Yargıtay Büyük Genel Kurul 1977/2 Esas 1977/3 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1977/2
Karar No: 1977/3
Karar Tarihi: 06.12.1977

(1412 S. K. m. 22, 262)

Dava: CMUK.nun 22 ve 262 nci maddeleri karşısında iddianame veya son soruşturma kararında belirtilen suçun niteliği yönünden görevsizlik kararı veren, ilk veya son soruşturma sırasında doğrudan doğruya veya talimatla sanığın sorgusunu yapan ya da tanıkları dinleyen yahut hazırlık soruşturmasında sanığın tutuklanmasına veya salıverilmesine karar veren hakimin, asıl davaya bakan mahkemeye iştirak edip edemeyeceği hususunda Yargıtay Ceza Genel kurulu, Birinci ve Dördüncü Ceza Daireleri ile 3,5,6 ncı Ceza Daireleri kararları arasında husule gelen aykırılğın içtihadı birleştirme yoluyla çözümlenmesi Birinci Başkanlık divanınca istenmiş olmakla 5.12.1977 günü toplanan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel kurulunda sözü edilen ilamlar okundu, aralarında aykırılık bulunduğuna oybirliği ile karar verildikten sonra uyuşmazlık konusu görüşülüp tartışıldı.

Mahkemelerin görevlerini yasalar belli eder (CMUK. Madde 1). Ceza Davalarının, yasa ile belli edilen Mahkemelere açılması ve o mahkemede bakılıp sonuçlandırılması Usul Kanunumuzun kabul ettiği temel ilkedir. Bununla beraber davaya bakan Mahkeme, Yargılamanın her hal ve derecesinde davayı görmekle vazifeli olup olmadığına resen karar verebilir. (CUK. Madde : 7). Buna göre mahkeme, a - ya iddianame veya son soruşturmanın açılması kararında açıklanan suç niteliği bakımından,

b - Ya da suçun duruşmada anlaşılan vasıf ve mahiyeti yönünden görevli olmadığı kanısına varırsa bu takdirde görevsizlik kararı vererek davayı ait olduğu mahkemeye gönderir. Bunun tek istisnası CMUK.nun 262 nci maddesinde gösterilmiştir. Bu madde hükmüne göre mahkeme, suçun duruşmada anlaşılan vasıf ve mahiyetini ileri sürerek davanın görülmesine derecesi daha aşağı bir mahkemeye ait olduğundan bahisle görevsizlik kararı veremez. Bu durumda yargılamaya devam ederek davayı sonuçlandırır.

Duruşmada hasıl olan değişiklikle değilde; İddianame veya son soruşturmanın açılması kararında gösterilen sevk maddesi veya suçun niteliği yönünden davanın görülmesinin mahkemenin görevine dahil olmadığını anlarsa bu takdirde mahkemelerin derecesine bakılmaksızın görevsizlik kararı verilebilir.

Yakın ilgisi nedeniyle görevsizlik kararlarının yasal dayanaklarını böylece özetlendikten sonra içtihadın birleştirmesini gerektiren konuya gelince :

CMUK.nun 22 nci maddesi, karara iştirak edemeyecek hakimler başlığı altında (Aleyhinde kanun yollarından birine müracaat edilmiş olan biri hükme iştirak eyleyen hakim mafevk mahkemesince bu hükme dair verilecek karara iştirak edemez. Karar hakimi ile ilk tahkikatı yapmış olan mustantik o davanın muhakemesinde bulunamaz) hükmünü ihtiva etmektedir. Maddenin yazılışından da açıkça anlaşıldığı gibi ilk tahkikatı yapmış olan hakim, o davnanın Yargılamasında bulunamaz; ve ilk hükme katılan hakim üst mahkemesince bu hükme dair verilecek karara iştirak edemez. Duruşmada anlaşılan suç vasfı nedeniyle verilen görevsizlik karalarıda, son tahkikatın açılmasına dair olan bir kararın bütün neticelerini hasıl edeceği "CMUK.nun 263" cihetle bu şekilde görevsizlik kararı vermiş bulunan hakim de ilk tahkikatı yapmış sayılır; ve bu yönü ile bu davanın yargılamasına katılamaz. Burada yasa koyucu hakimin tarafsızlığını ve bu dava nedeniyle oy ve kanaatını daha önce belli etmiş olup olmadığını gözeterek yukarıda anılan yasaklayıcı hükmü getirmiş bulunmaktadır. Gerçekten ilk tahkikatı yapan veya duruşmayı yöneterek delilleri toplayan, olay hakkında belli bir kanıya varıp suçun niteliği ve uygulancak yasa maddelerini açıklayan ve böylece oyunu belli etmiş bulunan hakimin, bu işe ait davada hükme iştirak sakıncalı görülmüş ve yasa hükmüyle yasaklanmıştır; ama duruşmada edinilen kanaat ve suç vasfının değişmesi ile değil de, iddianame veya son soruşturmanın açılması kararındaki suç niteliği yönünden davanın görülmesinin başka bir mahkemeye ait olduğu görerek görevsizlik kararı veren hakim bu hali ile davaya bakmış sayılamaz. Hakimin burada yaptığı, iş, maddi hata sonucu mahkemesine açılan davayı görevsizlik karariyle ait olduğu mahkemeye göndermekten ibaret olup dava hakkında olumlu veya olumsuz bir kanıya varmış ve oyunu da belli etmiş sayılmaz. Böyle olunc a iddianame veya son soruşturmanın açılması kararındaki suç niteliği yönünden görevsizlik kararı veren hakimin asıl davaya bakan mahkemedeki yarglamaya katılmasına ve hükme iştirakine yasal engel ve sakıncadan söz edilemez. Burada kanun koyucu, davada esaslı işlemler nitelinde bir soruşturma yapmış ve olay hakkında delileri toplamış ve suç niteliğini belli ederek uygulanacak kanun maddesini de gösterecek biçimde kanaat, görüş ve oyunu belli etmiş olması halini temel ilke olarak kabul etmiştir. Bu nedenlerle CMUK.nun 22 ve 262 nci maddeleri hükmü karşısında iddianame veya son soruşturmanın açılması kararında suç niteliği yönünden görevsizlik kararı veren hakimin asıl davayı gören mahkemeye katılmasında bir sakınca bulunmadığı doğrultusunda görüş birliğine varılmıştır.

2 - İlk veya son soruşturma sırasında doğrudan doğruya veya talimatla sanığın sorgusunu yapan ya da tanıkları dinleyen hakimin durumuna gelince :

İlk veya son soruşturmada doğrudan doğruya veya talimatla sanığın sorgusunu yapan ya da tanıkları dinleyen hakimin, asıl davanın görüldüğü, mahkemeye katılmasındaki sakınca, hakimin tarafsızlığının ihlali veya oyunu önceden belli etmiş olmasıdır. Halbuki doğrudan doğruya veya talimatla sanığın sorgusunu yapmak ya da tanıkları dinlemek hakimin oyunu belli etmiş sayılmasına neden olamaz; ve hakimin tarafsızlığından kuşku duyulmasını gerektirmez. Sadece sanığın sorgusunu yapmak ya da tanıkları dinlemekten ibaret kalan işlem baştan sonuna kadar yürütülüp, sonuçlandırılmış bir soruşturmada sayılamaz. Bu nedenlerle ilk veya son soruşturmada doğrudan doğruya veya talimatla sanığın sorgusunu yapan ya da tanıkarı dinleyen hakimin asıl davaya bakan mahkemeye katılabileceği hususunda çoğunluk görüşü oluşmuştur. Karşı görüşte olanlar ise, CMUK.nun 22 nci hükmü karşısında talimatla da olsa ilk soruşturma görevini yapmış olan hakimin aynı işin duruşmasına veya son soruşturma sırasında niyabeten delilleri toplayan hakimini bir üst mahkemedeki davanın duruşmalarına katılmasının sakıncalı olacağı görüşünü ileri sürmüşlerdir.

3 - Hazırlık soruşturması sırasında sanığın tutuklanmasına veya salıverilmesine karar veren hakimin asıl davaya bakan mahkemeye iştirak edip edemeyeceği konusuna gelince :

Tutuklanam unsur ve koşullarının gerçekleşmesi halinde hakim veya mahkemece soruşturmanın her hal ve aşamasında verilebilen biri tedbir kararıdır. Sanığın tutuklanmasına veya salıverilmesine karar vermekle hakim oyunu belli etmiş sayılamaz. Nitekim duruşma sırasında da Mahkemeler soruşturmanın bütün aşamalarında hatta hükümle birlikte tutuklama veya salıverme kararı vermekte ve aynı davanın duruşmasına devam etmektedirler. Burada CMUK.nun 22 nci maddesine aykırılıktan söz edilemez. Bu itibarla hazırlık soruşturması sırasında CMUK.nun 124, 125 inci maddelerine göre sanığın tutuklanmasına veya salıverilmesine karar veren hakimin davaya bakan Mahkemenin duruşmasına katılmasında bir sakınca bulunmadığı doğrultusunda görüş birliğine varılmıştır.

Sonuç: 1 - CMUK.nun 22, 262 nci maddeleri karşısında iddianame veya son soruşturmanın açılan kararındaki suç niteliği yönünden görevsizlik kararı veren hakimin asıl davayı gören mahkemeye katılabileceği oybirliği,

2 - İlk veya son soruşturma sırasında doğrudan doğruya veya talimatla sanığın sorgusunu yapan ya da tanıkları dinleyen hakimin asıl davaya bakan mahkemeye katılabileceği üçte ikiyi geçen oyçokluğuyla,

3 - Hazırlık soruşturması sırasında sanığın tutuklanmasına veya salıverilmesine karar veren hakimin asıl davaya bakan mahkemeye iştirak edebileceğine oybirliği ile , 5.12.1977 günü karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy