Yargıtay Büyük Genel Kurul 1968/3 Esas 1968/11 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1968/3
Karar No: 1968/11
Karar Tarihi: 14.05.1968

(1050 S. K. m. 23) (743 S. K. m. 618)

4753 sayılı Kanun uyarınca ihdas olunan tapu sicillinde Hazine namına kayıtlı gayrimenkule şahısların müdahale etmesi halinde dava hakkının Hazine ve Tarım, (Köy İşleri) Bakanlıklarından hangisine ait olduğu hususunda Yargıtay Birinci Hukuk Dairesi ilamı ile Yargıtay Beşinci Hukuk Dairesi ilamı arasında içtihat aykırılığı bulunduğu bildirilerek içtihat birleştirme yoluyla bu aykırılığın giderilmesi Sivrihisar Hukuk Hakimliği tarafından Yargıtay Birinci Başkanlığından istenmiş ve Birinci Başkanlıkça da sözü edilen yazı ile ilam örnekleri ve Birinci ve Beşinci Daire Başkanlarının yazılı mütalaaları içtihadı Birleştirme Hukuk Kısmı Genel Kuruluna tevdi edilmiş olmakla mezkur kurulca ilamlar arasında giderilmesi gereken içtihat aykırılığı bulunduğu oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esasa görüşülüp konuşuldu:

4753 sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun 8 inci maddesinde sözü edilen dağıtılacak arazinin Tarım Bakanlığı emrine geçeceği aynı kanunun 10 uncu maddesi hükmünde öngörülmüştür. Ancak, sonradan kuruluşlardaki değişiklikler sonucu Tarım Bakanlığı yerine Köy işleri Bakanlığı geçmiştir. Gerçekten, sonradan, yürürlüğe giren 4784 sayılı Kanunla Toprak işleri Genel Müdürlüğü kurulmuş ve Çiftçiyi Topraklandırma Kanununun gerektirdiği işler bu genel müdürlüğe verilmiş ve 5613 sayılı Kanunla da İskan İşleri Genel Müdürlüğüyle birleştirilmiş ve son kez 17/6/1964 günlü kararname ile bu kuruluş Köy işleri Bakanlığına bağlanmıştır. Uygulamada bu yönden bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.

Her iki özel daire arasında beliren, içtihat uyuşmazlığı 4753 sayılı kanunun 8 inci maddesinde sözü edilen arazi ile 14 üncü maddesi hükmü gereğince kamulaştırılan arazinin Hazine tapu kayıtları meydana getirilip de henüz dağıtıma tabi tutulmadığı sırada 3 üncü bir kişi tarafından araziye el atıldığında gerek el atmanın önlenmesi gerekse işgal tazminatı davalarının Hazine veya Köy işleri Bakanlığından hangisi tarafından açılacağı yönünde toplanmaktadır. Yargıtay Beşinci Hukuk Dairesinin içtihadı, birleştirmeye konu olan 15/5/1967 günlü ve 2149/2379 sayılı ilamında (4753 sayılı Kanunun 10 uncu maddesi hükmü uyarınca dava konusu arazi Tarım Bakanlığı emrine geçmiştir. Bu bakanlığın yetkileri halen Köy işleri Bakanlığına devredilmiş bulunduğundan bu bakanlık emrinde bulunan araziye vaki müdahalenin önlenmesi ve işgal tazminatının tahsilli davalarının adı geçen bakanlık tarafından açılması, icap eder. Maliye Bakanlığının bu hususta, dava açmaya yetkisi yoktur.) denilmektedir. Yargıtay Birinci Hukuk Dairesinin, içtihadın birleştirilmesine konu olan 25.12.1967 günlü ve 10156/8613 sayılı ilamında tamamıyla aksi görüş benimsenmiş ve özetle: (Bakanlık emrine geçme keyfiyetinin sırf dağıtımla ilgili olduğu, nitekim tüzüğün 17 inci maddesi hükmüne göre dağıtıma kadar bu arazinin Hazinece kiraya verileceği öngörülmekte bulunduğu ve tapu kayıt sahibi Hazinenin elatmanın önlenmesi davasıyla işgal tazminatı davasını açabileceği belirtilmiştir.

İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunda görüşmeler sırasında üçüncü bir görüş belirmiş ve hem Hazinenin ve hem de Köy İşleri Bakanlığının sözü edilen, taşınmazlar hakkında elatmanın Önlenmesi davası açabilecekleri düşüncesi ileri sürülmüştür, içtihadı birleştirme kararlarında; genel kurulun özel dairelerin görüşleriyle bağlı olmadığı bu görüşler dışında beliren fikrin dahi çözüm yolu olarak genel kurulca kabul edilebileceği Yargıtay'ın kökleşmiş uygulamasından bulunduğu cihetle bu görüş de tartışmalara, konu yapılmıştır.

Muhasebeyi Umumiye Kanununun 23 üncü maddesi hükmü gereğince devlete ait gayrimenkuller Hazine namına tescil olunur. Nitekim, 4753 sayılı Kanunun 13 ve 32 inci maddeleri hükümlerinde devlete ait arazi ile kamulaştırılacak arazinin Hazine adına tescili öngörülmüştür. Şu hale göre, devlete ait gayrimenkullerin mülkiyet hakkı Hazinenindir. Diğer taraftan Medeni Kanunun 618 inci maddesi hükmü, mülkiyet hakkı sahibine, hakka konu olan şeye her türlü elatmayı önleme yetkisi tanımıştır. Bu hukuki esaslar bakımından içtihadı Birleştirme Genel Kurulunda bir görüş ayrılığı belirmemiştir. Görüş farkı, Tarım Bakanlığı (Köy işleri) emrine geçme halinin hukuki niteliğinin belli edilmesi yönünde toplanmaktadır.

Gerçekten Muhasebe Umumiye Kanununun 23 üncü maddesi hükmünde ifadesini bulan ana ilke, devlet mallarını mülkiyetinin Hazineye ait olduğu yolundadır. Şüphesiz çeşitli kamu hizmetlerinin görülebilmesi, kamu işlerinin yürütülebilmesi için icra organı bu mallar üzerinde tasarruf ve kullanma hakkına sahip olmalıdır. Bu tasarruf şekli özel kanunlarla düzenlenmiştir. Mülkiyeti devletin Hazinesine ait olan bu mallar üzerinde icra organının çeşitli tasarrufları şüphe yok ki devlet adına yapılmaktadır. İcra organının devlet mallarını elinde bulundurması halinde kuru mülkiyet gene Hazineye ait olarak kalır.

4753 sayılı Kanunun amacı, topraksız çiftçiyi topraklandırmaktan ibarettir. Hazineye ait olan ya da, kamulaştırılan topraklar, kanun ve tüzüğün belli ettiği kurallar çevresinde topraksız çiftçiye dağıtılmak, üzere Tarım Bakanlığının (Köy İşleri) emrine geçer. Topraklar dağıtılıncaya kadar da tapuda Hazine namına kayıtlı olarak kalır. Tarım Bakanlığının (Köy İşleri) toprakları dağıtması, bu maksatla elinde bulundurması, geleceğini denetlemesi gibi tasarrufları devlet adına yapılan tasarruflardır. Bu işlemler, Devlet Hazinesinin mülkiyet hakkını ortadan kaldıran ve ana ülkeyi bozan bir nitelik taşımamaktadır. Mülkiyet hakkı sahibi Hazinenin Medeni Kanunun 61 inci maddesine dayanan yetkisi 4753 sayılı Kanunla ortadan kaldırılmamıştır. Hazine namına tapuda kayıtlı olan gayrimenkule başka bir kimsenin elatmasının önlenmesi davasını açması mülkiyet hakkının normal sonucu gereğidir.

4753 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin tüzüğün 17 inci maddesinde Tarım Bakanlığının emrine geçen, toprakların Hazine tarafından kiraya verilebileceği hükmü yer almıştır. Bu yön dahi Hazinenin dava hakkını ispatlayan bir delildir.

4753 sayılı Kanunun 31 ve 57 inci maddelerinde Tarım Bakanlığının davada taraf olarak yer almasının öngörülmesi, toprakların dağıtımı, kamulaştırılmasıyla ilgili ayrık hükümlerdir. Kaldı ki, aşağıda açıklanacağı üzere asıl malik namına gayrimenkulu elinde bulunduran, asıl malikin hakkına dayanarak üçüncü kişilerin gayrimenkule elatmasını önleyebilmesi hukukun ana ilkelerindendir. İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunda beliren üçüncü görüş, hem Hazinenin hem de Tarım Bakanlığının (Köy İşleri) bu çeşit gayrimenkullere üçüncü kişilerin elatmalarının önlenmesini dava edebilecekleri şeklindedir. Gerçekten emrine geçen toprakları dağıtmak üzere bulunduran ve 4753 sayılı Kanunun tanıdığı geniş yetkileri kullanan Bakanlığın bu topraklara elatılması halinde onu önleme davasını da açabilmesi, şüphesiz 4753 Sayılı Kanunun uygulanmasının ve işlerin normal yürütülmesinin gereğidir. Kaldı ki asıl malik namına toprakları elinde bulunduran, kişinin, bu çeşit davayı açabilmesi feri zilyetliğin icaplarındandır. Bu nedenlerle üçüncü görüş içtihadı Birleştirme Genel Kurulunda benimsenmiştir.

İçtihadı birleştirmeye konu olan diğer sorun, 4753 sayılı Kanuna göre Hazine namına tescil edilmiş ve fakat henüz dağıtılmamış olan araziye üçüncü kişilerin elatmaları halinde işgal tazminatı davalarının Hazine tarafından mı, yoksa Tarım Bakanlığı (Köy İşleri tarafından mı açılacağı yönüdür.

4753 sayılı Kanuna göre, sözü edilen arazinin Tarım Bakanlığı (Köy işleri) emrine geçmesi hali Bakanlığa bu araziyi dağıtma, dağıtılan toprakların geleceğini denetleme yetkilerini vermektedir. Amaç, topraksız çiftçiyi topraklandırmaktır. Tarım Bakanlığının (Köy İşleri) bu arazi üzerinde intifaı ve doğrudan doğruya yararlanması söz konusu değildir. Emre geçme bir tahsis niteliğini taşımaz. Arazinin üçüncü kişi tarafından işgal edilmesi nedeniyle Hazinenin malvarlığında mamelekinde) bir eksiklik söz konusu olacaktır. Nitekim 4753 sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin tüzüğün 17 inci maddesinde, dağıtana kadar arazinin Hazine tarafından kiraya verebileceği hükmü yer almıştır, Hazinenin malvarlığında meydana gelen eksikliğin tamamlatılması amacını güden bir davanın Hazine tarafından açılması tabiidir. Şu hukuki esaslara göre Tarım Bakanlığının (Köy işleri) böyle bir davayı açması söz konusu olamaz. Her ne kadar 4753 sayılı Kanunun 57 inci maddesinde sözü edildiği üzere maddede münderiç şartların gerçekleşmesi halinde dağıtılan arazinin geri alınması ve tekrar dağıtılması ve ecrimisil davası açılması yetkisi Tarım Bakanlığına (Köy işleri) tanınmışsa da bu hüküm ayrık (istisnai) bir nitelik taşımaktadır. Esas ilkeye etkili olamaz. Sonuç:

1- 4753 sayılı Kanuna göre Hazine namına tapuya tescil edilmiş bulunan gayrimenkullere, muhtaç çiftçiye dağıtılmadan önce, üçüncü kişilerin elatmaları halinde bunun önlenmesi için Hazine dava açabileceği gibi Tarım (Köy İşleri) Bakanlığı da dava açabileceğine,

2- 4753 sayılı Kanunun 57 inci maddesi ayrık (müstesna) olmak üzere işgal tazminatı davasını yalnız Hazinenin açabileceğine, 8/5/1968 gününde ve ilk toplantıda üçte ikiyi aşan çoğunlukla karar verildi.

AYKIRI GÖRÜŞLER

N. Ülgenalp, C. Memişoğlu:

Men'i müdahaleyi ve ecri misli bakanlık açar.

N. Kütükçüoğlu, K. Terzioğlu:

Men'i müdahaleyi ve ecri misli bakanlık açar.

H. Genya, K. Kırılmaz, L. Dalamanlı, Ş. Kitapçı, H. Karamüstantikoğlu, B. Hüdaioğlu; H. Atasoy:

Men'i müdahaleyi yalnız hazine açar.

A. Esmer, İ. K. Malatyalıoğlu, M. Çenberci, M, Ceyhan:

Ecrimisli her ikisi açar. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy