Yargıtay Asli Yetki Numara 4/2015 Dava No 3/2018 Karar Tarihi 27.12.2018
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetki Numara 4/2015 Dava No 3/2018 Karar Tarihi 27.12.2018
Numara: 4/2015
Dava No: 3/2018
Taraflar: Teknosa İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi ile Teknogold Teknoloji Ticaret Unvanı adı ile faaliyet gösteren Asel Engineering Ltd. arasında
Konu: Usulsüzlük (irregularity) – hükümsüzlük (nullity) – Ticaret Markaları Yasasına ilişkin Yüksek Mahkemeye yapılacak başvurular
Mahkeme: Asli/Yetki
Karar Tarihi: 27.12.2018

-D.3/2018Yargıtay/ Asli Yetki No: 4/2015
(Ticaret Markaları)

Yüksek Mahkeme Huzurunda.

Mahkeme Heyeti: Narin F.Şefik, Mehmet Türker, Gülden Çiftçioğlu

Müstedi: Teknosa İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi, -İstanbul
ile
Müstedialeyh: Teknogold Teknoloji Ticaret Unvanı adı ile
faaliyet gösteren Asel Engineering Ltd.
Lefkoşa.

A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Süleyman Özsoylular.
Müstedialeyh namına: Avukat -Akan Kürşat.

(1951 Ticaret Markaları Yasası hakkında.)

KARAR

Narin F.Şefik: Bu başvuruda yapılan itiraz ile ilgili kararı
Sayın Yargıç Gülden Çiftçioğlu okuyacaktır.

Gülden Çiftçioğlu: Huzurumuzdaki başvurunun dinlenmesine baş-lanmadan önce, Müstedialeyh, Müdafaa Takririnde yer almamakla ve Mahkemeye Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü Emir 48 n 2(1) tahtında yazılı olarak başvurulmamakla birlikte, olgus-al bir sorun içermeyen ve başvurunun kaderini etkileyecek hukuki bir nokta üzerinde itirazda bulunmak için Mahkemeden sözlü olarak izin talep etmesi ve Mahkemenin de izin vermesi üzerine itirazını aşağıdaki şekilde ifade etmiştir:



Şöyle ki:
Müstedinin -dosyaladığı müracaat, 1951 Ticaret Markaları Yasası tahtında yapılmış müracaattır. Bu tür müracaatların dayanağı Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü madde 53 nizam 1'dir.
Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü madde 53 nizam 1'e göre, Yüksek Mahkemeye yapılan başvuru-lar örnek 48'e uygun biçimde yazılı olarak yapılır ve bu gibi başvurulara, dayanılan olgular bakımından destekleyici yemin takrirleri eklenir.
Başvurunun ve destekleyici yemin takririnin birer daire sureti başvurunun dinlenmesi için tayin edilen günden en -az 7 gün önce, Ticaret Markaları Mukayyidine ve başvuru ile etkilenen herhangi bir kişiye tebliğ edilir ve Resmi Gazete'de ilân edilir. Aynı maddenin 5. nizamına göre de ihbarlı dilekçelere uygulanan nizamlar, ilgili meselenin niteliğine uyum sağlamak ama-cıyla, mahkeme veya yargıç tarafından emredilecek değişikliklerle, ticaret markalarına ilişkin başvurulara da uygulanır. Müstedinin dosyaladığı müracaat ise HMUT Emir 53'te belirtilen örnek 48'e uygun olarak, ekinde yemin varakası ile ihbarlı istida şekli-nde yapılmış değildir. Müracaat Talep Takriri şeklinde yapılmıştır. Bu aşamada, HMUT Emir 53'e aykırılık nedeni ile müracaatın iptali talep edilmektedir.

Müstedi Avukatı ise yapılan itiraza verdiği cevapta, HMUT Emir 64'ün, HMUT nizamlarına uymamanın doğ-uracağı sonuçları düzenlemekte olduğunu, HMUT Emir 64 nizam 1'de, bu nizamların herhangi birine veya yürürlükte olan herhangi bir uygulama kuralına uymamanın ilgili yargı işlemini geçersiz kılmadığını, meğerki mahkeme veya yargıcın söz konusu yargı işlemin-in geçersiz kılınmasını emretmiş olsun hükmünün yer aldığını, dolayısıyla Tüzük kuralına aykırılık olsa dahi bunun hükümsüzlük sebebi teşkil etmediğini, usulsüzlük teşkil

ettiğini, bu müracaatta geç kalındığını ve Müstedialeyhin bu hakkından sarfı nazar -ettiği cihetle de, yapılan itirazın
reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.

Huzurumuzdaki meselede, Müstedinin Yüksek Mahkemeye, Yargıtay/Asli Yetki 4/2015 altında 4 Nisan 2015 tarihinde yaptığı başvuru irdelendiğinde, Müstedinin talebinin HMUT Emir 2 -nizam 1'de gösterildiği şekilde bir celpname dosyalanmak suretiyle ortaya konduğu, akabinde 22.11.2016 tarihinde Tafsilatlı Talep Takriri dosyalandığı; Müstedialeyhin ise 11.1.2017 tarihinde Müdafaa Takriri dosyaladığı görülmektedir.

Müstedi talebini HMUT- Emir 2 nizam 1'de gösterildiği şekilde bir celpname ile ortaya koymakla birlikte, celpname üzerinde başvurunun hukuki dayanağını aşağıdaki şekilde ifade ettiği görülmektedir:
"1951 Senesi Ticaret Markaları Yasası Hakkında
Teknosa İç ve Dış Ticaret Anonim -Şirketi'ne ait TM 6958 Sayılı Ticaret Markası Hakkında
Teknosa İç ve Dış Ticaret Anonim Şirketi, Teknosa Plaza, Batman Sokak No:18, Sahrayıcedit 34734, İstanbul."


Yukarıdan da görüleceği üzere, Müstedinin başvurusunun hukuki dayanağı 1951 Ticaret Markala-rı Yasası'dır.
1951 Ticaret Markaları Yasası tahtında Yüksek Mahkemeye yapılacak başvurularla ilgili uygulanacak prosedür ise, Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzüğü'nün Ticaret Markalarını düzenleyen 53. maddesinde izah edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Usulü Tüzü-ğü Emir 53 nizam 1'e göre, 1951 Ticaret Markaları Yasası uyarınca Yüksek Mahkemeye yapılan başvurular, örnek 48'e uygun biçimde yazılı olarak yapılır ve bu başvurulara dayanılan olgular bakımından destekleyici yemin takrirleri eklenir.



Diğer yandan, HMU-T Emir 53 nizam 5'e göre, HMUT'nün ihbarlı dilekçelere uygulanan nizamları, ilgili meselenin niteliğine uyum sağlamak amacıyla, mahkeme veya yargıç tarafından emredilecek değişikliklerle ticaret markalarına ilişkin başvurulara da uygulanmaktadır.

Müstedin-in Yüksek Mahkemeye yaptığı başvurunun HMUT Emir 53 nizam 1'de atıf yapılan örnek 48'e uygun şekilde ihbarlı istida ile yapılmadığı ve ekinde yemin varakası olmadığı açıktır. Müstedi Avukatı da, Emir 53 nizam 1'e uygun bir başvuru yapılmadığını kabul etmek-tedir. Ancak bunun hükümsüzlük değil de usulsüzlük olduğunu ileri sürmektedir.

Huzurumuzdaki itirazda karar verilmesi gereken husus, 1951 Ticaret Markaları Yasası tahtında Yüksek Mahkemeye yapılan başvurunun, HMUT Emir 53 nizam 1'e aykırı olarak yapılması-nın; diğer bir ifade ile, HMUT'ne ekli örnek 48'e uygun ihbarlı istida ile yapılmayıp ekine yemin varakası eklenmemesinin hükümsüzlük (yokluk) mü, yoksa usulsüzlük mü teşkil ettiğidir.

Bu safhada, usulsüzlük ile hükümsüzlük arasındaki farka kısaca değinme-k ve bu bağlamda HMUT Emir 64'e atıfta bulunmak yararlı olacaktır.

HMUT Emir 64 nizam 1 (Mehazı Rules of The Supreme Court 1883 Order 70 rule 1) uyarınca, bu nizamların herhangi birine veya yürürlükte olan herhangi bir uygulama kuralına uymama, ilgili y-argı işlemini geçersiz kılmaz. Meğer ki mahkeme veya yargıç söz konusu yargı işleminin geçersiz kılınmasını emretmiş olsun. Ancak bu gibi yargı işlemleri, kurallara aykırılık nedeniyle, mahkeme veya yargıcın uygun göreceği biçimde ve koşullarla kısmen veya- tüm olarak işlemden kaldırılabilirler, tadil edilebilirler veya başka bir işleme tabi tutulabilirler.
Hükümsüzlük (yokluk)(nullity) için, önemli bir hukuk kuralının ihlal edilmesi gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, uygulamadaki bir kurala aykırılığın ya-pılan işlemi esaslı surette sakatlaması, usul hatasının esaslı veya önemli (fundamental) olması gerekmektedir.Uygulamadaki bir kurala aykırılık yapılan işlemi esaslı surette sakatlamazsa, HMUT Emir 64 kapsamına giren usulsüzlük (irregularity) olarak değerl-endirilmesi gerekmektedir.
Usulsüz işlemler (irregular), bu işlemi yapanın hatayı düzeltme hakkının bulunduğu veya mahkemenin bu hatayı düzeltme konusunda takdir hakkının bulunduğu işlemlerdir. Diğer bir ifade ile, mahkemenin adil olan kararı vererek hata-yı düzeltebileceği işlemlerdir. Tereddütlü durumlarda ise, takdir hakkının kullanılmasına olanak veren usulsüzlük kurumunun tercih edildiği görülmektedir.

Yargıtay/Hukuk 158/ 2015 D.46/2016'da hükümsüzlükle ilgili olarak şöyle denmektedir:
"Fasıl 189 T-erekelerin İdaresi Yasası'nın 53.maddesi altında yapılacak taleplerin, asli celpname ile başlatılması zorunlu olduğundan Emir 2 Nizam 1 celpname ile başlatılan işlemin, ortaya çıkan hata nedeniyle ileriye götürülebilmesi mümkün değildir. Bu husus dikkate a-lındığında, bu usul kuralının ihlali bir hükümsüzlük sonucu doğurmaktadır. Davalıların bu hükümsüzlüğe en başından itiraz etmemiş olmaları da bu hükümsüzlüğün sonucuna bir etkisi olamaz. Bu işlemlerin geçmişe dönük olarak yok sayılması kaçınılmazdır (void -ab inito)."


Huzurumuzdaki meselede, Müstedinin yaptığı hata işlemi esaslı surette sakatlamakta mıdır? Yoksa mahkemenin takdiri ile düzeltilebilecek bir usul hatası- mı söz konusudur?




Yukarıda vurgulandığı üzere, HMUT'nün ihbarlı dilekçelere uygulanan nizamları, ilgili meselenin niteliğine uyum sağlamak amacıyla, mahkeme veya yargıç tarafından emredilecek değişikliklerle, Ticaret Markalarına ilişkin başvurulara da- uygulanmaktadır.
Bu durumda, Müstedi başvurusunu HMUT'nün Emir 53 nizam 1'e uygun olarak yapmış olsa idi, başvurusunu örnek 48'e uygun biçimde yazılı olarak ihbarlı istida şeklinde yapacak ve bu başvurusuna dayanılan olgular bakımından destekleyici yemin -varakasını ekleyecekti.

Başvuruya karşı itirazda bulunmak isteyen karşı taraf ise, HMUT Emir 53 nizam 3'de belirtilen sürelerde itirazda bulunmak niyetinde olduğuna dair ihbarname ve ihbarname ile birlikte ihbarnamenin dayandığı olgular bakımından destek-leyeceği bir yemin takriri dosyalayacaktı.

Görüleceği üzere, HMUT Emir 53 nizam 1, Yüksek Mahkemeye yapılan başvuruların Form 48'e uygun biçimde yazılı olarak yapılacağını ve bu gibi başvurulara, dayanılan olguların ilişikteki yemin varakası ile bildirilm-esini zorunlu kılmaktadır.
Form 48'e eklenmesi zorunlu yemin varakası ise, bir yandan takrirlerin (pleading) bir kısmı sayılmakta, diğer yandan da şahadet teşkil etmektedir. Bu bağlamda da, başvuruya dayanaklık teşkil eden yemin varakasında yer alan olg-uların bir kısmı, Müstedialeyh tarafından dosyalanan itiraznameye ekli yemin varakasında kabul edilir; bir kısmı ise kabul edilmezse kabul edilen hususlar şahadet olarak geçerlidir. Kabul edilmeyen iddia veya olgular ise geçerli şahadet olarak değerlendiri-lmez. Bu şekilde kabul edilmeyip ihtilaf konusu


edilen hususları HMUT Emir 48 nizam 4'te belirtildiği üzere, ispat ile yükümlü olan tarafın şahadet çağırmak suretiyle ispat etmesi gerekmektedir (Bkz: Yargıtay/Hukuk 44/1985 D.30/1985 Sayın Yargıç Aziz A-ltay'ın görüşü).

Böylesi bir hukuki durumda da, başvuru sahibinin yaptığı usul hatasının esaslı veya önemli (fundamental) olduğunu, yapılan işlemleri esaslı surette sakatladığını ve meselenin hükümsüzlük (yokluk)(nullity) kapsamında değerlendirilmesi ge-rektiğini ve başvurunun dosyalandığı tarihten itibaren yok sayılması gerektiğini kabul etmek gerekmektedir.

HMUT Emir 53 nizam 1'e aykırılığı, işlemi yapanın hatayı düzeltme hakkının bulunduğu veya mahkemenin bu hatayı düzeltme konusunda takdir hakkının -bulunduğu ve mahkemenin adil olan kararı vererek hatayı düzeltebileceği işlemler kapsamında, diğer bir ifade ile, HMUT Emir 64 kapsamında usulsüzlük (irregularity) olarak değerlendirmek olası görünmemektedir.

Netice olarak; Müstedialeyhin itirazı kabul ed-ilerek, Müstedinin başvurusu, dosyalandığı tarihten itibaren yok sayıldığından ret ve iptal edilir.
Masraflar, Müstedi tarafından Müstedialeyhe ödenecektir.




Narin F.Şefik Mehmet Türker Gülden Çiftçioğlu
Yargıç Yargıç- Yargıç




27 Aralık 2018



7






Full & Egal Universal Law Academy