Yargıtay Büyük Genel Kurul 1940/5 Esas 1940/68 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1940/5
Karar No: 1940/68
Karar Tarihi: 27.03.1940

(765 S. K. m. 40)

Dava: Bir suçtan dolayı verilen mahkumiyet hükmü kat'ileştikten sonra beraat ettiği diğer fiilinden dolayı mevkuf kaldığı müddetin bu ceza mahkumiyetlerine mahsubunun icrası hususunda Temyiz Ceza Heyeti Umumiyesi ve 3. Ceza Dairesi ilamlarıyla 1. Ceza Dairesi ilamı arasında hasıl olan mübayenetin hal ve içtihat ihtilafının tevhit edilmesi için C.Başmüddeiumumiliği'nin 7.2.1940 tarihli müzekkeresine ilişik olarak bu ilam suretleri 4. Riyaset Umumiye'ye (47) zatın iştirak ettiği görülerek müzakere nisabı hasıl olmakla Temyiz 3. Ceza Dairesi'nin bir ilamı aleyhine böyle bir mahsubiyetin icrası hakkında vaki itirazın reddine dair Ceza Umum Heyeti'nin 10.1.1938 sayılı ilamlarıyla bunlara mübayin ve bu kabil bir mevkufileti mahkumiyet ve ceza müddetinden mahsubu lazım geleceğini mutazammın olan 1. Ceza Dairesi'nin 14.9.1939 tarihli ve 2886/2379 sayılı ilamı okunarak ihtilaf mevzuu anlaşıldıktan ve 1. Reis İhsan Ezgü tarafından da izah olunduktan sonra söz alan ;

Halil Özyörük; Sarahatı kanuniye dersek böyle bir şey yoktur. Bu madelet esasına müstenittir. Hadisede mümaselet yok gibidir.

Vehbi Yekebaş ; Bendeniz de dairemde ekalliyetteyim. Ekalliyette kalmama saik olan fikrimi izah edeyim. Ceza Kanunu'nun 40. maddesi mucibince, "Hüküm kat'iyet kesbetmeden evvel vukubulan mevkufiyet ceza mahkumiyetlerinden indirilir." Şu ibareye göre evvela suçlu tevkifine sebep olan suçtan mahkum edilirse mevkufiyeti mahsup edilir. Çünkü bir defa maddi vaziyet bu telakkiyi kabule bizi icbar eder. Mesela bir adam iki suç işlemiş, bunlar iki ayrı mahkemede yani bilfarz biri ağır cezada, diğeri asliyede görülüyor. Ağır cezada mevkuf, diğerinde gayri mevkuf. Buna mukabil asliyede mahkum olmuş, ağır cezada beraat etmiş bulunursa bu mahsup mu edilecek? Bunu izah sadedinde beraat ettiği suçtan mevkuf kalmakla bir haksızlığa uğramış demek olduğundan diğer mahkumiyetinden bunu mahsup etmekle o haksızlığı telafi ederek madelet göstermiş oluruz, diyorlar. İlk bakışta böyle bir mülahaz ada belki biraz münasebet bulunabilir. Fakat mademki biz haksızlıklarımızın neticelerini ve eserlerini kaldırmak istiyoruz, evvelce isnat edilen suçtan tevkif edilip beraat eden kimse sonra bir suç işlerse ne olacak? Suçun evvel işlenmiş veya sonradan işlenmiş olması halinde madelet itibariyle bir fark yoktur. Öyle ise mahsup lazımdır. Peki, her mevkuf için bir hesabı carimi açalım ? Ona da pek ilakin bu takdirde evvelce tevkif edilip beraat eden kimseye suç işlemek için bir serbesti vermiş olmazmıyız ? Böyle sonradan işlenen suçları mahsup etmeyelim. Ama heyete sevkolunan bu işte olduğu gibi evvelden işlenmiş, fakat meçhul kalmış, hatta mevkufiyet ve beraatten çok sonra meydana çıkmış bir suçun bundan farkı ne ? İkinci derecede aksi yani böyle bir mahsup sistemi kabul edildiği takdirde teşkilat noksanı buna hiç müsaade etmez, zira bizde mahkemeye çıkan herhangi bir mücrimin eski mahkumiyetlerini yani tekerrür şartını tespit için henüz suçlunun isticvabında verdiği malumat haricine çıkılamayarak ancak muhakeme edildiği yerin adli kayıtlarıyle iktifa edilmekte ve bir adli sicil teşkilatı kurulamamaktadır. Hal böyle iken ve metine göre kanuni bir zaruret ve ilmi akideler itibariyle hiç bir memlekette bu yolda bir tatbikat mevcut değil iken kendimiz bile umumi bu yolda bir tatbikat mevcut değil iken kendimiz bile umumi mefhum mahiyeti vermekten tevakki ile şuna tatbik edilir, buna edilmez diye güdük bir kaide taklidi vazına kalkışıp da başımıza lüzumsuz bir meşgale ve bir muhasebe çıkarmayalım. İşte bu sebebe mebni de bir suçlunun mevkufiyetin muzaf olduğu suçtan dolayı beraat edip gayri mevkuf olarak görülen suçtan mahkumiyeti halinde bu mahkumiyete evvelki mevkufiyet mahsup edilemez.

Birinci Reis ; Mahkum olsaydı içtima ettirip mahsup edecektir. Beraat etti diye mahsup etmeyeceğiz, nasıl olur ?

İbrahim Erteme ; Madde metni mevkufiyet takaddüm edecektir.

Birinci Reis ; Evvelden beraet ederse evleviyetle mahsubu lazımdır.

Fuat ; Diğer devletlerde bu hürriyetten mahrum edilen kimseye tazminat verilirken bizim mali vaziyetimizin müsait olmaması dolayısıyla kabul edilmemiştir, demeleriyle,

Neticede ;

Beraat eden bir şahsın beraat kararından evvel işlenmiş ve fakat birleştirilmeyerek ayrı bakılmış olan diğer suçundan mahkum olduğu takdirde beraat ettiği suçundan dolayı mevkuf kaldığı müddetin mahkum olduğu ceza müddetine mahsup edilemeyeceğine dair ileri sürülen mülahazaya ve bu suretle 3 muhalif reye karşı :

Bir şahsın müteaddit suçlarının bir mahkemede birleştirilerek bir hükme bağlanması veya ayrı ayrı bakılarak verilen hükümlerin usulün 403. maddesi hükmüne göre birleştirilmesi halleri cezanın infazı bakımından farksız olup birlikte hükme bağlanan 2 suçtan birinden beraetine ve diğerinden mahkumiyetine karar verildiği halde beraat ettiği ve diğerinden mahkumiyet halinde dahi cezanın infazında beraat kararı ister evvel, ister sonra olsun beraat ettiği suçtan dolayı mevkuf kalmış olduğu müddetin ceza müddetine mahsubu icap edeceği ve çünkü birden ziyade suçlarda cezaların birleştirilmesi ve neticede bir hüküm infaz edilmesi ve kati hükümden evvel mevkuf olarak geçen müddetin hangi suça ait olursa olsun mutlak surette mahkum olduğu ceza müddetinden indirilmesi Ceza Kanunu'nun 40. maddesiyle içtima hükümlerinin zaruri bir neticesi olduğu ve ancak beraat hükmü kat'ileştikten sonra işlenmiş olan suçtan mahkumiyet halinde evvelce beraatla neticelenmiş olan suçtan dolayı mevkuf kaldığı müddetin beraatinden sonra işleyeceği suçtan verilecek ceza müddetinden indirilmesi kanun hükümlerine uymayacağı çünkü sonradan işlenen ve mahkumiyetle neticelenen suçu evvelce beraat kararına bağlanmış olan suçla birleştirmeye kanuni bir yol ve imkan bulunmadığı mütalaasına dayanılarak beraat eden bir şahsın beraat ettiği suçtan dolayı mevkuf kaldığı müddetin beraat kararından evvel - beraat kararı kat'ileşmezden evvel - işlemiş olduğu diğer suç için verilen ceza müddetine mahsubu icap ettiğine sülüsan ekseriyetle 6.3.1940 gününde karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy