Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1941/17
Karar No: 1946/11
Karar Tarihi: 29.05.1946
(2490 S. K. m. 25)
Eski ihale Kanununun meri bulunduğu bir sırada belediye tarafından müzayedeye çıkarılıp ihale olunan gayrimenkul alıcısı ihale bedelini vadesinde vermediği halde belediyece bir muamele yapılmayarak tasarrufa devamla kiraya verilerek faydalandıktan sonra yeniden muzayedeye çıkarılarak evvelki ihale ile sonraki ihale arasındaki farktan ilk alıcının sorumlu olup olmadığı hususunda Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesinin 27.11.1940 gün ve 1858/2528 sayılı ve Hukuk Genel Kurulunun 31.03.1937 gün ve 4/94-32 sayılı ve 21.04.1937 gün ve 4/84-34 sayılı ilamları arasındaki aykırılığın çözülmesi için avukat Hamit Şevket İnce imzalı dilekçe ile vaki müracaat üzerine sözü geçen ilam suretleri çoğaltılarak Genel Kurul Üyelerine dağıtıldıktan sonra 22.05.1946 Çarşamba günü Genel Kurulun toplanacağı bildirilmişti.
Muayyen günde Birinci Başkan Halil Özyörük'ün Başkanlığında (elli beş) zatın iştirak ettiği ve müzakere nisabının tahakkuk eylediği görüldükten sonra bu konuya taalluk eden hadise Birinci Başkan tarafından izah edildikten sonra söz alan:
Dördüncü Hukuk Dairesi Başkanı Fevzi Bozer: Hadise şudur: Eski ihale kanununun meri bulunduğu zamanda belediye dairesi tarafından bir gayrimenkul müzayedeye çıkarılmış, talibine ihalesi yapılmıştır. Fakat alıcı ihale bedelini vadesinde vermemiştir. Kanunen ihale münfesih sayılır. Buna rağmen gayrimenkulde belediye tasarruf etmiş, kiraya vererek faydalanmıştır. Ancak, sonra yeniden müzayedeye çıkarmış ve bu suretle iki ihale arasında fark hasıl olmuştur. Bu farkla alıcı sorumlumudur değil midir? Mesele bundan ibarettir.
Hukuk Genel Kurulu kararına göre taahhüdün yerine getirilmemesiyle ihale münfesih olur. Binaenaleyh belediye kanunen belli süresi içinde gayrimenkulu açık artırmaya çıkarmak zorundadır. Aksi takdirde alıcı bedel farkı ile sorumlu olamaz, bizim dairenin kararına göre, alacaklı belediye; taahhüdün ademi ifası halinde isterse ihaleyi fesheder, isterse feshetmez. Fakat feshettiği takdirde kanunen belli süre içinde arttırmaya çıkarmalıdır. Yani taahhüdün ademi ifası halinde ihale kendiliğinden münfesih sayılamaz. Fikrimce Genel Kurul kararında daha ziyade isabet vardır. Çünkü İhale Kanununda ihal