Yargıtay Büyük Genel Kurul 1931/29 Esas 1931/41 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Büyük Genel Kurul
Esas No: 1931/29
Karar No: 1931/41
Karar Tarihi: 13.07.1931

(1412 S. K. m. 287, 253)

Dava: Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 253. maddesinin 2. fıkrasında gösterilen sebepler haricinde mahkemece firari suçlular hakkında duruşmanın muvakaten tatiline karar verilip verilemeyeceği hususunda yazılı emir üzerine verilen Temyiz Mahkemesi 2. Ceza Dairesinin 25.11.1930 tarih ve 7429/6905, 3. Ceza Dairesinin 09.02.1931 tarih ve 218/764 nolu ilamları arasındaki mübayenetin halli Adliye Vekaleti celilesinin 01.05.1931 tarih ve 671/92 nolu tahriratiyle talep olunmakla ihtilafı mutazammın ilam suretleri celp ve telhis ve nüshaları teksir olunduktan sonra 10.06.1931 tarihinde içtima eden Heyeti Umumiyeye Başmüddeiumumi Nihat Beyefendi de dahil olduğu halde 43 zatın iştirak ettiği anlaşılmakla mübayin ilam suretleri okunmak suretiyle müzakereye iptidar olundu.

Karar: 2. Ceza Dairesinin noktai nazarını müdafaa etmek üzere söz alan dairei müşarünileyh reisi Mecdi Beyefendi; Muhakeme Usulümüzde kaidei esasiye olmak üzere mahkemede ispatı vücut etmeyen maznunlar hakkında duruşma açılmayarak ihzaren celp veya tevkif müzekerresi ısdar olunacağı kabul edilmiştir.

Maznunun meskeni meçhul olur veya memlekette sakin olup ta salahiyettar mahkemeye celbi mümkün olmaz veyahut celp teşebbüsünün neticesiz kalacağı kaviyyen anlaşılır ise gaip addolunur. Gaipler hakkında ne yapılır? Bunda da kaidei külliye olarak duruşma açılmaz, yalnız ileride hazır bulunur ise delillerin haliyle muhafazasını temin için bazı işler yapılır (Madde: 282).

O da tahkikata mevzu teşki eden suç para cezasını veya müsadereyi veyahut her ikisini istilzam eder ise duruşma açılabilir, duruşma açılmayan ahvale gelince eğer son tahkikat açıldıktan sanrı manzunun gaip olduğu anlaşılır ise başkaca toplanması icap eden deliller bir naip veya istinabe olunan hakim vasıtasıyla yapılır. Maznun tevkif müzekkeresinin kesilmesini icap ettirecek kuvvetli şüpheler altında ise Türkiye dahilindeki malları haczolunabilir. Haciz kararının sureti ilanı ve maznununun memnu olduğu tasarruflar ve idare makamı ve haczin konmasını icap eden sebepler kalmzsa haczin kaldırılacağını müteakip maddeler gösteriyor, deliller toplandıktan ve yapılması lazım gelen işler yapıldıkton sonra mahkeme gaibin gelmesine veya salahiyettar mahkeme tarafından tutulmasına intizar eyler.

Aleyhine hukuku amme davası açılmış olan mazununun ilk tahkikat sırasında gaip olduğu anlaşılır ise müdafi kabul olunabilir. Maznunun kanuni hısımlarından olan kimseler dahi son bir müdafi intihap etmek hakkını haizdirler. Şahitler ve ehlihibre yemin ile dinlenir, gaip tevkif müzekkeresinin kesilmesini icap ettirecek kuvvetli şüpheler altında ise Türkiye dahilindeki malları karar hakimi tarafından haczolunabilir. Bu haciz kararı usulü dairesinde ilan olunur. Leh ve aleyhindeki deliller toplanır. Binnetice gaip maznunlar hakkında da 191. maddeye göre karar hakimi kararını verir. Bu karar aynı zamanda konulan haczin bırakılmasını veya kaldırılmasını da ihtiva eder.

(278. madde ise karar hakiminin gaip maznunlar hakkında tahkikatı ikmal ettikten sonra gaip olmayan maznunlara müteallik işlerde olduğu gibi karar vereceğini gösterir.

191 ve 253. maddeye gelelim: 191. madde karar hakiminin ne gibi kararlar vereceğini gösteriyor. Son tahkikatın açılması maznunun muhakemesinin men'i veyahut son tahkikatın muvakaten tatilidir.

253. maddenin 1. fıkrası duruşma neticesinde mahkemelerin vereceği hükümlerden bahsediyor (duruşma hükmün tefhimiyle biter. Hüküm, maznunun beraetine veya mahkumiyetine veya duruşmanın tatiline veyahut davanın düşmesine mütedair olur.)

(2. fıkrada tatil ve davanın düşmesi tarif olunmuyor "takibi şikayete bağlı suçlarda şikayet olunmamış veya olunup da vaktiyle geri alınmı veyahut hukuku amme davasının açılması mezuniyet veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda mezuniyet veya karar alınmamış ise mahkeme duruşmanın tatiline veya davanın düşmesine" karar verir.)

Bu iki maddedeki tatiller kanuni tatildir. Karar hakimi takibi şikayete bağlı... ilah olur ise tahkikatın muvakkaten tatiline karar verir.

Karar hakimi gaip maznunlar hakkında da 191. maddeye göre karar verir, kaidesinin de bir istisnası vardır. O da 198. maddedir.
Mezkur madde mucibince maznunun gaip olması veya suçu işledikten sonra bik akıl hastalığına uğraması sebebiyle son tahkikat yapılmamasının imkansızlığı taayyün ederse karar hükimi tahkikatın muvakkaten tatiline karar verir.

Sebebi son tahkikatın açılmasına karar verebilmek için bazı merasimin ifası zaruretidir.

Son tahkikatın açılmasını istihdaf eden cumhuriyet müddeiumumisinin iddianamesinin bir suretini karar hakimi maznuna tebliğ ile beraber ilk tahkikatın yapılmasını veyahut duruşmadan evvel bazı delillerin toplanmasını veyahut son tahkikatın açılmasına muhalefet edip etmediğini üç gün içinde bilridmeye davet eder. Bu baptaki talep ve muhalefetler hakkında karar vermek salahiyeti karar hakiminindir. Bu karar aleyhine itiraz olunur.

Bunların yapılması imkanı olmazsa muvakkaten tatil kararı verilir (usule ait tatildir).

Bu istisna hukuku amme davasının açılması üzerine tahkikat esnasında ve son tahkikatın açılmasının imkansızlığı tebeyyün ettiği takdirde yapılacak muameleye münhasırdır. Esasen duruşma açılamayan ve delillerin haliyle muhafazasını temin için naip veya istima olunan hakim vasıtasıyla bazı işler yapılan muhakemedeki suçlara taalluku yoktur.

Muhalif reyde bulunanlar esbabı mucibe olarak 287. maddenin 191. maddeye matuf olduğu ve biaenlayh karar hakiminin haiz olduğu salahiyeti mahkemelerin de istimal edeceğini söylüyorlar.

Mahkemenin ayni salahiyeti haiz olduğu kabul edildiği takdirde mahkemenin fıkdanı delail halinde mevcut olan son tahkikatın açılması kararına karşı meni muhakeme kararı vermesi icap eder.

Son tahkikat açıldıktan sonra maznunun mücerret gaip olması duruşmanın muvakkaten tatilini istilzam etseydi 287. maddenin 191. maddeye değil 198. maddeye atfedilmesi lazım gelirdi. Mahkemeler gaip maznunlar hakkında duruşmayı açmaktan memnu olmalarına göre esasen açılmayan bir duruşmanın tatiline nasıl karar verilebilir?

Hulasa, dava mahkemede olup ta maznunun gaip olduğu anlaşılır ise 287. maddenin sarahatı katiyesi veçhile duruşma açılamaz. Müruru eyyam ile ziyadan kurtarmak için naibi vasıtasıyla delaili toplar ve sonra evrak alahalihi kalır. Maznun ne vakit gelir veya tutulursa duruşma açılır.

191. madde karar hakimlerinin alelitlak verecekleri kararlara, 287. madde ise gaip maznunlara aittir.

Nazmi Beyefendi: Gaip olan maznunlar hakkında bizzarur duruşma yapılmayınca duruşmanın tatili lazım ve duruşmanın yapılmaması bizatihi tatil demektir.

Binaenlayh 3. Ceza Dairesinin kararı doğrudur.

Osman Remzi Beyefendi : Gaipler hakkında mahkelelerden verilmiş tatil kararları hakkında Temyiz mahkemesi 2. ve 3. Ceza Dairelerinden selbi ve icabi olarak yekdiğerine muhalif verilmiş olan içtihadi kararlardaki ihtilafı nazaran tevhidi için evvel emirde gabubetin son tahkikatın açılmasından evvel veyahut sonra olarak vukuunu ve bir güna teşevvüşe mahal kalmamak için de gaiple mütemerrit farklarını gözönünde bulundurmak suretiyle meselenin izahı zaruridir.

Usulün 269. maddesiyle tarif edilen gaiplerin mütemerritlerle hem hukuk olmalarını kabule imkan olmadığı gibi hali tabiiden neş'et eden gaiplere verilen bir takım hakların ve bilhassa 288. madde mucibince teminat vesikasının mütemerritlere verilemeyeceği ve mütemeritlerin mevkii suçlu mevkii olduğu halde sırf gaybubet halinin bir suç olarak tanınmamış olması gibi mühim farklar irae etmektedir. Binaenlayeh gaipler faslında münderiç ahkamın mütemerritler için varidi hatır olmadığı derkardır. Gaiple mütemmerit arasında bu kadarcık bir fark iradesinden sonra esasa evdetle tetkikatımızı mahalli ihtilaf olan son tahkikatın açılmasından sonra olan gaybubete hasren buna dair olan usulün 278. maddesinden 286. maddesine kadar olan ahkamı birer birer nazarı tetkikten geçirdiğimiz takdirde elde edeceğimiz netice şudur:

1- Son tahkikatın açılmasından sonra gaip olan maznun hakkında istisna edilen suçlardan maadasında da duruşma yapılamaz.

2- Maznunaleyhin leh ve aleyhine toplanabilecek deliller varsa tayin edilecek bir naip veya istinabe hakimi tarafından deliller toplanacak, işbu toplanan deliller evrakı tahkikiye üzerinde tespit edildikten sonra ziyaden sıyaneten hıfz olunacak maznuniyeti hakkında kuvvetli deliller mevcut olduğu takdirde maznunualeyhin emvali haczedilecek ve ledelhace işbu haciz refedilebilecek. Naip tayini reis tarauından irae ve naip tarafından toplanan delilleri muhtevi evrakı tahkikiye pine reise iade edilecek, gerek haciz ve gerek refi haciz kararını karar hakimi verecek. İşte gaipler hakkında yapılması lazım gelen işleri muhtevi olan 278. maddeden 287. maddeye kadar mevcut ahkamda mahkemenin başkaca bir muamele ittihaz edebilmesine ve bilhassa tatil kararı verebileceğine dair bir guna sarahat olmadığı gibi mevaddı mezkurenin ruhundan dahi ilham alınabilecek hiç bir işaret yoktur. Zaten kanunun 278. maddesinde gaipler hakkında yapılacak işlerin 279. maddesinden 287. maddelerine göre yapılacağı tasrih edilmiş olmasına göre gaipler hakkında mahkemelerce yapılacak işlere dair bu mevat haricinde bir ahkam aramaya da lüzum yoktur. Meselenin bihakkın tavzihi için ameli bir surette tasvirine ihtiyaç görüyoruz.

Aleyhinde dava açılan gaibin maznuniyeti kuvvetli delillere istinat ettiği takdirde ve gaybubetinde son tahkikatın açılmasından sonra vukuunu farzederek vuku bulan talep üzerine usulün 283. maddesi mucibince karar hakimi tarafından berveçhipeşin haciz vaz edilmiş olur. Diğer taraftan da deliller toplanarak iddia edilen zararın sübutuna delil bulunmaz ve bilakis hiç bir zarar tebeyyün etmemiş olduğu anlaşıldığı takdirde berveçhipeşin vazedilmiş olan haczin deliller toplandıktan sonra bakasına lüzum olmadığı halde yine usulün 286. maddesi mucibince haczi vazetmiş olan karar hakimi o haczi refedebileceği tasrih edilmiştir. İşte gaipler tarafından ika edilen suçtan mutazarrır olan tarafın zararını temine ve maznunualeyh hakkında gayri muhik olduğu delillerin tespitinden sonra anlaşıldığı takdirde maznunun da hukukunu siyanete kafi ve kafil olan işbu mevaddı mebsuta ile tamamı temin altına alınmış ve zaten son tahkikatın açılması lüzumu ile iş mahkemeye tevdi edilmiş olduğundan başkaca bir muamele ittihazına mahal yoktur.

İddia edildiği veçhile mahkemeye gelen işlerden dolayı tatil kararı verilmesi lazım geleceği kabul edildiği takdirde çıkılmaz bir hataya düşünmüş olacağı pek aşikardır.

Evvelemirde mahkemece tatil kararı ittihaz edilebilmek için duruşmaya mübaşeret meşruttur. 278. madde mucibince duruşma yapılması menedilmiş bir suçtan dolayı tatil kararı verebilmek için duruşmaya cevaz verilmesi kanunun sarih olan ahkamını ihlal ve hem de bila lüzum ihlaldir. Duruştuktan sonra gaip olduğu takdirde ya sorguya çekilmiştir, ya çekilmemiştir. Sorguya çekilmiş ise gaiplik mevzuu bahsedilemez. Henüz sorguya çekilmeden gaip bulunmuş ise gaip değil, mütemmerrit addedilmesi lazım gelir. Yine iddia edildiği veçhile 287. maddenin delaletiyle 191. madde mucibince mahkemenin de karar hakimi gibi tatil kararını verebileceğini kabulümüz takdirinde 287. maddenin matufun aleyhi olan 191. madde mucibince karar hakiminin vereceği diğer kararları da mahkemelerin verebileceğini kabul etmek zarureti hasıl olurki buna ne kanun, ne de usul ilminin imkanı cevazı yoktur. Çünkü karar hakimi tarafından son tahkikatın açılmasına dair verilmiş bir karar olmadıkça işin mahkemeye gelmek ihtimali olmamasına ve böyle bir karar ile gelen bir iş hakkında maznunu aleyhin leh ve aleyhinde toplanan deliller neticesinde tekrar lüzumu muhakeme kararı vermek abes olduğu gibi fıkdanı delaile müstenit men'i muhakeme kararı ittihazına da imkan mevcut değildir.

Çünkü refedilmemiş kat'i lüzumu muhakeme kararı mevcuttur. Tatil kararı dahi verilemez. Çünkü kat'i olan lüzumu muhakeme kararını kısmen tatil mahiyetindedir. Şurası da arza şayandırki gaipler faslında mahkemedeki işten dolayı tatil kararı verileceğine bir kayt ve işaret olmadığı gibi duruşma hazırlığına dair fasılda da böyle bir karar verileceğine ait bir kayt ve işaret yoktur. Gaipler mahkemesine ait fasılda gaipler hakkında yapılacak fazla işlerin tahkikat faslında gösterilmemiş olmasına binaen bu fasıldaki işlerin tahkikat hakimi tarafından dahi tahkikat esanasında vereceği kararla yapılabileceğine dair olan 287. maddenin mahkemelere teşmilinin kazai rey ve kararlara tahammülü olsa dahi ilmi içtihatların dairei kabulüne giremeyeceği arz ve 2. Dairenin kararında isabet olduğunda ısrar ediyorum.

Birinci Reis Beyefendi : Mevzuu müzakere mahkemelerin tatil kararı verebilip veremeyeceğidir.

Usulün 191. maddesi mucibince ilk tahkikatı yapılan işlerde son tahkikatın muvakkaten tatili kararı verileceği tasrih edilmiş ve 198. maddede dahi bazı sebeplerle muvakkaten tatil kararı verilebileceği kabul edilmesine ve gaipler hakkında duruşma yapılamamasına ve 287. madde dahi 191. maddeye atfolunmasına mebni hadisede duruşmanın muvakkaten tatiline karar verilebilir.

Müdeiumumi Nihat Beyefendi : Tatil kararının mahiyetinde ihtilaf vardır.

(Tatil kararı verildikten sonra maznun takip olunamaz) şeklindeki fikir doğru değildir.

Tatilden maksat maznununu derdestine kadar intizardır.

Ve esbabı mucibe layihası da bunu maeyyittir.

287. maddenin 191. maddeye atfına ve gaip hakkında 191. maddede tatil kararı verilebileceği muharrer olmasına göre tatil kararı verilebilir.

Binaenaleyh sarahat karşısında içtihada mesağ yoktur.

Tatil kararı üzerine bazı mahkemeler dosyayı müddeiumumiye verirler. Bu doğru olamaz, mahkeme yedinde kalacak dosya için arasıra müddeiumumiyi tahrik etmelidir, buyurmalariyle müzakerenin kifayeti kabul edilmekle neticede:

Sonuç: Son tahkikat açıldıktan sonra gaip olduğu anlaşılan maznun hakkında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 282'den 286. maddesine kadar maddelerinde gösterilen işler yapıldıktan maada ilk tahkikatta istimal olunan salahiyeti kanuniyenin son tahkikatta da istimal ve 191. maddeye göre kararlar ita olunacağı 287. maddesinde musarrah olmasına mebni 253. maddenin ikinci fıkrasında münderiç sebepler haricinde de firari suçlu hakkındaki duruşmanın muvakkaten tatiline mahkemece karar verileceği sekiz reyi muhulife karşı otuz dört reyle mevcudun üçte ikisinin ekseriyetiyle takarrür etmiştir.


Full & Egal Universal Law Academy