Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1966/5
Karar No: 1966/11
Karar Tarihi: 13.12.1966
(743 S. K. m. 137, 152, 161)
Dava: Hiç bir geliri ve serveti olmayan kocanın mecburi askerlik ödevini yaptığı sırada karısı ve çocuklarının iaşe ve nafakası ile sorumlu tutulup tutulmayacağı hakkında Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun iki ilamı arasında içtihat aykırılığı bulunduğu bildirilmiş, kararlar ve İkinci Hukuk Dairesi Başkanının yazılı mütalaası Kurulumuza tevdi edilmiş olmakla İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunda durum görüşüldü:
Karar: Gerçekten Hukuk Genel Kurulunun 17.10.1956 gün ve 2/43-40 sayılı ilamında "halen askerlik mükellefiyetini ifade eden ve hiç bir geliri mevcut olmadığı anlaşılan davalı kocanın nafaka ile mesuliyeti caiz bulunmadığı" kabul edildiği halde aynı kurulun 27.12.1961 günlü ve 2/59-51 sayılı ilamında, "davalı kocanın davanın görülmesi sırasında askerlik görevini yapmakta bulunması ve hiç bir geliri olmaması, onu karısına bakmak yükümlülüğünden kurtaramayacağı, uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerektiği" içtihat edilmiştir.
İşbu iki ilam arasında içtihat uyuşmazlığı bulunduğu oybirliği ile kararlaştırıldıktan sonra işin esası konuşuldu; neticede: Nafaka borcu kanundan doğan borçlar grubuna dahil olup aile hukuku ile ilgilidir. Bu borç tamamen şahsa yöneltilmiştir. Kanunda iki çeşit nafaka borcu göz önünde tutulmuştur. Birincisi, evlilik birliğinde özellikle kocaya yükletilen ve bütün zaruri ihtiyaçların sağlanmasını amaç tutan sorumluluktur. (Medeni Kanun, Madde: 137, 152/2 ve 161).
İkincisi ise, belli kan hısımlarına yükletilmiş olan ve konusu yardımdan ibaret bulunan karşılıklı dayanışma borcudur. (Medeni Kanun, Madde: 315, 316). Gerek dayandıkları hukuki sebep, gerek şümulleri itibariyle birbirinden farklı bu iki çeşit borçtan Türk Kanunu Medenisinde (nafaka) olarak bahsedilmektedir. Kurulumuza tevdi edilen ilamlar birinci kısımda sözü geçen kocanın karı ve çocuklarına karşı olan nafaka sorumluluğu ile ilgili bulunduğundan bu kararda bu kısım nafaka borcu tartışma konusu yapılmıştır.
Gerçekten Türk Kanunu Medenisinin 152/2. maddesinde "karı ve çocukların münasip veçhile iaşesi kocaya aittir" hükmü konulmuştur. Evlenme devam ettiği süre erkeğin karısını ve çocuklarını geçindirmekle sorumlu tutulması münakaşa götürmeyen kanun emridir. Prensip itibariyle koca yeter derecede servete ve kazanca malik olmadığını veya başka alacaklılar tarafından icra takibine maruz kaldığını ileri sürerek nafaka