Yargıtay Büyük Genel Kurul 1953/19 Esas 1954/5 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1953/19
Karar No: 1954/5
Karar Tarihi: 24.02.1954

(1475 S. K. m. 13, 14)

Dava: Temyiz Mahkemesi Ticaret Dairesi'nin 2.7.1951 tarih ve E. 3727, K. 3850 sayılı ilamıyla 29.9.1952 tarih ve E. 262, K. 4692 sayılı ilamı arasındaki içtihat ihtilafının halli gerekli görülmesine mebni toplanan Tevhidi İçtihat Hukuk Kısmı Umumi Heyetinde keyfiyet müzakere olundu:

Karar: Yukarda tarih ve numaraları yazılı kararlardan birincisi, eceliyle ölen işçinin mirasçısına kıdem tazminatı verilemeyeceğini tazammun etmekte, ikincisi, aynı suretle ölen işçinin mirasçısına bahis mevzuu tazminatın verilmesi icabettiğini natık bulunmaktadır. Bu suretle iki içtihat arasında açık bir mübayenet mevcuttur.

Umumi Heyet azalarından bazıları, işçiye hangi hallerde kıdem tazminatı verileceğini tayin eden, İş Kanunu'nun değişen 13. maddesinin altıncı fıkrasıyla bu fıkranın atıf yaptığı maddelerde işçinin (ölümü) sarahaten zikredilmemiş ise de işçiyi muayyen müddetle çalışmaktan meneden (Mücbir sebep, hastalık, askerlik) hallerinin kanunda mezkûr bulunduğu ve (ölüm) hali, kanunda yer almış bulunan hallerden işçini çalışmaktan meneden bir mücbir sebep olmakla beraber, hastalık ve askerlik halleriyle mukayese edildiğinde bu halin evleviyetle kıdem tazminatına esas tutulmuş olduğunun kabulü icab ettiği ve ölümle iş akdi sona erdiği için akdi feshi zımnında bir irade izharı bahis mevzuu bulunmadığı ve bu sebeple ölüm vukuunda akdin feshi kanun tarafından derpiş edimemiş olduğu ve kıdem tazminatının işçinin mamelekinde tahakkuk etmiş müktesep bir hak olması dolayısıyla vereseye intikal edebileceği kanaati izhar edilmiştir.

Bu noktai nazar aşağıda izah olunan sebeplerden dolayı Umumi Heyet ekseriyetince isabetli görülmemiştir.

İşçiye kıdem tazminatı verilebilmesi, İş Kanununun değişen 13. maddesiyle bu maddenin atıfta bulunduğu maddelerde tahdidi olarak sayılan hallerde, iş akdinin feshi zımnında işveren veya işçi tarafından bir irade beyanı yapılmasına bağlı tutulmuştur. Ölüm hali, kanunun tahdidi surette tayin ettiği haller arasında bulunmadığı gibi, ölüm, iş akdini sona erdiren (Borçlar Kanunu 347) bir sebep oması itibarıyla akdin feshi de bahis mevzuu bulunmamaktadır.

Kanunda yazılı olmayan bir halin, kanunun tahdidi olarak saydığı mükellefiyet tahmil eden haller meyanına ithali de caiz değildir.

Binaenaleyh; ölüm halinin kanunda yer almamış bulunması ve kıyas yoluyla kanundaki haller gibi telakki edilememesi bakımından kıdem tazminatının ilk şartı mevcut olmadığı gibi iş akdinin feshi hususundaki irade beyanı şartı da mevcut bulunmamaktadır.

Kıdem tazminatı, kıdemli işçilere verilen bir tazminat olmakla beraber, mücerret kıdem, bu tazminatın mamelekte tahakkukunun yegane şartı olmayıp, buna inzimam etmesi lazım gelen diğer şartların da tahakkuku lazımdır. Ezcümle; kanunda tadat edilen sebeplerden birinin mevcudiyeti ve bu sebebe istinaden işveren veya işçi tarafından iş akdinin feshedilmiş olması zaruridir. Binaenaleyh, diğer şartların tahakkuk etmemiş olması halinde işçinin iş yerinde kazanmış olduğu kıdemle mamelekinde bir hak doğmuş olmayacağından ölen işçinin mamelekinde mevcut olmayan bir hakkın veresesine intikali de bahis mevzuu edilemez.

Sonuç: İzah olunan sebeplere binaen, eceliyle ölen işçinin mirasçılarına kıdem tazminatı verilemeyeceğini tazammun eden içtihadın isabetli olduğuna, ilk içtimada üçte iki ekseriyet hasıl olmadığından 10.2.1954 tarihli ikinci içtimada mevcudun mutlak ekseriyetiyle karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy