Yargıtay Büyük Genel Kurul 1944/22 Esas 1945/3 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1944/22
Karar No: 1945/3
Karar Tarihi: 07.02.1945

(1412 S. K. m. 255)

Dava: Bir ceza davası zımnında bahse mevzu olan yaş düzeltilmesi iddiası üzerine ceza mahkemesince verilecek kararların nüfus kütüğüne işlenip işlenemeyeceği hususunda Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 29.4.1944-1815/2039 sayılı ilamı ile ceza heyeti umumiyesinden sadır olan 28.11.1938 tarih ve 423/367 sayılı ilam arasında hasıl olan tezat ve mübayenetin halli Adliye Bakanlığı'nın 30.5.1944 gün ve 728/1020 sayılı yazılarıyla istenilmiş olduğundan toplanan Tevhidi İçtihat Genel Kurulu'nda mesele incelenerek;

SONUÇTA:

Hukuk ve Ceza Mahkemelerinin uyguladıkları kanun hükümleriyle belli görevlerine bir istisna teşkil etmek üzere Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 255. maddesi ilk fıkrasında, bir ceza davasının hükme bağlanması önceden adi hukukla ilgili bir işin çözümüne bağlı olan yerlerde o işe de ceza davalarındaki usul ve deliller için yürüyen kurallara göre ceza davalarındaki usul ve deliller için yürüyen kurallara göre ceza mahkemelerince karar verilmesinin kabul edilmiş olmasından maksat, 2. ve 3. fıkralarından da açıkça anlaşıldığı gibi, ceza mahkemelerinde ortaya çıkacak her hukuk meselesinin mutlak surette bu asla bağlanmasını iltizam etmek olmayıp belki bir hukuk davasının açılmasından kesin bir hüküm halini almasına kadar hukuk usul ve kuralları bakımından meydana gelmesi zaruri oan zaman geçimine ceza işlerinin usul ve esasça tahammülü olmamasından dolayı imkan ve maslahat bulunan yerlerde mesala sınır aşılması ve bozulması gibi tarafların belgelerini yerinde tatbik etmek ve tanıkların dinlenmek suretiyle derhal bir sonuca varıabilecek hükmün kesinleşmesini beklemek zoru altında zaman geçmesine sebep olmamak düşüncesine dayanmaktadır. Şu suretle maksat adi hukuk davası görmek olmayıp sadece eldeki ceza davası hükmüne ceza usul ve kaidelerini uygulamak suretiye dayanak hazırlamaktan ibaret olunca adi hukuk meselesi üzerinde ceza mahkemesinde varılacak sonucun da istisna ive mevzii kalarak ceza alanından başka yerlerde tesir göstermemesi düşünülebilir.

Şu kadar ki bu düşünce sözü geçen 255. maddenin ancak sondan önceki fıkralaranın birlikte mütalaasından edinilecek bir fikir ve neticedir. Çünkü o fıkraların hedefi hukuk mahkemelerinin hukuk davaları ve o arada ceza makemesini ilgilendiren hukuk meseleleri üzerinde asıl olan hak ve yetkisini, velev ceza işi doayısıyla olsun, kaldırmak amacına dayanmış değildir. Halbuki aynı maddeye 3006 sayılı kanunla eklenmiş olan son fıkra maddenin asıl metniyle kurulu olan durumu değiştirerek kendi içine aldığı yaş düzeltilmesi bahsinden yeni bir hüküm koymuş ve suçtan zarar görenlerle sanıkların yaşlarında ceza hükümleri bakımından lüzumlu görülecek sanıkların yaşlarında ceza hükümleri bakımından lüzumlu görülecek düzeltmeleri Nüfus Kanunundaki usule göre yapmanın ceza mahkemelerine ait olduğunu açıkça göstermek suretiyle hukuk mahkemelerinin 3006 sayılı kanuna kadar Nüfus Kanunu gereğince haiz oldukları yetki ve görevi ceza davasında taraf olanlar hakkında hukuk mahkemelerinden alarak ceza mahkemelerine vermiş olduğundan sözü geçen son fıkranın içine giren işlerde artık hukuk mahkemeleri için bir yetki düşünmeğe yer kalmamıştır. Böyle olunca da ceza davasında taraf olanlardan her hangi birinin yargılama sırasında yaşında lüzum görülüp de ceza mahkemesinde Nüfus Kanununa göre yapılacak olan düzeltmeler hakkında verilecek kararların kesinleşmesiyle beraber aynıyla hukuk mahkemesinden verilip kesinleşmiş olan kararlar gibi her türlü hukuki sonuçlara ve o arada nüfus kayıtlarının da düzeltilmesine esas olması kanuni bir netice halini almıştır. Bahsolunan fıkrada, "ceza hükümleri bakımıdan..." denilmiş olmasının u netice üzerinde hiç bir hüküm ve yetkisi yoktur. Ceza mahkemelerinden bu yolda verilen yaş düzeltilmesi kararlarına karşı nüfus memurlarının kanun yollarına baş vurabilip vuramıyacakların bahsine gelince :

Nüfus Kanununun 11. maddesinde nüfus memurlarına başlı başına ne aslı tashih davası açmak, ne de açılmış olan dava üzerine 3. şahıs sıfatıyla veya itirazülgayr yolile müdahale hakkı verilmiş olmayıp yalnız Cumhuriyet Savcılarına müracaatle onların harekete gelmelerini istemek ve açılan dava oturumlarında hazır bulunmak yetkisi verilmekle iktifa kılınmış bulunmasına göre bu durumda esasen hukuk mahkemeleri nezdinde v ekarşısında bile haiz bulunmadıkları bu yetkeleri ceza mahkemeleri nezdinde ve karşısında kullanabilmelerini düşünmeğe mahal bulunmamakla beraber bu günkü tevhidi içtihat görüşme konusunda giren esele sadece ceza mahkemelerinden yaş düzeltilmesi hakkında verilecek kararların nüfus ayıtlarının da düzeltilmesine esas olup olamıyacağını tayinden ibaret bulunmak itibariyle kanunun dışında kalan meseleler ve mesala temyiz yoluna ne tarzda başvurabileceğini de halletmek gibi hususlara teşmiline mahal görülmediğinden sonucun yalnız görüşme konusuna hasrı suretiyle, (ceza mahkemelerince tarafarın birinin yaşları üzerine yapılacak düzeltemelere dair olan kararların kesinleşmesiyle beraber Cumhuriyet Savcılarına verilip onlar tarafından nüfus dairelerine havale olunca ilam suretleri üzerine o dairelerce nüfus kütüklerinde gerekli düzeltmeler yapılmak lazım geleceğine) 1945 yılı ocak ayının 31. çarşamba günü 7 aykırı oya karşı üçte iki oy çoklğunu geçen 48 oyla 31.1.1945 gününde karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

Üçüncü Ceza Dairesi Başkanı İbrahim Ertem :

(Nüfus memurlarına yalnız S.Cavcılarına müracaat ile onun harekete gelmelerini istemek ve açılan dava oturumlarında hazır bulunmak yetkisi verilmekle iktifa kılınmış olmasına göre) cümlesinin kararda gösterilmesine muhalifim : Zira bu tarzı beyan nüfus memurlarının temyize salahiyetleri olmadığını anlamaya müsait bulunmaktadır.

Müzakerede ise nüfus memurlarının temyize salahiyeti kabul edilmişti. Bu, müzakeremizin konusu dışında ise kararda yazılı olduğu surette bu hususun gösterilmemesi reyindeyim.

Vehbi Yekebaş :

Umumi celsede tafsil olunan nazari ve kanuni sebeplere binaenn bir ceza davasında suçtan zarar görenlerle maznunların yaşlaarının tashihine ait kararlar o muameleye mahsur kalarak nüfus kütüğüne tescile vesile vermez.


Full & Egal Universal Law Academy