Yargıtay Büyük Genel Kurul 1938/17 Esas 1939/57 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1938/17
Karar No: 1939/57
Karar Tarihi: 29.11.1939

(1086 S. K. m. 572, 571) (743 S. K. m. 658)

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 571. maddesi icra ve iflas muameleleri hakkındaki mevzular haricinde kalan aleni artırmalar için vaz olunmuştur. Yoksa para alacağını tahsil için haczedilen yahut iflas masasına giren malların alacağı tahsil veya iflası tasfiye için paraya çevrilmesine müteallik müzayedelerin İcra Kanunu'na tevfikan yapılması lüzumunu, muhakeme usulleri kanununda beyan etmek hasılı tahsil kabilinden olurdu. Çünkü o gibi artırmalar doğrudan doğruya İcra ve İflas kanunlarının mevzuları dahilindedir. Kanunlar abesle ve yersiz, icapsız tekrarlarla iştigal etmez. Bu maddenin borç için mahcuz yahut iflas masasına dahil malların müzayedelerini istihdaf etmemiş olduğu bununla da zahirdir.

Mezkur maddeyi takip eden 572. madde ise birincisine bağlı ve ancak onun istihdaf ettiği müzayedelerden gayrimenkul mala taalluk edenlere mahsustur. Bunun hükmü Şufa hakkına müteallik Medeni Kanun'un hükümlerinin cereyanına müsait olmayan İcra ve İflas Kanunu'nun meşgul bulunduğu gayrimenkul satışlarına teşmil edilemez.

Artırma ve Eksiltme Kanunun'a göre yapılan gayrimenkul satışları sırf ihtiyari satışlardan olmakla beraber 571. maddenin hükmü haricinde cereyan eder. Bunların ihtiyari satış mahiyetlerinden dolayı Kanunu Medeninin 658 ve 659. maddelerinde yazılı Şufa hükümlerine tabi olduğunda şüphe yoktur. Mezkur maddelerdeki akdi ve kanuni Şufa hakları satışın öğrenildiği tarihten itibaren bir ay içinde kullanılabilir. Satıştan önce istimal edilmelerine lüzum ve imkan yoktur. İcra Kanunun'a tevfik edilmeyen ihtiyari artırmaların hepsi hakkında şüf'anın umumi hükümleri ayniyle cereyan eder. Bundan dolayı o gibi aleni ve ihtiyari müzayedelerde de zikri geçen usulün 572. maddesi hükmü tatbik olunamaz.

Cebri müzayedelede şüf'a hakkının cereyan edip etmiyeceği hususunda Temyiz Birinci ve Üçüncü Hukuk daireleri arasında hasıl olan içtihat ihtilafının halli için 29.11.1939 tarihinde toplanan Heyeti Umumiyede müzakere nisabının tahakkuk ettiği görüldükten ve mezkur daire kararları okunduktan ve hadise bir kerre de Birinci Reis İhsan Ezgü tarafından izah edildikten sonra söz alan;

Fuat Hulusi; Şüf'a cebri icrada cari olamaz. Cebri icralarda şüf'a hakkı verilecek olursa hissei şayia cebri icra yolu ile satılamaz, demektir. Kanun artırmalarda ayni artırmayı düşünmüştür. Şüf'a hakkını görünce müşteri artırmaya talip olmaz. Rosel ve sair bütün şarihler bu hususta müttefiktirler. Federal Mahkeme kararları da cebri icrada şüf'a hakkını kabul etmiyor.

Sait; Hukuk usulünde hüküm mutlaktır (maddeyi aynen okudu). İcra kanunu mucibince bütün hissedarlara tebligat yapılacak, ilan edilecek. Demekki şüf'a hakkı kendiliğinden doğuyor. Her iki ahvalde de şüf'a cari olur. Fark görmüyoruz.

Cevat; Cebri satışlarda şüf'a cereyan etmiyeceği meydandadır. Eski ahkamda da böyle idi. Üçüncü hukuk Dairesince mesnet ittihaz olunan usuldeki maddenin kabiliyeti tatbikiyesi yoktur.

Şefkati; İhtiyari müzayedelerde müddet yoktur. Satılınca haklarını umumi maidelere tevfikan ararlar. İlanlı ihbarlar yoktur. Cebriye gelince, bunda hak aranması kanunun ruhu ile gayri kabili teliftir. Rüçhan hakkı kullanılır.

Aziz; Şarihin noktai nazarı karşısında bizi tereddüde sevkeden saik bilahare meriyet mevkiine giren usulün 572 nci maddesidir. Bu maddede zikredilen 658, 659 ncu maddeler şüf'a hakkını gösteren maddelerdir. Karşımızda bir şarihin sözü var, bir de daha muahhar kanun şüf'a hakkının kullanılacağını yazıyor. Bu kanun hükmünü imal ve riayet etmek icap eder.

Birinci Reis; Cebri müzayedelerde tebligatlar, ilanlar yapılıyor. Buna rağmen hissedar sükut ediyor. Bu itibarla şüf'a caizmidir?

Kazım; Cebri müzayedelerde şüf'a hakkı kabul olunursa bir çok teşevvüşata meydan verilmiş olur, demeleriyle celseye nihayet verildi.

Birinci Reis ; asıl ihtilaf ahkamı umumiyemi yoksa 572 nci maddemi tatbik edilecek, bu cihetin halli lazımdır.

Ali Rıza Birinci Hukuk; Bu işin birinci müzakeresinde bulunmamıştım. onun için bu celsede mütalaamı arza müsaadenizi dilerim.

Temyiz Birinci ve Üçüncü Hukuk Daireleri kararları arasındaki içtihat ihtilafı, Hazinei Maliyenin bir gayrimenkuldeki şayi hissesini bilmüzayede sattığı surette ikame olunan şüf'a davasında sabit olan şüf'a hakkının ne tarihten başlıyacağı hususundadır. Birinci Hukuk Dairesi Hazinenin bu satışı "ihtiyari ve aleni" olduğu için şüf'a hakkının "cebri müzayede"lerde mabihüttatbik olan H.U.M.K. nun 572 nci maddesinde zikr olunduğ üzere ilk ilan tarihinden itibaren bir ay zarfında kullanılması lazım gelmeyip ahkamı umumiyeye tevfikan satışa ıttıla tarihinden itibaren bir ay zarfında kullanılması lazım geleceğine karar vermiştir. Üçüncü Hukuk dairesi (bilmüzayede satılan gayrimenkul hakkında şüf'a cereyan etmiyeceğine) hüküm veren bir sulh mahkemesinin ilamını (usulün 572 nci maddesi hükmünün nazara alınmamış olmasından naşi) nakzetmiş ve nakza tebean nakız dairesinde ittihaz olunan kararı tasdik etmiş yani Hazine tarafından bilmüzayede satılan bir gayrimenkulde şüf'a hakkının ilk ilan tarihinden istimal edilmesi lazım geldiğini kabul etmiştir. Heyeti celilelerince tetkik edilmesi icap eden husus iki dairenin bu kararları arasındaki ihtilafın halline maksur olmak iktiza eder. Geçen celsede bu ihtilafın tetkiki sırasında (cebri müzayedede şüf'a cereyan edip etmeyeceğinin) müzakeresine girişilmiş ve bu bapta muhtelif mütalaalar dermeyan edilmiş olduğunu zaptın tetkikinden anladım. Halbuki iki daire arasında bu bapta bir ihtilaf yoktur. Her iki daire de cebir müzayedelerde şüf'anın cereyan edeceğini kabul etmiştir. Binaenaleyh müzakerenin iki daire arasındaki ihtilafa hasredilmesi lazım geleceğini heyeti celillerine arzediyorum.

İhtilaflı olan mesele hakkındaki mütalaamı arzetmeden evvel cebri müzayedelerde şüf'a cereyan edip etmiyeceği hususundaki firkimi de arzedeyim. Heyeti celilenin malumu olduğu üzere şüf'a hakkı ya mukaveleden doğar veya kanunidir. Mukaveleden mütevellit şüf'ada müessis malik olduğu gayrimenkulü rızasiyle satacak olursa tercihan şefia vereceğini taahhüt etmiştir. Rızasiyle satmaz da herhangi bir borcu iin cebri icra tariki ile satılırsa müessisin ihtiyarı taalluk etmediği ve binaenaleyp şart tahakkuk etmediği için bunda şüf'a cereyan etmemek lazım gelir. Nitekim Rosel de şerhinde bu mütalaada bulunmuştur. Fakat H.U.M.K.nun 572 nci maddesi sarahatı karşısında bu fikrin isabetinde ısrar edilemez. Çünkü bu madde Kanunu Medeninin 658 ve 659 ncu maddelerinde bahsolunan şüf'a haklarının istimalinde müsavi bir hüküm vaz etmiştir.

Kanuni şüf'aya dair olan 659 ncu madede "satıcı" dan hiç de bahsolunmamıştır. Bu hisse ister cebri icra tariki ile istek ihtiyari ve aleni müzayede ile ve istek müzayedesiz satılmış olsun şefi iin şüf'a hakkı derkardır. Çünkü bu maddenin hükmü mutlak ve sarihtir. Binaenaleyh bugünkü müdevvenatı kanuniyemiz hükümlerine göre alelıtlak cebri müzayedelerde de şüf'a cereyan eder.

Yine ihtilaflı olan mesele hakkındaki firkimi arzetmezden geçen celsede üzerinde tevkif edilmiş olan bu nokta hakkındaki firkimi de arzedeyim. İzaleişüyu zımnında satılan bir gayrimenkulde şüf'a cereyan edeceğine dair bir fikir ortaya atılmıştır ve 572 nci maddenin mevzuu da bu olduğu ileri sürülmüştür. Firkimce izaleişüyu zımnında satılan gayrimenkulde şüf'a asla cereyan etmez. Çünkü izaleişüyu zımnında vukubulan satışta müşa gayrimenkulün tamamı satılır. Satılmamış bir hisse kalmazki o hisse sahibi şüf'a daası ikame edebilsin. Şu halde şüf'a davasını kim ikame edecek suali bihakkın varit olabilir. Eğer hissedarlardan her biri bu hakkı istimal edebilir denilirse şüyu izale edilmemiş olur. Şüf'a hakkı böyle bimana neticeler husule getirilmek için ihdas edilmiş değildir. Usulün 570 nci maddesinde izaleişüyu içn satış yapmak üzere hakimin müzayede ile satış fiilindeki hükme tevfikan hareket etmek üzere bir memur tayin edeceğinin zikredilmesi satışta İcra Kanunu hükmünü tatbik edeceğine işarettir. Çünkü 571 nci maddede menkul ve gayrimenkullerin müzayedesinin İcra Kanununa tevfikan yapılacağı beyan edilmiştir. 570 nci maddenin şüf'a müddeti ile hiç bir alakası yoktur. Esas ihtilaflı mesele hakkındaki mütalaaya gelince, usulün 571 ve 572 nci madelerine münhasır olan beşinci fasıl (müzayede ile satış) unvanlıdır. 571 nci madde menkul ve gayrimenkul malların müzayedesinin İcra Kanununa tevfikan yapılacağını amirdir. Böyle İcra Kanunu hükümlerine tevfikan satışa (cebri satış) ve Hazinei Maliye gibi müesseselerin kendi rızasiyle Devlet mallarının satışına dair olan kanun hükümlerine tevfikan Devlet malını bilmüzayede satmasına (ihtiyri ve aleni satış) demek lazım gelir. İcra kanunları hükümlerne tevfikan satılan gayrimenkullerde şüf'a hakkının 572 nci maddede sarahatan beyan olunduğu üzere (nihayet müzayede için yapılmış olan ilk ilan tarihinen itibaren bir ay zarfında istimal) edilmesi icabeder. Yukarda arzettiğim veçhile bu hususta daireler arasında ihtilaf yoktur. Bu cihetin tevhidi içtihat tariki ile halli cihetine gidilmeğe de cevazı kanuni yoktur. Hazinenin ihtiyari ve aleni sattığı gayri menkullerde şüf'a hakkı hangi tarihten istimal olunur? İşte ihtilaf bu noktadır. Birinci Hukuk Dairesi ahkamı umumiyeninin tatbiki lazımdır diyor ve filhakika da öyledir. Çünkü ihtiyari ve aleni satışta İcra Kanunu hükümleri tatbik edilmez ve şefia 572 nci maddede külfet tahmil olunamaz. Malumdurki bu madde hükmü istisnaidir. Mevridine maksur olmak lazım gelir. Mevridi İcra Kanunu hükümlerine tevfikan satıştır. Bu madde ihtiyari ve aleni satıştan bahsetmez ve bu da oraya teşmil edilemez.

Şurasını istitraden arzedeyimki H.U.M.K.nunda 572 nci maddede zikrolunan ahkamın yeri olmamak lazım gelir. Zaten cebri icra tariki ile satışta ilk ilan tarihinden müddetin istimali tatbikatta müşkülat tevlit etmektedir. Emsali bir hadisede şefi; müddeti muhafaza için hem icraya ve hem mahkemeye müracaatla bir hayli gayret sarfetmiş ve bu baptaki muhtelif kararlar Heyeti umumiyesine kadar sevkolunmuştur.

Cevat; Bu madde cebri icrada tatbik edilemez. Buna imkan yoktur. 572 nci maddeyi İcra Kanununun maddesini tadil eder bir madde ad ve telakki etmeğe de keza imkan yoktur.

Reis Fevzi; Cebri icralarda şüf'a cerayan etmez. Gayrimenkul müşterek olur ve bilahara taksimi mümkün olmazsa ve şeriklerden birinin müracaatı üzerine satılıyorsa işte bu madde buna maksurdur.

Kazım; izaleişüyu kanununda vazııkanun biraz sürat istihdaf etmiş ve bu maddeleri koymuştur.

Fevzi; Gayrimenkulde dört hissedar varsa olan müzayede şerikler arasında yapılır.

Sait; 572 nci madde Kanunu Medeniden sonra meriyete girmiştir ve madde kat'idir. Artık Rosele gitmeğe lüzum kalır mı?

Aziz; 572 nci maddede bir ay içinde tarihi ilandan itibaren ismini yazdırması lazımdır. Yazdırmış ise ihalei kat'iyede kendisine verilir.

Birinci Reis; Cebri ve aleni müzayedelerde şüf'a cereyan etmez. Ancak Kanunu Medeninin tayin ettiği yerlerde ihtiyari ve aleni müzayedeler için bir müddet tayin edilmiştir.

Kasım; Cebri, ihtiyari müzayedelerde her ikisinde de şüf'a cereyan eder. binaenaleyh hissedarlardan birinin yaptığı işten diğerinin zarardide olmaması lazımdır. Ve vazııkanun hiç kimsenin zararını istihdaf etmemiştir.

Birinci Reis; Bazı satışlar vardırki onlarda cebir yoktur ve fakat alenidir. İlanla yapılır. Resmi dairelere ait bazı satışlar.

Yusuf Kemal; H.U.M.K.nun 8 nci faslı Nöşatel H.U.M.K.nun 5 nci babından alınmıştır. Birinci kısım taksim, ikinci kısım izalei şüyu aynen iktibas edildiği halde müzayede ile satışta Nöşatel kanunundan ayrılmıştır.

Kanunumuzun 571 ve 572 nci maddeleri hükmü kanun lahiyasını ihzar eden komisyon tarafından konulmuş ve Temyiz Mahkemesi heyetinden mürekkep komisyon, layihayı müzayede ile satışta şüf'a cari olmaz suretinde düzeltmiş iken bu musip düzeltme nazara alınmamıştır.

H.U.M.K.nundan sonra meriyete giren İcra ve İflas Kanununda münderiç bu hususlara mütedair hükümler tatbik olunmak zaruridir.

Şüyuun izalesine dair sadır olan hükmün infazı sırasında hissedarlara tebligat icra olunacağı İcra ve İflas Kanunu hükümleri iktizasındandır. Tebligat icra olunacak hissedarların müzayedeye iştirak etmeleri lazımdır. Yoksa ihaleden sonra bir hak iddia edemezler. Bu itibarla müzayede ile satılan gayrimenkullerde şüf'a cari olmaz. İcra ve İflas Kanunu hükümleri H.U.M.K.nun 571 ve 572 nci maddeleri hükmünü kaldırmıştır. Kaldı ki izaleişüyudur. Satışa çıkarılan hisse değil, gayrimenkulün tamamı olmak itibariyle de şüf'a cari olamaz.

Sait; Aleni ve icra dairelerince yapılan müzayedelerde usulün 572 nci madesi tatbik edilmek lazımdır. Aramızda Birinci Hukukla bir ihtilaf yoktur. İlan tarihinden itibaren şüf'ayı kabul etmek hem kanunu imal etmek bakımından ve hem de adalet ve nasfet noktasından tatbik edilmes idoğru olur.

Ali Rıza; Kemal Bey izaleişüyuda şüf'a cereyan etmez, diyorlar. Zaten bu hususta daireler arasında ihtilaf yoktur. Mamafih evvelce de arzettiğim üzere izaleişüyuda şüf'a esasen mevzuubahis değildir. Biz ihtiyari ve aleni satışlarda şüf'a cereyan eder, lakin müddet hususunda ahkamı umumiye tatbik olunur, diyoruz. Üçüncü Hukuk da bu hallerde şüf'a cereyan eder, fakat 572 nci madde tatbik edilmek lazımdır, diyorlar. Heyeti celilenin halledeceği ihtilaf budur.

Fuat Hulusi; Borç için İcra Kanunu gayrimenkulün satışını gösteriyor. Hukuk Usulü Kanunundaki faslın para borcu için yapılan o gibi satışlara şümulü olamaz. Yalnız izaleişüyuda mukaveleli şüf'ayı düşünebiliriz. Bu madde bilahara yapılan müzayedeli satışlardan da ancak maddenin dediği gibi İcra Kanununa tevfik edilmiş olanlara tatbik olunabilir. Hadiselerimizde ise müzayede İcra Kanununa değil, artırma ve eksiltme kanunlarına göre yapılmıştır. bu gibi ihtiyari satışlarda şüf'anın umumi hükümleri aynen caridir.

Kasım; İzaleişüyularda şüf'a cereyan etmemek lazımdır. Çünkü kendisinin kusuru vardır. Bir şerikin yaptığı bir hatadan dolayı diğer şüreka niçin mutazarrır olsun. Kanuni bir nehy olmadığına göre gerek cebri müzayedelerde ve gerek izaleişüyuda şüf'a hakkı cereyan eder.

Kemal; Gerek mukaveleli ve gerek mukavelesiz olsun mahkeme şüyuun izalesine karar verdikten sonra şüf'a mevzuubahis edilemez.

Fuat Hulusi; Bir şüf'a hakkı izaleişüyua mani değildir.

Şemseddin ; Mukavele ile tapu sicilline kaydedilen şüf'a hakkı hiç bir suretle ihlal edilemez. Kanuni şüf'aya gelince, fena hissedarlardan tevakki için konmuştur. Binaenaleyh bu endişe gerek cebri müzayedelerde ve gerek diğer satışlarda da vardır. 572 nci madde kendi malımızdır. Bu madde pek boş da değildir. Binaenaleyh şüf'a her safhada cereyan eder.

Cevat ; Satış mutlak olarak tasrih edilse bile satış başkası tarafından yaptırılmış ise satışlarda ihtiyar aramak lazımdır. İcabi kabul ile inikat eden satışlarda şüf'a caridir. 572 nci madde komisyonda tam olarak konmuş ve bilahare kaldırılmıştır ve bugünkü hali ile hiç bir yerde kabili tatbik değildir.

Kasım; Kendisi hissedar olması dolayısiyla yaptığı masrafları kimden alacaktır?

Şefkati; Şüf'anın kanuni ve mukaveleli olması alenidir. Şüf'a şüf+adır kanunu imal etmek lazımdır.

Birinci Reis; Gerek aleni ve gerek cebri müzayedelerde Üçüncü Hukuk dairesi 572 nci maddenin tatbik kabiliyeti olduğu, Birinci Hukuk dahi ihtiyari müzayedelerde ahkamı umumiye dairesinde halli mesele edilmek lazımdır, diyor. Bize gelince ihtiyari ve aleni müzayedelerde şüf'a cari değilmi? Bunu halletmek lazımdır. Bize gelen ihtilafın mevzuu da budur.

Ali Rıza; Cebri müzayedelerde şüf'a cereyan edip etmiyeceği hakkında daireler arasında bir ihtilaf mevcut olmadığı, bilakis vahdet olduğu halde bu cihetin heyeti celilece bu hususun halline lüzum görülerek reye vaz'ı tensip edildi. Ve tasnii ara neticesinde (cebri müzayedelerde şüf'anın cereyan etmiyeceği) ekseriyetle kabul edildi. Şu halde firkimce 572 nci maddenin mahalli tatbiki kalmamıştır. Öteden beri ihtiyari ve aleni müzayedede ahkamı umumiyenin tatbiki reyinde olduğum halde bu maddeyi bütün ihmal etmek fikriyle bu anda eski reyimden bilmecburiye dönerek ihtiyari ve aleni müzayedelerde şüf'a hakkının ilk ilan tarihinden başlayacağı yolundaki reye iltihak ediyorum. Çünkü eski fikrimde ısrar etsem bu maddeyi mülga addetmekliğim lazım gelir. Tevhidi içtihat yolu ile de olsa bir maddei kanuniyenin lağvı hakkında rey verilemez.

Reylere müracat neticesinde mevcudun üçte ikisi nisbetini ziyadesiyle geçen bir ekseriyetle atideki karar ittihaz olunmuştur:

Hukuk usulü Muhakemeleri Kanununun 571. maddesi icra ve iflas muameleleri hakkındaki mevzualar haricinde kalan aleni artırmalar için vaczolunmuştur. Yoksa para alacağını tahsil için haczedilen yahut iflas masasına giren malların alacağı tahsil veya iflası tasfiye için paraya çevrilmesine müteallik müzayedelerin İcra Kanununa tevfikan yapılması lüzumunu muhakeme usulleri kanununda beyan etmek hasılı tahsil kabilinden olurdu. Çünkü o gibi artırmalar doğrudan doğruya İcra ve İflas kanunlarının mevzuları dahilindedir. Kanunlar abesle ve yersiz, icapsız tekrarlarla iştigal etmez. Bu maddenin borç için mahcuz yahut iflas masasına dahil malların müzayedelerini istihdaf etmemiş olduğu bununla da zahirdir.

Mezku maddeyi takip eden 572. madde ise birincisine bağlı ve ancak onun istihdaf ettiği müzayedelerden gayrimenkul mala taalluk edenlere mahsustur. Bunun hükmü şüf'a hakkına müteallik Medeni Kanunun hükümlerinin cereyanına müsait olmayan İcra ve İflas Kanununun meşgul bulunduğu gayrimenkul satışlarına teşmil edilemez.

Sonuç: Artırma ve Eksiltme Kanununa göre yapılan gayrimenkul satışları sırf ihtiyarı satışlardan olmakla beraber 571. maddenin hükmü haricinde cereyan eder. Bunların ihtiyarı satış mahiyetlerinden dolayı Kanunu Medeninin 658 ve 659. maddelerinde yazılı şüf'a hükümlerine tabi olduğundan şüphe yoktur. Mezkur maddelerdeki akdi ve kanuni şüf'a hakları satışın öğrenildiği tarihten itibaren bir ay içinde kullanılabilir. Satıştan önce istimal edilmelerine lüzum ve imkan yoktur. İcra Kanunununa tevfik edilmiyen ihtiyari artırmaların hepsi hakkında şüf'anın umumi hükümleri aynıyla cereyan eder. Bundan dolayı o gibi aleni ve ihtiyari müzayedelerde de zikri geçen usulün 572. maddesi hükmü tatbik olunamaz.



Full & Egal Universal Law Academy