Yargıtay Büyük Genel Kurul 1943/33 Esas 1944/1 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1943/33
Karar No: 1944/1
Karar Tarihi: 05.01.1944

(765 S. K. m. 526)

Dava: Beyanname ile aldığı kömür başkasına devredenler hakkında Milli Korunma Kanununun 14,55/1 madeleri delaleyitle 54. maddenin 5 fıkrasının tatbiki suretiyle verilen hükümlerde müsadereye de karar verilip verilmiyeceği hususunda Temyiz Mahkemesi Üçüncü Ceza dairesinin 25/6/1943 tarih ve 4671/5583 ve İkinci Ceza Dairesinin 26/2/1943 tarih ve 760/816 sayılı kararları arasında meydana gelen içtihat ihtilafının halli C. Başmüddeiumumiliği yüksek makamının 11/11/1943 tarih ve 3493 sayılı yazısıyla istenilmesine bemni toplanan Tevhdi İçtihat Heyeti Umumiyesinde keyfiyet müzakere edilerek:

Neticede:

Ceza Kanununca esas itibariyle bir ceza mahkumiyetinin neticeleri arasında gösterilen müsadere - gerek onu icabettiren hal ve şartlarla çizilmiş olan hudut ve şümulü, grek o hal ve şartlar delaleyitle anlaşılan mahiyeti bakımından - çok yerde ceza mahkumiyetine bağlı hukuki bir netice olduğu gibi bazı yerde de memnuiyetin başlı başına bir karşılığı hükmünde bulunduğu halde Milli Korunma Kanunu hükümlerine göre yalnız memnuiyet hilafına işlenilen hareketin gerekli kıldığı toplu cezalardan biri olarak mülahaza olunabilecek bir müeyyide hali arzetmektedir.

Bu mülahazaya saik olan farklar: Evvela müsadereye mevzu teşkil eden malın mahiyetinde, saniyen müsaderenin, taalluk ettiği mal üzerindeki şümul ve tesiri derecesinde görünür. Şöyleki:

Ceza Kanununda müsadereye mevzu teşkil eden madde, suçda kullanılan veya kullanılmak üzere hazırlanan veya suçun işlenmesinden hasıl olan şeyden ibaret iken Milli Korunma Kanunu hükümlerince suça mevzu teşkl eden maldır.

Bu bakımdan evvela Ceza Kanunundaki hükmün, tatbikatta çizilmiş olan hududuna göre: "Suçta kullanılan veya kullanılmak üzere hazırlanan şey"den maksat, suçun işlenmesini kolaylaştıran harici bir vasıtadır ki o vasıtanın cürümden massut olan gaye ile münasebeti mücerret suçun işlenmesinden beklenen neticenin elde edilmesine yardım etmiş olmaktan ibarettir. bu sebeple mal üzerinde işlenen suçlarda bir binaya girmeğe hizmet edenmerdiven, sandık kıran veya çivi söken alet, kilit açan maymuncut veya anahtar, kaçak maddeyi tartan ölçü, memnu maddelerin imal ve istihsalinde kullanılan alat ve edevat gibi şeyler suça kullanılan veya kullanılmak üzere hazırlanan şeylerdir. Fakat suça mevzu olan, yani üzerinde suç işlenen şey değildir. Üzerinde suç işlenen şey ise zatı cürmü vücuda getiren amildir ki, Ceza Kanunu bakımından bunlar mesela kaçak mal gibi esasen memnu olan veya kemmiyet ve keyfiyetinde hile yapılmak suretiyle memnuiyet iktisabetmiş bulunan mahiyette olmadıkça müsadereye tabi değildir. Böyle bir malın müsadereye tabi bulunması nefsel'emirde memnu olmasına veya üzerine işlenmiş bir fiil dolayısıyla memnu hale gelmiş bulunmasına bağlıdır.

Halbuki Milli korunma kanunu, cezalandırdığı hareketlerin hususi ve istisnai mahiyeti icabı olarak mutlak surette suça mevzu teşkil eden malı müsadereye tabi tutmak esasını koymuştur. İki kanun hükümleri arasındaki birinci fark budur. İkinci fark da: Müsadereyi; suça mevzu olan maddenin yalnız üzerinde bilfiil suç işlenen cüz'üne hasretmiyerek geri kalan kısmına da şamil tutmasıdır.

Bilhassa, bu nokta, müsadareyi lüzumlu kılan esas mülahazalarda her iki kanunun ayrı ayrı maddelerden yarı ayrı hedefleri göz önünde tutarak hareket etmiş olduklarına delalet etmesi itibariyle önemlidir.

Ceza Kanununda müsadereyi meşru kılan başlıca sebep: müsadere oluncak maddenin, bizatihi menu olması bile suça kullanılmış olması delaletiyle suçlunun başka suçlarda da yanı vechile kullanabilmesi ihtimali karşısında, fail elinde zararlı ve tehlikelir bir mahiyet almış olmasıdır. Kanundaki "başkasına ait bulunmadıkça" kaydının tazammun edebileceği maksat ve mana budur.

Milli Korunma Kanununun müsadareyi-kabul ettiği şeklü surette-lüzumlu kılan esaslar mülahaza ise: Devlet bünyesini iktisat ve Milli Müdafaa yönlerinden za'fa düşürecek hereketleri kökünde söküp atmak gayesine varmada vasıta kıldığı zecri tedbirleri o gayeye varılabilecek ve emsaline ibret ve intibah verdirecek surette cismani, nakdi ve mali cihetlerden tesirli kılmaktadır.

Binaenaleyh bu şekildeki müsadere dahi Korunma Kanununun cezaları arasında sayılacak, daha doğrusu cezai mahiyeti gelip görenecek bir hususiyet arzetmektedir.

Filhakika ticari bir müessenin sırasına göre aynı nevinden bütün sermayesine sari olacak kadar şiddet ve tesair gösteren bir muameleyi başka konularda görmenin dayancı yoktur.

İşte şu önemli istisna, Milli Korunma Kanunuda iltizam olunan müsaderelere ceza kanundakilerle kıyaslanamıyacak bir hususilik vermekte olduğunden her hususi ve istisnai hüküm gibi bunların da mevridine maksur olması ve binaenaleyh milli Koruma Kanununun hangi hükmünde tesrih edilmişse ancak orada cayi tatbik bulması zaruridir.

Bahis mevzuu olan işe gelince:

Gerekçe: Milli Korunma Kanunu, 55 inci maddesinin ilk bendinde el konulan maddeyi kaçıran veya saklıyanlar için mevzu hapis, para ve müsaderden mürekkep toplu ceza, aynı bendin bir fıkrasıyla (Hakiki ve hükmi şahıslara Hükümetçe tespit olunan bir maksat ve ihtiyaç için kullanılmak şartıyla verilmiş olan bir maddeni hangi ihtiyaç için verilmişse ancak o ihtiyaca hasredilmesini mecburi kılarak ilgili vekalet tarafında yazılı zin verilmedikçe başkasına devredilmesini men'eden) 14 üncü maddenin 4 üncü bendindeki hükme muhalif harekette bulunanlara dahi teşmil olunmuş ise de, şu suretle başkasına devrolunan maddenin mahiyet ve miktar itibariyle ancak şahsi ihtiyacı karşılayabilecek derecede ve az kıymette olması halide de yanı cezanın tatbikini fiilin vüs'ü tahammülünden fazla şiddetli bulan kanun vazıı, sonraki tadilinde bu ihtimali suretil mahsusada nazara alarak 54 üncü maddeye koyduğu 5 inci bend ile mahsus bir cezaya bağlamış bulunmaktadır.

Metni: "..... 55 inci maddenin birinci fıkrasına tevfikan verilecek ceza 10 liradan 50 liraya kadar ağır para cezasına tenzil olunur." Şeklinde olan bu hüküm, ister-mahsusu ve müstakil bir fıkrada mevzuubahis edilmiş olması sebebinden-müstakil bir hüküm sayılsın, ister 55 inci maddedeki hükme ek itibar olunsun, mülahaza etmiş olduğu hususi hal ve vaziyette o cezayı münhasıran 10 liradan elli liraya kadar para cezasına indirmiş olmaktan başka bir mana ifade edemez. Edemeyince de şu suretle verilecek para cezasına 55 inci maddedeki müsadereyi ve ilaveye mesnet bulunamaz. Çünkü Milli Korunma işlerinde müsadere dahi mahiyeti mahuyeti mahsusası bakımından cezailiği galip bir muamele olduğunda diğer cezalar gibi kanunun sarahatla iltizam ve ilzam etmediği yerlerde kıyas yoluyla tatbiki, ceza esaslarına muhalif olur.

Kaldı ki Milli Korunma Kanununu bir an için bir tarafa bırakıp da böyle bir fiilin umumi ceza hükümleri itibariyle gerektireceği akıbet cihetinden durumu incelenecek olduğu takdirde de:

Alınması, satılması haddi zatında yasak olmayan bir malı parasıyla satın almış olan kimsenin hükümete haber verip izin almaksızın başkasına vermesi haline Ceza Kanununca terettübedecbilcek olan hüküm 526 ncı madde hükmüdür ki bu da 10 liradan 50 liraya kadar hafif para cezasından ibarettir. Bu ise zaten Milli Korunma Kanunun da kabul etmiş olduğu cezanın miktarca aynıdır. Olağan üstü hallerin gerekli kılacağı olağan üstü tedbirler de nacak kanunda açıkça gösterilmiş olduğu takdirde mer'i olabilir. Korunma Kanununun burada açıkça kabul etmiş olduğu istisna ise yalnız umumi Ceza Kanununun aynı miktardaki hafif para cezasını ağır para cezasına çıkarmış olmaktan ibarettir.

İmdi:

Bütün bu sebeplerden dolayı, Hükümetten veya salahiyetli merciden ancak şahsi ihtiyacı karşılayaak derecede ve az kıymette parasiyle almış olduğu kömürü her hangi sebep ve zaruretle olurka olsun, aldığı mercie habr vermeksizin şakasına devredenlere tatbik olacak muamele, sözü geçen 54 üncü madde 5 inci fıkrasınca yalnız 10 liradan 50 liraya kadar ağır para cezasından ibaret olup bu cezay zamime olarak müsaderenin de hüküm altına alınması lazım gelmiyeceğine 5 ikinci kanun 1944 tarihinde üç muhalif reye karşı (43) rey çoğunluğu ile karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy