Yargıtay Büyük Genel Kurul 1953/13 Esas 1957/20 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1953/13
Karar No: 1957/20
Karar Tarihi: 05.06.1957

(743 S. K. m. 2) (818 S. K. m. 512)

Dava: Ölünceye kadar bakma aktinin alacaklısının ölümünden sonra mirasçılarının şekil noksanına dayanarak aktin batıl olduğuna karar verilmesini istemelerinin hakkın suniistimali diye telakki edilebilip edilemeyeceği hususunda Birinci ve İkinci Hukuk Daireleri ile Hukuk Umum Heyet kararları arasında içtihat aykırılığı olduğu ileri sürülerek bunun giderilmesi istenilmekle mesele Birleştirme Büyük Umumi Heyette müzakere edilerek aşağıdaki sonuca varılmıştır.

Karar: Borçlar Kanunu bazı akitlerin muteberliğini hususi bir şekle tabi tutmuştur. Kanunun tayin ettiği şekle uygun olarak yapılmayan akit batıldır; tarafları ilzam etmez.

Bir davada sbir aktin, şekil noksanı sebebiyle batıl olduğunu ileri sürmekte, kaideten Medeni Kanunun ikinci maddesinin şumulü içine giren bir suiistimal, yani hakkın kötüye kullanılması diye telakki edilemez. Bunun aksinin kabulü kanun vazıının, burada tafsil ve izahına lüzum görülmeyen, bazı sebep ve gayelerle, koyduğu şekle riayet mecburiyetini bertaraf etmek olur ki, bu da tecviz edilemez.

Ancak; gerek hukuk nazariyyatı, gerek mahkeme içtihatları, bazı ahvalde hadiselerin hususiyetlerini göz önünde tutarak kanunla kabul edilmiş olan şekle riayet edilmediğini ve bu sebeple de aktin batıl olduğunu ileri süren tarafın bu iddiasını, Medeni Kanunun ikinci maddesi gereğince, hakkın kötüye kullanılması olarak kabul etmiştir. Bir hakkın suiistimal edilip edilmediğini tayin hususunda, her hadisede tatbiki batıl, mutlak ve umumi bir halde koymaya imkan yoktur. Her münferit hadisede tarafların durumlarına ve halin icaplarına göre hakimin bunu takdir etmesi icap eder.

Borçlar Kanununun 512. maddesi ölünceye kadar bakma aktinin miras mukavelesi şeklinde yapılması lazım geldiğini kabul etmiştir. Binaenaleyh, kaideten, bu şekle riayet edilmedikçe ölünceye kadar bakma akti muteber olmaz; ve yine kaideten bir davada ölünceye kadar bakma aktinin kanunun tayin şekilde yapılmadığını ileri sürmek de hakkın suiistimali telakki edilemez. Ancak; Hukuk Heyeti Umumiyesinin 11.3.1953 tarih ve 2/127-18 sayılı kararında da tebarüz ettirildiği gibi ölünceye kadar bakma aktinin icaplarını senelerce yerine getiren borçlu aleyhine, alacaklının ölümünden sonra mirasçıları tarafından şekil noksanına dayanılarak aktin batıl olduğuna karar verilmesi talebiyle açılacak bir davada eşkil noksanının ileri sürülmesinin hakkın suiistimali diye kabulü caiz ve doğru olabilir. Bunun aksine olarak, mesela çok yüksek değerdeki bir gayrimenkulünü kendisine ölünceye kadar bakılması kaydıyla bir başkasına temlik eden bir şahsın; temlik tarihinden çok kısa bir zaman mesela, bir iki ay sonra ölmesi halinde mirasçılarının şekil noksanını ileri sürerek dava açmalarının hakkın suiistimali diye kabulü caiz ve doğru olamaz. Şu hale göre: Ölünceye kadar bakma aktinde alacaklının ölümünden sonra mirasçıları tarafından şekil noksanı ileri sürülerek açılacak davalarda şekil noksanının ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması demek olup olmayacağı hususunda daire kararları ile Hukuk Heyeti Umumiyesi kararları arasında her hangi bir mübayenetten de bahsedilemez.

Sonuç: Ölünceye kadar bakma aktinin alacaklısının ölümünden sonra mirasçılarının şekil noksanına dayanarak, aktin batıl olduğuna karar verilmesi talebiyle, açacakları davada şekil noksanının ileri sürülmesinin hakkın suiistimali olup olmayacağı hususunda Birinci, İkinci Hukuk Daireleri ve Hukuk Heyeti Umumiyesi kararları arasında mübayenet olmadığına ve bu itibarla da içtihatların birleştirilmesine mahal bulunmadığına üçte ikiyi geçen ekseriyetle 5.6.1957 tarihinde karar verildi.

Full & Egal Universal Law Academy