Yargıtay Büyük Genel Kurul 1937/32 Esas 1939/51 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1937/32
Karar No: 1939/51
Karar Tarihi: 20.09.1939

(765 S. K. m. 268)

Dava: İfa ettiği vazifeden dolayı köy ihtiyar heyetini tahkir etmekten suçlu eşhas hakkında TCK.nun 266/1. maddesinin tatbiki lazım geleceği yolunda dairede ötedenberi müstakar içtihada aykırı olarak 268. maddenin tatbiki lüzumuna dair ile halli Temyiz 4. Ceza Dairesi Reisliği'nden istenilmesine mebni 20.9.1939 tarihinde toplanan Heyeti Umumiye'ye (48) zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve hadise bir kerede 1. Reis İhsan Ezgü tarafından izah edildikten sonra söz alan ;

Mecdi : (Daire) heyeti ihtiyariye aleyhine işlenen suçlarda 266. maddenin tatbikini kabul ediyordu. 268. maddedeki heyet meyanında ihtiyar heyeti dahil değildir. 266. maddenin 1. fıkrasına tevafuk ettiğini kabul ediyorduk. Bilahare verilen bir yazılı emir üzerine dairemizin ekseriyeti 268. maddenin tatbiki lehinde bir temayül gösterdi ve mucip sebepleri de Köy Kanunu'nda ihtiyar heyetine bir çok idari ve kazai salahiyetler verilmiş olması esasına müstenittir.

İbrahim Etem ; Dairemize 4. Ceza'dan devredilen işlerde 266. maddenin 1. fıkrasının tatbik edildiğini gördük. Dairemiz bu heyetlerin idari bir heyet olduğuna asla şüphe etmemek itibariyle 268. maddenin tatbikini muvafık görmüştür. Ancak bu heyetlerin hiç bir zaman tam bir halde teşekkül etmiş olarak vazife gördüklerine tesadüf etmemesi itibariyle netice itibariyle 4. Ceza ile birleştik ve 266. maddenin 1. fıkrasını tatbik ettik.

Fahreddin ; İhtiyar heyetinin idare heyeti olduğuna şüphe yoktur. 3. Ceza Dairesi'nde eski köye yeni bir adet çıkarmayalım, diye 4. Ceza İçtihadı'nı değiştirmedik. Yoksa bu heyete hakaret edenler hakkında 268. maddenin tatbik edileceğine şüphemiz yoktur.

Vehbi ; 266 ve 268. maddelerin İtalyanca'dan metinlerini okuduktan sonra idari vazife görürken idareye kazai vazife görürken kazaya ait maddenin tatbiki lazımdır. Noksan olması hali ancak kazai işleri görürken gözönünde bulundurmak lazımdır. Çünkü bir heyetin karar verebilmesi için muayyen bir adet, bir nisap olması lazımdır ve bu şartlara muvafık olarak teşekkülü halinde idari veya kazai bir heyettir.

Başmüddeiumumi : Şimdiye kadar Temyiz'deki mukarrerat köy ihtiyar heyetine vaki hakaretten dolayı 266. maddenin 1. fıkrası tatbik edilirdi. Bu hususta 926 senesi bir yazılı emir verilmiş 268. maddeyi tatbik eden karar bozulmuştur.

Ve 268. maddeye istinaden verilen kararlar muttariden 4. Ceza Dairesi'nce bozulmuştur.

Eski içtihadı değiştirmek için yeni sebepler olması lazımdır. Eskiden mevcut olan hal ve hakikat değişmemiştir. Köy Kanunu'nun tetkik edersek köy ihtiyar heyetleri hükümetle hiç bir alakası olmayan köy dernekleri tarafından intihap edilmiş bir heyettir. Bunlar yalnız köy işlerini konuşurlar. Devletin idari işlerini görecek bir heyet değildir. Kazai cihette bazı kararlar verebildiklerine göre bir an üzerinde durulacak gibi görünürse bunlar sulhi olması hasebiyle kazai değildir. Almanya'da aynen mevcuttur. Sulhan bitirilirse mahkemeye gidilemez. Bunlar memur olmadığı gibi hakim de değildir. Bir hakimin hakim olması için iradei milliye ile tayin edilmiş olması da lazımdır. Köy Kanunu'nun 10. maddesinde muhtar memurdur, dediği halde heyet için böyle bir şey yoktur. Devlet memurları gibi muhakeme edileceklerinin kabul edilmiş olması da kendilerinin memurlar addine kafi bir sebep değildir. Binaenaleyh 266 maddenin 1. fıkrasının tatbikinde devam edilmesini isterim, dedi.

1. Reis ; Filhakika ötedenberi tatbikat 266. maddenin 1. fıkrasıdır. Fakat bugün tatbikatımızın yanlış olduğunu anlarsak dönmemek için bir sebep yoktur. 2. mesele bunlar memurmudur? Muhtarı memur addettiğimize göre heyettekiler de memur addedilir. Muhtar olmazsa heyet yoktur, demeleriyle,

Neticede ;

Ceza Kanunu'nun 266. maddesi mucibince resmi sıfatı haiz herhangi bir memura 268. maddesi mucibince siyasi veya idari bir heyeti resmiye huzurunda veya bir hakimin muhakeme ettiği sırada kavlen veya fiilen hakerette bulunmağı cezalandırmış olmasına ve 18 Mart 1340 tarihli Köy Kanunu dahi köylülere ait işleri amme hizmetlerinden yani cemiyetin teşekkülü unsurlarına veya içtimai rabıtaların teyit ve takviyesine ait olup ta ifası Devlet tarafından temin, tanzim, ve murakabe olunan maslahatlardan addederek bunun tedvir ve sevkini doğrudan doğruya bir memur saydığı muhtarın refakatında çalışan ihtiyar heyetine vermiş ve mesela kanunların meriyetini temin ve onlara nezaret etmek Köy Kanunu fasıl 5) imece yolu ile köylüye mükellefiyet yükletmek, Köy Kanunu fasıl 3) köylü arasında muayyen ihtilaf ve davaları tahkim veya kaza suretinde intihaen veya ibtidaen hal ve fasletmek Köy kanunu fasıl 6 gibi en esaslı işlerde salahiyetini kabul eylemiş olmasına göre bu yolda teşekkül şartları itibariyle siyasi veya idari bir heyet olduğu kanunun sarahatı ile de kaza salahiyeti söz götürmeyen ihtiyar heyetine bu kabil işleri görmek üzere şartlarını ve müzakere ve hakaretler Ceza Kanunu'nun 268. maddesindeki unsurları haiz bir cürüm teşkil edeceği kanun metin ve müeddasına muvafık olduğuna 20.9.1939 gününde çoğunlukla karar verildi.


Full & Egal Universal Law Academy