Yargıtay Asli Yetki Numara 3/1983 Dava No 1/1984 Karar Tarihi 16.01.1984
Karar Dilini Çevir:
Yargıtay Asli Yetki Numara 3/1983 Dava No 1/1984 Karar Tarihi 16.01.1984
Numara: 3/1983
Dava No: 1/1984
Taraflar: Gidenay Shipping Co. Ltd. ile I.M.A.C.U
Konu: Prohibition emri
Mahkeme: Asli/Yetki
Karar Tarihi: 16.01.1984

-D.1/84 Yargıtay/Asli Yetki 3/83

Yüksek Mahkeme Huzurunda.
Mahkeme Heyeti: N. Ergin Salâhi, Niyazi F. Korkut, Aziz Altay.

Müstedi: Gidenay Shipping Co. Ltd. Girne
ile
Müstedaaleyh: I.K.A-.C.U. Ltd. P.O.Box 124 Jersey.
A r a s ı n d a.

Müstedi namına: Ergin Ulunay.
Müstedaaleyh namına: Ali Dana.


H Ü K Ü M

N. Ergin Salâhi: Bu başvuruda ilk hükmü Yargıç Niyazi- F. Korkut verecektir.

Niyazi F. Korkut: Bu istidadaki müstedaaleyhin davacı olduğu Girne Kaza Mahkemesinin Deniz Hukuku Yetkisi 64/82 sayılı ve 30.6.1982 tarihli genel istidada davacı Schellingerland ya da Girne isimli feribotu bu istidadaki müstedi şirk-ete sattığını ve şirketin kendisine bakiye borcu olduğunu ileri sürerek davalı şirketin dava konusu feribota müdahalede bulunmaması, 6 aylık taksit borcu olarak 190487.58 U.S. Doları ve zarar ziyan olarak da 200.000 U.S. doları ödemelerine ilişkin bir emi-r verilmesi ile de Mahkemeden dava sonuçlanana dek davalı şirketin dava konusu feribota müdahalede bulunma-masına ilişkin bir ara emri aldı.

19.8.1982 tarihinde taraflar Mahkemeye bir beyanda bulunarak davadaki ihtilâf konusunu kökten hallettiklerini bel-irterek vardıkları uzlaşmayı Mahkemeye bildirdiler ve Mahkemeden bu uzlaşma uyarınca bir hüküm verilmesine ilişkin istemde bulundular. Varılan uzlaşmaya göre:

(i) davalı şirket yönetim kurulu başkanı hissedarlarca kendisine verilen yetki uyarınca şirket -hissedarlarının şirketteki hisselerini davacıya satıp devredecek;

(ii) Yönetim kurulu başkanı ayrıca kendisine verilen yetkiye dayanarak aynı gün davacı ile bir hisse satış mukavelesi aktedecek;
(iii) keza akit tarihinden önceki tüm taahhüt, mesuliyet v-e borçları davalı şirket hissedarlarından Derviş Babayiğit, Hilmi Rasimoğlu ve Fehim Küçük yüklenecek;

(iv) Davacı da davalı şirket hissedarlarına 150,000 U.S. doları ödeyecek ve 20.8.1982 tarihinden itibaren davalı şirketin tümü ve her türlü işlemi ve i-şletmeciliği davacıya devri ve teslim edecek; ve

(v) Davacı ile davalı şirket arasındaki hisse devir muamele ve formaliteleri en erken bir zamanda yapılacak ve davacı davalı şirket yönetim kurulu başkanına 15 gün zarfında hangi şirket veya şahsa devredil-eceğini bildirecek ve davalı şirket davacı ile birlikte gerekli tüm hisse ve devir işlem ve formalitelerini tamamlayacaktı.

Mahkeme tarafların avukatlarının yaptığı beyanlar ışığında aşağıda belirtildiği şekilde bir hüküm verdi.

"Taraflar avukatlarının- yapmış oldukları beyanlar ışığında ve Emare I ışığında aşağıdaki şekilde Hüküm ve emir verilir.

1. Gidenay Şirketi Hissedarları tarafından hisselerin Davacı Şirket adına veya onun göstereceği başka bir Şirket veya şahıs adına devredilecektir.

2. Davacı -Şirket buna ivaz olarak davalı şirket hissedarlarına 150.000 Amerikan Doları ödeyecektir.

Bu hususta Hüküm ve Emir verilir, ve talep takririndeki talepler Davacının talepleri red ve iptal olunur.

3. Yukarıdaki 150.000 Amerikan Doların ödenmesi bir sene z-arfında Davacı Şirket hissedarlarına davacı şirket tarafından ödenmiş olacktır.

4. Yukarıdaki beyanlar ışığında aşağıdaki hususlar Mahkeme Nizamatı olarak kaydedilir.

5. Yukarıda verilmiş olan hüküm veya emir ile ara emri ve yedi emin tayini ile ilgili h-ususlar dışındaki avukatların yaptığı tüm beyanları Mahkeme Nizamatı olarak kaydedilir."

Müstedi bilâhare bu istidayı dosyalayarak Girne Kaza Mahkemesinin (Deniz Hukuku Yetkisi) Gen. İst. 64/82 tahtında 19.8.1982 tarihinde verdiği ve yukarıda alıntısı ya-pılan hükmün uygulanmasını önlemek için bir prohibition emri isdarı hususunda istemde bulundu. Müstedi istidaya ekli Hukuki Gerekçelerde Girne Kaza Mahkemesinin Deniz Hukuku Yetkisini kullanırken lâyihaların kapsamadığı hususlarda ve/veya Personam davasınd-aki celbname belitilmeyen ve talep edilmeyen hususlarda hüküm ve emir vermekle yargı yetkisi olmaksızın hüküm ve emir verdiğini ya da yagı yetykisini aşarak hüküm ve emir verdiğini ya da tutanaklardan (record) görülen bir yasal hata (error of Law) işlediği-ni ileri sürdü.

Müstedaaleyh ise dosyalamış olduğu itiraznameye ekli beyannamede, sair şeyler yanında, bir hüküm nihai olduktan sonraki safhada "prohibition" emri verilemeyeceğini; Müstedaaleyhin bilgisinde olan konu hükmün iptali için 8 ay bir süre herh-angi bir çareye başvurmadan "prohibition" emirnamesi talep etmesini adil ve makul olmadığını; konu hüküm müstedilerin rızası ile verilmiş olup mahkemenin yetkisi hususunda herhangi bir itirazda bulunmadıkları nedeni ile mahkemenin yetkisizliği dolayısıyle -"prohibition" emri isdarına ilişkin istemde bulunamayacaklarını konu hüküm uyarınca işlmeler yapıldığı cihetle hükmün uygulanmasının önlenmesinin hiç bir faydası olmayacağını; Mahkemenin konu hükmü vermekle yetkisini aşmadığını ya da tutanaklarda görülen y-asal bir hata işlemediğini; ve Müstedilerin rızaları ve bilgileri ile verilen istida konusu hükmü 8 ay bekledikten sonra "prohibition" yolu ile hükmün uygulanmasını önlemeyi istemekle kötü niyetle ve/veya müstedaaleyhi mütezarrır etmek ya da yasal haklarda-n mahrum etmek için hareket ettiğini ve bu nedenle de istenen em,in verilmemesi gerektiğini ileri sürdü.

Müstedi avukatı Mahkemeye hitabında ise, sair şeyler yanında, konu genel istidadaki talepler ile Mahkemenin verdiği hükmün bağdaşmadığını, Mahkemeni-n lâyihalarda olmayan hususlarda hüküm verdiğini, Yargıtay/ Hukuk 7/81'den atıfla uzlaşma yolu ile verilen bir hükümde lâyihalar dışına çıkılamayacağını; tutanakların tetkikinden yetki aşımının görülebileceğini; yetki olmayan hallerde hükme rıza gösterme-nin "prohibition" verilmesine engel teşkil etmediğini ileri sürdü. Müstedaaleyh avukatı ise Mahkemeye hitabında, sair şeyler yanında, ortada yetki aşımı diye bir durum olmadığını ve olsa olsa bir usulsüzlük olabileceğini ve onun da çaresinin istinaf olduğ-unu; bir yanlışlığı düzeltmek için "prohibition" emri verilemeyeceğini; müstedinin hüküm verilmesine rıza gösterip itiraz etmemesi, tutum ve geç başvurmasının da emir verilmemesi için önemli faktörler olduğunu ileri sürdü. Müstedi avukatı ise müstedaaleyh -avukatının hitabına cevaben hükümde usul eksikliği de olsa ve bu husus tutanaktan belli ise "prohibition" emrinin verilebileceğini ve Yargıtay/Hukuk 7/81'de tarafların rızası ile verilen bir hükümde lâyihalarda eksikliği Mahkemenin bir yargı yetki eksikliğ-i olarak kabul ettiğini beyanla istinaf yapılmamasının "prohibition" istidası yapılmasına bir engel olmadığını ve usule ilişkin lâyihalarda görülebilen eksikliklerin yetkisizliğe girdiğini ve keza icra edilebilecek bir hüküm olduğu sürece böyle bir emir ve-rilebileceğini ileri sürdü.

Bu meselede karar verilmesi gereken esas hususlardan birincisi hakikaten tutanakların incelenmesinden ilk nazarda bir yetkisiliğin va rolup olmadığı ve ikinci husus ise ortada halen icra edilebilecek bir hüküm var olup olmadığ-ıdır. Bu iki hususla ilgili olarak öncelikle yasal durumun incelenme-sinde yarar vardır.

Asli Yetki 8/78'de sayfa 4, para 4'de "prohibition" emirlerinin ne gibi hallerde verilebileceği aşağıda serdedildiği şekilde belirtilmiştir:

" 'Prohibition' yetki -yokluğu veya yetki aşımı için çıkarıla-bileceği gibi, doğal adalet kurallarına uyulmadığı zaman da kullanılabilir. Yetki yokluğu veya yetki eksikliği dosyadan (on the face of the proceedings) açıkça görülebiliyorsa 'prohibition' emirnamesi bir hak olarak ç-ıkarılır. Bu gibi hallerde 'prohibition' gecikme olsa bile, herhangi bir zaman, hatta hükümden sonra bile, çıkarılabilir. Eğer yetki yokluğu veya yetki eksikliği dosyadan açıkça görünmüyorsa, emirna- menin çıkarılması Mahkemenin takdirine bağlıdır. Mahkeme- takdir hakkını kullanırken, emirnameyi talep etmekte gecikme olup olmadığını, gecikmenin ne kadar olduğunu ve diğer başka hususları dikkate alır."

Yargıtay/Hukuk 7/81'de ise sayfa 3, para.2'de şöyle denmişti:

"Teati edilen takrirlerin kapsamadığı husu-slar için Mahkemenin hüküm vermeye yetkisi olmadığı açıktır............................ Tüm bu nedenlerden dolayı alt mahkemenin yetkisini aşarak vermiş olduğu hükmün iptal edilmesi gerekir."

Yukarıda alıntısı yapılan Yargıtay/AsliYetki 8/78'de Alt Mahke-me tahliye emri vermeden davalının mukabil talebindeki peştemallık ile ilgili talebi olup olmadığını araştırmadan tahliye emri vermekle yetkisi dışına çıktığı kanaatına varılarak "prohibition" emri verilmiştir.

1901 2 K.B., s.833'de yayınlanan Alderson v-. Palliser and another davasında sayfa 836'da şöyle denmektedir:

"There can be no waiver of a want of jurisdiction appearing on the face of the proceedings ......... where the absence of jurisdiction on the face of the proceedings in an inferior Court, -the Court is bound to issue a prohibition even though the applicant has aquisced in the proceedings."

Halsbury, 3. baskı, Cilt II, s.115'de ise şöyle denmektedir:

"When prohibition as of right. Where the defect of jurisdiction is apparent on the face of- the proceedings and the application is made by a party, the order goes as of right and is not a matter of discretion. Smallness of the matter in dispute and delay on the part of the applicant are not in themselves grounds for a refusal. The order, however-, cannot be claimed as of right unless the defect of jurisdiction is clear, nor will it as a rule, be granted where an amendment in a plea will were the alleged defect."

1953 2 W.L.R. s.760'-da yayınlanan Regina v. Comptroller - General of Patents and Designs Ex parte Parke, Davies and Co. davasında sayfa 764'de ise şöyle denmektedir:

"If the defect of jurisdiction is apparent on the face of the proceedings, the order of prohibition must go- as of right and is not a matter of discretion.

Do Smith Administrative Law, 4th Ed. S.381'de şöyle denmektedir:

"Prohibition will not lie unless something remains to do done that a court can prohibit."

Sayfa 399'da ise:

" The right to apply for proh-ibition remains as long as something remains to be done, by or under the authority of the tribunal, that the court can effectively prohibit."

Ve yine sayfa 416'da:

"If a defect of jurisdiction is apparent on the face of the proceedings, the application -for prohibition may be brought not only by a party aggrieved but also by a "stranger" to the proceedings, and the court is obliged to allow the application and is not antitled to have regard to the conduct of the applicant."
denmektedir.

-Alıntısı yapılan kararlardan da görülebileceği gibi bir kişi hükmün çıkmasına rıca gösterse ve itirazda bulunsa dahi tutanaklardan Mahkemenin yetkisizliği açıklıkla görülebilirse hükmün çıkmasından sonra aradan zaman geçmesine de bakılmaksızın isendiği şe-kilde bir "prohibition" emri verilmesi gerekir. İlgili kişinin yetkisizlik nedeni ile istinaf etmemiş olması ya da aynı zamanda istinafa baş vurması istenen emrin verilmesine engel değildir.

İstida konusu hüküm ve tutanaklar incelendiğinde bu istidadaki -müstedaaleyhin açmış olduğu davada dava talebinde var olmayan hususlar Mahkemenin hüküm verdiği açıklıka görülmektedir. Keza tutanaklara göre verilen konu hükmün icra edilmediği ancak ortada her an icra edilebilecek bir hükmün var olduğu da sarahatan görül-mektedir.

Bu durumda Mahkemenin talep olunmayan bir hususta yetkisini aşarak hüküm verdiği ve ortada halen icra edilebilecek bir hüküm var olduğu kanaatına vardıktan sonra yukarıda alıntısı yapılan içtihadi kararlar ışığında müstedinin konu hükmün verilm-esine rıza göstermiş olmasına ve bu hükümden istinaf etmemiş bulunmasına ve aradan 11. süre geçmiş olmasına karşın yine de istidada istendiği gibi bir "prohibition" emri verilmesi gerektiği ve istidanın masraflarla kabul edilmesi gerektiği görüşündeyim.

A-ziz Altay: Girne Kaza Mahkemesinin Deniz Hukuku yetkisine giren 64/82 sayılı genel istidada Mahkeme tarafların kendi aralarında vardıkları uzlaşma uyarınca bir hüküm verdi. Müstedi dosyalamış olduğu işbu istida ile Girne Kaza Mahkemesinin talep edilmeyen h-ususlar hakkında hüküm vererek yetkisi dışına çıktığını ve bu yüzden hükmün yoklukla malûl olduğunu ileri sürdü ve hükmün uygulanmasını önlemek üzere bir prohibition emirnamesinin isdar edilmesini talep etti.

Müstediye göre Mahkemenin bu meselede yasal b-ir hata (error of Law) işlediği tutanaklardan açıkça görüldüğü cihetle, gecikme olup olmadığına bakılmaksızın, verilen hüküm veya emrin uygulanmasını önlemek için bir prohibition emirnamesinin verilmesi gerekmektedir.

Tutanaklarda Mahkemenin Yasal bir h-ata yaptığı açıkça görüldüğü hallerde, gecikme olup olmadığına bakılmaksızın, prohibition emirnamesinin isdarı için emir verilmektedir ve Mahkemenin böyle bir emrin verilip verilmemesinde bir takdir hakkı yoktur. (Bak:- Haksbury's Laws of England, 3. baskı-, Cilt 11, s.118, para.220) Bununla beraber Mahkeme işlemlerinde önlenecek bir husus kalammış ise, örneğin, hüküm icra edilmiş ve yapılacak başka bir işlem yoksa, prohibition emirnamesinin isdarı için emir verilmez. Halsbury's Laws of England, 3. baskı, C-ilt 11, s.120'de şöyle denmeketdir:

"and where at the trial of a cause a clear want of jurisdiction is for the fırst time made apparent, an order is complete, but not where, as a result of the delay, judgment or execution has been satisfied and there is -no longer anything to prohibit."

Bir davada hüküm verilmiş ancak icra edilmemiş ise, hükmün icrası veya uygulanması için herhnagi bir girişimde bulunulur ve icrasına gidilmek istendiğine dair bir niyet izhar edilir veya icra tehdidi varsa prohibition emi-rnamesi isdarı için emir verilebilir. Halsbury's Laws of England, 3. baskı Cilt 11. s.119'da şöyle denmektedir:

"............. and so long as on order for the payment of a sum of money, made without jurisdiction, is unexecuted, prohibition may lie if the-re is a threat to execute it, however long a time may have elapsed since the orginal order was pronounced."

The King v. North, Ex p. Oakey (1927) 1 K.B.D. p.491 at 503'de şöyle denmektedir:

"Then the sentence is unexecuted a statement of intention to e-xecute it may be followed by a writ of prohibition, however long a time may have elapse since the original sentence was pronounced."

George Kyriakides v. Loulla A. Bilimintri (1963) 2 C.L.R. 171 at 179'da şöyle denmektedir:

" Prohibition in such case li-es at any time even after judgment or sentence in spite of laches or acquiesence of the applicant, and can go to prohibit steps being taken in execution to enforce anything that had been done in transgression of the limits of jurisdiction."

Yukarıda ikti-bas edilen içtihat kararından da görüleceği gibi hükmün icra edileceğine dair beyanda veya tehditte bulunulduğu veya icrasına girişildiği hallerde verilir. Halbuki önümüzdeki meselede 19.8.1982 tarihinde hüküm verildi ve aradan 8 ay geçtiği halde hükmün uy-gulanması veya icrası yoluna gidilmemiştir. Layihalarda Mahkemenin yetkisini aşmaya devam edeceğine veya hükmün icrasına gidileceğine veya gidilmek üzere olduğuna veya en azından böyle bir ihtimalin bulunduğuna dair herhangi bir iddia yapılmış değildir. La-yihalarda sadece hükmün icra edilmediğini belirtmek yeterli değildir. 8 aydan beri uygulanması veya icrası için hiçbir girişimde bulunulmayan konu hükmün, icrasına gidilip gidilmeyeceği veya ne zaman gidileceği de bilinmemektedir. Mahkem, icrasına hiçbir z-aman gidilmeyecek ve kağıt üzerinde kalacak bir hüküm için, önlenecek bir husus bulunamdığı cihetle, prohibition emirnamesinin isdarı için emir vermez.

Bu safhada bir hususa daha değinmek istiyorum. Genel olarak bir meselede istinaf yolunun açık olması p-rohibition emirnamesinin verilmemesi için bir neden teşkil etmez. Ancak Mahkemenin bir davanın yürütülmesinde veya hükmün tefhiminde veya uygulanmasında bir hata yapıldığı hallerde takip edilecek en doğru yol, prohibition emirnamesi yerine, istinaf etmekti-r. Prohibition emirnamesi memleketin genel yasalarına aykırı veya esaslı adalet ilkelerini çiğneyen kötü (vicious) bir işlemi önlemek amacıyle verilir. The King v. North, Ex p. Oakey (1927) 1 K.B.D. p.491 at 503-504'de şöyle denmektedir:

"In Martin v. Ma-ckonochie Theiger L.J., dealing with this question, said that error of the judge in the conduct of the suit, in the pronouncement of the sentence, or in the menas of its enforcement is matter in respect of which appeal and not prohibition would be the prop-er remedy, "unless his error involves the doing of something which, in the words of Littledale J. in Ex parte Smyth, is 'contrary to the general laws of the Land', or, to use the language of Lush L., in the Court below, is 'so vicious as to violate some fu-namental principle of justice'."

Önümüzdeeki meselede müstedi talep edilmeyen bir husus için Mahkemenin hüküm vermiş olmasından dolayı yakınmaktadır. Mahkemenin bu hatası genel memeleket yasalarına aykırı veya esaslı adalet ilkelerini çiğneyen kötü bir i-şlem niteliğinde olup olmadığı hususu üzerinde taraflar hiç durmamış, Mahkemede bu hususa herhangi bir iddiada bulunmamışlardır. Bu nedenle bu konuda herhangi bir görüş belirtmeği uygun bulmuyor ve sadece Yargıtay/Hukuk 8/81'de Mahkemenin lâyihalarda yer a-lmayan bir husus hakkında vermiş olduğu hükmün istinaf yolu ile düzeltildiğine işaret etmekle yetineceğim.

Yukarıda belirtilenler ışığında istidanın reddedilmesi gerektiği görüşündeyim.

N. Ergin Salâhi: Sayın Yargıç Niyazi F. Korkut'un hükmünde serdetmi-ş olduğu görüşler ile vardığı sonuca katılırım.

Sonuç olarak istidada istendiği gibi Girne Kaza Mahkemesinin Deniz Hukuku Yetkisi 64/82 numaralı genel istidasında 19.8.1982 tarihinde vermiş olduğu hükmün uygulanmasını önlemek için bir "prohibition" emri -verilir.

Müstedinin masraflarının da müstedaaleyh tarafından ödenmesi emrolunur.


(N. Ergin Salâhi) (Niyazi F. Korkut) (Aziz Altay)
Yargıç Yargıç - Yargıç

16 Ocak 1984



















9






Full & Egal Universal Law Academy