Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1969/8
Karar No: 1970/3
Karar Tarihi: 08.06.1970
(765 S. K. m. 51, 272)
Dava: Türk Ceza Kanunu'nun 272 nci maddesi hükmünün uygulanmasında mağdur memurdan sadır olan keyfi ve haksız hareketlerin suçtan bilfiil mutazarrır olan şahsa karşı yapılmış olmasının şart olup olmadığı veya bu haksız uygulanması gerekip gerekmeyeceği hususlarında Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi'nin 24.4.1956 gün ve 252/5699 sayılı ve yine 19.6.1964 gün ve 2777/2865 sayılı ilamları arasında yekdiğerinin tamamen aksi iki ayrı görüşün benimsenmesi suretiyle, içtihat aykırılığı bulunduğu ileri sürülerek, bu aykırılığın içtihadı birleştirme yoluyla giderilmesi istenilmiş olduğundan; buna ait evrak Yargıtay İçtihadı Birleştirme Ceza Bölümü Genel Kurulu'na tevdi olunmakla, sözü edilen ilamlar arasında içtihat aykırılığı bulunduğu kurulca oy çokluğuyla kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelenerek gereği görüşüldü:
Karar: Müzakereye mevzu teşkil eden Türk Ceza Kanunu'nun 272 nci maddesi aynen (... eğer memur, memuriyeti hududunu tecavüz ederek veya keyfi hareketleriyle geçen maddelerde beyan olunan fiillerin vukuuna sebebiyet vermişse ceza, dörtte bire kadar indirilebileceği gibi icabına göre büsbütün kaldırılabilir...) hükmünü vazetmiş bulunmaktadır.
Görülüyor ki bu madde; Devlet memurları aleyhine işlenmiş olan ve Türk Ceza Kanunu'nun 266, 267, 268, 269 ve 271 inci maddelerinde tespit olunan bir kısım suçlara münhasır olmak üzere hususi bir tahrik hükmünü ihtiva etmektedir. Suç, memurun memuriyet hududunu tecavüz etmek veya keyfi harekette bulunmak gibi haksız hareketlerinin neticesinde meydana gelmişse suç faili bu maddenin indirici hükümlerinden istifade edecektir. Kanunda haksız hareketin tarifi yapılmamış olmakla berebar; (memuriyet hududunu tecavüz) ve (keyfi hareket) şeklinde ifade olunan davranışların (haksız birer hareket) olduğundan ve bunun, her hadisenin kendi bünyesi ve hususiyeti içinde müta