Yargıtay Büyük Genel Kurul 1944/28 Esas 1948/13 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1944/28
Karar No: 1948/13
Karar Tarihi: 22.12.1948

(3499 S. K. m. 131)

Vekalet ücreti takdirinde tarifede yazılı ücretin üç misline kadar çıkılıp çıkılmıyacağı hususunda Yargıtay Ticaret Dairesinin 30/11/1942 Tarih ve 531/2736 ve Dördüncü Hukuk Dairesinin 21/06/1943 Tarih ve 1709/2004 Sayılı kararlarını havi ilamları arasında meydana gelen içtihat uyuşmazlığının içtihatları birleştirme yoluyla giderilmesi C. Başsavcılığının 21/08/1944 Tarih ve 656 sayılı kenar yazısiyle gelen Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Umum Müdürlüğünün 18/08/1944 Tarih ve 990/55 sayılı yazısiyle istenilmesine mebni mezkur ilam örnekleri çoğaltılarak 22/12/1948 Tarihine rastlıyan Çarşamba günü saat 9,30 da müzakerenin başlıyacağı Genel Kurul Üyelerine bildirilmişti.

Bugün toplanan kurula ellibir zatın iştirak ettiği görülerek müzakere nisabı tahakkuk ettiği anlaşılmakla Birinci Başkan Halil Özyörük'ün Başkanlığında müzakereye başlanarak uyuşmazlık konusu kağıtlar Birinci Başkan tarafından okunduktan ve olayın özeti anlatıldıktan sonra söz alan;

Ticaret Dairesi Başkanı Faiz Yörükoğlu; Prensip itibariyle tevhidi içtihadı mucip bir ihtilaf var mı? 1941 senesinden beri Ticaret dairesinde bulunuyorum. Avukatlık Kanununun 131 inci maddesinin sarahaten Hakime tanıdığı bir hakkı yani üç misline kadar vekalet ücreti hükmolunabileceği hakkındaki hükme aykırı Ticaret dairesinden verilmiş bir karar yoktur. Yazılış tarzı kanunun sarih hükmüne aykırı gibi görünen bu bozma kararının esası büsbütün başkadır. İhtilafa konu teşkil ettiği bildirilen işbu kararın nasıl çıktığını tahkik ve tetkik ettim. 27,5 lira Hakimin takdir ettiği ücreti vekalet değil tarafların aralarında mukavele ettikleri ücret olduğu neticesine vardım. İlamda bu cihet iyi ifade edilmemiştir. Bu ciheti notlardan da anlamak kabil olmuştur. Bineanaleyh Hakimin Avukatlık Kanununun 131 inci maddesini yanlış tefsir ederek taraflar arasında mukarrer ücretin üç misline çıkardım diye verdiği kararı Ticaret Dairesi bozmuştur. Yoksa bizim daireden aksine verilmiş bir karar yoktur, karar oldukça eskidir.

Birinci Başkan; Daire Başkanının verdiği izahat kafi ise oylara başvuralım.

Dördüncü Hukuk Dairesi Başkanı Fevzi Bozer; Avukatlık Kanunu sarihtir, kanunun sarahati karşısında tevhidi içtihada lüzum yok tur. Fakat bu mesele; vekil ile müvekkil arasında hadis olan bir ihtilaf değildir. Haksız çıkan müddei veya haksız çıkan müddealeyh aleyhine tahmil edilecek bir ücret meselesidir, mahkeme masrafları cümlesindendir. Taraflar arasında mukavele olup olmadığına bakılmıyarak mahkemece takdir olunur.

Avukatlık Kanununun 131 inci maddesi mucibince tarifede yazılı miktarın bir mislinden aşağı ve üç mislinden yukarı olmamak üzere takdir olunabilir. Gerçi asliye mahkemesince mukavele edilen ücrete hükmolunmuş ise de, hükmedilen miktar iki had arasında olmakla neticeye müessir görülmemiştir ve bu itibarla hükmü tasdik etmişiz. Mahkemeleri ihtilata bırakmamak için mütehalif içtihatları tevhit etmek daha muvafık olur.

Ticaret Dairesi Başkam Faiz Yörükoğlu; Kanundaki sarahata rağmen Hakimin davada taktir edeceği ücreti vekaletin üç misline kadar hükmedilemiyeceği gibi kanuna muhalif bir karar verilmiş zanniyle mesele tevhidi içtihada sevkedilmiştir. Maruzatım dairemizde böyle noktai nazar olmadığı ve böyle bir içtihat ihtilafı bulunmadığı noktasından ibarettir. Sayın Fevzi Bozer'in bu mesele zımnında diğer bir meseleyi hallettirmek hususundaki noktai nazarlarını anlayamıyorum. Buraya o yolda bir ihtilaf sevkedilmiş değildir ki, onunla meşgul olalım. Hadise buraya gelir o vakit düşünürüz.

Baha Arıkan; Ticaret Dairesi Başkanı hadisede ihtilaf olmadığını söylüyor. Binaenaleyh ortada çözülecek mesele yoktur.

Ticaret Dairesi Başkanı Faiz Yörükoğlu; Hadisede bu içtihat ihtilafı yoktur. Tevhidi içtihada iş sevkolunurken kullanılan ifade tarzı mübayenet var gibi gösteriyor. Fakat işin esası arzettiğim gibidir. Tevhidi içtihada lüzum vardır denildiği takdirde neyi halledeceğimizi heyet takdir buyursun.

Demeleriyle oylara başvurularak, sonuçta;

3499 Sayılı Avukatlık Kanununun 131 inci maddesinde vekil ile müvekkil arasında ücret sözleşmesi yapılmamış olan hallerde asgari tarifenin uygulanacağı ve mahkum aleyhine tahmil olunacak ücretin tarifede yazılı hadden aşağı ve üç mislinden yukarı olamıyacağı yazılıdır.

Ticaret Dairesinin münakaşa konusu ilamında bozma sebebi olarak gösterdiği husus, ilamda layık olduğu şekilde belirtilmemiş olması sebebiyle karardan, şeklen Avukatlık Kanununun 131 inci maddesinde Hakime tanınan taktir yetkisine müdahale edildiği ve Kanunun açıkça verdiği bu hakkın dairece tanımadığı tarzında bir mana anlaşılmaktadır.

22/12/1948 tarihinde toplanan içtihadı birleştirme kurulunda Daire Başkanı tarafından verilen tamamlayıcı izahata göre, mahalli mahkemesince müvekkil ile vekil arasında kararlaşan (27) lira küsur kuruşluk vekalet ücretinin üç misli hesap edilerek (80) lira küsur kuruşa hükmedildiği görülmüş ve bu suretle müvekkil lehine mahkemenin taktir edeceği vekalet ücreti hakkında uygulanması gereken Avukatlık Kanununun 131 inci maddesi hükmüne yanlış mana verildiği cihetle bu nokta bozma sebebi olarak zikredilmek suretiyle hükmün bozulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Yine verilen bu izahata göre kanunun neşri tarihinden bugüne kadar adı geçen dairede 131 inci maddenin sarih hükmüne aykırı düşecek bir karar verilmediği ve bu yolda bir içtihatta' dahi bulunmadığı ve bu suretle Dördüncü Hukuk Dairesiyle arada bu konu üzerinde herhangi bir uyuşmazlık olmadığı görülmüştür.

Bu sebeplerle tevhidi içtihada mahal ve lüzum olmadığına 22.12.1948 tarihinde mevcudun mutlak çoğunluğu ile karar verildi. (¤¤)



Full & Egal Universal Law Academy