Yargıtay Asli Yetki Numara 6/1975 Dava No / Karar Tarihi 15.01.1976
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetki Numara 6/1975 Dava No / Karar Tarihi 15.01.1976
Numara: 6/1975
Dava No: /
Taraflar: Ekrem Ersöz ile Emniyet Müdürlüğü ve diğeri
Konu: Certiorari ve prohibition emirleri - Suç deyiminin tefsiri
Mahkeme: Asli/Yetki
Karar Tarihi: 15.01.1976

-Yargıtay/Asli Yetki 6/1975

Yüksek Mahkeme Huzurunda
(Asli Yetki)
Yargıç Sakir Sıdkı İlkay huzurunda.

Müstedi: P.Ç. 585 Ekrem Ersöz, Eskikuyu.
ile
Müstedaaleyh: 1. Türk Emniyet Müdürlüğü, Lefkoşa.
2. Polis Baş Müfettişi Numan Kanmaz, Türk Emniyet
- Müdürlüğü, Lefkoşa.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Menteş Aziz.
Müstedaaleyh namına: Argun F. Korkut.



H ÜK Ü M

Polis çavuşu olan müstedi, Polis (Disip-lin) Nizamnamesi tahtında atanan bir Riyaset Amiri huzurunda, görev ihmali ile ilgili 3 disiplin suçundan yargılanmaktadır.

Müstedi mezkûr şuçların 1975 Barış ve Özgürlük Bayramı Af Yasası kapsamına giridği cihetle yargılanamayacağını iddia ederek bahse -konu davanın yürütülmesi kararının uygulanmasını önleyici bir emir (prohibition) talep etmektedir.

İstidada, alternatif olarak, bir de bahse konu dava ile ilgili işlemin Yüksek Mahkemeye nakledilerek iptal edilmesi için emir (certiorari) talep edilmiştir-.

İstidaya ilişik yemin varakasında, diğer şeyler meyanında, müstedinin itham edildiği görev ihmaline yol açan esas suçtan zanlı üçüncü şahsın aleyhindeki davanın, af kapsamına girdiği nedeni ile, ileri götürmeyip kapatıldığı zikredilmiştir.

Müstedaale-yhler namına dosyalanan itiraznameye ilişik yemin varakasında ise yapılmakta olanın sadece bir disiplin duruşması olduğu ve böyle bir işlemin yetkili bir Mahkeme önünde görülen bir ceza davası oluşturmadığı ve sadece idari veya icrai bir işlem olduğu ve bi-naenaleyh Af Yasası kapsamına girmediği ileri sürüldü. Ayni yemin varakasında, müstedinin itham edildiği görev ihmaline yol açan esas suçtan zanlı üçüncü şahıs aleyhine başlatılan işlemin bir displin soruşturması olmadığı ve onun aleyhine yetkili bir mahke-me önünde bir ceza davasının getirilmesinin düşünülmüş olduğu ve böyle bir işlemin ise Af Yasası kapsamına girdiği cihetle kapatılmış olduğu iddia edildi.

"1.Görevi ihmal
Disiplin Tüz. 7. Mad.
4(a)6 Haziran, 1975 tarihinde, saat -12.30 raddelerinde Alayköy Karakolunda maiyetinde çalışan PE 16 ve 2106 tarafından ihbar edilen sirkat mesele-sinin faillerini meydana çıkarmak için icabet etmeği ihmal ettiniz.
2.Görevi ihmal
Disiplin Tüz. 7 Mad.
4(j)Ayni tarih-, vakit ve mahalde, yine PE 16 ve PE 2106 tarafından size ihbar edilen bir hırsızlık buğday meselesini Şikâyet defterine kayıt etmeyi ihmal ettiniz.
3.Görevi ihmal
Disiplin Tüz. 7 Mad.
4(h)Ayni tarih, vakit ve mahalde yine PE 1-6 ve PE 2106 tarafından ihbar edilen bir sirkat meselesi hususunda haberdar edildiğiniz suçla ilgili vazife yapmaktan çekindiniz."

29/1975 sayılı Barış ve Özgürlük Bayramı Af Yasasının ilgili 2. maddesi aynen şöyledir:

"2. 17/1975 sayılı Yasanın Kura-lları saklı kalmak koşuluyla, 20 Temmuz 1974 tarihi ile 20 Temmuz 1975 tarihi arasında işlenmiş suçlar ve bu Yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar, söz konusu suçlar hakkında hükmedilen cezalar, bütün sonuçları ile birlikte, kaldırılır.
Ancak, ödenmiş bu-lunan para cezaları iade edilmez."

Yasanın 3. maddesi ile muayyen bazı suçlar af kapsamı dışında bırakılmıştır. Mamafih, tarafların da kabul ve teslim etmiş olduğu gibi, müstedinin itham edilmekte olduğu suçlar Yasanın 3. maddesinde zikredilen suçlardan -değildir.

Müstediye göre Yasanın 2. maddesindeki suç deyimi geniş kapsamlı olup her çeşit suçu ve bu meyanda polis disiplin suçlarını kapsamakta ve binaenaleyh itham konusu olan suçlar Yasanın 3. maddesi tahtında dışta bırakılmadıkları cihetle Yasanın ön-gördüğü affın kapsamına girmektedir.

Müstedaaleyhlere göre ise 3. maddenin gayesi sair şekilde 2. maddenin kapsamına giren bazı suçları af kapsamı dışında tutmaktır. Binaenaleyh 3. maddede zikredilen suçlardan olmamakla beraber herhangi bir suçun af kaps-amına girmesi için 2. maddenin öngördüğü suç veya suçlardan olması gerekmektedir. Yine Müstedaaleyhlere göre 2. maddedeki suç deyimi geniş kapsamlı olmayıp sadece bir mahkeme huzurundaki ceza davasına konu teşkil eden suçları kapsamakta, Polis (Disiplin) N-izamnamesi tahtında yapılan bir souşturmaya konu teşkil eden suçları ise kapsamamaktadır.

Tarafların savunduğu görüşler ksımen yukarıda izah edildiği gibidir.

Söylenenlerden anlaşılacağı gibi müstedinin itham edilmekte olduğu suçların af kapsamına girip- girmediği esas itibarı ile Yasanın 2. maddesinin ve bu meyanda maddede yer alan "suç" deyiminin tefsirine bağlıdır.

Müstedinin itham olunmakta olduğu suçlar 1972 Polis (Disiplin) Nizamnamesinin 7. maddesi ve bu madde tahtında yapılan Disiplin Tüzüğünde -saptanan suçlardandır. Mezkûr Nizamname ise Fasıl 285, Polis Kanunu'nun 10. maddesi tahtında yapılmıştır. Gere Polis Kanunu'nda gerekse Nizamname'de bu gibi suçlardan "disipline aykırı işlenen suçlar", "disiplin suçları" veya "suç" diye bahsedilmektedir. B-u gibi suçlardan sanık polis mensupları ise bir Riyaset Amiri huzurunda yargılanabileceği gibi onun yerine Emniyet Genel Müdürünün onayı ile bir Mahkeme huzurunda yargılanabilir. (Gör. Polis Kanunu m.29).

Görüleceği gibi Müstedinin itham olunmakta olduğu- suçlar kanun ve kanun tahtında yapılan mevzuata aykırı işlenen suçlardır.

29/1975 sayılı Af Yasasının 2. maddesinde ise verilen iki tarih arasında işlenen suçlardan bahsedilmekte fakat ne bu maddede ne de Yasanın herhangi bir yerinde "suç"un tarifi veya- tefsiri yapılmamaktadır. Bu böyle olduğuna göre Mahkemenin bunu tefsir edip disiplin suçlarını kapsayıp kapsamadığını kararlarştırması gerekir.
Yasalar muayyen kurallara göre tefsir edilir. Bu husustaki belli başlı kurallardan birine göre yasalar yasa ko-yucunun gaye ve niyetine uygun olarak tefsir edilir. Yasa koyucunun gaye ve niyeti ise kullanmış olduğu kelimelerden anlaşılabilir: Gör Cargo ex.. "Arges", (1872) L.R.5, P.C.134 at p.153. Diğer bir kurala göre de bir yasada yer alan herhangi bir kelime, bu- şekilde hareket etmekle abes bir mana elde edilmediği veya yasanın diğer kısımları ile çelişkiye düşülmediği takdirde, kitabi veya alelâde manasında alınmalıdır. - Gör: Re. Levy, ex. P. Walton (1881) 17 Ch. D. 746, p.751 ve Ceza İstinafı 8/75. Genel olup- ihtiyatla uygulanması gerekmesine rağmen bu meselede önemi haiz olan ve uygulanabilen diğer bir kurala göre de bir şey veya hususun açıkça beyanı halinde beyan edilmeyen diğer bir şey veya husus söz konusu olamaz ("expressum facit cessare tactium" veya "e-xpressio unius exclusio alterius).- Gör: Blackburn v. Flavelle, (1881) 6 App. Cas.628, pp.634-635., ve Lowe v. Dorling and Son, (1906) 2 K.B. 772, p.784.

Wharton's Law Lexicon'da "offence" kelimesinin geniş anlamda her türlü cürüm ve suçu dar anlamda ise- seri mahkeme usulü ile yargılanabilen suçları kapsamakta olduğu zikrdilmektedir. Pars Tulgacı'nın 1966 baskısı İktisadi ve Hukuki Terimler Sözlüğünde de "offence" kelimeisnin karşılığı, suç, cürüm, kanunu ihlâl" olarak verilmektedir. Türk Dil Kurumunun 5.- baskı Türkçe Sözlüğü'ne göre de suç kelimesinin anlamları arasında "yasaların cezalandırdığı bir davranış, cürüm' yer almaktadır.

Alelâde ve kitabî anlamı yukarıda belirtildiği şekilde olduğuna göre suç kelimesi, yer aldığı metinde sair şekilde tahdit e-dilmediği takdirde, kanaatımca, yasa ve mevzuata aykırı disiplin suçlarını da kapsar. Keza Yasanın 3. maddesinde af dışı bırakılan suçlar açıkça beyan edildiği ve disiplin suçları bunlar arasında yer almadığı cihetle "expressum facit cessare tactium" kural-ına göre Yasanın 2. maddesindeki suç deyiminin disiplin suçlarını da kapsadığı anlaşılır. Disiplin suçlarının af kapsamı dışında bırakılmasını istenmiş olsaydı bunların da 3. maddede zikredilmesi gerekirdi.

Müstedaaleyhlere göre disiplin suçları ancak y-etkili bir mahkeme huzurundaki bir ithama konu teşkil ettiği takdirde af kapsamına girebilir. Ben bu görüşle hemfikir değilim. Verilen muayyen tarihler arasında işlenen suçların bütün sonuçları ile kaldırıldığı Yasanın 2. maddesinde aşikâr surette zikredil-miştir. İşlenen bir disiplin suçunun sonuçlarından biri de suçu işleyenin bir Riyaset Amiri huzurunda yargılanabilmesidir. Suçlar bütün sonuçları ile kaldırılmış olduğuna göre bu gibi bir sonuç da kaldırılmış olur.

Yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gi-bi müstedinin itham edilmekte olduğu suçlar 1975 Barış ve Özgürlük Bayramı Af Yasası kapsamına girmektedir.

Mahkemenin bir prohibition veya certiorari emri verbeilmesi için şikâyet konusu olan işlem, tasarruf veya kararın yürütsel veya yönetsel değil de -yargısal bir işlem, tasarruf veya karar olması gerekir.- Gör: R.v. Electricity Commissioners, (1924) 1 K.B. 171, p.204 ve R. Clifford and O. Sullivan, (1921) 2 A.C. 570, p.583. İngilterede vatandaşların haklarını ilgilendiren sorunları karara bağlayan ve b-unu yaparken de yargısal olarak hareket etmekle görevli makam ve şahısların nahkeme olarak işlem görmekte ve karar vermekte olduğu kabul edilmediği ve bu gibi emirlerle murakabeye tabi tutulabil-mektedir. Kıbrısta ise zamanın Anayasa Mahkemesi Nicolaos D. -Haros v. The Republic of Cyprus, 4 S.C.C.R. 39 at pp.43, 44 davasında Polis (Disiplin) Nizamnamesi tahtındaki bir işlemin yargısal değil de yürütsel veya yönetsel bir yetkinin kullanılması olduğuna hükmetmiştir. Mahkeme hükmünde bu hususta şöyle demiştir:
-
"The Court is of the opinion that the proceedings under the aforesaid Regulations whether in the first instance on review or on appeal, amount to exercise of executive or administrative authority, in the sense of Article 146, and that, therefore, this Co-urt has competence in the matter. The Court has reached this conclusion because, inter alia, under the order of things established by our Constitution disciplinary control in the public law domian in treated as an executive matter and not as judicial matte-r, as is clearly shown by the closely analogous case of disciplinary control over pulic officers which, by operation of Article 125, is entrusted to the Public Service Commission, on executive organ.

Disciplinary control, as provided for under the releva-nt Regulations, is a manifestaion of the exercise of executive power, though admittedly the procedure to be followed has some judicial characteristics, and it is not an instance of the exercise of judicial power, which is the adjudication between parties t-o a dispute by an indenpendent court.

..............................................................................................

At this stage the Court might also observe that the Police (Discipline) Regulations do not, result in the setting up of- 'judicial committees' or 'exceptional courts' in the sense or Article 30, because, as stated previously in this Judgement, they provide for the exercise of executive and not of judicial power."

-Anayasa Mahkemesi yukarıda belirtildiği gibi bir karara varırken 1958-1960 Polis (Disiplin) Nizamnamesinin ilgili mevzuatını ve 1960 Anayasasının 146. maddesini gözönünde bulundurmuştur. 1972 Polis (Disiplin) Nizam-namesi tetkik edildiğinde ise ilgili mev-zuat bakımından 1958-60 Nizamna-mesinin esas itibarı ile ayni olduğu görülür. Ayni şekilde 1975 Anayasasının 118. maddesi tetkik edildiğinde bunun 1960 Anayasasının 146. maddesinin aynı olduğu görülür. Bu böyle olduğuna göre de bu husustaki yeni mevzuatı e-skilerine benzer bir şekilde vazetmekle yasa koyucunun bunların eskilerine benzer bir şekilde tefsir edilip uygulanmasını istemiş olduğunun kabul edilmesi gerekir. Webb v. Outrim, (1907) A.C. 8, p.89 davasında Privy Council'ın hükmünü veren Earl of Halsbu-ry şöyle demiştir:

"It is quite true, as observed by Griffith C.J., in the above-mentioner case od D'Emden v. Pedder, that: 'When a particular form of legislative enactment, which has received authoritative inter-pretation, whether by judicial decision o-r by a long course of practice, is adopted in the framing of a later statute, it is a sound rule of construction to hold that the words so adopted were intended by the Legislature to bear the meaning which has been so put upon them."

Committee of London- Clearing Bankers v. Commissioners of Inland Reveneu, (1896) 1 Q.B., 22, p.227 davasında Wright J. şöyle demiştir:

"In constru-ing the words in the present case the Court has a right to look to the surrounding circumstances - to the facts which must have been known to the Legislature when the statute was passed - above all, to the language of the class of statutes of which this is- one."

Yukarıda söylenenlerden anlaşılacağı gibi 1972 Polis (Disiplin) Nizamnamesi tahtındaki bir işlem, tasarruf veya karar yargısal olmayıp 1975 Anayasasının 118. maddesi kapsamında yürütsel veya yönetsel bir işlem, tasarruf veya karar olduğu cihetle M-ahkemenin talep edilen emirlerinden herhangi birini vermeğe yetkisi yoktur.

Polis (Disiplin) Nizamnamesi tahtındaki bir karar ile ilgili bir şikâyetin Anayasanın 118. maddesi tahtında yapılan bir müracaatla Yüksek İdare Mahkemesine götürülebileceğini söy-lemek, kanaatımca, zait olur.

Netice itibarıyle İstida red olunur.

Masraflar ile ilgili emir verilmez.


Şakir Sıdkı İlkay
Yargıç

15 Ocak, 19-79












7






Full & Egal Universal Law Academy