Yargıtay Büyük Genel Kurul 1942/22 Esas 1943/16 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1942/22
Karar No: 1943/16
Karar Tarihi: 05.05.1943

İnşa ve ikmal edilmiş olan demiryollarının tevsii maksadiyle istimlak edilmesi lazım gelen gayrimenkul bedelinin takdir ve tayini 929 ve 1607 sayılı hususi kanunların koyduğu esaslar dairesinde yapılıp yapılmayacağı hususunda Temyiz Üçüncü Hukuk Dairesinin 26/9/939 tarih ve 10092/8446 ve Dördüncü Hukuk Dairesinin 30/6/941 tarih ve 664/1691 sayılı kararlarının havi ilamları arasında husule gelen içtihat ihtilafının halli Adliye Vekaleti Hukuk işleri Umum Müdürlüğünün 16 mayıs 942 tarih ve 3989 sayılı yazısıyla istenilmesine mebni birinci toplanmada karar nisabı hasıl olamamasına mebni 28 nisan 943 tarihinde tekrar toplanan Heyeti Umumiyeye kırk bir zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve zikri geçen yazı ile ihtilafın mevzuunu teşkil eden ilamlar okunduktan ve hadise bir kerre de Birinci Reis İhsan Ezgü tarafından izah edildikten sonra söz alan:

Fevzi Bozer: Dairemizle Yüksek Üçüncü Hukuk Dairesi arasında husule gelen ihtilaf, Devlet Demiryolları istimlakine taalluk etmektedir. Malumdur ki, Devletçe inşa edilmekte ve edilecek olan demiryolları için hususi bir istimlak kanunu vaz edilmiştir. 929 sayılı kanunun üçüncü maddesi hükmüne göre Devlet Demiryolları ve teferruatına lüzumu dolayısıyla işgal edilmiş veya edilecek olan gayrimenkullerden hakiki ve hükmî şahısların mutasarrıf oldukları arazi ve emlakin bedeli istimlaki mezkur hatların inşası için neşredilen kavaninin tarihi neşrinde alınan vergisine göre hesap edilecek kıymetidir. Vergisi bulunmayanların kıymeti emsalinin vergisine nazaran tayin olunur.

Bu kanun hükmü 1607 sayılı müzeyyel kanunla mübayaa edilen veya edilecek olan demiryollarına da teşmil edilmiştir. 1607 sayılı kanunun ikinci maddesi mucibince bu hatlar ve teferruatı için istimlakine lüzum görülecek gayrimenkullerin bedellerinin tayininde işbu demiryollarının mubayaaları tarihindeki vergileri esas tutulur.

Demiryollarının inşasına ait kanunun neşri veya mübayaası tarihinde mevcut olmayıp da sonradan yapılmış veya yapılacak olan emlakin kıymetleri de üçüncü madde mucibince istimlak tarihindeki vergilerine göre vergileri konmamış ise emsallerinin yine istimlak tarihindeki vergisine göre hesap olunur.

İşte Devlet Demiryolları istimlak Kanunu hükümleri bundan ibarettir. Görülüyor ki, bu nevi istimlaklerde vergi kıymeti esastır. Ancak, vergi kıymetine göre, istimlak bedelinin takdir edilebilmesi için istimlakin devletçe inşa edilmekte bulunan veya atiyen inşa edilecek olan demiryollarına taalluku şarttır. Aksi takdirde umumi hükümler dairesinde gayrimenkulun değer bahası takdir olunur. Bu hüküm 929 sayılı kanunun birinci ve üçüncü maddelerinden sarahaten anlaşılmaktadır.

Hadisemizde istimlak, inşa edilmekte bulunan yahut inşa edilecek demiryollarına taalluk etmeyip, on beş sene evvel inşaatı bitmiş olan demiryolunun tevsii maksadiyle yapılmıştır.

1 - Tevsi, inşa demek değildir. Bir kerre demiryolunun inşası için bir kanun neşri lazımdır. Tevsi için böyle bir mecburiyet yoktur.

2 - Devlet Demiryolları istimlak Kanunu istisnaî bir kanundur ki, ancak devletçe inşa edilmekte ve atiyen edilecek olan demiryolları için yapılacak istimlaklerde tatbik olunur. Eskiden mevcut demiryolunu tevsi maksadiyle yapılan istimlaklerde tatbik olunamaz.

3 - Esbabı mucibe layihasından ve Büyük Millet Meclisince cereyan eden müzakerelerden anlaşıldığına göre demiryolları hakkında hususi bir kanun yapılmasına saik şudur: Demiryolları arazi ve emlak kıymetini tezyit etmiş, arazi ve emlak sahipleri bundan ziyadesiyle faydalanmışlardır. Bundan devlet şerefiye namıyla bir şey almıyor. Üstelik vergisine göre hesap edilecek bir istimlak bedeli veriyor. Bununla beraber arazi ve emlak sahipleri için az çok bir zarar var, fakat kazanç daha ziyadedir. Yani faydası zararını telafi edebilecek derecededir. Bunun için demiryolları istimlakinde vergi esas kabul edilmiştir.

Eskiden mevcut olan hattı tevsi, kıymetin tezayüdüne sebep olmamıştır. Çünkü hattın inşası zamanında gayrimenkulun kıymeti zaten artmıştı. Zaman geçtikçe de tezayüt etmiştir. Onun için tevsi için istimlaklerde verginin esas tutulması tecviz edilemez. Bunun içindir ki, dairemiz yalnız bu hususta ahkamı umumiyeye tevfikan değer baha lazım gelir, demiştir.

Şemsettin Temizer: Devlet Demiryolları istimlak Kanununda da mahkemeye gidileceği yazılıdır. Reis Beyin de izah ettiği gibi teşkilatı esasıyeye daha muvafık bulduk.

Sait Barlas: Elimizde dört adet istimlak kanunu vardır. Gerek inşa ve gerekse tevsi için olsun bu kanun tatbik edilir. Teşriî bir merciden çıkan bu kanunu hususiyi mevridine hasretmek lazımdır. Bu kanun mer'i oldukça bunun çerçevesi haricine çıkarak Umumi istimlak Kanununu tatbik etmeye imkan yoktur.

Necmettin Zahir: Bu kanunun tatbikini Dördüncü Hukuk dahi kabul ediyor. Ancak Mahkemeye gittikten sonra artık bu kanun tatbik edilmez, diyorlar. Ben orada iken böyleydi.

Fevzi Bozer: Necmettin Beyin hatırında yanlış kalmış olacak. Müceddeden inşada hususi kanunlar tatbik olunur. Fakat tevsi meselesinde umumi hükümlere göre istimlak bedelinin takdiri icap eder. Biz buraya tevsi işinde Demir yollar istimlak Kanununun tatbik edilip edilemeyeceği meselesini hal için müracaat ettik.

Şefkati Özkutlu: Sait Bey Efendinin fikirleri daha mülayim geliyor. Her kanun kendi hususiyetine göre mütalaa edilir. Mübayaa olunan hatlar ile inşa halindeki hatlar başka başkadır. Mevcut bir hattı satın almakta inşa mevzuubahis olamaz.

F. Hulusi Demirelli: Bendenizce Teşkilatı Esasiye Kanununun yetmiş dördüncü maddesine muhalif bir kanun olmaz ve hiç bir kanun dahi bu kanuna muhalif olarak tefsir edilemez. Değer bahayı vermek gayei asliyedir. Bu kanunların her birinde teşkilatı esasıyeden inhirafı kabul etmiyorum. Evvelen vergi kıymeti esas edilir. İtiraz vukuunda veya mahkemeye gidildiğinde değer bahaya gideriz. Tevsi için de bidayeten Devlet Demiryolları İstimlak Kanunu tatbik edilecektir. Aksine mülabis mütalaayı maalesef kabul edemeyeceğim. İkinci noktai nazara temayül ederim.

Şefkati Özkutlu: F. Hulusi Beyefendi teşkilatı esasıye işini gayet güzel bir surette kapalı bir halde izah etti. Benim de hoşuma gitti. Fakat bu heyette bu kanun Teşkilatı Esasiyeye muhaliftir. diyebilir miyiz? İşte kanunun Teşkilatı Esasiyeye de muhalif olduğunu görüyoruz. Binaenaleyh biz Teşkilatı Esasiyeye muvafık olduğunu da gözönünde tutarak mütalaa ederiz.

F. Hulusi Demirelli: Vaz'ıyed için, acil vaziyet için vergi esasını kabul etmiştir. Değer baha meselesi mahkemece nazara alınır.

Şemsettin Temizer: Necmettin Beyin dediği gibi biz mahkemeye gittikten sonra değer baha nazara alınacağını kabul ediyoruz. İşin mahkemelere aidiyetini biz ve Üçüncü Hukuk Dairei Aliyeleri kabul ediyoruz.

Fuat Tuğcu: Dördüncü Hukuk Dairesinin mevzuubahis ettiği hallerde de Demiryolları istimlak Kanunu tatbik edilir, dersek neticede vergi kıymetin'den ayrılmaya da imkan yoktur.

F. Hulusi Demirelli: Mahkemeler mukaveleleri de takdir ederken Teşkilatı Esasiye muvacehesinde değer bahayı veren bir hakimi tenkit mi edeceğiz?

Aziz Yeğer: Eğer esasa intikal edersek benim de fikrim vardır. Bu işi halletmek lazımdır. Bu kanun tatbik edilir dersek işi halletmiş olmayız.

Necmettin Zahir: Buraya gelen işler mahkemeye intikal eden işlerdir. Esası halletmek lazımdır. Sorarım Şemsettin Beye, burada meseleyi bu cepheden halletmezsek dairedeki işleri çıkarabilir miyiz?

Şemsettin Temizer: Edemeyiz, dediler. Müzakereye devam olunmak üzere talik kılındı.

İkinci celse: 21/4/943

Fevzi Bozer: Bu kanunlar meriyete girdiği zaman bidayeten bir istimlak yapılıp aradan 15-16 sene geçtikten sonra demiryollarının tevsii icap etmiş ve bu istimlak için de bu hususi kanunlar tatbik edilmiş, mal sahipleri istimlakten on beş sene sonra yeni bir istimlak için değer baha lazımdır demişlerdir. Bir kerre inşa vuku bulduktan sonra umumi hükümler tatbik edilir demişiz.

Abdullah Aytemiz: Menafii umumiyeye ait olan kararnameye mi, Umumi İstimlak Kanununa mı tabidir?

Fevzi Bozer: Umumi hükümlerin tatbik edilmesi lazımdır.

Abdullah Aytemiz: Menafii umumiye için bir kararname var ki cebrî alımlarda bu kararname hükümleri tatbik edilir. Bundan sonra belediye ve Devlet Demiryolları Hususi İstimlak Kanunları neşredildi. İhtilaf mevzuunu teşkil eden kanun 929 tarihli kanundur. Bu kanunda meskût kalan her hangi bir hususun umumi istimlak kararnamesi hükümlerine tevfikan halli lazım gelir. Çünkü istisnaen vaz olunan bir kanunda meskût kalan bir husus hakkında ayni kanunun diğer hükümleri kıyas tarikiyle tatbik edilirse bu hal istisnaların mevridine kasrı hakkındaki umumi düstura muhalif olur. Müstesnalarda kıyas cari değildir. Bu umumi bir kaidedir. Şu halde inşası hitam bulmuş veya inşası mutasavver bulunmamış iken bir yerin istimlakine zaruret hasıl olursa mezkur kanun hükmü tatbik edilmez. Zira bu kanun münhasıran inşa edilmekte veya ilerde inşası mukarrer demiryolları hakkındadır. Binaenaleyh hadise bu kanunun şümulünden hariç kalır.

F. Hulusi Demirelli: 929 numaralı kanunu okuduğumuz zaman görüyoruz ki, yalnız tesis değil, ilerde lüzum görülecek teferruatı için istimlakte de bu kanunun tatbik edileceği üçüncü maddesinde tasrih edilmiştir. Üçüncü madde ıtlakı üzerine tatbik edilmek lazımdır.

Birinci Reis: Fuat Beyefendi binalar hakkında vakti istimlakteki kıymet diyorlar. Bu hususi kanunlardan, bu istimlak umumi istimlak kanunundan hariçtir, dahildir manasını çıkarmaya lüzum yoktur. Vaz'ıyed edilen ve edilen dedikten sonra tedvin edilen diğer maddeler evvelki bu maddeyi te'yit içindir. Aksini kabul etmek maksada, esbabı mucibeye ve adalete münafi olur kanaatındayım.

F. Hulusi Demirelli: Mubayaadan sonra inşa olmadığı için kanunun manası ne olur? Mubayaadan sonra inşa mutasavver midir? Mubayaadan sonra tevsi mevzuubahis olur. Bu teferruat ve tevsiattır. 929 numaralı kanunun üçüncü maddesi tatbik olunacaktır. İstisnası da binalar hakkındadır.

Abdullah Aytemiz: Üçüncü maddede mevzuubahis olan birinci madde mevzuuna dahil demektir.

Şefkati Özkutlu: Bu kanunlar amme kanunlarıdır. Bu kanunlara ait ihtilaflar da Devlet Şûrasına gider. Ancak kendi kanununda sarahat olan yerlerde bize gelir. Kanunun sarahatiyle mukayyet olmak zarureti vardır.

Cevat Gücün: Bu işlerle daima mehakimi umumiyenin alakası vardır. Kanunu Medeniyi takyit eden bir çok amme kanunları tedvin edilebilir. Tasarruf kanunlariyle Devlet Şûrası iştigal etmez. Eski inşa ile sonradan yapılan tevsi için yapılan istimlaklerde fark yoktur. Ahsen bir yolu tercih etmek lazımdır. Madem ki, Teşkilatı Esasiye Kanununun sarahatına göre değer baha verilmeden kimsenin malı alınamayacağına göre bizim buna göre tatbikatımızı yapmamız lazımdır. Filhakika bu kanunda böyle bir şey varsa da bu muamelatı iptidaiyeyi teshil etmiştir. Nitekim İstanbul Belediye istimlak Kanunu da böyle idi. Daireler değer bahaya gidince kanunu değiştirmek lüzumu hasıl oldu ve öyle yapıldı, demeleriyle reye müracaat olunarak neticede karar nisabı hasıl olamamasına mebni gelecek celseye talik kılındı.

Üçüncü celse: 28 nisan 1943

Zabtı sabık okunduktan sonra müzakerenin kifayeti ittifakla kabul olunduktan sonra reye müracaat olunarak neticede:

Malumdur ki, Devlet Demiryolları İstimlak Kanununun neşrinden evvel demiryolları ve teferruatına lüzumu olan gayrimenkullerin istimlaki 295 tarihli Menafii Umumiye için istimlak Kararnamesine tevfikan yapılmakta idi. Ahiren görülen lüzum üzerine Devletçe inşa edilmekte ve edilecek olan demiryolları ve teferruatı için 929 sayılı hususi istimlak kanunu yapılmış ve bu kanun hükmü 1607 sayılı kanunla mubayaa edilen ve edilecek olan demiryollarına da teşmil edilmiştir.

929 sayılı kanunun üçüncü maddesinde. Devlet Demiryolları ve teferruatına lüzumu dolayısıyla işgal edilmiş ve edilecek gayrimenkulattan hakiki ve hükmî şahısların mutasarrıf oldukları arazi ve emlakin bedeli istimlaki, mezkur katların inşası için neşredilen kavaninin tarihi neşrinde alınan vergisine göre hesap edilecek kıymeti olduğu ve 1607 sayılı kanunun ikinci maddesinde de; 929 sayılı kanunun üçüncü maddesi mucibince bu hatlar ve teferruatı için istimlakine lüzum görülecek gayrimenkullerin bedellerini tayinde iş bu demiryollarının mubayaaları tarihindeki vergilerin esas tutulacağı yazılı bulunmasına göre bu hususi kanunların hükümleri sadece müceddeden inşa edilen ve edilecek olan demiryolları ve teferruatı için istimlak olunacak gayrimenkul bedelinin takdir ve tayininde cari olup, mevcut hattın tevsii maksadiyle yapılan münferit istimlaklere şamil değildir. Çünkü Teşkilatı Esasiye Kanununun yetmiş dördüncü maddesi hükümlerine göre umumi menfaatler için istimlaki lüzumu usulen tahakkuk eden gayrimenkullerin kanunu mahsus mucibince değer bahası verilmek şarttır. Ancak gerek hususi kanunların esbabı mucibe layihasından gerek meclis müzakeresi zabıtlarından anlaşıldığına göre içtimai ve iktisadi inkişafın en büyük amillerinden olan demiryolları inşasını Hükümete bâr olmayacak en az masrafla vücuda getirmek zaruretiyle umum hükümlerden ayrılarak hususi bir istimlak kaidesi kabul edilmiş ve demiryollarının etrafındaki emlak ve arazinin kıymetlerini artıracağı ve bundan emlak ve arazi sahipleri ziyadesiyle faydalanarak bu suretle mülkiyet ve tasarruf haklarının temin olunacağı mülahazasıyla istimlak bedelinin takdir ve tayininde vergi kıymeti kıstas ittihaz edilmiştir.

Mevcut demiryolunun tevsii gibi münferit sebeplerle yapılan istimlaklerde umumi hükümlerden ayrılmayı istilzam edecek bir zaruret mutasavver olmadığı gibi etrafındaki emlak ve arazi kıymetleri zaten demiryolunun, inşasıyla artmış olup, hattın tevsi keyfiyetinin kıymet tezayüdünde bir tesiri bulunmamış olduğundan emlak ve arazi sahiplerinin faydalanacağı da mülahaza edilemeyeceğine binaen mahkemelerce bu kabil münferit istimlaklerde istimlak bedelinin umumi hükümler dairesinde takdir ve tayin ettirilmesi lüzumuna birinci müzakeresinde üçte iki ekseriyet hasıl olmadığından ikinci müzakeresinde mevcudun ekseriyetiyle karar verildi.

AYKIRI GÖRÜŞLER

Y. K. Arslansan: Tevsi de inşa mefhumuna dahildir. Devlet Demiryollarının tevsii sebebiyle yapılan istimlaklarde hususi kanun hükümleri tatbik edilmek gerekli olup, umumi hükümler dairesinde istimlak bedelinin takdir ve tayin edilmesine cevaz yoktur reyindeyim.

A. Aksöz: Kanunların sarih hükümlerine muhalif gördüğüm bu karara muhalifim.

A. Himmet Berki: Üçüncü Hukuk Dairesi Kararı doğrudur.

Aziz Yeger: Menafii Umumiye İçin İstimlak Karamamesinin 17 nisan 330 tarihli muaddel birinci maddesinde menafii umumiye için istimlakin tarif ve beyanında demir ve şose yolları da sayılıp söylenmektedir. Bu beyana göre bir demiryolu için yapılmasına lüzum görülen istimlak işi esasta Menafii Umumiye İçin istimlak Kararnamesine dahil bir husustur.

Bu muaddel maddeden daha sonra haziran 926 tarihinde neşrolunan 929 numaralı Devlet Demiryolları istimlak Kanununun birinci ve üçüncü maddelerinde Devletçe elyevm inşa edilmekte bulunan ve atiyen inşa edilecek olan demiryolları güzergahına rastlayan arazi ve gayrimenkullerin devlete ait olanlarının parasız terkinden ve hakiki ve hükmî şahıslara ait bulunanların istimlaki lüzumundan ve verilecek istimlak bedelinden bahsettiği gibi dördüncü maddesinde istimlaki kararlaştırılan gayrimenkullerin bir cetveli yapılmak suretiyle istimlak şekli gösterilmektedir.

Bu kanundan daha sonra mayıs 930 tarihinde neşrolunan 1607 numaralı kanunda da 929 numaralı kanun hükmünün satın alınan ve alınacak olan demiryolları şümulü bildiriliyor.

929 numaralı kanunun yukarıya naklolunan maddeleri beyanına ve hususiyle dördüncü maddesinde cetvel tanzimi suretiyle bildirilen istimlak şekline göre bu kanun Menafii Umumiye için istimlak Kararnamesinde yazılı olduğu üzere demiryolları için yapılması lüzumlu görülen istimlak işlerinden bir kısım hakkında hususi ve istisnai bir hüküm koyuyor. Yani bir demiryolu inşa halinde veya inşa edilecek olur da kül halinde ve umumi şekilde bir istimlak muamelesine lüzum görülürse uzun formalitelere gidilmeyerek cedvel tanzimi suretiyle ve basit bir şekilde keyfiyet istisnai bir istimlak muamelesine tabi tutulur. Şayet umumi ve kül halinde olmayarak münferit bir istimlak muamelesine lüzum görülürse yine esas kaide ve usul veçhile Menafii Umumiye İçin İstimlak Kararnamesinin sarahati dairesinde muamele yapılır. Çünkü Menafii Umumiye İçin İstimlak Kararnamesi demiryolu işinde umumi bir kaide koymuştur. 929 numaralı kanun bu mevzuun bir istisna halidir. Bu istisnaya girmeyen yani inşa halinden senelerce evvel çıkmış bulunan bir demiryolunun lüzum sebebiyle münferit bir istimlak işi istisnai mevzu dışında kalarak umumi hüküm ve usule-ki Menafii Umumiye İçin İstimlak Kararnamesi şümulüne dahil ve tabi bulunur.

İki daire arasındaki ihtilafın bu görüş ve mütalaa ile halli icap edeceği ve bu sebeple Yüksek Dördüncü Hukuk Dairesi kararının bu bakımdan isabetli olduğu fikir ve kanaatindeyim. (¤¤)



Full & Egal Universal Law Academy