yazı ile Birinci Başkanlıktan istenmiş ve Birinci Başkanlık, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 16/5 ve 45/1. maddeleri uyarınca bu aykırılığın İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu'nca giderilmesini istemiştir. İlk görüşmesi olan 28.9.1983 günü 2/3 oyçokluğu sağlanamadığından ikinci görüşmesi 12.10.1983 günü yapılmış, bunda da 2/3 oyçokluğu temin edilemediğinden üçüncü görüşmesi 16.11.1983 günü yapılmıştır.
İçtihat Aykırılığının Giderilmesi İsteminde Dayanılan Kararlarda Belirtilen Görüşlerin Özeti
Üçüncü Hukuk Dairesi 12.05.1983 gün ve Esas: 2126, Karar: 2366 sayılı kararında, 492 sayılı Harçlar Kanununa ekli (1) sayılı Tarifenin maktu harçlara ilişkin 2/b maddesi uyarınca karar düzeltme istemlerinin reddine dair Yargıtay kararlarının 1000 lira maktu harca tâbi olduğunu, 9. maddesinde karar düzeltme isteminin kabulü üzerine temyiz olunan. hüküm onanırsa hükümden alınan harç kadar harç alınacağının öngörüldüğünü, hükmün bozulması halinde ise yasada bir hüküm olmadığı için harç alınamayacağını, aynı Yasanın 27. maddesinin 1. fıkrasında, maktu harçların ne zaman ödeneceğinin belli edilmiş olduğunu, 2. fıkrasında da, istisna getirilerek mahiyetleri icabı işin sonunda hesap edilip alınması gerekenden harç alacağının doğmasını takip eden 15 gün içinde ödeneceğinin hüküm altına alındığını, 127. maddede aksine hüküm olmadıkça harcın peşin ödenmesi gerektiği ifade edilerek peşin ödemenin istisnaları olduğunun açıkça belirtildiğini, bu maddeler birlikte mütalâa edildikte karar düzeltme isteklerinin red veya kabul edileceği peşinen bilinmediği için peşin harç alınamayacağını, HUMK.nun 434/2. maddesinin kıyasen karar düzeltme isteklerinde uygulanamayacağını kabul etmiştir.
Dördüncü Hukuk Dairesi ise 3.2.1983 gün ve Esas: 139, Karar: 1101 sayılı kararında, karar düzeltme talebinin hangi tarihte yapılmış sayılacağına dair Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununda bir hüküm olmadığını, ancak kıyas ve yorum yoluyla temyize ilişkin Usulün 434/2. maddesinin aynı fasılda yer alan karar düzeltme isteklerinde de uygulanması gerektiğini, Harçlar Kanununun 27. maddesi uyarınca (1) sayılı Tarifede yazılı maktu harçların ilgili bulunduğu içlemin yapılmasından önce peşin olarak ödenmesi icap ettiğini, 127. madde gereğince harcın tamamı peşin ödenmedikçe harç konusu olan işlemin yapılamayacağım, bu bakımdan harcı alınmayan karar düzeltme isteklerinin işleme konmaması gerektiğini, 15 günlük yasal sürenin harcın yatırıldığı tarihe göre hesap edilmesi icabettiğini belirtmiştir.
Ön Sorun Konusu
Dördüncü Hukuk Dairesi Başkanı, Hukuk Genel Kurulu'nun da bu konuya ilişkin kararları olabileceğini, Üçüncü veya Dördüncü Hukuk Daireleri'nin görüşlerinden birini paylaşmış olacağını, bu itibarla Dairelerle Genel Kurulun da görüş ayrılığı içinde bulunacağını, bu bakımdan içtihadı birleştirmenin Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nda görüşülmesi gerektiğini ileri sürmüştür. On sorun olarak bu cihet tartışılmış, neticede Hukuk Genel Kurulu'nun konuya ilişkin bir kararı olmadığından, şu veya bu yolda bir görüşü saptanamadığından ve içtihadı birleştirmeye iki Dairenin kararları arasında aykırılık bulunduğu nedeniyle gidildiğinden bahisle içtihadı birleştirmenin Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nda görüşülüp sonuçlandırılmasına 2/3'yi aşan çoğunlukla karar verilerek esasa geçilmiş, Raportör Üye sözlü olarak içtihat aykırılığına esas olan kararların hukuki dayanaklarını, ilgili yasa maddelerini ve kişisel görüşlerini belirtmiş, söz alan üyelerden bir kısmı Üçüncü Hukuk Dairesi'nin, bir kısmı da Dördüncü Hukuk Dairesi'nin kararına esas olan görüşleri savunmuştur.
İlgili Yasa Maddeleri
Konunun çözümü için ilgili yasa maddelerinin ele alınması gerekmektedir.
492 sayılı Harçlar Kanununun 9. maddesinde aynen: "tashihi karar talebinin kabulü üzerine temyiz olunan hüküm tasdik edilirse temyiz olunan hükümden alınan harç kadar yeniden harç alınır" denmektedir.
Harçlar Kanuna bağlı (1) sayılı Tarifenin yargı harçları kısmının maktu harçlara ait 2/b maddesinde, karar düzeltme taleplerinin reddine dair Yargıtay ve Danıştay kararlarından 1000 lira maktu harç alınacağı belirtilmiştir.
Bu iki madde birlikte incelendiğinde, karar düzeltme isteklerinde harcın alınabilmesi için iki halden. birinin gerçekleşmesi gerekir. Bunlardan. biri karar düzeltme isteğinin kabulü üzerine mahkeme kararının onanması, diğeri de karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmesidir. Tarifede öngörülen maktu harç, karar harcıdır. Henüz karar ulaşmamış istek için harç öngörülmemiştir. Nitekim aynı kısmın 2/c maddesinde Yargıtay ve Danıştay'ın icranın tehiri kararında 750 lira maktu harç alınacağı belirtilmiştir. Burada da icranın durdurulması taleplerinde değil, bu talep üzerine verilen tehiri icra kararlarında harç alınmaktadır. Böylece kanun koyucu, karar düzeltme isteklerinin nasıl sonuçlanacağı başlangıçta bilinemeyeceği için peşin harca gerek görmemiştir. Eğer aksi amaçlansaydı, Tarifede karar düzeltme isteğinin reddine dair kararlar deyimi yerine karar düzeltme isteklerinde ifadesi kullanılırdı.
Harç, Devletin mahkemeler aracılığı ile yaptığı adli hizmete ondan yararlananların katkısıdır. Ancak, yasada belirtilen durumlarda harç alınır. Diğer deyimle kanunsuz harç alınamaz. Hal böyle olunca, yasada hüküm bulunmadığından karar düzeltme isteğinden peşin harç alınmaması gerektiği sonucuna varılır.
Harçlar Kanununun 27. maddesinin. 2. fıkrası ile 129. maddesi de bu görüşü doğrulamaktadır. Maktu harçların ödeme zamanı ile ilgili 27. maddenin 1. fıkrasında, maktu harçların peşinen ödeneceği belirtildikten sonra 2. fıkrasında istisna getirilmiş ve mahiyetleri icabı işin sonunda hesap edilip alınması gerekenlerin harç alacağının doğması tarihinden itibaren 15 gün içinde ödeneceği hüküm altına alınmıştır. 129. maddede de hem nispi hem de maktu harçları kapsayan 27. maddeye paralel bir hüküm getirilmiştir. O halde karar düzeltme isteğinde de bu talebin nasıl sonuçlanacağı önceden bilinemediği için harç bakımından anılan maddeler kapsamına girdiğinin ve işin sonunda belirlenen duruma göre harcın alınması gerektiğinin kabulü zorunludur.
Harçlar Kanununun. 32/1 ve 127. maddelerinin olayımızda uygulama yeri yoktur. Çünkü, bu maddeler peşin harca tâbi işler için öngörülmüştür. Karar düzeltme isteklerinde peşin harç alınması gerekmediği sonucuna varılırsa bu maddelerin uygulanması elbette düşünülemez. Ancak, 127. maddede de 27 ve 129. maddeleri teyiden harçlarda peşin ödemenin istisnaları olacağı hüküm altına alınmıştır.
HUMK.nun 434/2. maddesinin kıyas yoluyla karar düzeltme isteklerinde uygulanıp uygulanamayacağına gelince: Kanun koyucu, 434. maddeyi münhasıran temyiz yolu için öngörmüştür. Bu maddede temyize başvuranın öncelikle gerekli harçları peşin ödemesi hüküm altına alınmıştır. Karar düzeltmeye ilişkin hükümlerde böyle bir yükümlülük getirilmemiştir. Kanun koyucu, Harçlar Kanunundaki açıklığı nazara alarak buna gerek duymamıştır. Bir konuda yasada boşluk olması veya ilgili maddenin açıklığa kavuşturulması gereğinin duyulması halinde kıyas ve yoruma başvurulur. Karar düzeltme isteğine ilişkin Harçlar Yasasındaki açık hükümler karşısında 434/2. maddenin. kıyasen karar düzeltme isteğinde de uygulanması düşünülemez.
Bazı Üyelerin görüşlerine dayanak olarak ileri sürdükleri 10.5.1965 gün ve 1/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, karar düzeltme isteklerinde başvurma harcı alınamayacağına ilişkin olduğundan karar ve ilâm harçlarını içeren. Olayımızla ilgisi bulunmamaktadır.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle, karar düzeltme isteklerinde peşin harç alınmasına yer olmadığına, istemin incelenmesi sonucu beliren duruma göre harç alınması gerektiğine, 16.11.1983 günlü üçüncü toplantıda çoğunlukla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
1 - Ön Sorun Bakımından: Karar düzeltme taleplerinin reddinden harç alınacağına dair hüküm, 21.11.1980 tarih ve 2345 sayılı Kanunla, Harçlar Kanununun 1 sayılı Tarifesinin III-2/b fıkrasına yapılan ilâve ile kabul edilmiş ve 1.12.1980 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Bu tarihe kadar karar düzeltme talepleri harca tâbi değildi (RG., tarih: 28.11.1980, sayı 17174). Üç yıla yakın bir zamandır Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun bu konuda bir uygulama içinde bulunmaması ve bir karar vermemiş olması mümkün değildir. Nitekim, sayın Başkan vekili konunun müzakeresi sırasında kesin bir sonuç alabilmek için, geriye doğru iyi bir araştırma yapılması gerektiğine değinmiştir. Bu bakımdan Yüksek Genel Kurul'da okunan. Dördüncü Hukuk Dairesi'nin 17.10.1983 tarihli ve 1983/310 sayılı yazısında belirtildiği gibi, Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 1.12.1980 tarihinden bugüne kadar verdiği karar düzeltmeye ait kararlar iyi bir incelemeden geçirilerek anılan yüksek Kurulun bu husustaki kesin tutumu tespit edilmeli ve görev durumu buna göre belirlenmeliydi. Yüksek Genel Kurul, harcı verilmeyen karar düzeltme istemlerini incelemeye tâbi tutmuşsa, Yüksek Üçüncü Hukuk Dairesi görüşündedir demektir ki, Dairemizin içtihadıyla içtihat aykırılığı vardır. Eğer incelemeye tâbi tutmamışsa, Dairemizle aynı görüştedir, bu takdirde Yüksek Üçüncü Hukuk Dairesi içtihadı ile içtihat aykırılığı bulunmaktadır. Bu iki durumda da uyuşmazlık Hukuk Genel Kurulu'nun kararı ile Yargıtay Dairelerinden biri tarafından verilmiş kararlar arasında bulunduğundan, bu içtihat aykırılığının giderilmesi Hukuk Genel Kurulu'nun değil, Yargıtay Kanununun 16. maddesi gereğince Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun görevine girdiğinden, uyuşmazlığın Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nca çözüme bağlanması gerekir. Bu bakımdan tam bir tespit yapılmadan konunun Hukuk Genel Kurulu'nca çözüme bağlanmasının uygun olmadığı görüşündeyiz.
2 - Esas Bakımından: Yüksek Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesi'nin gündeme ekli olarak dağıtılan 12.5.1983 gün ve 2126/2366 sayılı kararı ile Dördüncü Hukuk Dairesi kararları arasındaki uyuşmazlık, öncelikle karar düzeltmeye ilişkin dilekçelerin harcı verilmemiş olsa dahi, karar düzeltme incelemesine esas alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır. Yüksek Üçüncü Hukuk Dairesi; karar düzeltme dilekçelerinin harcı verilmemiş olsa dahi incelenebileceği,karar düzeltme talebi reddedilirse, harcın alınmasının esas hakkındaki kararda belirtilmesi gerektiği görüşündedir. Dairemiz ise, harcı alınmamış dilekçelerin işleme konamayacağı, bu bakımdan harcı alınmamış dilekçeler üzerinde karar düzeltme incelemesinin yapılamayacağı görüşünü benimsemiştir.
Yüksek Üçüncü Hukuk Dairesi ile bu görüşü benimseyen değerli Çoğunluk, Harçlar Kanununun 9. maddesiyle 27. maddesinin 2. fıkrasını ve aynı Yasanın 127. maddesini görüşüne esas almış ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu bakımından da 442/A maddesinde alınacak giderler arasında karar tashihi harcı gösterilmediğinden, yorum yoluyla da 434. maddesinin uygulanması mümkün olmadığından., karar tashihi harcının peşin yatırılması gerekmediği sonucuna ulaşmıştır.
Kanımızca bu sonuç, gerek yasanın açık hükümleriyle, gerekse yorum kurallarıyla bağdaşmamaktadır.
Bir konu hakkında sonuca varılırken, 10.5.1965 gün, Esas no: 1965/1, Karar no: 1965/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında ve birçok bilimsel eserde belirtildiği gibi yasanın sadece bir kuralı tek başına değil, onunla birlikte ona ilişkin diğer kurallar ve bütün kanunda hakim olan. ana ruh ve ilkelerle birlikte ele alınmalıdır. Bir maddeyi yorumlarken onun ruhunu meydana çıkarmak için yasada onunla ilgili diğer maddelerin anlamını da gözönünde tutmak zorunluluğu vardır. Bu yapılmazsa o kuralın gerçek anlamı bulunamaz ve doğru sonuca varılamaz.
Yukarıda anılan ilkenin ışığında 492 sayılı, 2.7.1964 kabul tarihli Harçlar Kanunu incelendiğinde, bu kanunun on kısımdan oluştuğu, yargı harçlarına ilişkin birinci kıs