Yargıtay Asli Yetki Numara 8/1978 Dava No / Karar Tarihi 25.10.1978
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetki Numara 8/1978 Dava No / Karar Tarihi 25.10.1978
Numara: 8/1978
Dava No: /
Taraflar: Biray M. Münir ile Mısırlızade Emlâk Şirketi Ltd. ve diğeri arasında.
Konu: Prohibition - Certiorari
Mahkeme: Asli/Yetki
Karar Tarihi: 25.10.1978

-Yargıtay/Asli Yetki 8/78

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Yargıtay Asli Yetki.
Mahkeme Heyeti: Ahmed İzzet, Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Salahi.

Lefkoşa Kaza Mahkemesindeki Davacı Mısırlızade Emlâk Şirketi Ltd. ile Davalı No.1 M. Münir ve oğlu Vatan Eczanesi, No.-2. M.Münir, No.3 Biray M. Münir arasındaki 166/77 sayılı davada bir Prohibition ve/veya Certiorari isdar edilmesi için istida dosyalanması hususunda Leave verilmesi hakkında.

Müstedi: Biray M. Münir, 1, Atatürk Meydanı, Lefkoşa
ile
Müstedaaleyh: 1. Mısırl-ızade Emlâk Şirketi Ltd., 14 Memduh Asaf
Sokak, Lefkoşa.
2. Lefkoşa Kaza Mahkemesi Reisi, Lefkoşa
A r a s ı n d a.

Müstedi tarafından: E-rgin Ulunay
Müstedaaleyh tarafından: Ümit Süleyman




H Ü K Ü M

Ahmed İZZET:

Müstedi 19 Temmuz, 1978 tarihinde Yüksek Mahkemede dosyaldığı bu İstida ile Lefkoşa Kaza Mahkemesinin 166/77 sayılı davada verdiği kararın veya emrin iptali için bir emirname -"certiorari" veya verilen tahliye emrinin uygulanmasını önlemek için bir emirname "prohibition" talep etmiştir.

İstida birçok gerekçelere dayandırılmakla beraber, duruşmada müstedi sadece bir gerekçe üzerinde durmuştur. O da şudur:-

"Mahkeme 18/73 sayı-lı Kuralın 8. maddesi tahtında peştemallık hususunu tezekkür etmemek ve bu hususta şahadet dinlememekle hata işlemiştir. Mahkeme iş binasından madde 7(1)(i) tahtında tahliye emri verirken peştemallık durumunu da tezekkür etmek ve bu hususta şahadet dinlem-ek zorundadır. Kiracının kira kuralı tahtındaki "statutory protection"ı peştemallığa da şamildir. Peştemallık hususundaki mukabil talep geri çekilmemiştir ve Mahkemece iptal edilmemiştir."

166/77 sayılı davada dosyalanan talep takririnde, müstedi-davalın-ın dava konusu dükkânı bir anlaşma altında işgal ettiği, bu anlaşmanın sona erdiği, davalının kanuni kiracı durumuna geldiği, dava konusu dükkâna esasa müteallik tadilât veya müessir yeni inşaat veya yıkma maksadı ile davacıların ihtiyacı bulunduğu, mezkûr- inşaat için gerekli ruhsatın ilgili makamlardan temin edilmiş olduğu ve davalıya dükkânı tahliye etmesi için üç aydan fazla olan bir ihbar verdildiği iddia edilerek dükkânın tahliyesi istenmiştir.

Müstedi-davalı dosyaladığı müdafaada, talep takririndeki- iddiaları reddetti ve mukabil talep olarak dava konusu dükkânda icra ettiği eczacılık mesleği sebebi ile dükkânda bir peştemalık husule geldiğini, mekûr peştemallık dolayısıyle dava konusu dükkânın kira değerinin arttığını, dava konusu dükkânın tasarrufun-un terkedilmesi neticesinde davacının mezkûr kira değerindeki artıştan faydalanacağını, kendisinin ise zarar göreceğini iddia ederek asgari KL.10,000.- peştemallık tazminatı talep etti.

Müstedi istidasına ekli yemin varakasında, Lefkoşada Atatürk Meydanı-nda Mısırlızade Emlâk Şirketine ait olan ve Vatan Eczanesi diye bilinen dükkânın kiracısı olduğunu, bu dükkânın tahliyesi için ev sahipleri tarafından 166/77 sayılı bir dava açıldığını, bu dükkânı kanuni müstecir olarak işgal etmediğini, davada dosyaladığı- müdafaada peştemallık ile ilgili mukabil talebi olduğunu, kendisinin dışarıda beklemekte olduğu bir sırada hakim odasında kendi avukatı ile davacıların avukatı arasında daha önceden yapıldığını tahmin ettiği ve kendi tasvibine sunulmayan bir anlaşma uyarı-nca bazı beyanlarda bulunduklarını, bunların hüsnüniyetten yoksun olduklarını ve dava layihaları ile çelişki halinde olduklarını, hakimin tahliye emri vermekten başka bir alternatif bulunmadığını söylediğini ve en sonunda tahliye emri verdiğini iddia etmiş-tir.

Müstedaaleyh dosyaladığı İtiraza ekli yemin varakasında, Müstedinin yemin varakasının gerçekleri yansıtmadığını, dava ile ilgili tüm müzakerelerin Kaza Mahkemesi Başkanının huzurunda, davacının ve eşinin ve avukatının hazır bulundukları bir zamanda -devam ettiğini, davacı şirketin çok iyi bir dava sebebi olması nedeni ile müstedinin avukatının tahliye emri verilmesini kabul ettiğini, müdafaadaki peştemallık talebinin geri çekildiğini ancak bir yanlışlık neticesi bunun zabıtlarda görülmediğini iddia et-miştir.

1 Haziran 1978 tarihinde hakimin odasında müstedi ile müstedaaleyh arasında yapılan anlaşmaya ait dava tutanakları aynen şöyledir:-

" 1.6.1978

Davacı tarafından Avukat Ümit Onan
Şirket Müdürü Osman Mısırlızade hazır
Davalı hazır, tarafından Avu-kat İlkay Hikmet.

Ümit Bey: Bu safhada KTFD dahilinde davalı 1 adına gösterilen ve ortaklık kayıtlı olmadığı ve davalı 2'nin de bu arada vefat etmiş olduğu nedeni ile onlar aleyhindeki davamızda ileri gitmeyiz ve bu safhada geri çekeriz. Davada dava konus-u dükkânda yegâne kiracı davalı 3'tür ve onun aleyhine davamızda ısrar ederiz.

Bayan İlkay: Davalı 1 ve 2 aleyhindeki davanın geri çekilmesine itirazım yoktur davanın bu safhasında davalı 3'ün dükkânda bulunduğunu bu dava açılmazdan evvel 3'ün kira münase-beti sona erdirilmiş olduğu ve kanuni kiracı durumuna getirildiğini ve bilâhare yasanın ön gördüğü 3 aylık ihbar verildiğini davacı şirketin ilgili makamlarından bu dava konusu dükkân dahil gerekli inşaatı yapmak üzere plânlar uyarınca gerekli izni istihsa-l ettiği ve yasa uyarınca bir tahliye talebi mevcut olduğunu kabul ediyoruz. Yalnız davalı 3 bu dükkânda uzun senelerden beri eczacı olarak çalışmaktadır ani bir tahliye ile karşı karşıya kalması halinde işi tamamen bozulacaktır. Bu bakımdan verilecek tahl-iye emrinin bir yıl ertelenmesini ve davalıların bu davadaki dava masraflarının davacı tarafından ödenmesini talep ederim.

Ümit Bey: 1 yıl için icranın durdurulması hususunda bir emir verilmesine itirazım yoktur masrafları ödemeyi kabul ederiz.

Mahkeme: -Davacı avukatının beyanı üzerine davalı 1 ve 2 aleyhindeki davalar geri çekilerek iptal edilir. Yine davalılar avukatının beyanından yasa uyarınca bir tahliye sebebinin mevcut olduğunu ve davacının dava konusu dükkân dahil büyük bir inşaat için gerekli pl-ânların istihsal etmiş olduğu sabit olmuş olduğu cihetle davacı lehine ve davalı aleyhine tahliye emri verilir. Tarafların onayı ile tahliye emrinin infazı bir yıl süre ile durdurulur, Davalıların bu davdaki masrafı davacı tarafından ödenecektir.

- (İmza)
Niyazi F. Korkut
- Emin Okur"

Lefkoşa Kaza Mahkemesi Başkanı, İstida kendisine de tebliğ edildiği için, bir yemin varakası dosyalayarak, 1 Haziran 1978 tarihinde müstedinin ve avukatının hazır bulunduğunu, verilen emri gerek davacı avukatının gerekse davalı avukat-ının yaptıkları beyandan sonra verdiğini, müstedinin, bu beyanların kendisinin hazır olmadığı bir zamanda yapıldığına dair iddiasının doğru olmadığını, hatta davacının karısının bile hazır olduğunu, beyanlar yapılmadan önce durumun müstediye avukatı tarafı-ndan sarahaten anlatıldığını ve müstedinin hakimin kendisine tahliye emir dışında bir alternatif kalmadığını söylediği hususundaki iddiasının doğru olmadığını iddia etti.

İstidanın 6 Ekim, 1978 tarihindeki duruşmasında, müstedinin avukatı, müstedinin mah-kemede anlaşma yapılırken hazır bulunmadığı şeklindeki iddiasını, müstedaaleyhin avukatı ise peştemallık ile ilgili mukabil talebinin geri çekildiğini ve bunun yanlışlıkla tutanaklara geçirilmediği hususundaki iddialarını geri çekmiştir. Bu sebebple bu İst-ida amaçları bakımından, yukarıda aktarılan dava tutanaklarının doğru olduğunu ve peştemallık ile ilgili mukabil talebin geri çekildiğini ve bu hususta hakimin odasında herhangi bir konuşma olmadığını kabul ediyoruz.

Müstedinin avukatı, Mahkemenin ancak -Kontrol Yasasının 7. maddesi altında tahliye emri verebileceğini, bunun haricinde Mahkemenin tahliye emri verme yetkisi olmadığını, 8. maddeye göre peştemallık konusu karara bağlanmadan tahliye emri verilemeyeceğini, davada dosyalanan müdafaada peştemallık- ile ilgili mukabil talep olduğunu, bunun hiçbir zaman geri çekilmediğini Mahkemenin bu talebi tezekkür edip bu hususta karar vermeden tahliye emri verme yetkisi olmadığını iddia etmiştir.

Anayasanın 117. maddesinin 3. fıkraısna göre, yetkisiz tutuklaman-ın kaldırlması için emirname (habeas corpus), bir yetkinin kullanılmasını sağlamak için emirname (mandamus), yanlış bir kararın uygulanmasını önlemek için emirname (prohibition), bir makamın hangi yetkiye dayanılarak işgal edildiğinin soruşturulmasına iliş-kin emirname (quo warranto) ve herhangi bir mahkeme ve yargı niteliğinde yetki kullanan herhangi bir makamın kararının iptali için emirname (certiorari) çıkarmaya münhasıran Yüksek Mahkeme, Yargıtay olarak, yetkilidir.

Bunlardan en çok kullanılanları "ma-ndamus", "prohibition" ve "certiorari"dir. Bu emirnameler alt mahkemeleri, vatandaşın haklarını ilgilendiren sorunları karara bağlamakla yükümlü olan ve yargı niteliğinde yetki kullanan kişileri ve makamları denetlemek amacı ile çıkarılır. Bu emirnameler a-yrı ayrı olduğu gibi, emirnamenin talep edildiği safhaya veya şikâyet konusunun yetkisilik, yetki kullanmama veya yetki aşımı olmasına göre, birkaçı birlikte de çıakrılabilir.

Genellikle "mandamus", bir makamın sahip olduğu ve fakat kullanmağı reddettiği- bir yetkiyi kullanmasını sağlamak için, "prohibition" bir makamı, sahip olmadığı bir yetkiyi kullanmaktan men etmek için ve "certiorari", yetkisi olmadan karar veren bir makamın kararını iptal etmek için çıkarılır.

"Prohibition" yetki yokluğu veya yetki- aşımı için çıkarılabileceği gibi, doğal adalet kurallarına uyulmadığı zaman da kullanabilir. Yetki yokluğu veya yetki eksikliği dosyadan (on the face of the proceedings) açıkça görülebiliyorsa, "prohibition" emirnamesi bir hak olarak çıkarılır. Bu gibi ha-llerde "prohibition" gecikme olsa bile, herhangi bir zaman, hatta hükümden sonra bile, çıkarılabilir. Eğer yetki yokluğu veya yetki eksikliği dosyadan açıkça görünmüyorsa, emirnamenin çıkarılması Mahkemenin takdirine bağlıdır. Mahkeme takdir hakkını kullan-ırken, emirnameyi talep etmekte gecikme olup olmadığını, gecikmenin ne kadar olduğunu ve diğer başka hususları dikkate alır.

18/1973 sayılı Kira Kontrol (Geçici Hükümler) Yasası, tahliye emrinin hangi hallerde verileceğini 7. maddede belirtmiştir. Bunlar-dan birisi de 7. maddenin (1). fıkrasının (1) bendidir. Bu madde aynen şöyledir:-

"7. (1) ...................................................................................
......................................................................-............
..................................................................................

Mucirin gayrimenkul mala esasa müteallik tadilât veya gayrimenkul mala müessir yeni inşaat veya gayrımenkul malı yıkmak maksadıyle ihtiyacı bulunmas-ı ve mahkemenin tadilât, inşaat veya yıkım için gerekli ruhsatın mucir tarafından istihsal edildiği hususunda tatmin edilmesi ve müstecire gayrimenkul malı tahliyesi için üç aydan az olmamak üzere yazılı bir ihbar vermesi halinde; veya"

Peştemallık ile il-gili madde 8. maddedir. Bu madde aynen şöyledir:

"8. Bir iş binasında müstecirin icra ettiği iş veya ticaret sebebi ile iş binasında husule gelen peştemallık dolayısı ile (goodwill is attended thereto) kira değerinin artmasında ve iş binası tasarrufunun -terkedilmesi neticesinde mucirin bu kira değerindeki artıştan faydalandığı ve müstecirin de zarar gördüğü hallerde;

Mahkeme, gayrımenkul malın iş binası olması halinde, 7. maddenin (1). fıkrasının (g) ve (i) bendlerinden herhangi biri tahtında hüküm vey-a emir verirken mucir tarafından sağlanan istifadeyi de nazarı itibara alarak, iş binasının tasarrufunun kaybından mütevellit zararının tazmini için müstecire kifayetli göreceği bir miktarın ödenmesini emredebilir.

Bu miktar ödenmedikçe hüküm veya emir u-ygulanmaz."

Şimdiye dek uygulanan prensiplere ve içtihat kararlarına göre Mahkeme Kira Kontrol Yasasının 7. maddesinde belirtilen nedenlerle tahliye emri verebilir. Bunun dışında tahliye emri verme yetkisi yoktur. Ayrıca davadaki taraflar kendi onamaları- ile Mahkemeye yetki vermezler. Bu sebeple Mahkeme tahliye emri vermeden önce ya şahadetle ya da tarafların kabulleri ile, yasada gösterilen tahliye sebeplerinden birinin var olduğu hususunda tatmin olmalıdır. Aksi takdirde Mahkemenin tahliye emri verme ye-tkisi yoktur.

Müstedinin iddiasına göre tahliye sebepleri ile ilgili olarak Mahkemenin şahadet dinlemesi gerekirdi. Kanımızca buna gerek yoktur. Eğer kiracı, ev sahibinin dava konusu olan tahliye nedeni ile ilgili iddialarını kabul ederse, Mahkeme bunu y-eterli sayabilir. Mahkemenin bunun ötesinde araştırma yapmasına gerek yoktur. Kiracının bu kabulü Mahkemeyi yetkili kılar.

İstidadaki duruma dönecek olursak, müstedinin Kaza Mahkemesinde açtığı davada peştemallık ile ilgili mukabil talebin olduğu ve bunu-n hiç bir zaman geri çekilmediği ve 1 Haziran 1978 tarihinde davanın halli için yapılan görüşmeler sırasında bahis konusu edilmediği açıktır. Mahkeme tutanaklarından görüleceği gibi, Mahkemenin davalı avukatının beyanından Yasanın 7(1)(i) maddesi uyarınca -bir tahliye sebebinin mevcut olduğu ve davacının dava konusu dükkânı da içine alacak büyük bir inşaat için gerekli plânları çıkarmış olduğu hakkıdna tatmin edilmiştir. Ancak, 8. maddeye göre peştemallık ödenmesinin söz konusu olduğu hallerde peştemallık öd-enmedikçe tahliye emri uygulanamaz. 8. madde, 7. maddenin (1) fıkrasının (i) bendine doğrudan atıfta bulunduğundan, bu madde 7. madde ile birlikte okunduğu zaman, kanımızca Mahkeme, tahliye emri vermeden önce, müstedinin peştemallık ile ilgili talebi olup -olmadığını araştırması ve eğer varsa bu hususu inceleyerek karara bağlaması gerekirdi. Halbuki Mahkeme peştemallık konusunu araştırıp karara bağlamadan tahliye emri vermiş ve davayı neticelendirmiştir. Bunu yapmakla kanımzıca Mahkeme yetkisi dışında hareke-t etmiştir.

Yukarıdaki nedenleren ötürü Mahkemenin verdiği tahliye emri iptal edilir ve tahliye emrinin durdurulması için "prohibition" emri verilir.

İstida masraflarını müstedaaleyh ödeyecektir.


(Ahmed İzzet) (Salih S. Dayıoğlu)- (N. Ergin Salâhi)
Yargıç Yargıç Yargıç

25 Ekim, 1978














Full & Egal Universal Law Academy