Yargıtay Asli Yetkili İstida Numara 6/2015 Dava No 1/2016 Karar Tarihi 14.06.2016
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetkili İstida Numara 6/2015 Dava No 1/2016 Karar Tarihi 14.06.2016
Numara: 6/2015
Dava No: 1/2016
Taraflar: Tolga Ahmet Raşit, İmge Kökel n/d İmge Ahmet Raşit Terekesi İdare Memuru ile 1. Universal Bank Ltd. 2.Arun Ltd. 3. Peral Ahmet Raşit 4. Tolga Ahmet Raşit arasında
Konu: Prohibition ve Certiorari talebi - Certiorari talebinin 6 ay içinde yapılması gereği - Prohibition talebinin mümkün olan en kısa sürede yapılması gereği - Mesnetsiz gecikme.
Mahkeme: AsliYetki/istida
Karar Tarihi: 14.06.2016

-D. 1/2016 Yargıtay/Asli Yetki/İstida No: 6/2015
(Lefkoşa Dava No: 5893/2009)

YÜKSEK MAHKEME HUZURUNDA.

Yargıç Bertan Özerdağ huzurunda

Müstedi: Tolga Ahmet Raşit, İmge Kökel n/d İmge Ahmet Raşit Terekesi Tereke İ-dare Memuru Sıfatıyla Bedreddin Demirel Caddesi, No. 3, Ortaköy - Lefkoşa

ile

Müstedialeyh: No. 1 Universal Bank Ltd., 57 Mehmet Akif Caddesi, K.Çiftlik - Lefkoşa
No. 2 Arun Ltd., Bedreddin Demirel Caddesi No. 3, Ortaköy - Lef-koşa
No. 3 Peral Ahmet Raşit, Arun Ltd., Bedreddin Demirel Caddesi No. 3, Ortaköy - Lefkoşa
No. 4 Tolga Ahmet Raşit, Arun Ltd., Bedreddin Demirel Caddesi No. 3, Ortaköy - Lefkoşa

A r a s ı n d a. -
Müstedi hazır değil namına: Avukat Süleyman Özsoylular
Müstedialeyh No. 1 namına: Avukat Mustafa Bülent Asena adına Avukat Çağla Kutruza



(25.11.2015 tarihli ihbarlı istida hakkında)




K A R A R

Bertan Özerdağ: Müstedi dosy-aladığı istidası ile Prohibition ve Certiorari istidası dosyalanabilmesi için 3 günlük süre verilmesini ve/veya mahkemece uygun görülecek süre için uzatılmasını ve/veya extension verilmesini talep etmektedir.

Müstedinin istidasına isbatı vücut dosyalaya-n Müstedialeyh No. 1, itirazname de dosyalayarak itiraz etmiştir.

Müstedialeyh No. 2, 3 ve 4 ise istida tebliğ olmasına rağmen isbatı vücut ve itirazname dosyalamamışlardır.

Müstedi, İmge Ahmet Raşit Terekesinin Tereke İdare Memuru olup aynı zamanda M-üstedialeyh No. 4'tür. Müstedialeyh No. 2, Müstedialeyh No. 4'ün direktörü olduğu şirket; Müstedialeyh No. 3 ise Müstedialeyh No. 4'ün annesidir.

Taraflar istida duruşması esnasında, birtakım olguları ve emareleri ihtilafsız olgu olarak Mahkemeye sunmuşl-ardır. Sunulan ihtilafsız olgular özetle şöyledir:

Müstedialeyh No. 1, Lefkoşa Kaza Mahkemesinde, 19.10.2009 tarihinde 5893/2009 sayılı davayı ikame etti. Bu davada Davalı No. 1 Müstedialeyh No. 2, Davalı No. 2 Müstedialeyh No. 3, Davalı No. 4 Müstedialey-h No. 4 ve Davalı No. 5 ise İmge Ahmet Raşit olarak dava edilmişti. Davalı No. 3 ise Tuğberk Ahmet Raşit idi.

Davalı No. 5 İmge Ahmet Raşit, 30.3.2010 tarihinde vefat etmiş, vefat etmesinden sonra dava başlığında herhangi bir tadilat yapılmamıştır. Bu da-vada Davalı No. 1, 2 ve 4 Avukatları vasıtasıyla 7.12.2012 tarihinde müdafaa dosyalamış-lardır.
Mezkur dava altında, 20.3.2013 tarihinde, Davalı No. 3 ve 5 aleyhindeki dava vefat ettikleri cihetle geri çekilmiş ve Davalı No. 1, 2 ve 4 aleyhine, Talep Takr-irinin 10 A, B ve C paragrafları tahtında hüküm ısdar edilmiştir.

Davalı No. 1, 2 ve 4, Nisan 2014'de hükmün yapılandırıl-ması amacıyla bir istida dosyalamıştır. Mahkeme istida uyarınca hükmü 2.4.2014 tarihinde yapılandırarak hükmü tadil etmiştir.

Mahk-eme tarafından verilen hüküm tahtında ve yapılandırı-lan hüküm altında da İmge Ahmet Raşit adına kayıtlı olan Aşağı Girne'de kain Koçan No. 1922, Pafta/Harita No. XII/20.3.VIII Blok A Parsel No. 115/1 üz referanslı yarım inşaat apartmanın satışına da emir -verildi.

Bu emir sonrasında Tapu ve Kadastro Dairesi, Müstedi No. 1 Bankanın talebi uyarınca hükümlü borcun tatmini için hükümde belirtilen taşınmazın satışı için MES dosyası açtı ve mahfuz kıymeti belirleyerek Müstediye bildirimde bulundu.

Müstedi, bu- bildirime mukabil, Girne Kaza Tapu Dairesine 17.12.2014 tarihinde bir yazı gönderdi ve satışa gidilebilmesi için tereke adına hüküm alınması gerektiğini iddia ederek, hem bu nedenle hem de mahfuz kıymetin düşük olması nedeniyle itiraz etti.

Müstedi Terek-e İdare Memuru Mahkemede şahadet vererek, Tapuya yazdığı yazının cevabını beklemekte olduğu için işbu istidayı 11 ay sonra Kasım 2015 ayında dosyalamak durumunda kaldığını; hükmün, tereke adına verilmediği için hatalı olduğunu beyan etti.

Müstedi istintak-ında ise, hükümdeki taşınmazların satı-lacağını hiç düşünmediğini, süre alarak borcu ödemek için çaba gösterdiğini, iyi niyetli olarak borcu ödemeye çalıştığını, yapılandırmada borcun ödenmemesi durumunda taşınmazın satıla-cağını bildiğini, hükmün yanlış a-lındığını Tapudan yazı gel-diğinde öğrendiğini, Tapuya yazdığı yazısına cevabın erken verilmediğini beyan etti.

Müstedi istidası uyarınca süre uzatılmasına emir verilmesi için, makul ve tatminkar nedenleri olduğunu iddia etmektedir.

Hukuk Muhakemeleri -Usulü Tüzüğü, Tüzük'te öngörülen sürelerin uzatılması konusunda mahkemelere geniş takdir hakkı vermektedir. Bu geniş takdir hakkı, her meselenin kendine has olgularına bağlı olarak adil şekilde kullanılması esastır. Bu yetkiyi ihdas eden Tüzük kuralı aynen- şöyledir:

"ELLİ YEDİNCİ EMİR
MÜDDET

Mahkeme veya yargıç, herhangi bir işin veya işlemin yapılması için bu nizamlarla tayin edilen veya herhangi bir uzatma emri ile tespit edilen süreyi, hakkaniyet bakımından meselenin gerektirdiği koşullarla (eğer varsa-) uzatmak veya kısaltmak yetkisine sahiptir ve sürenin uzatılmasına ilişkin başvuru tayin edilen veya müsaade edilen sürenin sona erdiği tarihe kadar yapılmamış olsa bile bu gibi uzatmalara emir verebilir; ancak herhangi bir lâyiha veya belgenin teslim edi-lmesi veya herhangi bir yemin takriri, cevap veya belgenin dosyalanması veya herhangi bir işin yapılması için gerekli sürenin bu nizamlardan herhangi biri veya mahkeme veya yargıcın talimatı veya emri ile saptandığı veya sınırlandırıldığı hallerde, söz kon-usu sürenin uzatılması için yapılan başvurunun ve böyle bir başvuru üzerine verilen emrin gerektirdiği masrafları, mahkeme veya yargıç tarafından başka türlü bir emir verilmedikçe, başvuruyu yapan taraf ödeyecektir."

Yargıtay/Hukuk 10/75'de, Mahkemenin sü-re uzatma hususundaki takdir hakkını kullanırken hukuk ilkelerine riayet ederek, makul ve ikna edici sebeplerin var olması ve mahkeme-nin bu hususta tatmin edilmesi halinde sürelerin uzatılması yönünde emir verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Buna karşın- makul ve ikna edici sebeplerin bulunmadığı durumlarda ise mahkemenin Tüzük'te öngörülen süreleri uzatmaması gerektiği belirtilmiştir. Bunun gerekçesi olarak da mevzuatın tayin ettiği sürelere uyulmasının esas oluşu, uymayan tarafın bunun sonuçlarına veya -zararlarına katlanma zorunluluğu olarak gös-terilmiştir. Her halükarda makul ve ikna edici sebep olması halinde, mahkemenin makul bir süre için süreleri uzatması yönünde takdir hakkını kullanması gerekir. Yargıtay/Hukuk 10/75, Aysel Cahit v. Salahi Kazım v-e diğeri s.3'de bu konuda şöyle denmektedir:

"Mahkeme kendisine verilen uzatma yetkisini kullanırken, bir takdir hakkına sahiptir. Ancak işbu takdir hakkını kullanırken hukuk ilkelerine uyarak kullanması gerekir. Herhangi bir kanunda veya nizamnamede beli-rtilen bir müddetin uzatılması için makul sebeplerin varolması ve bu hususta Mahkemenin tatmin edilmesi gerekir. Herhangi bir meselede makul ve ikna edici sebep yoksa, herhangi bir sürenin Mahkeme tarafından uzatılmaması gerekir. Çünkü kanun ve kanun gereğ-ince yapılan nizamların esas amacı bu gibi kanun ve nizamlarda belirtilen zamana uyulmasıdır. Uyulmadığı takdirde zararı uymayan taraf çeker. Kanun veya nizamnamelerde belirtilen süreye uyulmaması için makul ve geçerli sebep varsa, Mahkemeler takdir hakkın-ı kullanarak belirtilen süreyi makul bir müddet için uzatabilirler."

Prohibition talep eden başvurular en erken zamanda, certiorari talep eden başvurular ise başvuruya konu işlemden itibaren 6 ay içerisinde yapılması zorunludur. Yargıtay/Asli Yetki 1/198-2 D. 5/1982'de bu husus ifade edilirken, aksi ahvalde, kuvvetli neden gösterilmedikçe sürenin uzatılmasına izin verilmeyeceği belirtilmiştir:

"Prohibition emri müracaatı için zaman sınırı bulunmamakla beraber makul olmayan bir gecikme emrin verilmemesi- için yeterli bir neden teşkil edebilir. Certiorari emri için müracaatlarda ise bir zaman sınırı bulunmakta ve iptali istenen emrin verildiği tarihten itibaren 6 ay içinde müracaat yapılmaması halinde certiorari emri müracaatı için izin verilmemektedir. He-r ne kadar da 6 aylık sürenin uzatılması hususunda müracaatta bulunmak mümkün ise de Mahkeme, kuvvetli bir neden gösterilmedikçe sürenin uzatılmasına izin vermez."

Yine aynı kararda, başvuran tarafın başvurusundan önceki davranışları incelenerek mazerets-iz bir gecikmenin olması nedeniyle istida reddedilmiştir:

"..istidada verilen konu emir müstedinin bilgisi dahilinde olduğu halde zamanında hiçbir yasal önlem almayıp üç yılı aşkın bir süre işbu istidayı dosyaladığını, bu uzun gecikme hakkında hiçbir izah-at vermediği gibi herhangi bir mazaret de göstermediğini, müstedinin gerek istidanın alt mahkemedeki görüşülmesi sırasındaki davranışı ve gerekse emir verilmesinden sonra yasal önlem alınması için gösterdiği uzun gecikmenin makul sayılabilecek hiçbir yanı -bulunmadığını dikkate aldıktan sonra adli takdirimizi müstedi lehine kullanmamayı uygun bulduk. Bu nedenle istidanın reddedilmesi gerekir."

Bu prensiplerden hareketle meselemizi incelemeye devam edelim.

Müstedi, hükmün, başlıkta Davalı No. 5'in vefat e-tmesinden sonra terekenin eklenmesi hususunda gerekli tadilatlar yapıl-madan veya yapılması sağlanmadan ısdar edildiğinden hareketle, hükmün veya kararların iptalini talep eden bir istida dosyala-yabilmek için ek süre talep etmektedir. Bu taleple, Müstedi--nin, Certiorari emri ısdar edilmesi hususunda bir talebi olacağı ortadadır. Müstedi bu başvurusunu 6 ay içerisinde yapması gerekirken, hüküm tarihi olan 20.3.2013 tarihinden itibaren 6 ay içerisinde yapmamakla çok geç kalmıştır.

Prohibiton emri ile ilgi-li başvurunun bir süreye bağlı olmasa da makul bir sürede ve gecikmeksizin yapılması zorun-ludur. Müstedinin başvurusunun, hüküm verildikten, hüküm yapılandırıldıktan, hükümlü borcun ödenmesi için Müstedialeyh No. 1 ile görüşüp borcun ödenmesi için 6 aylı-k ek süre tanın-dıktan ve Tapu tarafından mahfuz kıymet belirlenip buna itiraz edildikten 11 ay sonra yapıldığı şahadetten sabittir. Müstedi-nin bu kadar zaman geçtikten sonra yapmış olduğu başvuru erken bir zamanda yapılmadığını gösterdiği bir yana, hükmü-n yapılan-dırılmış olması ve ödeme için ek süre verilmesi, başvurunun makul ve kuvvetli bir sebebe dayanmakta olmadığını göstermek-tedir.

Müstedinin başvurusu dava başlığının değişmemesi nedeniyle verilen hükmün geçersiz veya iptal edilmesi gerektiğidi-r. Bu gerekçe, Hukuk Muhakemeleri Usul Tüzüğü Emir 9 nizam 13'deki kurallar ve bu kurallarla ilgili Yargıtay/Hukuk D. 28/2014 sayılı kararda belirtilenler ışığında, Müstedinin başvurusunun makul ve kuvvetli bir gerekçeye dayanamadığını ortaya koymak-tadır.-

Belirtilenlerden hareketle istidanın reddi gerekmektedir. İstida ret ve iptal edilir. Meselenin kendine has olgularına binaen istida ile ilgili masraf emri verilmez.




Bertan Özerdağ
Yargıç
14- Haziran 2016








7






Full & Egal Universal Law Academy