Yargıtay Büyük Genel Kurul 1942/26 Esas 1942/16 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1942/26
Karar No: 1942/16
Karar Tarihi: 24.06.1942

(1412 S. K. m. 13, 18)

Dava: İcabı veya selbi vazife ihtilafı üzerine tayini merci makamlarınca salahiyetli olarak tayin olunan mahkeme veya heyetin vermiş oldğu hükmün temyizen tetkiki sırasında tekrar vazife ciheti bahis mvzuu edilip edilemeyeceği noktasından Ceza Umum Heyetinin 18.5.1942 tarihli kararına muhalif bir içtihat tebellür etmiş olduğundan bahsile keyfietin tevhidi içtihat yoluyla halli Temyiz 3. Ceza Dairesi Reisliğinin 8.5.1942 tarih ve 231 sayılı yazısıyla istenilmesine mebni 10 haziran 1942 tarihinde toplanan Heyeti Umumiyeye 43 zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve mezkur yazı okunduktan ve hadise bir kerer de 1. Reis İhsan Ezgü tarafından izah edildikten sonra söz alan :

Reis İbrahim Ertem : Bu iş kaçakçılık iş ideğildir. Olmayınca 25. madde tatbik edilmez. Edilmeyince 36. madde tatbik edilemez.

1. Reis : Tayini merci suretiyle bir makam merci tayin edilirse hakkı kaza kanunen tefviz edilmiş gibidir.

Halil İbrahim : Heyeti Umumiye tayini merci eder. bilahare suunun vasfı değişmiş ise dairei hususiye niçin Heyeti umumiye kararıyla mukayyet olsun vedoğru değildir.

1. Reis : Askeri Ceza Kanununda bir maddei masusa ile ceza tayin edilmemiştir. Yalnız usulde sarahat vardır. 1918 numaralı kanunda Ceza Kanunundan ayrılarak ayrı bir madde ile ceza tayin edilmiştir.

Fuat Hulusi : Vazife tayin edilirken esas halledilmiş denemez. Vazife nisbeten ehemmiyetsizdir. Kazaiyei muhkemeler değişmez. Tayini merciler daima değişir. Vazife gierse hem istikrar olmaz. Bir kerre tayini merci edildi mi Askeri Ceza Kanununa temas eden maddeyi de orası tatbik eder, demeleriyle neticede :

Başka başka mahkemeler veya mahkemeler ile kaza salahiyetini haiz heyetler arasında selbi veya icabi zuhur eden itilaf üzerine tayini merci makamlarınca salahiyetli tayin olunan mahkeme veya heyetin tayini merci kararına karşı ısrar hakkı olmadığı cihetle esas davayı rüyetle neticede taayyüden eden suçun mahiyetine ve tetabuk eylediği kanun hükümlerine göre vermeğe mecbur olduğu hükmün temyizen tetkiki sırasında tekrar vazife ciheti bahis mevzuu yapılarak vazifesizlikten naşi bozulamıyacağına 10.6.1942 gününde ekseriyetle karar verildi.

KARŞI OY YAZISI
Üçüncü Ceza Dairesi Reisi İbrahim Ertem :

Tayini merci kararlarının hükmü, kanunun tayin ettiği hudut ile muayyen olmak lazımdır. Tayini merci suretiyle merci tayin edildikten sonra duruşma sonunda işin rengi değişebilir. Hadisede olduğu gibi duruşma sonunda işin rengi değişebilir. Hadisede olduğu gibi duruşma sonunda suçun askeri bir suç olduğu anlaşılmıştır. Adliye mahkemeleri askeri bir suçu görmekten kanunen memnudur. Bir işte mukaddema Ceza Umum Heyetince tayini merci yolu ile karar verilmiş olması sebebine dayanarak adliye mahkemesine askeri bir suç baktırılamaz. Bu mülahazata bir ükmü vazife noktasından bozmağa salahiyeti vardır ve bunda kanunen zaruret de mevcuttur. Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 309. maddesi hükmü de bunu amirdr. Tayini merci kararları, kanunun fevkinde mahkemelere bir hakkı kaza veremez. Kaza hakkını ancak kanun tayin eder. Bu sebeple verilen karara muhalifim.

Birinci Ceza Dairesi Reisi Halil Özyörük :

Tayini merci suretiyle verilen karar, davanın ilk safhadaki şekline göre ittihaz edilmiş olup, hususa esas davayı halle ait bulunmamak itibariyle kaziyei muhkemeden de bahsedilemeyeceğine ve tahkikat safahatında meselenin mahiyeti değişerek umumi mahkemelerin vazifesinden hariç bulunduğu tahakkuk eylediği takdirde işi rüyetle mükellef mahkemeye intikali zaruri olacağına binaen Temyiz Ceza Umum Heyeti tarafından muayyen hususi ve umumi mahkemeler arasında tahaddüs eden selbi ve icabi vazife ihtilaflarının hallini teminen verilmiş olan kararların neticeye kadar idamesine ve bu karar hilafına başka karar verilemeyeceğine dair mevzuatımızda bir hüküm bluunmaması cihetiyle çoğunlukla verlien karara muhalifim.


Full & Egal Universal Law Academy