Yargıtay Büyük Genel Kurul 1940/33 Esas 1943/6 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1940/33
Karar No: 1943/6
Karar Tarihi: 27.01.1943

(Lozan Anlaşması - Türk Ve Rum Ahalinin Mübadelesine Dair Mukavelename Ve Protokol m. 1)

Muhtelit Mübadele Komisyonundan etabli vesikasını almış bulunan bir şahsın gayrimenkulleri hakkında kanun hilafına yapılan muameleye karşı Muhtelit Mübadele Komisyonu dağıldıktan sonra itirazla mal iadesine dair ait olduğu mahkemeye vukubulan talep ve müracaatının kabul edilip edilmeyeceği hususunda Temyiz Mahkemesi Birinci ve Üçüncü Hukuk Daireleri arasında hasıl olan içtihat ihtilafının halli. Adliye Vekaleti Hukuk İşleri Umum Müdürlüğünün 24 Temmuz 940 tarih ve 7346 sayılı yazısına ilişik olarak gönderilen Maliye Vekaleti Hukuk Müşavirliğinin 4/7/940 tarih ve 42246/3302 sayılı yazısıyla istenilmesine mebni 27/1/943 tarihinde toplanan Heyeti Umumiyeye kırk iki zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve mezkur yazılarla ihtilafın mevzuunu teşkil eden dosyada mevcut ilamlar ve daire reisliklerinin mütalaanameleri okunduktan ve hadise bir kerre de Birinci Reis İhsan Ezgü tarafından izah edildikten sonra söz alan:

Fuat Hulusi: Cümlenizin bildiği veçhile Lozan Ahidnamesinde Türkiye ve Yunanistan arasında bir ahali mübadelesi kararlaşmıştı. Atina itilafnamesinde bunun esasları ve şartları konmuş ve tatbik yolları da Ankara anlaşmasının konusunu teşkil etmiştir. Bunlarda esas bazı ahalinin mübadelesidir. Mal mübadelesi bunun ferilerindendir. Mübadele edilecek ve edilmeyecek şahısları bu anlaşmalara göre Muhtelit Mübadele Komisyonu kararları tayin eder. O şahısların malları hakkında da ona göre muamele olunur.

Sonra 1934 tarihinde Muhtelit Mübadele Komisyonu ilga edilmiştir. İki Hükümet arasında bu ilga keyfiyeti hakkında Ankara'da yapılan anlaşma 2374 sayılı kanunla tasdik buyurulmuştur. İlga hakkındaki bu itilafnamenin dördüncü maddesi anlaşmaların tatbikinden çıkacak ihtilaflar için mahkemelerin vazifesini tanıyor. Yalnız ikinci ve üçüncü maddelerdeki istisnaları mahfuz tutuyor. Bunlardan bahsimize taalluku olan üçüncü maddedir. Mezkur madde şöyledir: (maddeyi okudu) Burada muterize arasında numaraları gösterilen Ankara İtilafnamesi maddelerinden onuncu madde de şöyledir: (maddeyi okudu). Buna göre bir kimse vaktiyle Muhtelit Mübadele Komisyonundan etabli olduğuna dair bir karar ve vesika almamışsa ve gayrimenkulünün Hazineye intikali bu sebeple mezkur komisyonca tasvip edilmişse mahkemeye gelip ben etabli olmak şartlarını haizim, gayrimenkulum bana geri verilsin yahut satılmışsa bedelini isterim, diyemez. Birinci Hukuk Dairesi tamamıyla bu içtihattadır. Hatta hilafına verilmiş mahkeme kararlarını nakzedegelmiştir. Bu noktada diğer muhterem daire ile hiç bir fark ve ihtilafımız yoktur. Fakat dikkat buyurulursa görülecektir ki, Ankara İtilafnamesinin on üçüncü maddesi ilga hakkındaki itilafnamenin üçüncü, maddesinin muterize arasında saydığı maddeler içinde yoktur (On üçüncü maddeyi okudu). Şu halde onuncu madde hükmünce etabli olduğu hakkında mahkemeden karar istemek mevkiinde olmayan ve çünkü zaten muhtelit komisyondan etabli vesikası almış ve Yüksek Heyetinize içtihadın tevhidi için arzolunan hadiselerde olduğu gibi Türk vatandaşlarına mahsus hüviyet cüzdanını bu sebeple hamil bulunmuş olan bir kimsenin gayrimenkulü hakkında yanlış muamele yapılmışsa velevki bu muamele mülga komisyonun tasvip ettiği cedvele müstenit bulunsun, ilga itilafnamesinin üçüncü maddesi bu muamele aleyhine mahkemeye müracaat etmesini men etmiyor. Men ettiği şey evvelce arzettiğim Ankara İtilafnamesinin onuncu maddesinden istifade eden etablilerden olduğu hakkında yeni bir iddiaya mukarin olan mal davasıdır. Çünkü etabli mi değil mi mahkeme bunu tetkik edemez. takat etabli olduğu, Türk vatandaşlığında kaldığı muhakkak olan bir kimse mahkemeden Ankara İtilafnamesinin onuncu maddesinin değil, on üçüncü maddesinin tatbikini istiyorsa ki, hadiselerimiz böyledir, arzettiğim sebepten dolayı bu istek ve bu yoldaki dava ilga hakkındaki itilafnamenin üçüncü maddesi çerçevesi içine sokulamaz ve mezkur itilafnamenin dördüncü maddesi hükmünce bu yoldaki davaya mahkeme bakar. Elverir ki, davacının etabli vesikası bulunsun.

Zaten bir Türk vatandaşının gayrimenkulu yanlışlıkla zabtedilmişken ve bu hususta esas komisyonun etabli vesikası olduğuna göre yanlışlık meydanda iken o vatandaşa mahkemenin kapısı kapatılabilir mi? Elbette ki, mahkeme her Türk vatandaşına kanun ve usul dairesinde açıktır. Ancak Muhtelit Mübadele Komisyonunun 109 numaralı bir kararı vardır ki, mahkeme bu gibi davalarda o kararı nazara almalıdır (Mezkur kararı okudu). Bu kararda bir tarih var: 19 ilkteşrin 934. Bu, komisyonun dağıldığı tarihtir. Şu halde bu tarihten evvel Hazine namına Gayri Mübadil Komisyonunca müzayedeye çıkarılmış olan gayrimenkuller bahis ve muhakeme mevzuu olamaz. Çünkü komisyon bunlardan yanlış olanları ben kendim düzelttim diyor. Diğer yanlışlıkların tashihini mezkur karar dahi kabul ediyor. Zaten başka türlü olamaz. Bir kimse ki, mübadil değildir, ona muhtelit komisyon etabli demiş, bugün Türk vatandaşıdır, böyle bir kimsenin gayrimenkulu yanlış bir kararla zabtedilir, müzayedeye çıkarılır veya satılır da kendisine aynen iade veya satılmışsa bedeli tediye edilmek lazım gelmez diye düşünülsün, böyle şey olur mu? Şayet böyle olsa, o Türk vatandaşı, mübadil Rum'dan daha aşağı bir mevkide tutulmuş olur. Çünkü mübadil olsa Yunanlı olacak ve Yunanistan Hükümetinden bir taviz alabilecekti. Şimdi hem gayrimenkulu bedelsiz elinden alınsın, hem de dava hakkı olmasın, bu nasıl olur? Ne adalet buna kail olur, ne de bir Türk vatandaşının hakkı iki Hükümet arasındaki tasfiye hükümlerine halel geleceği bahanesiyle ihlal edilebilir. 109 numaralı kararın ihtiva ettiği hükümlere gelince hadiselerdeki vaziyet şöyledir: Davacı etabli vesikası ve Türk vatandaşlığı hüviyet cüzdanını almış, gayrimenkulünde de malik gibi tasarruf ediyor. Komisyonun bir yanlışlık yaptığını aklına nerden getirsin? Bir de günün birinde görüyor ki, malı satılığa çıkarılmış yahut satılmış. Gayri Mübadiller Komisyonuna başvuruyor, bir netice alamıyor. Ne yapsın mahkemeye gidemesin mi? Mahkemeye geldi. Ona diyorlar ki, sen geç kaldın. Gayri Mübadiller Komisyonu ve Hazine böyle müruruzaman definde bulunuyorlar. Bu defi bence yerinde olur, fakat şu şartla: önce senesi içinde tebligat veya kafi derecede ilanlar yapılmışsa. Dairemizin ekseriyeti ise ilgaya müteallik, itilafnamenin arzettiğim dördüncü maddesine istinat etmekte ve 109 numaralı kararda yazılı bir sene müddetin idari makamlara, bankalara veya bizde olduğu gibi gayri mübadiller komisyonuna müracaat müddeti olduğu fikrinde bulunmaktadır. Fakat neticeyi pek değiştirmeyen bu ihtilafımız içtihadın tevhidi mevzuu haricindedir. Mevzuumuz sırf şudur: mahkeme böyle davalara bakacak mı bakmayacak mı? Biz dairece bu hususta müttefikiz ki, mahkeme etabli ve vatandaş olduğu muhakkak olanların bu mal davalarına bakmalıdır, Yüksek Üçüncü Hukuk Dairesi ise öyle bir işe ait bir ilamında komisyonun ilgası hakkındaki mukavelenamenin üçüncü maddesini tahammülünden çok geniş tutarak ve muterize içindeki madde numaralarını nazara almayarak başka türlü karar vermiş, içtihadın tevhidi müzakeresinin mevzuu bundan ibarettir.

Ben dairemizin içtihadını ve mesnetlerini Yüksek Huzurunuza arzettim. Üçüncü Hukuk Dairesinin bugünkü celsede hazır olan muhterem azaları da dairemizin düşündüğü gibi düşündüklerini söylüyorlar. Artık hüküm ve karar Yüksek Heyetinizindir;

Cevat Gücün: 30 kanunsani 923 tarihli Lozan'da, mün'akid Türk ve Rum ahalinin, mübadelesine dair Türkiye Hükümetiyle Yunan Hükümeti arasında imza edilen bir mukavele ve protokol hükümleri mucibince metruk malların tasfiyesi için Cemiyeti Akvam Meclisince müntehap üç azadan mürekkep muhtelif bir komisyon ile tali komisyonlar teşkil edilmişti. Bu mukavelenin meriyete vaz'ından sonra komisyonlar tasfiyeye devam, ederken 925 tarihinde iki Devlet murahhasları arasında Ankara'da imza edilmiş olan ilk Ankara İtilafnamesini muaddil 1.12.926 tarihinde Atina'da Türkiye ile Yunanistan arasında bir mukavele imzalanarak bu mukavelename hükümleriyle tasfiyenin hududu genişletilmiştir. Fakat bu mukavele ahkamı da işlerin süratle bitmesine kafi gelmemiş, ihtilaflar çoğalmış, bunun üzerine yani Atina İtilafnamesinin imzasından dört sene sonra 17.6.930 tarihinde (Ankara İtilafnamesi) adını yaşıyan bir mukavele imzalanmış ve 1725 numaralı ve 1.7.930 tarihli kanunla tasdik edilmiştir. Bu mukavelenamenin onuncu maddesiyle en çok dai-i ihtilaf olan (Etabli) meselesi için esaslar konulmuş ve denilmiştir ki, İstanbul'a geldikleri tarih ve doğdukları yer ne olursa olsun mübadeleden istisna edilmiş olan İstanbul mıntıkasında elyevm hazır bulunan Türk tabiiyetindeki Rum ortodoksların (Etabli) sıfatını, Türkiye tanır. Ayni etabli sıfatı istanbul'u Türkiye Cumhuriyeti pasaportiyle terketmiş olan gayri mübadil şahıslara da tanır. Aile efradı da aile reislerine iltihak etmek hakkını haizdir. Etabli olanların mallarından takyidat kaldırılacaktır.

Bu mukavelenamenin hususî hükümler faslından, sahibine iadesi icap eden bir gayrimenkulün iadesi imkansızlığı karşısında komisyon, onun kıymetini takdir edecek ve sahibine, Türkiye için komisyona mevdu Yunanistan'ın verdiği paranın muayyen taksitinden tenzil ve sahibine tesviye edecektir. Muhtelit Komisyonun faaliyeti nihayete erdikten sonra hiç bir vazı'yed, haciz ve işgal yapılmayacak ve şimdiye kadar durdurulmuş olan intikal muamelelerine de cereyan verilecektir.

Bu mukavelenin imzası tarihinde İstanbul'da bulunmayan ve Türkiye Cumhuriyeti pasaportunu hamil olmaksızın Türkiye'yi terketmiş olan Türk tabiiyetindeki gayri mübadil Rum ortodokslar avdet hakkından mahrum olacaklardır. İki taraf Hükümetlerine intikal etmiş olan mallar haricinde her iki taraf Hükümetleri bundan böyle hiç bir vaz'ıyed yapmayacaklardır. Bu mukavelenamenin tatbikinden mütevellit ihtilaflar muhtelit mübadele komisyonu bitaraf azasının reyleriyle kati surette halledilecektir. Bu mukavelenamenin muhtevi olduğu ahkama muhalif bulunan veya tatbikine mani olan her nevi kanunlar, emirnameler, nizamnameler, kanun ve resmi tefsirler veya emir ve tamimler her iki memlekette bu mukavelename ile kendiliğinden mülgadır.

Muhtelit Mübadele Komisyonu bu minval üzere daha üç sene çalıştıktan sonra Türkiye Cumhuriyetiyle Yunanistan arasında 9.1.933 tarihinde imza edilen bir mukavelename ile Muhtelit Mübadele Komisyonunun ilgası kabul edilmiş ve bu da 2374 numaralı kan

Paket Özellikleri

Programların tamamı sınırsız olarak açılır. Toplam 9 program ve Fullegal AI Yapay Zekalı Hukukçu dahildir. Herhangi bir ek ücret gerektirmez.
7 gün boyunca herhangi bir ücret alınmaz ve sınırsız olarak kullanılabilir.
Veri tabanı yeni özellik güncellemeleri otomatik olarak yüklenir ve işlem gerektirmez. Tüm güncellemeler pakete dahildir.
Ek kullanıcılarda paket fiyatı üzerinden % 30 indirim sağlanır. Çalışanların hesaplarına tanımlanabilir ve kullanıcısı değiştirilebilir.
Sınırsız Destek Talebine anlık olarak dönüş sağlanır.
Paket otomatik olarak aylık yenilenir. Otomatik yenilenme özelliğinin iptal işlemi tek butonla istenilen zamanda yapılabilir. İptalden sonra kalan zaman kullanılabilir.
Sadece kredi kartları ile işlem yapılabilir. Banka kartı (debit kart) kullanılamaz.

Tüm Programlar Aylık Üyelik

9 Program + Full&Egal AI
Ek Kullanıcılarda %30 İndirim
Sınırsız Destek
350
199
Kazancınız 151₺
7 Gün Ücretsiz Dene Ücretsiz Aboneliği Başlat Şimdi abone olmanız halinde indirimli paket ile özel fiyatımızdan sürekli yararlanırsınız.