Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1957/23
Karar No: 1959/20
Karar Tarihi: 18.03.1959
(6570 S. K. m. 7) (818 S. K. m. 90, 91, 260)
Dava: Temyiz Mahkemesi Birinci Reisliğine verilen dilekçe ile kiralayanın kiracı tarafından ödenmek istenen kira parasını almaktan kaçınmış olduğu iddiasının şahitle ispatının caiz olup olmadığı noktasında Temyiz Mahkemesi Ticaret Dairesi ile Altıncı Hukuk Dairesinin ve Hukuk Umumi Heyetinin kararları arasında birbirini tutmazlık bulunduğunun ileri sürülmesi üzerine toplanan İçtihadı Birleştirme Büyük Heyetince kararların bir kısmında alıcı kiralayanın kira parasını almaktan kaçınmış olduğu vakıasının şahitle ispat edilebileceği esasının kabul edilmiş olmasına karşılık diğer bir kısım kararlardan bu vakıanın şahitle ispat edilemeyeceği esasının benimsenmiş olması sebebiyle kararlar arasında birbirini tutmazlık bulunduğuna ittifakla karar verildikten sonra mesele incelendi, gereği konuşuldu:
Karar: 1 - Kira parası borcunun edasının kanuni şartlara uygun olarak alacaklı kiralayana arzedilmesi halinde alacaklının edayı kabulden kaçınması, onu Borçlar Kanununun 90. maddesi hükmünce mütemerrit alacaklı durumuna sokar ve bunun neticesinde borçlu için Borçlar Kanununun 91. maddesi hükmünce parayı tevdi ederek borçtan kurtulma imkanı doğabileceği gibi, 6570 sayılı Kira Kanununun 7. maddesinin son fıkrası hükmünce kiralayanın kiracıya göndereceği ihtarın haklı ihtar mahiyetinde sayılması mümkün olmaz ve Borçlar Kanununun 260. maddesi hükmünce kiralayan tarafından çekilmiş olan ihtar üzerine ve ihtarda verilen müddet içinde alıcının kira parasını kabulden haklı bir sebep yok iken kaçınması borçlu kiracının temerrüde düşmesine ve dolayısıyla aktin feshine engel olur. O halde yukarıda söylenen durumlarda alacaklının kira parasını almaktan kaçınmış olduğunun ispatı kiracı bakımından hukuki bir menfaat arzeder.
2 - Kiralayanın edayı reddetmesi bir hukuki muamele değil, bir maddi vakıadır