Yargıtay Büyük Genel Kurul 1954/27 Esas 1955/3 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1954/27
Karar No: 1955/3
Karar Tarihi: 09.03.1955


(743 S.K. m. 659)

Dava: Temyiz Mahkemesi Birinci Hukuk Dairesinin 24.11.1937 tarih ve 1015 esas, 2360 karar sayılı ve Altıncı Hukuk Dairesinin 22.6.1954 taih ve 2622 esas, 3301 karar sayılı kararları arasındaki mübayenetin halli gerekli görülmesine mebni toplanan Tevhidi İçtihat Hukuk Kısmı Umumi Heyetinde keyfiyet müzakere olundu :

Karar: Birinci Hukuk Dairesi ilamına nazaran; ihtiyari müzayede ile satılığa çıkarılan gayrimenkulün şayi hissesine müzayede sırasında diğer hissedarın pey sürmesinin ve bilahare müzayededen çekilmesinin şufa hakkını iskat etmiyeceği içtihat edilmiş olduğu halde Altıncı Hukuk Dairesi ilamiyla : (Müzayedeye çıkarılan şayi gayrimenkul hissesini satın almak için pey süren hissedar vekilinin 13.700 liradan keffiyet ettiğini bildirerek müzayede kaimesini imza eylemesinin bu hisseyi satın alan şahsa karşı şufa hakkından feregatı tazammun ettiği) içtihat edilmiş olduğundan iki ilam arasındaki mübayenet açıktır.

Bir gayrimenkulün şayi hissesinin aleni müzayede ile satılığa çıkarılması halinde, şayi hissedarlardan her birinin müazayedeye iştirak ederek satılığa arzedilen hisseyi satın almak hakkını haiz bulundukları gibi bu yola baş vurmıyarak müzayededen satın alan üçüncü şahsa karşı şufa hakkını kullanmak suretiyle de o hisseyi elde etmek salahiyetini haizdirler. Hissedarın müzayedeye iştirak etmesi, şufa hakkını kullanması demek olmayıp bilakis satılığa arzedilen hisseyi müzayede neticesinde taayyün edecek bedelle satın almak istemesidir. Muayyen bir hadden sonra hissedarın müzayededen çekilmesi de şufa hakkının istimalinden feragat olmayıp fiyatı daha fazla yükseltmemek müzayede neticesini beklemek hususundaki kasdı ifade eder. Müzayededen çekilen hissedarın bu yoldaki irade tezahüründe şufa hakkından feragat kasdının da mündemiç olduğu manası çıkarılamaz. Diğer cihetden bir haktan feragat bahis mevzuu olunca feragat beyanının veya izhar edilen zımni feragat iradesinin hukuki netice husule getirmesi için bu beyan veya zımni iradenin borçluya, hadisede şufa mükellefine (meşfuunaleyhe) tevcih edilmiş olması şarttır. Çünki feragat beyanı tekemmülü vusule bağlı beyanlardandır. Ve bu kabil beyanlar mahiyetleri icabı diğer tarafa tevcih edilmiş olmadıkça hüküm ifade etmezler. Müzayedeye iştirak eden hissedarın müzayededen el çektiğine dair müzayede kaimesini imza etmesi suretindeki beyan şufa mükellefine karşı değil müzayede memuruna karşı tevcih edilmiş bir beyandır.

Bu itibarla feragatın hukuki neticesini husule getirmesi için hukuken vücudu lazım olan şart tahakkuk etmemiştir. Bu sebeple Temyiz Mahkemesi Altıncı Hukuk Dairesinin içtihadı isabetli bulunmamaktadır.

Sonuç: Netice; İhtiyari müzayede ile satışa çıkarılan bir gayrimenkulün şayi hissesini satın almak için o gayrimenkulün şayi hissedarının müzayedeye iştirak ederek pey sürmesi ve bilahare müzayededen çekilmesi şufa hakkından feragatı tazammun etmeyip bu hissedarın şayi hisseyi müzayede neticesinde yapılan ihale ile satın alan üçüncü şahsa karşı şufa hakkını kullanabileceğine ve Birinci Hukuk Dairesinin bu yoldaki içtihadının isabetli bulunduğuna 9.3.1955 tarihinde yapılan ilk müzakerede reylerin üçte ikiyi geçen ekseriyle karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy