Yargıtay Asli Yetki Numara 3/2000 Dava No 1/2000 Karar Tarihi 05.04.2000
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetki Numara 3/2000 Dava No 1/2000 Karar Tarihi 05.04.2000
Numara: 3/2000
Dava No: 1/2000
Taraflar: Erhun Kokoz ve Yeni Lefke Kooperatifi Kredi Şti.
Konu: Prohibition ve certiorary emirleri - Şirketler mukayyidinin vermiş olduğu hakem kararının uygulanmasını önlemek ve iptali için emir talebi
Mahkeme: Asli/Yetki
Karar Tarihi: 05.04.2000

-D.1/2000 Yargıtay/Asli Yetki 3/2000

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Yargıtay Asli Yetki
Yargıç Seyit A. Bensen Huzurunda.

Davacı Yeni Lefke Kooperatif Şirketi ile istinaf eden davalı No.1 ve diğerleri hakkında Kooperatif Şirketler Mukay-yidi huzurunda istinafen görülen ve 18.5.1999 tarih ve HH 16/2-9/98 sayılı Kooperatif Şirketler Mukayyidinin vermiş olduğu hakem kararının uygulanmasını önlemek için bir Prohibition ve Certiorari isdar edilmesi için istida dosyalanması hususunda izin (leav-e) verilmesi için yapılan istida hakkında.

Müstedi: Erhun Kokkoz, Lefke
- ile -
Müstedaaleyh: Yeni Lefke Kooperatif Kredi Şirketi, Lefke

A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Avukat Erden Algun
Müstedaale-yh namına: Avukat Vehit F. Nekipzade.

------------------

K A R A R

Müstedi, dosyalamış olduğu bu istida ile Kooperatif Şirketler Mukayyidi huzurunda istinafen görülen ve 18.5.1999 tarih v-e HH 16/2-9/98 sayılı Kooperatif Şirketler Mukayyidinin vermiş olduğu kararın iptalini sağlamak amacıyle bir Certiorari istidası dosyalayabilmek için geçirilmiş olan kanuni sürenin uzatılmasını talep etti.

Müstedi, istidaya ekli yemin varakasında Müsteda-aleyh nezdinde limitli bir borçlu hesap açtığını ve zaman zaman bu hesap üzerine çek kestiğini, Müstedaaleyhin iddia ettiği bir alacağı dolayısıyle konuyu ilgili Kaza Mahkemesine götüreceğine, yetkisiz olan hakeme havale ettiğini, kendisinin Müstedaaleyhe -üye olmadığını ve kooperatif üyesi olmaması nedeni ile meselenin hakeme havalesinin mümkün olmadığını, başvuruyu görmüş olan hakem ve daha sonra istinafen Kooperatif Şirketler Mukayyidi, kooperatif üyesi olmadığı halde kendi ve Müstedaaleyh arasındaki anla-şmazlığın yasaya açıkca aykırı olduğu halde karara bağlandığını, bu nedenle hakemin ve keza Kooperatif Şirketler Mukayyidinin yapmış olduğu işlemlerin yoklukla malûl olduklarını iddia etti. İlaveten Müstedaaleyhin bir kooperatif olması nedeniyle kooperatif- ile üyeleri arasındaki anlaşmazlıkların çözümünde hakeme gidilmesi ve sorunların hakem huzurunda neticeye bağlanmasının çözüm yollarından bir tanesi olduğunu, bugüne kadar hakem kararlarının geçmiş mevzuat nedeni ile Mahkemeye götürüp tartışma konusu yapı-lmasının imkân dahilinde olmadığını, ancak Anayasa Mahkemesinin 27.1.2000 tarihli Birleştirilmiş Anayasa Mahkemesi 12/99 ve 13/99 (D.1/2000) sayılı kararında vermiş olduğu karar ile hakemlerin yasaya aykırı davranışları neticesinde verilen kararlarının Yar-gıtay/Asli Yetkide tartışılabileceğini öngördüğünü, verilmiş olan bu Anayasa Mahkemesi kararı ışığında Müstedaaleyh ile arasındaki anlaşmazlığı Yargıtay/Asli Yetki olarak oturum yapan Yüksek Mahkemeye götürme imkânı doğduğunu iddia ederek Müstedaaleyh aley-hine Certiorari istidası dosyalayabilmek için bir haftalık ek bir sürenin verilmesini talep etti.

Müstedaaleyh, Müstedinin istidasına bir itirazname dosyaladı. İtiraznameye ekli yemin varakasında, Müstedinin istidasında konu edilen hakem kararının 1.12.-1998 tarihinde verildiğini, bu kararın istihsal edildiği niza dinlenmeden önce Müstedinin avukat vasıtasıyle temsil edildiğini ve duruşma yapıldığını, duruşmada Müstedinin kooperatif üyesi olmadığını iddia etmediğini ve hakemin aleyhine karar verdiğini, da-ha sonra bu karar aleyhine, süresi içerisinde Kooperatif Şirketler Mukayyidine istinaf edildiğini ve istinafta avukatı vasıtasıyle duruşma yapıldığını, ve orda da Müstedinin kooperatif üyesi olmadığı hususunun dava konusu edilmediğini, ayni şekilde hakem v-e Kooperatif Şirketler Mukayyidinin de yetkisine itiraz etmediğini, Müstedinin daha sonra verilen kararın iptali için Güzelyurt Kaza Mahkemesinde 554/99 sayılı davayı dosyaladığını ve daha sonra da 1.3.2000 tarihinde bu davayı geri çektiğini, Müstedinin bu- şekilde hareket etmekle yapılan işleme rıza gösterdiğini ve itiraz hakkından feragat ettiğini iptidai itiraz olarak ileri sürdü. Müstedaaleyh yemin varakasına devamla, 1.12.1998 tarihinde verilen hakem kararından bir yıl ve 18.5.1999 tarihinde verilen Muk-ayyit kararından 6 ayı mütecaviz bir zaman geçtiğini, bu sürenin geçirilmiş olmasına rağmen, Müstedi bu süreyi niçin geçirdiği hususunda kuvvetli bir sebep göstermediği gibi makul bir gecikme sebebi de göstermediğini, hatta sonradan bilgisine geldiği iddia-sının da mevcut olmadığını iddia etti. Müstedaaleyh, ilaveten Müstedinin yemin varakasında belirttiği Anayasa Mahkemesi kararının yeni bir karar olmadığını, verilen eski bir kararın tekrarından ibaret olup Mahkeme kararlarının bir yasa gibi yeni bir durum -
ihdas etmediklerini ve sürenin geçirilmesine bir gerekçe olamayacağını savundu.

Sürenin uzatılıp uzatılmaması için 14.4.2000 tarihinde duruşmaya geçildi. İstidanın duruşmasında taraflar herhangi bir tanık çağırmamışlar ve sadece Mahkemeye hitap etmekle- yetindiler.

Esas konuya geçmeden önce ilkin ileri sürülen ön itirazı ele almak gerekir. Ön itirazı ele aldığımızda Müstedaaleyh avukatı Mahkemeye hitabesinde yemin varakasında ön itirazla ilgili öne sürdüğü hususları aynen tekrarladı ve Müstedinin, yap-ılan işleme rıza gösterdiği cihetle itiraz hakkından feragat ettiğini ileri sürdü.

Müstedi avukatı ise, Mahkemeye hitabesinde Müstedaaleyhin ileri sürdüğü ön itirazın meselenin esasını ilgilendirdiğini ve ileride meselenin esası görüşülürken değerlendiri-lebileceğini, bu nedenle ön itiraz, çok erken yapıldığından bu safhada değerlendirmeğe tabi tutmadan reddedilmesi gerektiğini savundu.

Müstedinin istidasında konu edilen hakem kararı 1.12.1998 tarihinde verilmiş olup, bu karar aleyhine süresi içerisinde -Kooperatif Şirketler Mukayyitliğine istinaf edilmiş ve yapılan istinaf duruşması akabinde 18.5.1999 tarihli karar verilmiştir. İşbu istida, bu son kararın iptali için Certiorari emri elde etmek için istida dosyalanması için geçirilmiş olan sürenin uzatılm-asına matuftur.
Kanaatimce, Müstedaaleyhin ileri sürdüğü ön itiraz, meselenin esasını ilgilendiren bir konudur. Ön itiraz, meselenin esası görüşülürken öne sürülüp, o zaman değerlendirilecektir. Dolayısıyle ön itiraz bu safhada değil de, Certiorari emrini-n verilip verilmemesi ile ilgili esas Certiorari istidası görüşülürken değerlendirilecektir. Ön itiraz, çok erken yapıldığından, bu safhada değerlendirmeye tabi tutmadan reddedilmesi gerekir. Bu nedenle ön itiraz, bu safhada reddolunur.

Esas konuya gelin-ce; bir Certiorari istidası, iptali istenen emrin verildiği tarihten itibaren en geç altı ay içinde dosyalanması gerekir. Bu durumda karar, bu meselede olduğu gibi, hakem tarafından verilmiş ve hakemin kararına karşı Mukayyide istinaf edilmişse, süre hakem- kararının verildiği tarihten itibaren başlar. The Annual Practice (1963) Cilt 1, sayfa 1731'de "Time for application for certiorari" başlığı altında şöyle denmektedir.
"Time for application for certiorari.-The period of six months runs from the date of t-he order sought to be removed, so that if the order was made by magistrates and there was an appeal to quarter sessions the period runs from the magistrates order (Elliott v. Thompson, 33 L.T.337)".

Altı aylık sürenin geçmesinden sonra sürenin uzatılmas-ı için yapılan müracaatlarda, Mahkemenin takdir yetkisini lehine kullanmasını sağlamak için Müstedinin kuvvetli bir neden göstermesi gerekir. Yine ayni eserin 1730. sayfasında "Extention of time.-" başlığı altında şöyle denmektedir.
"Extention of time.-Th-e court may extend the time under O.64,r.7 (and see R.v.L.C.C., 141 L.T.590), but will only do so where a strong case for it is shown."

Önümdeki istidada iptali istenen karar 1.12.1998 tarihinde hakem tarafından verilmiş, daha sonra bu karar istinaf edil-miş ve Kooperatif Şirketler Mukayyidi de 18.5.1999 tarihinde istinafen karar vermiştir. Müstedinin karar tarihinden 6 aylık süre içinde, hangi tarih ele alınırsa alınsın, certiorari emri için müracaatta bulunmadığı aşikârdır.

Hakem kararının verildiği 1-.12.1998 tarihinden itibaren 15 ay; istinafın Mukayyit tarafından karara bağlandığı 18.5.1999 tarihinden itibaren de 10 ayı aşkın bir zaman geçtikten sonra Müstedi bu istidayı 14.3.2000 tarihinde dosyalamış ve bu istida ile geçirilmiş olan sürenin uzatılma-sını talep etmiştir. Müstedi bu uzun gecikmenin nedeni hakkında ise hiç bir izahatta bulunmamış, herhangi bir mazaret göstermemiş, hatta şikayet konusu yetkisizliğin veya sakatlığın sonradan bilgisine geldiğine dair herhangi bir iddia da ileri sürmemiştir.- Müstedi iptalini istediği konu kararların iptali için 19.8.1999 tarihinde Güzelyurt Kaza Mahkemesinde 554/99 sayılı davayı dosyaladığına göre, konu kararların daha önceden bilgisi dahilinde olduğu açıktır. Kararın verildiği bilgisine geldikten sonra Müste-dinin derhal harekete geçip makul bir süre içerisinde sürenin uzatılması için müracaat etmesi gerekirdi. Halbuki Müstedi Certiorari istidası dosyalayabilmek amacı ile sürenin uzatılmasını talep eden bu istidayı 14.3.2000 tarihinde dosyaladı. Müstedi bu gec-ikmeyi haklı göstermek için konu kararları bu güne kadar geçmiş mevzuatlar nedeni ile Yargıtay/Asli Yetkiye götürme olanağına sahip olmadığını, ancak bu olanağın, 27.1.2000 tarihli Birleştirilmiş Anayasa Mahkemesi 12/99 ve 13/99 (D.1/2000) sayılı Anayasa M-ahkemesi kararından sonra Yargıtay/Asli yetki olarak oturum yapan Yüksek Mahkemeye götürme imkanı doğduğunu iddia etti.

Anayasa Mahkemesi kararı, kanaatimce, yeni bir karar değildir ve mevcut yasal durumun tekrarından ibaret olup, uygulamada yeni bir d-urum ihdas etmemektedir.

Müstedi bu gecikmeyi, haklı gösterecek kuvvetli, makul ve inanılır bir neden ileri sürmüş değildir. Bu nedenle Müstedinin bu istidayı uzun bir gecikmeden sonra dosyalaması mazur görülemez.

Yukarıda belirtilenler ışığında, cer-tiorari istidası dosyalama süresinin uzatılması için Mahkemenin takdir yetkisinin Müstedi leyhine kullanılmasını gerektirecek kuvvetli, haklı ve makul bir neden bulunmamaktadır. Bu nedenle istidanın reddedilmesi gerekir.

Sonuç olarak istida reddolunur. -
Masraflar Müstedi aleyhine olacaktır.



Seyit A. Bensen
Yargıç

4 Mayıs, 2000








5






Full & Egal Universal Law Academy