Yargıtay Büyük Genel Kurul 1958/15 Esas 1958/6 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1958/15
Karar No: 1958/6
Karar Tarihi: 11.06.1958

(818 S. K. m. 414) (743 S. K. m. 908)

Dava: Bir kimsenin hiç bir hakkı olmadığı halde elinde bulundurduğu başkasına ait gayrimenkulü kiraya vererek kiraları almış olması halinde gayrimenkul sahibinin o kimseden kira paralarını almak üzere açtığı davanın hukuki mahiyeti ve dolayısıyla müruruzamanı hakkında Hukuk Umumi Heyetinin esas 4/89, karar 98 sayılı ve 23.6.1954 günlü kararıyla Dördüncü Hukuk Dairesinin 8978/983 sayılı ve 26.2.1957 günlü kararları arasında birbirini tutmazlık olduğu bildirilmesi üzerine toplanan İçtihadı Birleştirme Büyük Heyetince durum incelenip görüşüldükten sonra aşağıda açıklanacak sebeplerle içtihadı birleştirmeye yer olduğuna karar verilmiş ve Dördüncü Hukuk Dairesinin görüşünün doğru olduğu neticesine varılmıştır.

1 - Hukuk Umumi Heyeti kararında davanın mahiyetçe vekaletsiz tasarruf hükümlerine dayanan bir dava bulunmadığı ve Medeni Kanunun 908. maddesine dayanan bir dava olduğu cihetle Borçlar Kanununun 60. maddesindeki 1 ve 10 yıllık müruruzamana tabi olduğu kabul edilmişken Dördüncü Hukuk Dairesi kararında davanın mahiyetçe Borçlar Kanununun vekaletsiz tasarrufun bir nevine ilişkin olan 414. maddesine dayanan bir dava olması dolayısıyla Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmünce 10 yıllık müruruzamana tabi olduğu esası benimsenmiştir; o halde kararlar arasında açıkça birbirini tutmazlık ve ortada içtihadı birleştirme sebebi vardır.

2 - Bir kimsenin üzerinde hiç bir hakkı bulunmadığını bildiği veya bilebilecek durumda olduğu bir gayrimenkulü kiraya verip kiralarını almış olması hali, kötüniyetli zilyedin eli altındaki malın medeni semerelerini almış olması durumudur ki bu halde de kötüniyetli zilyet, elde etmiş olduğu semereleri Medeni Kanunun 908. maddesi hükmünce esas hak sahibine vermeye ve şayet veremezse bundan dolayı tazminat ödemeye mecburdur. Bu itibarla, hakiki malikin kira paralarını toplamış bulunan zilyede karşı açtığı dava, Medeni Kanunun 908. maddesine ilişkin bir davadır.

3 - Bir kimsenin kendisine ait olmadığını bildiği veya bilebilecek durumda olduğu bir malı kendisinin malı imiş gibi kiraya vermesi ve kiracılardan kira paralarını toplaması faaliyeti, bir iş görmedir ve mal kiraya verene ait olmadığı cihetle görülen iş, başkasının işidir. Malı kiraya verip kira paralarını alan kimse, mal sahibinin menfaatına değil, fakat kendi menfaatına hareket ettiğinden dolayı, ortada başkasının işini gören kimsenin iş sahibinin yerine kendi menfaatına hareket etmiş olması durumu vardır ki böyle bir durumda işi görülen kimse (yani mal sahibi), işi görenden (yani kiraları toplayandan) Borçlar Kanununun 414. maddesi hükmünce, kira paralarının (yani işin görülmesinden iş görenin elde ettiği menfaatların) kendisine verilmesini isteyebilir. Borçlar Kanununun bu maddesinin matlabı (İş yapan kimsenin kendi menfaatı için yapıldığı halde) ve metni ise (Kendi menfaatı için yapılmamış olsa bile iş sahibi, yapılan işten hasıl olan faideleri temellük etmek hakkını haizdir. Temellük ettiği faidelere göre, işi yapan kimsenin masrafını tazmin ve yapmış olduğu taahhütlerden onu tahlis eder) şeklindedir. Az önceki açıklamalardan hadisede, bu maddenin ilk cümlesinin tatbik şartlarının gerçekleşmiş olduğu anlaşılmaktadır.

Esasen bir hırsızın çaldığı malı elinden çıkarmış ve fakat sonradan daha ucuz fiyatla elde edip sahibine geri vermiş olması halinde, satış fiyatı ve alış fiyatı arasında farktan istifade etmesi için malikin bu 414. maddenin ilk cümlesi hükmüne dayanabileceği İsviçre hukukçuları tarafından kabul edilmiştir. (Oser - Sehönenberger, Borçlar Kanunu şerhi - Almanca Art. 423 N. 3 ve Art. 419 N. 2; Becker, Borçlar Kanunu şerhi - Almanca Art. 423 N. 1,2) ki bu da zilyetliğin geri verilmesi durumlarında dahi vekaletsiz tasarruf hükümlerinin tatbik yer olduğunu göstermektedir.

Burada içtihadı birleştirme görüşmeleri sırasında ileri sürülen bir düşünceye cevap vermek yerinde olacaktır. Vekaletsiz tasarrufta iş görenin başkasının işini görme niyetiyle hareket etmesi esas olması itibariyle kiraya verdiği malı kendi malı gibi kiraya veren ve kiraları kendi malının kirası gibi toplayan kimsede başkasının işini görme kastı bulunmadığı cihetle hadisede Borçlar Kanununun 414. maddesi hükmünün tatbiki mümkün olmayacağı ileri sürülemez. Zira, Borçlar Kanununun 410 ile 413. maddelerinde kanun, hakiki vekaletsiz tasarrufu tanzim etmekte, 414. maddesinde ise hakiki olmayan vekaletsiz tasarrufa diğer tabirle hükmi vekaletsiz tasarrufa ait bazı esasları bildirmektedir; hakiki vekaletsiz tasarrufun kanuni şartları arasında, iş görenin başkasının işini gördüğü iradesiyle hareket etmiş olması durumu varsa da hükmi vekaletsiz tasarrufta böyle bir şart aranmaz (Oser - Sechönenberger - yukarıda anılan eser - Art. 419 N. 9). İsviçre Federal Mahkemesinin kararlarından alınmış olan şu örnekler dahi hükmi vekaletsiz tasarrufta başkasının işini görme niyetinin kanuni şartlardan bulunmadığını göstermektedir: Bir ihtira beratının k

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Üyelik

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350
199
Kazancınız 151₺
7 Gün Ücretsiz Dene Ücretsiz Aboneliği Başlat Şimdi abone olmanız halinde indirimli paket ile özel fiyatımızdan sürekli yararlanırsınız.