Yargıtay Asli Yetki Numara 3/1987 Dava No 5/1987 Karar Tarihi 10.12.1987
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetki Numara 3/1987 Dava No 5/1987 Karar Tarihi 10.12.1987
Numara: 3/1987
Dava No: 5/1987
Taraflar: Alba Export Co. Ltd ve diğerleri ile Dercom İnternational Ltd.
Konu: Certiorari ve prohibition emirleri - Ara emri ile ilgili olarak herhangi bir işlem yapılmasını men eden emir talebi
Mahkeme: Asli/Yetki
Karar Tarihi: 10.12.1987

-D.5/87 Yargıtay/Asli Yetki 3/87

Yüksek Mahkeme Huzurunda
Mahkeme Heyeti: Salih S. Dayıoğlu, N. Ergin Salâhi, Aziz Altay

Alba Export Co. Ltd., Hilmi Refik ve Alba Holding Co. Ltd.'in Ce-rtiorari ve Prohibition emri isdarı için yaptığı istida hakkında

ve

Lefkoşa Kaza Mahkemesinde 1411/86 sayılı davada, mahkemece 20.5.1986 tarihinde verilmiş tek taraflı ara emrinin tadil edilmiş şekli ile 19.2.1987 tarihine kadar yürülükte kalması husu-sundaki 11.2.1987 tarihli emir hakkında.

Müstedi: 1. Alba Export Co. Ltd., Sanayi Bölgesi, Haspolat
2. Hilmi Refik, Sanayi Bölgesi, Haspolat
3. Alba Holding Co. Ltd., Sanayi Bölgesi, Haspolat
- (Davalılar)
ile
Müstedaaleyh: Dercom International Ltd., 26 Beliğ Paşa Sk. Lefkoşa
(Davacı)
- A r a s ı n d a.

Müstediler namına: Ali Dana ve Osman Ertekün
Müstedaaleyh namına: Kıvanç M. Rıza ve Gülsün Özveri


H Ü K Ü M

Salih S. Dayıoğlu: İşbu istida -ile müstediler, tek taraflı bir istida üzerine verilen geçici ara emrinin 11.2.1987 tarihinde Lefkoşa Kaza Mahkemesi tarafından 19.2.1987 tarihine kadar yürürlükte kalmasını öngören kararının Yüksek Mahkemeye intikal ettirilerek iptal edilmesine (certiorar-i) mütedair ve sözü edilen ara emri ile ilgili olarak başka herhangi bir işlem yapılmasını men eden bir emir (prohibition) talep etmektedirler.

Taraflar arasında ihtilâf konusu olmayan olgular şöyledir:

Müstediler Sanayi Bölgesinde Devletten kiraladığı- bir fabrikanın müsteciridirler. 5.2.1986 tarihli bir sözleşme ile taraflar bir iş ilişkisi tesis ettiler. Bu safhada bizi ilgilendirmediği cihetle sözlşemenin detayına girme gereği duymuyoruz.

Müstedaaleyh (davacı) 13.5.1986 tarihinde müstediler aleyhin-e açmış olduğu bir dava ile müstedilerin veya ajanlarının müstedaaleyhin tasarrufunda bulunan fabrikaya ve orada çalışan işçilerine haksız olarak müdahalede bulundukları, onları çalıştırmadıkları gerekçesiyle müstedilerden zarar ziyan talebinde bulundu. Ay-ni gün dosyaladığı tel taraflı bir istida ile müstedaaleyh, müstedilerin konu fabrikaya girmelerinin veya müdahale etmelerinin önlenmesini talep etti. Bu istida 20.5.1986 tarihinde geri çekildi. Aynı gün yani 20.5.1986 tarihinde müstedaaleyh ikinci defa te-k taraflı bir istida dosyaladı ve ayni mealde fakat daha detaylı bir şekilde bir ara emri talep etti.

İlk Mahkeme istem doğrultusunda geçici bir ara emri verdi ve kesinleşip kesinleşmemesini saptamak üzere istidanın duruşmasını 23.5.1986'ya tayin etti. 2-3.5.1986 tarihinde taraflar arasında bir anlaşma oldu. Bu safhada bu anlaşmanın detayına da girme gereğini duymuyoruz ancak şu kadarını kaydetmekte yarar vardır ki ilk verilen ara emir tarafların rızası ile değişikliğe uğradı. Neticede tarafların rızası il-e ara emir istidasının duruşması 23.6.1986 tarihine ertelendi. Yine tarafların rızası ile değiştirilmiş şekli ile ara emrin 23.6.1986'ya kadar yürülükte kalmasına emir verildi. 23.6.1986 tarihinde de tarafların rızası ile ara emir yine değişikliğe uğradı v-e yine yürürlükte kalmak koşuluyla duruşma 4.8.1986'ya ertelendi.

Ara emir istidası bu şekilde yani tarafların rızası ile 4.8.1986, 21.8.1986'ya, 27.8.1986 ve 17.11.1986'ya ertelendi. 17.11.1986 tarihinde ise müstediler müstedaaleyh tarafından açılan dav-anın yetkisizce ikame edildiğini ileri sürerek davanın iptalini talep ettiler. Bunun üzerine yine tarafların rızası ile ara emir istidası süresiz ertelendi. Bu iptal istidası ilkin 28.11.1986'ya sonra da 3.12.1986'ya tayin edildi. O gün müstediler iptal is-tidasını geri çektiler.

Ara emir istidasının duruşmasına en nihayet 17.12.1986'da başlandı. Duruşmanın bitmemesi üzerine 24.12.1986'ya ertelendi.

Duruşma tarihinin taraflara bildirilmesi husunda bir yanlışlık olacak ki 24.12.1986'da tarafların veya avu-katların hiçbiri hazır değillerdi. Bunun üzerine istidanın duruşması 30.12.1986'ya tayin edildi. Ara emir istidasının duruşmasına 30.12.1986, 17.1.1987 ve 27.1.1987'de devam edildi. Müstedaaleyh yeni bir yemin varakası dosyalayabilmesi için yaptığı müracaa-tın olumlu karşılanması üzerine duruşma 11.2.1987 tarihine ertelendi.

6.2.1987 tarihinde müstedaaleyh önceden yaptığı sözlü müracaata uygun olarak yemin varaksını tedil etmek için ihbarlı bir istida ile mahkemeye başvurdu. Bu istidanın duruşması 11.2.198-7 tarihinde yani ara emir istidasının dinleneceği tarihe tayin edildi. 11.2.1987 tarihinde yapılan celsede taraflar müstedaaleyhin tadil istidasının öncelikle ele alınması hususunda fikir birliğine vardılar. Müstediler gerekli itiraznameyi dosyalayabilmek -için tehir talep ettiler. Talep uygun bulundu ve tadil istidası 18.2.1987 tarihine ertelendi. Ara emir istidasının duruşmasına geçileceği sırada müstedaaleyh tadil istdiasının bir netcyce vardırıldıktan sonra ele alınmasını talep etti. Müstediler bu talebe- itiraz ettiler ve her halûkarda itirazlarının reddolunması halinde 20.5.1986'da tek taraflı bir istida üzerine verilen ve zaman be zaman uzaıtlarak 11.2.1987 tarihine kadar yürürlüğü devam ettirilen ara emri iptal edilmesini talep ettiler. İlk Mahkeme tar-afları dinledikten sonra, tadil istidasını dinleyip bir karar vermeden ara emir istidasına devam etmenin doğru olmayacağı kanaatına vardı ve ara emir istdiasının yarıda kalmış duruşmasını 19.2.1987 tarihine erteledi ve ara emrin mezkur tarihe kadar yürürlü-kte kalmasını emretti.

Müstediler 12.2.1987 tarihinde Yüksek Mahkemeye certiorari ve prohibition istidasının dosyalanabilmesi için başvurarak izin talep ettiler. Gerekli izin verildikten sonra usulüne uygun olarak müstediler daha önce söylendiği gibi İl-k Mahkemenin 11.2.1987 tarihinde vermiş olduğu ve 20.5.1986 tarihinde vermiş olduğu ve 20.5.1986 tarihinde tek taraflı olarak verilmiş bulunan ara emrini 19.2.1987 tarihine kadar yürülükte kalmasını emreden kararının iptal edilmesini (certiorari) ve bu emi-r ile ilgili olarak başka herhangi bir işlem yapılmasının men edilmesinin (prohibition) talep etti. İstidanın geçirdiği sair safahastı burada belirtmekte bir yarar görmüyoruz.

Müstedilere göre karşı tarafın yani müstedaaleyhin tek taraflı bir istida üzer-ine aldığı ara emrini, gereksiz şahit çağırmak ve mevcut yemin varakasını tadil etmek gibi yöntemlerle, fasılalarla da olsa uzun bir süre hayatta tutmaktadırlar. Kendilerince kabul edildiği veya kabul edilmesi varsayılan durumlarda bile karşı taraf şahit c-elbetmeyi yeğlemiştir. Ara emir alınırken kendilerine bir müdafaa hakkı tanımamıştı. Binaeanleyh tek taraflı olarak alınan ara emirlerinin müteberiyeti bundan olumsuz yönde etkilenenlere müdafaa hakkı verecek kadar kısa olmalıdır. Müstedaaleyhin uyguladığı- taktik oylama taktiği olup ara emrini uzatabildiği kadar uzatmaktadır. Hal böyle iken ara emri müessesesi yozlaştırılmıştır ve buna izin vermekle İlk Mahkeme yetkisini aşmıştır.
Müstedaaleyhe göre ara emir istihsal etmek yasal hakkıdır. Ara emir istidası-nın el'an bir sonuca vardırılmaması istidanın tarafların rızası ile zaman ve zaman ertelenmesindendir. Gereksiz şahit çağrılmamıştır. Müstediler tarafından kabul edilen bir durumun teyiti için şahit çağırılmamıştır. Böyle bir durum varsa bu hususun açıkça -mahkemeye bildirilmesi gerekirdi.

Hukukun önde gelen ilkelerinden biri kişiye hakkının tanınması gereğidir. Hiçbir kimse, ona söz hakkı tanınmadan, mahkûm edilemez veya aleyhine karar alınamaz. Sivil hukukta bu önemli ilkenin tamamen geçici mahiyette ola-n ve istisnalarından bazıları Fasıl 6'nın 4 ve 5. maddeleri ile 9/76 sayılı Yasanın 41. maddedinde yer almaktadır. Hemen ilâve edilmesi gerekir ki Fasıl 6'nın 9. maddesi hükümlerinden de açıklıkla görülebileceği gibi bir tarafın gıyabında verilebilen bir a-ra emrinin ilk geçerlilik süresi emrin bu gibi tarafa tebliğ edilmesi süresi ile sınırlıdır. Dolayısıyle müstedilerin, bu gibi emirlerin verilmesinden ve ilgili tarafları da dinledikten sonra kesinleşip kesinleşmemesi hususunda Mahkemenin bir sonuca süratl-e varması gerektiği doğrultusundaki görüşüne katılmamak mümkün değildir. Nitekim geçmiş birçok kararlarımızda da vurguladığımız gibi bu gibi emirler ancak acil durumlarda ve 9/76 sayılı Yasanın 41. maddesinin öngördüğü koşulların mevcudiyeti halinde verili-r ve mahiyetleri icabı mümkün olduğu kadar kısa sürede sonuçlandırılır.

Önümüzdeki meselenin olguları ayrıntılı bir şekilde yukarıya çıkarılmıştır. Ara emir istidasının 20.5.1986'da istihsal edildiği ve bu hususun müstedilerin bilgisine 23.5.1986'da geti-rildiği sabittir. Bu istidanın tarafların rızası ile, tadil de edilmek suetiyle, zaman be zaman uzatıldığı ve esas ihtilâf üzerinde anlaşma olmayacağı anlaşılınca, duruşmaya yedi ay sonra başlandığı görülmektedir. İhtilâfın, sulh yoluyle, taraflar arasınd-a çözümlenmemesinin suçunu herhalde İlk Mahkemeye yüklemek doğru olmaz. İstidanın duruşmasına geçildikten sonra müstedaaleyhin gereksiz şahit celbettiği hususundaki müstedilerin iddiasında bir mesnet görmedik. Bu istidanın ara kararında da değinildiği gibi- bir şahidin gereksiz olup olmadığı kişiye göre değişir. Öte yandan müstedilerin kabul ettikleri bir durum için dahi müstedaaleyhin şahit celbettiği iddiasında da haklılık payı göremedik. Müstediler tarafından tanzim edilen yemin varakasında böyle bir açık-lık yoktur. Ancak böyle bir durum varit olsa bile, müstedaelyhin "gereksiz" şahit celbettiği sırada müstedilerin gerekli itirazda bulunup kabul ettikleri durumu Mahkemeye açıkça bildirebilirlerdi. Bunun yapılmamasını, doğrusu, anlamakta güçlük çektik.

İl-k Mahkemenin 11.2.1987 tarihinde ara emir istidasının tadil istidasını sonuçlandırdıktan sonra ele almak üzere 19.2.1987 tarihine ertelenmesi doğaldı. Aksi takdirde tadil istidasının bir anlamı kalmazdı. Öte yandan 11.2.1987'de ara emrini 19.2.1987 tarihin-e ertelemesinde de özellikle bunun tarafların rızası ile tadil edilmiş şekliyle yedi ay uzatıldığı gerçeği karşısında herhangi bir hata görmedik. Sadece tarihlere bakmak suretiyle, yani geçici ara emrinin 20.5.1986'da alındığı ve hâlâ daha bir neticeye var-dırılamadığına bakılısa bunun bu kadar uzun bir süre askıda kalması doğru olmadığı izlenimini veriyorsa da olguların incelenmesi halinde, bunda İlk Mahkemeye atfedilecek kusur bulunmadığı görülecektir. Gecikme esas istibarıyle tarafların uzlaşmaya varmak i-çin kendi mutabakatlarıyle yapılan ertelemelerden ileri gelmektedir.

Meselenin geçirdiği safahatı dikkate alarak ara emir istidasının en erken bir zamanda İlk Mahkemece sonuçlandırılması için direktif verilir.

Sonuç olarak istida reddolunur.

İstida m-asrafları müstediler tarafından ödenecektir.


(Salih S. Dayıoğlu) (N. Ergin Salâhi) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç Yargıç

12- Ekim 1987












5






Full & Egal Universal Law Academy