Yargıtay Asli Yetkili İstinaf Numara 1/1980 Dava No 1/1981 Karar Tarihi 18.03.1981
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetkili İstinaf Numara 1/1980 Dava No 1/1981 Karar Tarihi 18.03.1981
Numara: 1/1980
Dava No: 1/1981
Taraflar: Nurettin Mithat ile Sevilay Ali İleri ve diğeri
Konu: Certiorari ve prohibition emirleri - Yanlış bir kararı iptal etmek veya uygulanmasını önlemek için emir talebi
Mahkeme: AsliYetki/istinaf
Karar Tarihi: 18.03.1981

-D.1/81 Yargıtay/Asli Yetki (İstinaf) 1/80

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Şakir Sıdkı İlkay, N.Ergin Salâhi, Aziz Altay.

Lefkoşa Kaza Mahkemesindeki Davacı No:1 Sevilay Ali İleri ve Davacı -No: 2 Perran A. İleri n/d Perran Üney ile Davalı Nureddin Mithat arasındaki 382/79 sayılı davada bir prohibition ve/veya certiorari isdar edilmesi için istida dosyalanması hususunda leave verilmesi hakkında.

Müstedi: Nurettin Mithat, Lefkoşa
- (İstinaf eden)
ile
Müstedaaleyh: 1. Sevilay Ali İleri, Lefkoşa
2. Perran Ali İleri n/d Perran Üney, Lefkoşa
(Aleyhine istinaf edilen)
- A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Ergin Ulunay
Müstedaaleyh namına: Kıvanç M. Riza



H Ü K Ü M

Şakir Sıdkı İlkay: Bu istinafta Mahkemenin hükmünü Sayın Yargıç Aziz Altay verecektir-.

Aziz Altay: Müstedi Yüksek Mahkemeye, ilk mahkeme olarak, bir istida dosyalayarak Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 382/79 sayılı Hukuk davasında vermiş olduğu tahliye emrinin iptali için emirname (certiorari) ve/veya söz konusu emrin uygulanmasını önlemek için- emirname (prohibition) verilmesi hususunda Yüksek Mahkemeye, yargıtay olarak, başvurabilmesi için izin talep etti. Mamafih tutanaklardan anlaşıldığı kadarı ile müstedi sonradan sadece verilen emrin uıygulanmasını önlemekle ilgili müracaatını ileri sürdü. -İstidaya bakan Yargıç müstedinin bu müracaatını uygun bulmayarak talep edilen izni reddetti. İstinaf, istidaya bakan tahliye emrinin uygulanmasını önliyecek emirname (prohibition) ile ilgili verilmesini reddeden kararından yapılmıştır.
Mahkeme tutanakları-ndan görüldüğüne göre Lefkoşa Kaza Mahkemesinde açılan 382/79 sayılı hukuk davasında davacılar dava konusu eve makul surette ihtiyaçları olduğunu ileri sürerek işbu istinafta müstedi olan davalı aleyhine tahliye ettiler. 17.11.1979 günü davanın duruşmasına- başlanacağı sırada davalı, avukatı vasıtası ile, mahkemeye bir beyanda bulunarak dava konusu evde kanuni kiracı olduğunu ve davacıların eve makul surette ihtiyacı bulunduğunu, dolayısıyle tahliye emri almaya hakları olduğunu kabul etti ancak tahliye emrin-in icrasının 30 Nisan 1981 tarihine kadar dururulmasını talep etti. Davacıların avukatı da yapılan beyanla hemfikir olduğunu belirttikten sonra mahkeme davacılar lehine ve davalı aleyhine talep takriri uyarınca tahliye emri verdi ve emrin icrasını da 30 Ni-san 1981 tarihine kadar durdurdu.

Müstedi, 17.11.1980 tarihinde söz konusu emrin bir suretinin kendine tebliğ edilmesini müteakip, Yüksek Mahkeme nezdinde, istinaf konusu istidayı dosyaladı ve kaza mahkemesi yargıcının tahliye emri vermezden önce böyle b-ir emrin verilmesini kabul addedip addetmediğini inceleyip bu hususta bir bulgu yapmadığı için verilen emrin yetkisizlikle malûl olduğunu ileri sürdü ve bu yüzden talep edilen iznin verilmesi gerektiğini savundu.

Bir alt mahkemnin vermiş olduğu yanlış bi-r kararı iptal etmek veya böyle bir kararın uygulanmasını önlemek için emirname çıkarılması amacı ile Yüksek Mahkemeye, yargıtay olarak, müracaat edilmesine izin verilip verilmeyeceği incelenirken alt mahkemenin yetki aşımı veya yetki yokluğu ile hareket e-dip etmediğine veya doğal adalet ilkelerine ters düşüp düşmediğine bakılmaktadır. Talep edilen emrin verilip verilmemesi Mahkemenin takdirine bağlı olup önemli bir konu mevcut olmadıkça böyle bir emir verilmez meğer ki yetkisizlik veya yetki aşımı olduğu t-utanaklardan açıkça görülmüş olsun. Yetkisizlik veya yetki aşımı olduğu tutanaklardan açıkça görüldüğü hallerde Mahkemenin herhangi bir takdir yetkisi olmadığından talep edilen emrin verilmesi gerekmektedir. Tutanaklardan yetkisizliğin açıkça görülmediği h-allerde ise Mahkeme takdirini kullanırken, sair şeyler meyanında, müstedinin tutumunu, davaya son vermenin önemini, gecikme varsa makul bir mazaretin mevcut olup olmadığını, talep edilen emrin hak olmakla beraber mutlaka verilmesi gerekip gerekmediğini ve -sair hususları dikkate alır.
(Bak. Halsbury's Laws of England 3rd Ed. Vol.11 p.114-115.)

Tahliye davalarında yasa ile belirlenen tahliye sebeplerinden biri isbat edilmedikçe sadece tarafların muvafakatı ile mahkemenin tahliye emri vermemesi gerekir meğer- ki kiracı talep takririnde ileri sürülen tahliye sebebinin mevcudiyetini kabul ettiğine dair samimi bir beyanda bulunmuş olsun. Böyle bir beyan mahkemeye yetki vermek için yeterli olup mahkemenin talep takririnde ileri sürülen hususların doğruluğunu ayrıc-a araştırmasına gerek yoktur. Barton v. Fincham (1921) 2. K.B. Division 291 at p.299'da şöyle denmektedir.

"If the parties before the court admit that one of the events has happened which give the Court jurisdiction, and there is no reson to doubt the b-ona fides of the admission, the Court is under no obligation to make further inquiry as to the question of fact; but apart from such an admission the court cannot give effect to an agreement, whether by way of compromise or otherwise, inconsistent with th-e provisions of the Act."

Thorm v. Smith (1947) a All E.R. p.39 at p.44'de şöyle denmektedir:

"Before making an order for pos-session the judge is under a duty to satisfy himself as to the truth if there be a dispute between landlord and tenant, but if the tenant in effect agrees that the landlord has a good claim to an order under the Acts, I think the Judge has jurisdiction to -make the order for possession under the Acts, without further inquiry."

Middleton v. Baldock (1950) 1 All E.R. 708 at p.710'da şöyle denmektedir:

"If the tenant, when sued for possession on some such ground as I have indicated, chooses to admit the trut-h of the allegation on which the landlord's claim is based, I think it is also established (and was so stated by Serutton L.J., in Barton v. Fincham) that the judge can accept the admission as sufficient to found his jurisdiction and is not bound himself t-o investigate the matters of fact alleged."

Bu meselede davacıların dava konusu eve makul surette ihtiyaçları olduğu nedeni il-e tahliye talebinde bulundukları, davalının da mahkemede yaptığı beyanda davacıların bu iddialarını doğrulayarak tahliye emri almaya hakları olduğunu kabul ettiği, mahkemenin bu beyan ışığında talep edilen tahliye emrini verdiği tutanaklardan görülmektedir-.

1973 Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasasının 7(1)(g) maddesine göre mahkemenin davacının eve makul surette ihtiyacı olduğu hususunda tatmin olmasına ilaveten tahliye emri verilmesini de makul addetmesi gerekir. Davalı mahkemede yapmış olduğu beyanda d-avacıların eve makul surette ihtiyaçları olduğunu kabul etmekle yetinmeyip tahliye emri almaya hakları olduğunu da kabul etmiştir. Bu suretle davalı bu beyanı ile tahliye emrinin verilmesinin mahkemece makul addedilmesi gerektiğini peşinen kabul etmiş bulu-nmaktadır. Bu beyan karşısında Mahkemenin, yukarıda iktibas edilen içtihat kararları ışığında, tahliye emri verilmesinin makul olup olmadığını ayrıca inceleyip bulgusu yapmasına gerek yoktu.

Tutanaklardan yetki hususunda herhangi bir kusurun mevcut olduğ-u açıkça görülmediğine göre müstedinin istidasında talep ettiği emrin verilip verilmemesi istidaya bakan Yargıcın takdirine bağlı bir husustur. Yukarıda söylenenlerden anlaşılığı gibi, müstedi mahkemenin bu takdir yetkisini kullanırken hata yaptığı hususun-da bizi tatmin etmiş değildir. Bu itibarla istidanın reddedilmesi gerekir.

Sonuç olarak istida reddolunur. Müstedinin istinaf masraflarını ödemesi emrolunur.


(Şakir Sıdkı İlkay) (N. Ergin Salâhi) (Aziz Altay)
- Yargıç Yargıç Yargıç

18 Mart 1981












4






Full & Egal Universal Law Academy